Son konular

Milli Mucadele Döneminde Yapılan Savaşlar

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
56
Yaş
36
Coin
256,936
Milli Mucadele Donemindeki Savaşlar
Milli Mucadele Doneminde Yapılan Savaşlar nelerdir

Milli Mucadele Doneminde Yapılan Savaşlar şunlardır:

Iİnonu Muharebesi
IIİnonu Muharebesi
KutahyaEskişehir Muharebesi
Sakarya Meydan Muharebesi
Buyuk Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi

I İNONU MUHAREBESİ

Yunanlılar, Bursa ve Uşak mıntıkalarından Eskişehir ve Afyon istikametlerinde 6 Ocak 1921'de ileri harekata gectiler Yunan harekatı uc koldan ilerleyerek İnonu onunde birleşiyordu Yunanlılar, 3 gunluk yuruyuşten sonra 9 Ocak gunu İnonu mevzilerinin onune gelmişlerdi Asıl savaş 10 Ocak gunu sabah saat 630'da Yunanlıların taarruza gecmesi ile başladı Saldırısı kırılan duşmana karşı savaş 10 Ocak 1921'de kazanıldı

Savaşın İnonu bolgesinde yapılması bir tesaduf değildi İnonu savaşlarının zamanını Yunanlılar, fakat savaş alanını Turkler secmişlerdi Turk ordusunun savunma planına gore, Bursa ve Kocaeli yonunden gelecek bir duşman taarruzu İnonu'de karşılanacaktı 11 Ocak 1921'de o gune kadar fazla kayıp vermiş ve cok hırpalanmış olan duşman, daha fazla ilerlemeye kendisinde kudret goremeyerek, tekrar Bursa civarındaki eski mevzilerine cekilmek zorunda kaldı Boylece dinamik bir sevk ve idare sistemiyle duşmanın iki misli kuvvetlerine karşı, zayıf kuvvetlerle yoğun bir savunma yapılmış ve duşman ordusu uc gun icinde yenilerek geri cekilmeye mecbur bırakılmıştır

I İnonu Zaferi sonunda Albay İsmet Bey,1 Mart 1921'de generalliğe yukseltildi Kazanılan bu zaferin tarihi onemi, Batı Cephesi'nde kazanılan ilk zafer oluşu ve Sevr tatbikcilerine milli teşkilatın ne demek olduğunu gostermesidir I İnonu Savaşıyla Kuvayı Milliye devri son bulmuş, Buyuk Millet Meclisi Hukumeti'nin ve ordusunun icerde ve dışarıda itibarı birden yukselmiş, ordunun ve Meclis'in otoritesi artmıştır

II İNONU MUHAREBESİ

Londra Konferansı'nın bir sonuc vermemesi, Sevr projesini uygulamak icin İtilaf Devletlerini yeni bir cabaya yoneltmiş ve bu amacla Yunan işgal ordusunu savaşa teşvik etmişlerdi Bundan faydalanan Yunanlılar, 23 Mart 1921'de Bursa'dan İnonu istikametine ilerlemeye başladılar Turk ordusunun yuksek azim ve imanla savaşması, 31 Mart 1921 akşamına kadar suren kanlı carpışmalar sonunda duşmanı İnonu'de ikinci defa perişan etti Yaptıkları iki saldırının da puskurtulmesi uzerine Yunan kuvvetleri, 31 Mart gecesinden itibaren cıkış mevzilerine cekilmeye başladılar, cekilen duşman, suvari birliklerimizle izlenmiş ve duşmana cekilirken de kayıplar verdirilmiştir

Fevzi Paşanın (Cakmak) Mecliste bu savaştan bahsederken soylediklerinden anlaşıldığına gore, Yunan ordusunun amacı mutlaka yenmekti Başkumandanları Papulas, bu sebeple Karakoy'e gelmiş ve alaylarını bizzat birbiri ardınca savaşa sokmuştur Duşman bir taraftan kesin olarak Turk ordusunu yenmek ve dort beş gunde Eskişehir'e, bir ayda da Ankara'ya gelerek Sevr Antlaşması'nı kabul ettirmek amacındaydı Duşmanın hareketlerinden amacını anlayan kumandanlık, lazım gelen onlemleri almıştı İsmet Paşa bir taraftan da duşmana umduğu yerde değil, bizim istediğimiz yerde savaşı yaptırmak suretiyle, duşmanın savaş planını başarısızlığa uğratmıştır Milli Kurtuluş Savaşı'nda bu zafer, Mustafa Kemal'in guzel ifadesiyle, milletin makus talihini(tersine donmuş talihini) de yenen bir zafer olmuştu

KUTAHYA EŞKİŞEHİR MUHAREBESİ

İnonu Savaşları'nda savunma taktiği uygulamak zorunda kalan Turk Ordusu, Aslıhanlar Dumlupınar carpışmalarında ise henuz saldırı gucu olmadığını gostermişti Bu durumdan yararlanmayı duşunen Yunan Genelkurmayı yeni bir plan hazırladı Daha guclu birliklerle, İnonu, Eskişehir, Afyon ve Kutahya arasındaki cizgide bulunan mevzilerimize yuklenerek buraları işgal etmek ve gerekirse Ankara'ya kadar ilerlemek duşuncesindeydiler Yunanlılar bu amacla, yeni birliklerle iyice guclendiler ve 10 Temmuz'dan itibaren saldırıya gectiler Zayıf birliklerle tutulan Kutahya guneyine yuklendikten sonra, cephe boyunca ilerlemeye başladılar 20 Temmuz'a kadar yaptıkları saldırılarla kuvvetlerimizi geri cekilmeye zorladılar Cephe durumu ile ilgilenen Mustafa Kemal Paşa, kuvvetlerimizin Sakarya'nın doğusuna kadar cekilmesini gerekli gordu Boylece zaman kazanılacaktı Bu plan uygulanırken, 21 Temmuz'da tekrar saldırıya gecen Yunan kuvvetleri, buyuk fedakarlıklarla yavaşlatıldı ve 25 Temmuz'da Sakarya'nın karşı kıyısına gecildi

Bu savaşlar sonucunda Eskişehir, Kutahya, Afyon gibi buyuk stratejik merkezler elden cıktı Savaş gucu azaldı ve yurtta buyuk bir hayal kırıklığı belirdi TBMM'de moral bozukluğu başladı ve sert tartışmalar oldu Aslında, Yunan kuvvetleri buyuk ateş ve silah ustunluklerine rağmen, ordumuzu yok edememişlerdi Ordumuz, Sakarya'nın doğusunda, guvenlik altındaydı Buna rağmen savaşın kaybedilmesi cephe gerisinde buyuk bir felaket haberi gibi etki yapmıştı

SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ

İnonu'de ikinci kez yenilen Yunanlılar, ordularını guclendirmek amacıyla kuvvetlerini artırmışlardı Turk Ordusu ise henuz hazırlıklarını tamamlayamamış, yurdun butun kaynaklarından faydalanma imkanını bulamamıştı Ancak II İnonu Savaşından sonra, Guney Cephesi kaldırılmış, Guney ve Batı cepheleri birleştirilmişti Boylece Batı Cephesinde daha fazla kuvvet toplamak imkanı sağlanmıştı

Yunanlılar, 10 Temmuz 1921'de iki ayrı cepheden taarruza gecerek Turk Ordusunu yok etmek istediler Desteklenmiş kuvvetleriyle guclu bir şekilde ilerlemeyi başardılar Turk Ordusu, zor durumdan kendisini kurtarmak amacıyla Eskişehir'e kadar cekildi Mustafa Kemal Paşa, 18 Temmuz 1921'de Batı Cephesi karargahına geldi ve durumu yakından gorup inceledi Ordunun duzenlenip kuvvetlendirilmesi icin, Sakarya'nın doğusuna kadar cekilmesini gerekli gordu Bunun uzerine, Turk Ordusu, 25 Temmuz 1921'de taktik savunma yapmak amacıyla Sakarya'nın doğusuna cekildi

Turkiye Buyuk Millet Meclisi orduları Sakarya'nın doğusuna cekilmekle askeri bakımdan buyuk bir avantaj elde etti Turk kuvvetleri icin zor olsa da, Yunanlılar icin daha zor olan bir durum oluşturuldu Boylece, Turk kuvvetleri duşmanın gelişen taarruzlarının tehdidinden kurtarılmış, Sakarya'nın doğusunda yeniden duzenlenerek savunma gucu artırılmıştı Yunanlılar ise mevzilerini genişletmişler, ulaştırma şartları zor bir arazide ilerlemek ve ikmal yapmak zorunda kalmışlardı

Sakarya gerisine cekilme, halkın maneviyatı uzerinde ciddi bir sarsıntı oluşturmuştu ve Meclis'te de bunun belirtileri ortaya cıkmıştı Mustafa Kemal Paşa'nın muhalifleri; Ordu nereye gidiyor, millet nereye goturuluyor? Bu hareketin elbette bir sorumlusu vardır, o nerededir? Bu cok acı veren durumun ve yurekler acısı gorunumun gercek sorumlusunu ordunun başında gormek isterdikdiyerek Mustafa Kemal Paşaya dil uzatmaya başladılar Buyuk Millet Meclisi'nde ve dışarıda son care ve son tedbir olarak Mustafa Kemal Paşa'nın ordunun başına gecmesinde fayda umulduğu yolunda bir kanaat oluştu Bunun uzerine Mustafa Kemal Paşa, 4 Ağustos 1921'de Buyuk Millet Meclisi'ne verdiği bir onerge ile Başkumandanlığı kabul ettiğini bildirdi ve ancak Meclis'in elindeki yetkileri de fiilen kullanmayı talep etti Bu onerge uzerine Mustafa Kemal Paşa'nın muhalifleri, kendisine Başkomutan unvanını ve Meclis'in yetkilerini kullanmak hakkını once vermek istemediler Ancak unvan ve yetki, 5 Ağustos 1921 tarihli kanunla tanındı

Mustafa Kemal Paşa, 12 Ağustos 1921'de Polatlı'daki Cephe Karargahına giderek ordunun başına gecti Cephede teftiş yaparken, attan duşerek birkac kaburga kemiği kırıldı Savaşı cephede yaralı ve kaburga kemiği sarılı bir şekilde idare etmek zorunda kaldı

23 Ağustos'ta duşman ordusu ciddi olarak cephemize taarruz etti Ordumuz 100 kilometrelik cephe uzerinde cereyan eden meydan muharebesinde, duşmanın ustun kuvvetlerini ilk once yıpratarak, taarruza devam etmekten yoksun bir hale getirdi 23 Ağustos'tan 13 Eylul'e kadar gece gunduz aralıksız yirmi iki gun devam eden bu kanlı savaştan sonra, duşman ordusu mağlup ve perişan bir şekilde cepheyi terketti

Sakarya Meydan Savaşı sonucu, askeri harekat yon değiştirmiştir Sakarya, geri cekilme ve gerilemenin durdurulduğu ileri gidişin başladığı noktayı oluşturmuştur Sakarya Zaferi, butun memlekette gunlerce suren coşkun sevinc gosterilerine ve heyecanlı kutlamalara vesile oldu Meclis, 19 Eylul 1921'de kabul edilen bir kanunla, Turk Milletinin bir şukranı olarak Mustafa Kemal Paşa'ya Mareşallık rutbesi ve Gazilik unvanını verdi

Sakarya Zaferi, dış ilişkilerimizde durumumuzun duzeltilmesine ve itibarımızın artmasına yardımcı oldu 9 Haziran 1921'den beri Ankara'da Fransız temsilcisi Franklin Bouillon'la goruşmeler yapılmaktaydı Bu goruşmeler, Sakarya zaferinden sonra, 20 Ekim 1921'de Ankara'da olumlu bir şekilde sonuclanarak, Ankara İtilafnamesi adıyla tarihe gecen bir antlaşmayla noktalandı Sakarya zaferi, askerlik ve politika bakımından da Kurtuluş Mucadelemizin onemli bir merhalesi oldu Yunan ordusunun taarruz kabiliyeti kırıldı

BUYUK TAARRUZ ve BAŞKOMUTANLIK MEYDAN MUHAREBESİ

Sakarya Savaşı'ndan sonra, kamuoyunda ve TBMM'nde taarruz icin sabırsızlık baş gostermişti Gazi Mustafa Kemal Paşa, 4 Mart 1922'de Buyuk Millet Meclisi'nin gizli bir toplantısında endişe ve huzursuzluk duyanlara acıklamalar yapmıştı

Ordumuzun kararı, taarruzdur Fakat bu taarruzu tehir ediyoruz Sebebi, hazırlığımızı tamamen bitirmeye biraz daha zaman lazımdır Yarım hazırlıkla, yarım tedbirlerle yapılacak taarruz, hic taarruz etmemekten cok daha kotudurdiyerek bir taraftan zihinlerdeki şupheyi bertaraf etmeye calışırken, diğer taraftan da orduyu son zaferi sağlayacak bir taarruz icin hazırlıyordu Haziran 1922 ortalarında, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, taarruza gecmek kararını almıştı Asıl amac, yok edici bir meydan savaşı yapmak, duşmanı cabuk ve kesin bir sonuc alacak şekilde vurmaktı Mustafa Kemal Paşa, ordu birlikleri arasında bir futbol macı organize edilmesi bahanesiyle ordu komutanlarını Akşehir'e davet etti Boylece Yunanlıların ve İşgal Devletlerinin dikkatleri cekilmeyecekti 28 Temmuz gecesini, komutanlarla genel taarruz hakkında konuşarak gecirdi ve gereken direktifleri verdi Mustafa Kemal Paşa, daha sonra 20 Ağustos 1922'de Ankara'dan Akşehir'e giderek, 26 Ağustos 1922 Cumartesi sabahı duşmana taarruz emrini verdi Cok gizli bir şekilde yurutulen bu olayları kamuoyundan saklamak maksadıyla, 21 Ağustos'da Cankaya koşkunde bir cay daveti verileceği gazete ve ajanslara bildirilmişti

26 Ağustos sabahı Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yanında Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa(Cakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnonu) ile birlikte muharebeyi idare etmek uzere Kocatepe'deki yerini aldı Buyuk taarruz burada başladı Topcuların sabah saat 4:30'da taciz ateşi ile başlayan harekat, saat 5:00'de onemli noktalara yoğun topcu ateşi ile devam etti Piyadelerimiz, Sabah 6:00'da Tınaztepe'ye hucum mesafesine yaklaşarak, tel orguleri aşıp, Yunan askerini sungu hucumu ile temizledikten sonra, Tınaztepe'yi ele gecirdiler Bundan sonra, saat 9:00'da Belentepe, daha sonra KalecikSivrisi duşmandan temizlendi Taarruzun birinci gunu, sıklet merkezindeki 1 Ordu Birlikleri, Buyuk Kaleciktepe'den Ciğiltepe'ye kadar onbeş kilometrelik bir bolgede duşmanın birinci hat mevzilerini ele gecird 5 Suvari Kolordusu duşman gerilerindeki ulaştırma kollarına başarılı taarruzlarda bulundu 2 Ordu da cephede tespit gorevini aksatmadan surdurdu

26 Ağustos gunu Turk Ordusunun Buyuk Taarruz'u, Genelkurmay Başkanlığı'nca TBMM'ne bildirildi Bu haber Meclis'i coşturdu ve heyecanlı gosterilere vesile oldu

27 Ağustos Pazar sabahı gun ağarırken, Turk Ordusu butun cephelerde yeniden taarruza gecti Bu taarruzlar coğunlukla sungu hucumlarıyla ve insan ustu cabalarla gercekleştirildi 27 Ağustos saat 18:00'de, Afyon 8 Tumen tarafından kurtarıldı Afyon kurtuluşun şanlı ve şerefli mujdesi olmuştu Başkomutanlık karargahı ile Batı Cephesi Komutanlığı karargahı Afyon'a taşındı

28 Ağustos Pazartesi ve 29 Ağustos Salı gunleri, başarılı gecen taarruz harekatı ile duşmanın 5 Tumeninin cevrilmesi ile sonuclandı 29 Ağustos gecesi durum değerlendirmesi yapan komutanlar, hemen harekete gecerek muharebenin suratle sonuclandırılmasını gerekli buldular Duşmanın cekilme yollarının kesilmesi ve duşmanı carpışmaya zorlayarak, tamamen teslim olmalarını sağlama yolunda karar aldılar Karar suratli ve duzenli bir şekilde gercekleştirildi 30 Ağustos 1922 Carşamba gunu taarruz harekatı Turk Ordusunun kesin zaferi ile sonuclandı Buyuk Taarruz'un son safhası askeri tarihimize Başkomutan Meydan Muharebesi olarak gecmiştir

30 Ağustos 1922 Başkomutan Meydan Muharebesi sonunda, duşman ordusunun buyuk kısmı dort taraftan sarılarak, Dumlupınar'da Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın ateş hatları arasında bizzat idare ettiği savaşta tamamen yok edilmiş veya esir edilmişti Boylece tasarlanan kesin sonuc beş gun icinde elde edilmiş ve hazırlanan plan tam başarı ile uygulanmıştı 30 Ağustos 1922'nin gurur verici zaferi ile Mustafa Kemal, kacabilen duşmanın takip edilmesini ve uc koldan Ege'ye doğru ilerlemesini uygun buldu Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir İleridiyerek, tarihi emrini 1 Eylul 1922'de verdi Yunanlılar, İzmir'e doğru kacmaktaydı Başta Yunan Ordusu Başkomutanı Trikopis olmak uzere cok sayıda esir ele gecirilmişti

Ordumuz bu muharebede, on beş gunde 400 kilometre katederek, 9 Eylul 1922 sabahı İzmir'e girdi Sabuncu Bel'den gecen 2 Suvari Tumeni, Mersinli yolu ile İzmir'e doğru akarken, bunun solunda 1 Tumen de Kadife Kale'ye doğru yuruyordu Bu Tumenin 2 Alayı Tuzluoğlu Fabrikası'ndan gecerek Kordonboyu'na ulaştı Yuzbaşı Şeref Bey Hukumet Konağına, 5 Suvari Tumenimizin oncusu Yuzbaşı Zeki Bey Kumandanlık dairesine, 4 Alay Komutanı Reşat Bey de Kadife Kale'ye bayrağımızı cektiler

İzmir'de askerlerimiz coşku icinde karşılandılar ve cicek yağmuruna tutuldular Suvarilerimizin Kordon boyundan gecişi cok gorkemli idi Kurtuluş zaferinin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Paşa, İzmir'in kurtuluşunu Belkahve'den seyretti Turk Ordusunun, 400 kilometrelik bir mesafeyi savaşarak katedip İzmir'e ulaşması icerde ve dışarda hayret ve takdir uyandırdı

Buyuk Turk zaferi karşısında endişeye duşen ve o anda da İstanbul ve Canakkale Boğazlarını işgal altında bulunduran İtilaf Devletleri, savaşı durdurmayı ve Turklerin haklı isteklerini yerine getirmeyi kendi cıkarlarına uygun buldular Lord Kinross'a gore,İngiltere, ciddi bir krizle karşı karşıya bulunduğunu anlamaya başlıyor Halk, Turklerle yeni bir savaştan korkuyordu 11 Ekim 1922'de imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması'yla, silahlı catışma durdurulduğu gibi, Edirne dahil Trakya'nın da Turkiye'ye bırakılacağı ve bir ay icerisinde Yunanlılar tarafından boşaltılacağı kabul edildi Anadolu'da Yunan politikasını yuruten İngiltere Başbakanı Lloyd George, bu gelişmeler uzerine istifa etti

Alıntı
 
Üst Alt