Milli mucadelenin kazanılmasında Ataturk'un rolu ne oldu ?
Ataturk, Osmanlı Devleti ’nin dağılma doneminde cocukluk, genclik, eğitim ve meslek hayatının buyuk bir kısmını yaşamış ve bu donemde ustlenmiş olduğu gorevleri de başarı ile sonuclandırmıştır Bu yuzden Osmanlı Devleti ’nin idari, mali, askeri ve dış politikasını yakından biliyordu Duveli muazzama olarak bilinen, o gunku dunyanın hakimleri ile Trablusgarp Savaşı ’ndan Birinci Dunya Harbi ’ne uzanan cizgide değişik zaman ve zeminlerde karşı karşıya gelmiş, dolayısıyla da onları tanıma fırsatı bulmuştur Bu durum O ’na ulkesi ve duşmanlarını yakından tanıma fırsatı vermiştir Başarısını etkileyen faktorlerin en onemlilerinden birisi bu olmalıdır
Ataturk ’u tanımak icin O ’nun Milli Mucadele oncesi, Milli Mucadele donemi ve sonrası hayatının butun safhaları ile bilinmesi lazımdır Ayrıca Osmanlı Devleti ’nin son bir asırlık doneminde idari, mali, askeri ve diğer muesseselerinin iyi bilinmesi, Cumhuriyet donemi muesseseleri ile karşılaştırılması yani Sevr ile paylaşılan Anadolu ile Lozan ’da sınırları cizilen aziz vatanın mukayesesinin yapılması Milli Mucadele ’nin cephede ve masada nasıl kazanılmış olduğunu gostermesi bakımından anlamlıdır Zira Milli Mucadele oncesinde Anadolu ’da azınlık Rum ve Ermeni unsuru eğitim, sanayi, ticaret, zanaat ve her turlu kaynakları tekeline almış, Turk evladına da sınırlarda vatan savunması kalmıştır
Bir insanı tanımanın yolu onun icraatları olmalıdır Meseleye bu acıdan bakarsak Turk insanının Mondros Mutarekesi ve takiben Sevr Andlaşması ’na karşı Anadolu ’da başlatmış olduğu Kuvayı Milliye hareketinin fikri ve fiili oncusu olarak bu idealin amacına ulaştırılmasında O ilk sırayı almaktadır Bunun yanında gunu geldiğinde yani Kuvayı Milliye ile duşman işgalinin kırılması ve kovulmasının mumkun olmayacağı duşuncesiyle duzenli orduya gecişi en az kayıp ile gercekleştirmeyi başarmış ve gerektiğinde Kuvayı Milliye ’de ısrarlı olan en yakın dostlarını devre dışı bırakmasını bilmişti Duşman kuvvetlerinin Batı Anadolu ’yu işgali ile Ankara uzerine saldırmaya hazırlanması sırasında butun yetki ve sorumluluğu ustlenerek Buyuk Taarruz ’u gercekleştirmiş ve dolayısıyla nihai zaferin kazanılmasında en buyuk pay sahibidir
Ataturk, Mondros Mutarekesi ’nin uygulamaya konulmasını takiben gorevli olduğu Suriye cephesinden İstanbul ’a donmesi icin almış olduğu cağrı uzerine İstanbul ’ a gelmiş ve “Saray Yaveri kadrosuna atanmıştır Bu donem O ’na Milli Mucadele planlarını yapma ve duşuncelerini, değişik cephelerden kendisi gibi İstanbul ’a donen arkadaşlarına acma fırsatı vermiştir Soz konusu silah arkadaşlarının hemen tamamı Milli Mucadele hareketine katılmışlarsa da ilk anda hemen hepsinin Ataturk ile aynı goruşu paylaştığı soylenemez Bunlar arasında manda goruşunu savunanlar ve Anadolu ’ya gecip hayatının kalan kısmını gecirmeyi duşunenler vardı Yine Mustafa Kemal Ataturk ’un Milli Mucadele fikrini paylaşmakla birlikte asker, silah ve para bulmanın mumkun olmayacağını savunanlar da vardı Mustafa Kemal onların kafalarındaki sorulara cevap bulmada ve onları ikna etmede başarılı olmuştur Ordu mufettişi olarak Anadolu ’ya gecmeyi başardıktan sonra arkadaşlarından aldığı gucle Milli Mucadele ateşini yakmıştır
Ataturk, Mudanya Mutarekesi ’ni takip eden yıllarda Anadolu ’da kurulan yeni Turk Devleti icin dunun veya o gunun gecerli yonetim bicimini tayin yetkisini cumhuriyet idaresi yonunde kullanmıştır Yeni Turk Devleti icin tercihini en isabetli şekilde yapmış olduğunu icinde yaşadığımız coğrafyadaki ulkelere bakarak soyleyebiliriz Mustafa Kemal Paşa yeni devletin kurucusu olarak yeni bir hanedan kurma, meşruti bir yonetim veya kuzey komşumuzun buyusune kapılarak sosyalist bir sistemi hayata gecirme gucune o gunku ortamda sahip idi Ataturk soz konusu rejimlerin arayışını dahi zararlı ve tehlikeli bulmuş, halkın kendi kendisini idare sistemi olan cumhuriyet rejimini secerek onu Turk gencliğine emanet etmiştir
Turk insanının Milli Mucadele ’nin hangi şartlar altında başlatıldığı, kazanıldığı ve yeni Turk Devleti ’nin başta insan gucu olmak uzere hangi kaynaklara dayandırıldığı konusunda donemin kaynaklarına inilerek bilgilendirildiği soylenemez Genelde, milli bayramlarda ve anma gunlerinde kalıplaşmış sozler, şiirlerle yetinilmekte, hatta daha da ileri gidilerek yapılan tanımlarla Ataturk Ataturk ’ten uzaklaştırılmaktadır Oysaki Ataturk ve donemi Milli Mucadele, kaynaklarına dayanarak ortaya konmalı ve Turkiye Cumhuriyeti Devleti ’nin hangi şartlar altında kurulduğu, o donemin Anadolu ’sunun insan ve zenginlik kaynaklarının tespiti, donemindeki ulkeler ve gunumuz ile mukayesesi yapılmalıdır Milli Mucadele doneminde Anadolu şehirleri, bunlar arasındaki ulaşım duzeni, aracları, mucadeleyi yuruten liderler cephedeki askerin, okullardaki oğrencilerin yemeicme, giyim, kuşam, sağlık vb şartlan, TBMM Hukumeti ’nin bu sıkıntılara careler arayışı ve bir yanda da dış duşmanlara karşı verdiği mucadele ornekleriyle anlatılmalıdır
Milli Mucadele donemi sırasında Anadolu ’da başlıca ulaşım aracı tozlu ve bakımsız yollarda gidip gelen yaylı at arabaları ile kağnı idi Demiryolları cok az ve ilkel, deniz yolları da yabancı şirketlerin kontrolunde bulunuyordu Başkent İstanbul ’u Milli Mucadele ’nin hareket merkezi Ankara ’ya bağlayan yol İnebolu uzerinden geciyordu İstanbul ’daki milli teşkilatlar İngiliz, Fransız ve Yunan denetimindeki depoları basarak temin ettikleri silah ve cephaneyi tuccarların malları arasına saklayarak İnebolu ’ya oradan da Ilgaz dağları aşılarak Ankara ’ya ulaştırıyorlardı Ayrıca dışarıdan satın alınan silahlar da aynı yoldan Anadolu ’ya gonderilmekteydi O gunku şartlarda yolcu ve eşyalar İnebolu ’dan Ankara ’ya 11 gunde ulaşabiliyordu Kış şartları ve benzeri tehlikelerle bu sure bir aya cıkabilirdi Ankara Kayseri yolu da aynı şartlarda olup, 13 gun, Ankara Kırşehir 9 gun, Yozgat Kayseri 4 gunde alınıyordu
Karayollarındaki bu olumsuz şartlara eşkiya baskınları da eklendiği zaman durum daha da vahim bir hal almaktadır Zira Trablusgarp Savaşı ’ndan Milli Mucadele ’ye uzanan 20 yıllık sure icinde Turk askerinin savaşsız ay ve gunu gecmediği icin askerlerin terhisi de mumkun değildi Askerlikten kurtulmanın uc yolu vardı Bunlardan birincisi dağa cıkıp bir ceteye katılma, ikincisi el veya ayağını kaybedip ordudan ihrac edilme son olarak da din gorevlileri askere alınmadığı icin bir camii veya mescitte gorevli olması halinde askere alınmazdı Bu uc grup arasında Kuvayı Milliye doneminde dağa cıkanlar kurdukları cetelerle duşmana karşı mucadele etmişler ve vatan savunmasına katılmışlardı Ayrıca bu ceteler Ermeni ve Rum cetelerine karşı da duzenli ordu birliklerinin kurulmasına kadar gecen zaman icinde amansız bir mucadele vermişlerdir
Milli Mucadele doneminde yiyecek sıkıntısı dayanılmaz boyutlara ulaşmış idi Cunku sahibi askere giden araziler varlıklı gayri Muslimler tarafından ucuz fiyata satın alınmış, tarlalar, bağ ve bahceler ekilmemiş bakılmamış olduğu icin ulke genelinde bir kıtlık (gayri Muslimler haric) donemi yaşanmıştır Milli Mucadele kahramanı Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının Sivas Kongresi donuşunde Sivas Kayseri yol azığı 20 yumurta, 1 okka peynir ve 20 ekmek idi Bu durum sanırım o gunku Anadolu ’nun iktisadi durumunu ortaya koymak icin yeterlidir Bu ekonomik şartların yaşandığı donemde duşman kuvvetlerinin Sakarya nehrinin doğusuna gecmesi TBMM ’nde buyuk heyecan uyandırır ve Meclis 78 Ağustos 1921 tarihinde Mustafa Kemal Paşa ’ya olağanustu yetkilerle Başkumandanlık gorevini verir Mustafa Kemal Paşa, Yunanlılar ’a karşı Buyuk Taarruz hazırladığı icin “Tekalifi Milliye Emirlerini yayınlar Bu konunun hukumleri her evden iki cift corap, carık ve camaşır ile evindeki sahiresinin % 40 ’ını, tuccar da elinde bulunan yiyecek ve ordu donanımını bedeli sonradan odenmek uzere devlete verecektir Ayrıca herkes elinde bulunan yaylı araba, kağnı ve ulaşım icin hayvanların % 20 ’sini ordu emrine verecektir Bu donem ile ilgili bir hatırayı Turk halkının durumunu acıkca ortaya koyması duşuncesiyle nakletmek istiyorum Tekalifi Milliye kararlarına rağmen yaylı arabasını ordu emrine vermeyen bir koy muhtarının bu tutumu tartışmaya sebep olur Koyun imamı sebebini muhtara sorduğunda “bu araba ile koyun evlenme, sunnet duğunleri yapılıyor sevabını alır ve muhtar yaylı arabasını gorevlilere teslim etmez Koyun imamı muhtara hitaben “bugunler duğun, dernek gunleri değildir Memleket istiklal kavgası yapıyor Siz arabayı orduya verin, vatan kurtulsun, gonuller şen olsun, duğun, dernek yaya da yapılır der Muhtar, bir arabanın % 20 ’si olur mu? Diye itiraz edince durum Konya ’daki Tekalifi Milliye Komisyonu Başkanı Miralay Kazım (Dirik) Bey ’e sorulur Durumdan haberdar edilen Albay Kazım Bey İmam Efendi ’nin tutumundan cok memnun olur ve “Boyle duşunen din adamlarımızdan Allah bu vatanı mahrum etmesin İmam Efendi ’nin iki ellerinden operim Kafası gibi cevabı da doğru yoldadır cevabını dilekcenin altına yazar Bu anlayışla her turlu yokluğa rağmen Anadolu ’da artık milli ruhun uyandığını ve bu duygunun Milli Mucadele ’de itici guc olduğunu soyleyebiliriz
İtilaf Devletleri ’nin Mutareke ’nin imzalanmasını takiben Anadolu ’da işgale başladığı sırada bu devletlerin adına ve onların askerlerinin kılığına girmiş olan gayri Muslimler akla hayale gelmeyecek, insanlık dışı katliam yaptılar Osmanlı Devleti ’nin Birinci Dunya Savaşı ’nda karşısında gormediği Yunanistan, İtilaf Devletleri adına Batı Anadolu ’yu işgale yeltenmiştir Haksız işgal ve katliamlar karşısında Anadolu ’da her yaş, cins ve meslek mensubu vatan evladının her turlu olumsuz şartlara rağmen başlatmış olduğu nizami olmayan milli hareketin adı Kuvayı Milliye ’dir
Kuvayı Milliye hareketi, milli cemiyetlerin kurulması, kongre ve mitinglerin yapılması ve işgallere karşı Milli Mucadele ’nin başlatılması şeklinde gelişme gostermiş, ozellikle İstanbul ’un işgali, Anadolu ’da Rum ve Ermeni cetelerinin yaşlı genc, kadın erkek demeden Musluman Turk halkını katletmesi ve İzmir ’in işgali olayları bu hareketin guclenmesi ve Anadolu ’ya yayılmasını olumlu yonde etkilemiştir Anadolu ’nun dort bir yanında cemiyetler kuruldu, mitingler yapıldı Mustafa Kemal Paşa ’nın onculuğunde başlatılmış olan Milli Mucadele ’ye destek verildi
Anadolu ’daki haksız işgallere karşı gosterilen tepkiler Milli Mucadele ruhunun uyanışının bir ifadesidir Soz konusu işgale karşı Guneydoğu Anadolu yerleşim merkezlerinden gunumuzde bu yorenin icinde bulunduğu şartlardan dolayı sectik gelen tepkilerden bazı ornekleri şoyle sıralayabiliriz: “Şark vilayetlerinde muhtar bir Ermeni devleti kurulması kararına ve İzmir ’in işgaline karşı cıkan Diyarbakır halkı adına Belediye Reisi Dellalzade Abdurrahman ’ın onculuğunde buyuk bir miting duzenlenmiştir Aynı şekilde Silvan halkı 17 Mayıs 1919 ’da Belediye Reisi Ahmet Hilmi ve Muftu Abdurrahman Efendi ’nin İtilaf Devletleri temsilcilerine gondermiş oldukları telgrafta İzmir ’in işgaline karşı tutumlarını şoyle belirtmektedirler: “İzmir ’in bir karış toprağını bile ziyana razı olamayacağımızı butun medeniyet alemine buyuk acılı kalbimize tercuman olarak tebliğine aracı olmanızı ve İtilaf Devletleri ’nin de bu hususa adaletle bakmalarını otuz bin nufus adına rica ve talep eyleriz
İzmir ’in işgali ve Ermeniler ’in başlatmış olduğu katliamlar karşısında Siirtliler 19 Mayıs 1919 ve 23 Haziran 1919 tarihlerinde mitingler yapmışlardır Aynı sebeplerden dolayı Malatya ve Harput şehirlerinde de mitingler yapılmış, protesto telgrafları cekilmiştir İngiliz, takiben Fransız ve onların adına katliam yapan Ermeniler ’e karşı 15 Ekim 1919 ’da Maraş ’ta yapılan mitingde Ermeniler ’in Osmaniye, Dortyol ve Adana ’da işledikleri cinayetler Hukumeti ve İtilaf Devletleri nezdinde protesto edilmiştir
İngilizler işgal ettikleri Guneydoğu Anadolu ’yu Fransız işgaline terk etmek suretiyle İngiliz kılıklı, uniformalı Ermeni cetelerinin işledikleri cinayetlerden kurtulmak istediler Bu işgallere karşı Antepliler 25 Kasım 1919 tarihinde 30 bin kişinin katıldığı bir miting duzenlemişlerdir Belediye Reisi Mehmet Lufti, alınan kararları bir telgrafla Sulh Konferansı ’na gondermiştir Bu telgrafta “İngilizler ’in burada bulunduğu muddet zarfında muşahade ettikleri vechile Ayıntap şehri nufusunun yuzde doksanı ve binden fazla koyleri kamilen Turk ve Musluman olduğu gibi, emlak ve arazisinin buyuk coğunluğu dahi Muslumanlar ’a ait olduğundan tarihen ve muhiden Suriye ile alakamız yoktur Wilson Prensipleri mucibince bizi kendi mukadderatımıza hakim kılmak insaniyet ve vicdan noktası nazarından Birleşik Devletler ’in borcu olduğundan İngilizler ’den sonra herhangi bir devlet işgale teşebbus ederse izzeti nefsimizi rencide edeceği cihetle, olabilecek bu işgali butun mevcudiyetimizle reddeder ve kattiyen kabul edemeyeceğimizi beyan ile beraber yakın bir zamanda Paris ’te karar altına alınacak olan mukadderatımızın kayıtsız Milli İstiklalimiz ’in korunmasını, meşru haklarımızın mudafaasını insanlık ve medeniyet namına rica eyler ve iş bu milli arzumuzun Sulh Kongresi ’nde izahını istirham eyleriz denilmektedir
Mardin ’de de Maraş ’ın İngilizler tarafından Fransızlar ’a devredilmesi ve diğer işgalleri protesto icin 30 Ekim 1919 tarihinde 25 bin kişinin katıldığı bir miting yapılmıştır Yine Maraş ’ta Fransız uniforması giymiş olan Ermeniler ’in yaptıkları katliama karşı Pulumur ’de Şeyh Huseyin Beyzade Mustafa Bey ’in başkanlığında toplanan Dersim aşiret reisleri 31 Ocak 1920 tarihinde protesto telgrafı cekmişlerdir
Garzan Mudafaai Hukuk Cemiyeti 1 Şubat 1920 ’de Garzan ’da protesto mitingi duzenlemiştir 2 Şubat 1920 ’de Nusaybin, Viranşehir ve Bitlis ’te de işgaller protesto edilmişti Aynı şekilde, 11 Şubat 1920 ’de Ergani, 13 Şubat 1920 ’de Dersim aşiret reislerinin ikinci telgrafı, bunu Malatya ve Arapgir halkının telgrafları işgallere karşı halkın tepkisini acık şekilde beyan etmiştir Ayrıca İstanbul ’un 16 Mart 1920 tarihinde İtilaf Devletleri tarafından işgali uzerine, Dersim, Cizre, Mardin, Besni, darende, Elaziz, Siverek, Kemah, Ayıntab ve Arapgir ’den protesto telgrafları cekilmek suretiyle işgal protesto edilmiştir Yine işgali kınamak ve bu uğurda mucadeleye hazır olduklarını ortaya koymak icin 18 Mart 1920 ’de Van ’da, 20 Mart 1920 Darende ’de ve diğer bircok yerleşim merkezlerinde işgallere karşı Musluman Turk halkı gerekli tepkiyi ortaya koymuşlardır Bu mitingler Tur insanının milli, manevi ve vatan sevgisi duygularını harekete gecirmiş, yılların savaş yorgunu Turk milletinin uyanışını hızlandırmış milli birlik ve beraberliği pekiştirmiştir Yaşadığı koyu, kasabası veya şehri işgale uğrayanlar kendi yerleşim merkezinde, henuz işgale uğramamış yerlerin sakinleri de işgale uğrayan en yakın yerlerin yardımına koşmak suretiyle bu işgal guclerine tepkilerini cesur bir şekilde gostermişlerdir
Milli Mucadele ’nin nasıl kazanıldığı, Turkluğu yok etmeyi amaclayan emperyalist guclere karşı milli şeref ve varlığın nasıl kurtarıldığını oğrenmenin tek yolu, bu mucadelenin onderi Ataturk ’un kendi kaleminden cıkan eserlerin ve donemin diğer kaynaklarının bilinmesi ve okunmasıdır
Milli Mucadele ile Mustafa Kemal Paşa ’nın bir butun halinde ele alınması konunun anlaşılması icin elzemdir Zira buyuk hareketler ancak ve ancak liderlerle hedefine ulaşır Bu yuzden Mustafa Kemal Paşa olmasa da Milli Mucadele kazanılabilirdi goruşunu taşıyanlar bu hareketi meydana geldiği donem ve şartlar icinde tanımaları ve değerlendirmeleri halinde bu kanaatlerini değiştireceklerine inanıyoruz
Mustafa Kemal Paşa, Mondros Mutarekesi gereğince cephelerde gorevli diğer Osmanlı paşaları gibi İstanbul ’a donmuş ve saray yaveri kadrosunda yeralmıştır Bu donem Mustafa Kemal Paşa icin ulkenin icinde bulunduğu şartları duşunme ve Payitaht ’da olup bitenleri yakından gorme ve yaşama imkanı bulması yonuyle onemlidir Mustafa Kemal Paşa, İstanbul ’da bulunduğu sırada Milli Mucadele ’nin fikri temellerini atmıştır Kendisi gibi cephelerden donmuş olan silah arkadaşları ile gizliacık goruşmeler yapmak suretiyle onlarla Milli Mucadele ’nin kacınılmaz olduğu konusunda fikir birliğine varmış olduğunu goruyoruz Ancak,bu hareketin başarılı olabilmesi icin Mustafa Kemal Paşa ’nın Anadolu ’ya gecmesi gerekiyordu Doğu Karadeniz bolgesindeki Pontus faaliyetleri ile ilgili olayları yerinde incelemek icin gonderilecek ordu mufettişi olarak Mustafa Kemal Paşa ’nın tercih edilmesinde Paşa ’nın o tarihe kadar ustlenmiş olduğu gorevlerdeki başarısı etkili olduğu gibi, diğer bazı faktorler de soz konusudur Devlet ileri gelenlerinden bircoğu Milli Mucadele ’nin kacınılmaz olduğunu acıkca soyleyemeseler dahi buna inanıyorlardı
Mustafa Kemal Paşa, Samsun ve takiben Amasya ’da gectikten sonra orada yayınlamış olduğu genelgede Milli Mucadele fikrinin halka mal edilmesi goruşu hakimdi Bu genelde bu mevzuda atılmış ilk adım olması ve takiben Erzurum ve Sivas Kongreleri ’nin yapılması hasebiyle onemlidir
Mustafa Kemal Paşa ’nın başlatmış olduğu mucadele ulkenin icinde bulunduğu şartlar dolayısıyla halka mal olmakta gecikmemiştir Anadolu ’nun en ucra koşelerinde Mudafaai Hukuku Milliye Cemiyetleri kurulmuştur Bu cemiyetler işgalleri protesto ederken bir yandan da kadınerkek, gencyaşlı her yaş ve meslekten insanın icinde bulunduğu Kuvayı Milliye donemi başlamıştır Mustafa Kemal Paşa Milli Mucadele duşuncesini Turk milletine mal etmiş; herkes duşuncesiyle, sozuyle, silahıyla, malıyla, canıyla Milli Mucadele hareketine katılmıştır Bu hareketin dışında kalanlar ise bu akışa engel olacak konumda değildi Artık Anadolu ’da silahlı mucadele başlamış ve Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları bu hareketi yonlendirme gorevini ustlenmişlerdi Anadolu ’da kurulan Mudafaai Hukuku Milliye Cemiyetleri Amerikan Cumhurbaşkanı Wilson ’un yayınlamış olduğu genelgedeki esaslara istinaden Turk insanının coğunlukta olduğunu ispat amacına dayanıyordu İstanbul ’da kurulan Karakol ve Gecit teşkilatları İstanbul ’da kalarak Milli Mucadele ’nin hayata gecirilemeyeceğine inandıkları icin bu duşuncedeki insanların Anadolu ’ya gecişini sağlama yanında İstanbul ’daki silah ve cephanelerin gizli yollardan Anadolu ’ya taşınmasında son derece onemli bir gorevi ifa etmişlerdi
Mustafa Kemal Paşa, Anadolu ’da başlatılan bu hareketin yani Kuvayı Milliye ’nin yasallaştırılması, mucadelenin meşrulaştırılması icin İstanbul ’da toplanan Meclisi Mebusan ’a delegeler gondermiştir Ancak burada Misakı Milli Kararları ’nın alınması ve butun dunyaya ilan edilmesi bahane edilerek İstanbul, İtilaf Devletleri ’nce işgal edilmiş, Meclisi Mebusan basılmış ve Misakı Milli kararlarının alınmasında rolu olan mebuslar (milletvekilleri) tutuklanmışlardır Payitaht ’ın işgali, meclisin dağıtılması olayı Anadolu ’da Mudafaai Hukuku Milliye Cemiyetleri ve geniş halk kitlesi tarafından protesto edilmiştir Artık Turk milletinin temsilcilerinin işgal altındaki İstanbul ’da toplanamayacağı herkes tarafından kabul edilmiştir Bu donemde Mustafa Kemal Paşa beyan etmiş ve Meclis ’in Ankara ’da toplanacağını, bunun icin yeni secimlerin yapılmasını, İstanbul ’dan kacıp, Ankara ’ya gelebilen mebusların da iştirakiyle 23 Nisan 1920 ’de Meclisi Ankara ’da toplamış ve bu yeni meclise Turkiye Buyuk Millet Meclisi adını vermiştir Anadolu ’da başlatılmış olan Kuvayı Milliye Haraketi ’nin faaliyetleri TBMM ’nin almış olduğu kararlarla meşruluk kazanmıştır
Ataturk ’un hayatı ve faaliyetleri dikkatle incelendiğinde O ’nun almış olduğu karar ve uygulamalarını, meşru zeminlerde yaptığı gorulmektedir Nitekim 20 Ocak 1921 tarihli Anayasa, Turk Milli Mucadele Hareketi ve Turk İnkılabı ’nın istinat ettiği temel yasadır Ataturk başlatmış olduğu Milli Mucadele hareketini anayasal bir temel uzerine bina etmiştir
Mustafa Kemal Paşa ’nın onculuğunde başlatılmış olan Kuvayı Milliye hareketi Anadolu ’nun dort bir yanında duşmana karşı her turlu silahıyla mucadeleyi başlatmıştı Ancak, başlatılan bu milli hareket işgalleri belli olcude durdurmuş, halkın yureğine su serpmiş olmasına rağmen duşmanı sokup atamamıştı Zira, mevzii ve bolgesel faaliyetlerle duşmanın Anadolu ’dan atılması Misakı Milli ’nin hedeflerine ulaştırılması mumkun gorulmuyordu Ayrıca bolgesel kuvvetlerin zamanla mahalli kuruluşlara zemin hazırlaması halinde milli birlik ve beraberliğin temini gucleşebilirdi Tıpkı gunumuzde Afganistan ’da Sovyet işgaline karşı mucadele eden mucahit teşkilatlarının Sovyet işgalinden sonra yaklaşık 10 yıldan beri birbirleriyle mucadele ettikleri gibi Bu duşunceyle Kuvayı Milliye ’nin duzenli ordu birliklerine donuşturulmesi yoluna gidilmiştir Bu değişimin teoride kolay ve gerekli olduğu kadar pratiğe gecirilmesi de o nispette guc olmuştur Ozellikle Topal Osman, Cerkez Ethem ve Cakırcalı olayı bu gecişin hangi gucluklerle gercekleştiğinin acık ornekleridir Turk milletinin ordu millet geleneğine sahip olması Kuvayı Milliye ’nin nizami ordu şekline donuşmesini sağlayan en onemli manevi etkendir
Mustafa Kemal Paşa Kuvayı Milliye ’yi duzenli ordu birliklerine donuşturdukten sonra hareketin merkezi Ankara olmuştur Artık Milli Mucadele ’nin hedefine ulaştırabilmesi icin maddi ve manevi butun kaynakların seferber edilmesi gerekiyordu Bu kaynakların cinsi, miktarı, temin, taşıma, kullanma bicimi icin TBMM ’nin 78 Ağustos 1921 ’de almış olduğu “Tekalifi Milliye kararları en guzel ornektir Tekalifi Milliye kararları ile Turk insanından bedeli sonradan odenmek uzere toplanmış olan giyimkuşam, yiyecek ve ulaşım araclarının cinsi ve miktarı o gunku Anadolu ’nun iktisadi durumunu yani Turkiye Cumhuriyeti ’nin hangi şartlarda ve nasıl bir temel uzerinde kurulduğunu gostermesi bakımından son derece onemlidir Bu ozelliğinden dolayı Turkiye Cumhuriyeti Devleti ’ne “Borcunu Milletine Odeyen Devlet tanımı uygun duşmektedir
Ataturk 5 Ağustos 1921 tarihinde TBMM ’nin kararıyla Başkomutanlığa getirilmiş ve 26 Ağustos 1922 Buyuk Taarruz ile işgalcilere son darbeyi vurmuş, 9 Eylul 1922 tarihinde de Batı dunyası adına Anadolu ’daki işgali gercekleştirmeye kalkışan davranışları insanlık onuru ile bağdaşmayan, cinayetlerin sorumlusu taşeron Yunan kuvvetleri geldikleri gibi, ama ayıplı olarak Anadolu ’dan atılmışlardır
Ataturk, 3 Ekim 1922 ’de Mudanya Konferansı ’nı takiben 24 Temmuz 1923 ’de Lozan barış Antlaşması ’nı gercekleştirdikten sonra butun dikkatini Milli Mucadele ’nin askeri cephesindeki faaliyetle hemen aynı donemde başlatmış olduğu dahili yonetime, 1300 yıl once Turk Bilge Kağan ’ın tarihi Turk yurdu Turkistan ’da adını Turk budunundan alan Gokturk Devletin ’den sonra ikinci olarak Ataturk, adı Turk olan Turkiye Cumhuriyeti Devleti ’ni Anadolu ’da kurmuştur Aralıksız 20 yıl devam eden savaşlar sebebiyle bitmiş tukenmiş Anadolu ’nun insan kaynağını, yeraltı ve yerustu zenginlik kaynaklarını harekete gecirmede de Milli Mucadele ’de olduğu gibi başarılı olmuştur
Turkiye Cumhuriyeti Devleti ’nin askeri mimarı bu aşamadan itibaren sivil mimar olarak birbirini takip eden ilke ve inkılaplarını hayata gecirmenin mucadelesini vermiştir Bugun Turk insanı her turlu insan haklarına sahip, cağı yakalama mucadelesini veriyorsa bunu o gun atılan temellere, alınan kararlara borcludur Turk insanı işadamı, sanat ve zanaat yapabiliyorsa, kendi mekteplerinde kendi dili ve kaynakları ile eğitim yapabiliyor, inancını inancının gereği inandığı gibi yaşayabiliyorsa hic şuphesiz bunda Kuvayı Milli yani Milli Mucadele ’nin birinci derecede rolu olmuştur Biz Ataturk ’u ve O ’nun mucadelesini bu manada anlıyor, O ’nu yeni Turk Devleti ’nin varlığının mimarı olarak tanıyoruz Ataturk ’u Turk insanının milli ve manevi değerlerinden soyutlayarak anlamanın ve tanıtmanın Ataturk ’e karşı yapılacak en buyuk haksızlık olacağına inanıyoruz Osmanlı, Turk ve İslam fobisi icin Ataturk şemsiyesini kullanarak milli, manevi ve tarihi değerlerimizi yok farz etmek ve bunları tehlike saymak Ataturk ’un fikirlerinde ve davranışında yer almadığı icin Ataturk ’e gonul verenlerde de olmamalıdır Aksi halde Ataturk ’u bu fobilerle tanıma ve tanıtmaya kalkışmanın Ataturk ’u Ataturk ’ten uzaklaştıracağı goruş ve kanaatindeyiz
Ataturk, Osmanlı Devleti ’nin dağılma doneminde cocukluk, genclik, eğitim ve meslek hayatının buyuk bir kısmını yaşamış ve bu donemde ustlenmiş olduğu gorevleri de başarı ile sonuclandırmıştır Bu yuzden Osmanlı Devleti ’nin idari, mali, askeri ve dış politikasını yakından biliyordu Duveli muazzama olarak bilinen, o gunku dunyanın hakimleri ile Trablusgarp Savaşı ’ndan Birinci Dunya Harbi ’ne uzanan cizgide değişik zaman ve zeminlerde karşı karşıya gelmiş, dolayısıyla da onları tanıma fırsatı bulmuştur Bu durum O ’na ulkesi ve duşmanlarını yakından tanıma fırsatı vermiştir Başarısını etkileyen faktorlerin en onemlilerinden birisi bu olmalıdır
Ataturk ’u tanımak icin O ’nun Milli Mucadele oncesi, Milli Mucadele donemi ve sonrası hayatının butun safhaları ile bilinmesi lazımdır Ayrıca Osmanlı Devleti ’nin son bir asırlık doneminde idari, mali, askeri ve diğer muesseselerinin iyi bilinmesi, Cumhuriyet donemi muesseseleri ile karşılaştırılması yani Sevr ile paylaşılan Anadolu ile Lozan ’da sınırları cizilen aziz vatanın mukayesesinin yapılması Milli Mucadele ’nin cephede ve masada nasıl kazanılmış olduğunu gostermesi bakımından anlamlıdır Zira Milli Mucadele oncesinde Anadolu ’da azınlık Rum ve Ermeni unsuru eğitim, sanayi, ticaret, zanaat ve her turlu kaynakları tekeline almış, Turk evladına da sınırlarda vatan savunması kalmıştır
Bir insanı tanımanın yolu onun icraatları olmalıdır Meseleye bu acıdan bakarsak Turk insanının Mondros Mutarekesi ve takiben Sevr Andlaşması ’na karşı Anadolu ’da başlatmış olduğu Kuvayı Milliye hareketinin fikri ve fiili oncusu olarak bu idealin amacına ulaştırılmasında O ilk sırayı almaktadır Bunun yanında gunu geldiğinde yani Kuvayı Milliye ile duşman işgalinin kırılması ve kovulmasının mumkun olmayacağı duşuncesiyle duzenli orduya gecişi en az kayıp ile gercekleştirmeyi başarmış ve gerektiğinde Kuvayı Milliye ’de ısrarlı olan en yakın dostlarını devre dışı bırakmasını bilmişti Duşman kuvvetlerinin Batı Anadolu ’yu işgali ile Ankara uzerine saldırmaya hazırlanması sırasında butun yetki ve sorumluluğu ustlenerek Buyuk Taarruz ’u gercekleştirmiş ve dolayısıyla nihai zaferin kazanılmasında en buyuk pay sahibidir
Ataturk, Mondros Mutarekesi ’nin uygulamaya konulmasını takiben gorevli olduğu Suriye cephesinden İstanbul ’a donmesi icin almış olduğu cağrı uzerine İstanbul ’ a gelmiş ve “Saray Yaveri kadrosuna atanmıştır Bu donem O ’na Milli Mucadele planlarını yapma ve duşuncelerini, değişik cephelerden kendisi gibi İstanbul ’a donen arkadaşlarına acma fırsatı vermiştir Soz konusu silah arkadaşlarının hemen tamamı Milli Mucadele hareketine katılmışlarsa da ilk anda hemen hepsinin Ataturk ile aynı goruşu paylaştığı soylenemez Bunlar arasında manda goruşunu savunanlar ve Anadolu ’ya gecip hayatının kalan kısmını gecirmeyi duşunenler vardı Yine Mustafa Kemal Ataturk ’un Milli Mucadele fikrini paylaşmakla birlikte asker, silah ve para bulmanın mumkun olmayacağını savunanlar da vardı Mustafa Kemal onların kafalarındaki sorulara cevap bulmada ve onları ikna etmede başarılı olmuştur Ordu mufettişi olarak Anadolu ’ya gecmeyi başardıktan sonra arkadaşlarından aldığı gucle Milli Mucadele ateşini yakmıştır
Ataturk, Mudanya Mutarekesi ’ni takip eden yıllarda Anadolu ’da kurulan yeni Turk Devleti icin dunun veya o gunun gecerli yonetim bicimini tayin yetkisini cumhuriyet idaresi yonunde kullanmıştır Yeni Turk Devleti icin tercihini en isabetli şekilde yapmış olduğunu icinde yaşadığımız coğrafyadaki ulkelere bakarak soyleyebiliriz Mustafa Kemal Paşa yeni devletin kurucusu olarak yeni bir hanedan kurma, meşruti bir yonetim veya kuzey komşumuzun buyusune kapılarak sosyalist bir sistemi hayata gecirme gucune o gunku ortamda sahip idi Ataturk soz konusu rejimlerin arayışını dahi zararlı ve tehlikeli bulmuş, halkın kendi kendisini idare sistemi olan cumhuriyet rejimini secerek onu Turk gencliğine emanet etmiştir
Turk insanının Milli Mucadele ’nin hangi şartlar altında başlatıldığı, kazanıldığı ve yeni Turk Devleti ’nin başta insan gucu olmak uzere hangi kaynaklara dayandırıldığı konusunda donemin kaynaklarına inilerek bilgilendirildiği soylenemez Genelde, milli bayramlarda ve anma gunlerinde kalıplaşmış sozler, şiirlerle yetinilmekte, hatta daha da ileri gidilerek yapılan tanımlarla Ataturk Ataturk ’ten uzaklaştırılmaktadır Oysaki Ataturk ve donemi Milli Mucadele, kaynaklarına dayanarak ortaya konmalı ve Turkiye Cumhuriyeti Devleti ’nin hangi şartlar altında kurulduğu, o donemin Anadolu ’sunun insan ve zenginlik kaynaklarının tespiti, donemindeki ulkeler ve gunumuz ile mukayesesi yapılmalıdır Milli Mucadele doneminde Anadolu şehirleri, bunlar arasındaki ulaşım duzeni, aracları, mucadeleyi yuruten liderler cephedeki askerin, okullardaki oğrencilerin yemeicme, giyim, kuşam, sağlık vb şartlan, TBMM Hukumeti ’nin bu sıkıntılara careler arayışı ve bir yanda da dış duşmanlara karşı verdiği mucadele ornekleriyle anlatılmalıdır
Milli Mucadele donemi sırasında Anadolu ’da başlıca ulaşım aracı tozlu ve bakımsız yollarda gidip gelen yaylı at arabaları ile kağnı idi Demiryolları cok az ve ilkel, deniz yolları da yabancı şirketlerin kontrolunde bulunuyordu Başkent İstanbul ’u Milli Mucadele ’nin hareket merkezi Ankara ’ya bağlayan yol İnebolu uzerinden geciyordu İstanbul ’daki milli teşkilatlar İngiliz, Fransız ve Yunan denetimindeki depoları basarak temin ettikleri silah ve cephaneyi tuccarların malları arasına saklayarak İnebolu ’ya oradan da Ilgaz dağları aşılarak Ankara ’ya ulaştırıyorlardı Ayrıca dışarıdan satın alınan silahlar da aynı yoldan Anadolu ’ya gonderilmekteydi O gunku şartlarda yolcu ve eşyalar İnebolu ’dan Ankara ’ya 11 gunde ulaşabiliyordu Kış şartları ve benzeri tehlikelerle bu sure bir aya cıkabilirdi Ankara Kayseri yolu da aynı şartlarda olup, 13 gun, Ankara Kırşehir 9 gun, Yozgat Kayseri 4 gunde alınıyordu
Karayollarındaki bu olumsuz şartlara eşkiya baskınları da eklendiği zaman durum daha da vahim bir hal almaktadır Zira Trablusgarp Savaşı ’ndan Milli Mucadele ’ye uzanan 20 yıllık sure icinde Turk askerinin savaşsız ay ve gunu gecmediği icin askerlerin terhisi de mumkun değildi Askerlikten kurtulmanın uc yolu vardı Bunlardan birincisi dağa cıkıp bir ceteye katılma, ikincisi el veya ayağını kaybedip ordudan ihrac edilme son olarak da din gorevlileri askere alınmadığı icin bir camii veya mescitte gorevli olması halinde askere alınmazdı Bu uc grup arasında Kuvayı Milliye doneminde dağa cıkanlar kurdukları cetelerle duşmana karşı mucadele etmişler ve vatan savunmasına katılmışlardı Ayrıca bu ceteler Ermeni ve Rum cetelerine karşı da duzenli ordu birliklerinin kurulmasına kadar gecen zaman icinde amansız bir mucadele vermişlerdir
Milli Mucadele doneminde yiyecek sıkıntısı dayanılmaz boyutlara ulaşmış idi Cunku sahibi askere giden araziler varlıklı gayri Muslimler tarafından ucuz fiyata satın alınmış, tarlalar, bağ ve bahceler ekilmemiş bakılmamış olduğu icin ulke genelinde bir kıtlık (gayri Muslimler haric) donemi yaşanmıştır Milli Mucadele kahramanı Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının Sivas Kongresi donuşunde Sivas Kayseri yol azığı 20 yumurta, 1 okka peynir ve 20 ekmek idi Bu durum sanırım o gunku Anadolu ’nun iktisadi durumunu ortaya koymak icin yeterlidir Bu ekonomik şartların yaşandığı donemde duşman kuvvetlerinin Sakarya nehrinin doğusuna gecmesi TBMM ’nde buyuk heyecan uyandırır ve Meclis 78 Ağustos 1921 tarihinde Mustafa Kemal Paşa ’ya olağanustu yetkilerle Başkumandanlık gorevini verir Mustafa Kemal Paşa, Yunanlılar ’a karşı Buyuk Taarruz hazırladığı icin “Tekalifi Milliye Emirlerini yayınlar Bu konunun hukumleri her evden iki cift corap, carık ve camaşır ile evindeki sahiresinin % 40 ’ını, tuccar da elinde bulunan yiyecek ve ordu donanımını bedeli sonradan odenmek uzere devlete verecektir Ayrıca herkes elinde bulunan yaylı araba, kağnı ve ulaşım icin hayvanların % 20 ’sini ordu emrine verecektir Bu donem ile ilgili bir hatırayı Turk halkının durumunu acıkca ortaya koyması duşuncesiyle nakletmek istiyorum Tekalifi Milliye kararlarına rağmen yaylı arabasını ordu emrine vermeyen bir koy muhtarının bu tutumu tartışmaya sebep olur Koyun imamı sebebini muhtara sorduğunda “bu araba ile koyun evlenme, sunnet duğunleri yapılıyor sevabını alır ve muhtar yaylı arabasını gorevlilere teslim etmez Koyun imamı muhtara hitaben “bugunler duğun, dernek gunleri değildir Memleket istiklal kavgası yapıyor Siz arabayı orduya verin, vatan kurtulsun, gonuller şen olsun, duğun, dernek yaya da yapılır der Muhtar, bir arabanın % 20 ’si olur mu? Diye itiraz edince durum Konya ’daki Tekalifi Milliye Komisyonu Başkanı Miralay Kazım (Dirik) Bey ’e sorulur Durumdan haberdar edilen Albay Kazım Bey İmam Efendi ’nin tutumundan cok memnun olur ve “Boyle duşunen din adamlarımızdan Allah bu vatanı mahrum etmesin İmam Efendi ’nin iki ellerinden operim Kafası gibi cevabı da doğru yoldadır cevabını dilekcenin altına yazar Bu anlayışla her turlu yokluğa rağmen Anadolu ’da artık milli ruhun uyandığını ve bu duygunun Milli Mucadele ’de itici guc olduğunu soyleyebiliriz
İtilaf Devletleri ’nin Mutareke ’nin imzalanmasını takiben Anadolu ’da işgale başladığı sırada bu devletlerin adına ve onların askerlerinin kılığına girmiş olan gayri Muslimler akla hayale gelmeyecek, insanlık dışı katliam yaptılar Osmanlı Devleti ’nin Birinci Dunya Savaşı ’nda karşısında gormediği Yunanistan, İtilaf Devletleri adına Batı Anadolu ’yu işgale yeltenmiştir Haksız işgal ve katliamlar karşısında Anadolu ’da her yaş, cins ve meslek mensubu vatan evladının her turlu olumsuz şartlara rağmen başlatmış olduğu nizami olmayan milli hareketin adı Kuvayı Milliye ’dir
Kuvayı Milliye hareketi, milli cemiyetlerin kurulması, kongre ve mitinglerin yapılması ve işgallere karşı Milli Mucadele ’nin başlatılması şeklinde gelişme gostermiş, ozellikle İstanbul ’un işgali, Anadolu ’da Rum ve Ermeni cetelerinin yaşlı genc, kadın erkek demeden Musluman Turk halkını katletmesi ve İzmir ’in işgali olayları bu hareketin guclenmesi ve Anadolu ’ya yayılmasını olumlu yonde etkilemiştir Anadolu ’nun dort bir yanında cemiyetler kuruldu, mitingler yapıldı Mustafa Kemal Paşa ’nın onculuğunde başlatılmış olan Milli Mucadele ’ye destek verildi
Anadolu ’daki haksız işgallere karşı gosterilen tepkiler Milli Mucadele ruhunun uyanışının bir ifadesidir Soz konusu işgale karşı Guneydoğu Anadolu yerleşim merkezlerinden gunumuzde bu yorenin icinde bulunduğu şartlardan dolayı sectik gelen tepkilerden bazı ornekleri şoyle sıralayabiliriz: “Şark vilayetlerinde muhtar bir Ermeni devleti kurulması kararına ve İzmir ’in işgaline karşı cıkan Diyarbakır halkı adına Belediye Reisi Dellalzade Abdurrahman ’ın onculuğunde buyuk bir miting duzenlenmiştir Aynı şekilde Silvan halkı 17 Mayıs 1919 ’da Belediye Reisi Ahmet Hilmi ve Muftu Abdurrahman Efendi ’nin İtilaf Devletleri temsilcilerine gondermiş oldukları telgrafta İzmir ’in işgaline karşı tutumlarını şoyle belirtmektedirler: “İzmir ’in bir karış toprağını bile ziyana razı olamayacağımızı butun medeniyet alemine buyuk acılı kalbimize tercuman olarak tebliğine aracı olmanızı ve İtilaf Devletleri ’nin de bu hususa adaletle bakmalarını otuz bin nufus adına rica ve talep eyleriz
İzmir ’in işgali ve Ermeniler ’in başlatmış olduğu katliamlar karşısında Siirtliler 19 Mayıs 1919 ve 23 Haziran 1919 tarihlerinde mitingler yapmışlardır Aynı sebeplerden dolayı Malatya ve Harput şehirlerinde de mitingler yapılmış, protesto telgrafları cekilmiştir İngiliz, takiben Fransız ve onların adına katliam yapan Ermeniler ’e karşı 15 Ekim 1919 ’da Maraş ’ta yapılan mitingde Ermeniler ’in Osmaniye, Dortyol ve Adana ’da işledikleri cinayetler Hukumeti ve İtilaf Devletleri nezdinde protesto edilmiştir
İngilizler işgal ettikleri Guneydoğu Anadolu ’yu Fransız işgaline terk etmek suretiyle İngiliz kılıklı, uniformalı Ermeni cetelerinin işledikleri cinayetlerden kurtulmak istediler Bu işgallere karşı Antepliler 25 Kasım 1919 tarihinde 30 bin kişinin katıldığı bir miting duzenlemişlerdir Belediye Reisi Mehmet Lufti, alınan kararları bir telgrafla Sulh Konferansı ’na gondermiştir Bu telgrafta “İngilizler ’in burada bulunduğu muddet zarfında muşahade ettikleri vechile Ayıntap şehri nufusunun yuzde doksanı ve binden fazla koyleri kamilen Turk ve Musluman olduğu gibi, emlak ve arazisinin buyuk coğunluğu dahi Muslumanlar ’a ait olduğundan tarihen ve muhiden Suriye ile alakamız yoktur Wilson Prensipleri mucibince bizi kendi mukadderatımıza hakim kılmak insaniyet ve vicdan noktası nazarından Birleşik Devletler ’in borcu olduğundan İngilizler ’den sonra herhangi bir devlet işgale teşebbus ederse izzeti nefsimizi rencide edeceği cihetle, olabilecek bu işgali butun mevcudiyetimizle reddeder ve kattiyen kabul edemeyeceğimizi beyan ile beraber yakın bir zamanda Paris ’te karar altına alınacak olan mukadderatımızın kayıtsız Milli İstiklalimiz ’in korunmasını, meşru haklarımızın mudafaasını insanlık ve medeniyet namına rica eyler ve iş bu milli arzumuzun Sulh Kongresi ’nde izahını istirham eyleriz denilmektedir
Mardin ’de de Maraş ’ın İngilizler tarafından Fransızlar ’a devredilmesi ve diğer işgalleri protesto icin 30 Ekim 1919 tarihinde 25 bin kişinin katıldığı bir miting yapılmıştır Yine Maraş ’ta Fransız uniforması giymiş olan Ermeniler ’in yaptıkları katliama karşı Pulumur ’de Şeyh Huseyin Beyzade Mustafa Bey ’in başkanlığında toplanan Dersim aşiret reisleri 31 Ocak 1920 tarihinde protesto telgrafı cekmişlerdir
Garzan Mudafaai Hukuk Cemiyeti 1 Şubat 1920 ’de Garzan ’da protesto mitingi duzenlemiştir 2 Şubat 1920 ’de Nusaybin, Viranşehir ve Bitlis ’te de işgaller protesto edilmişti Aynı şekilde, 11 Şubat 1920 ’de Ergani, 13 Şubat 1920 ’de Dersim aşiret reislerinin ikinci telgrafı, bunu Malatya ve Arapgir halkının telgrafları işgallere karşı halkın tepkisini acık şekilde beyan etmiştir Ayrıca İstanbul ’un 16 Mart 1920 tarihinde İtilaf Devletleri tarafından işgali uzerine, Dersim, Cizre, Mardin, Besni, darende, Elaziz, Siverek, Kemah, Ayıntab ve Arapgir ’den protesto telgrafları cekilmek suretiyle işgal protesto edilmiştir Yine işgali kınamak ve bu uğurda mucadeleye hazır olduklarını ortaya koymak icin 18 Mart 1920 ’de Van ’da, 20 Mart 1920 Darende ’de ve diğer bircok yerleşim merkezlerinde işgallere karşı Musluman Turk halkı gerekli tepkiyi ortaya koymuşlardır Bu mitingler Tur insanının milli, manevi ve vatan sevgisi duygularını harekete gecirmiş, yılların savaş yorgunu Turk milletinin uyanışını hızlandırmış milli birlik ve beraberliği pekiştirmiştir Yaşadığı koyu, kasabası veya şehri işgale uğrayanlar kendi yerleşim merkezinde, henuz işgale uğramamış yerlerin sakinleri de işgale uğrayan en yakın yerlerin yardımına koşmak suretiyle bu işgal guclerine tepkilerini cesur bir şekilde gostermişlerdir
Milli Mucadele ’nin nasıl kazanıldığı, Turkluğu yok etmeyi amaclayan emperyalist guclere karşı milli şeref ve varlığın nasıl kurtarıldığını oğrenmenin tek yolu, bu mucadelenin onderi Ataturk ’un kendi kaleminden cıkan eserlerin ve donemin diğer kaynaklarının bilinmesi ve okunmasıdır
Milli Mucadele ile Mustafa Kemal Paşa ’nın bir butun halinde ele alınması konunun anlaşılması icin elzemdir Zira buyuk hareketler ancak ve ancak liderlerle hedefine ulaşır Bu yuzden Mustafa Kemal Paşa olmasa da Milli Mucadele kazanılabilirdi goruşunu taşıyanlar bu hareketi meydana geldiği donem ve şartlar icinde tanımaları ve değerlendirmeleri halinde bu kanaatlerini değiştireceklerine inanıyoruz
Mustafa Kemal Paşa, Mondros Mutarekesi gereğince cephelerde gorevli diğer Osmanlı paşaları gibi İstanbul ’a donmuş ve saray yaveri kadrosunda yeralmıştır Bu donem Mustafa Kemal Paşa icin ulkenin icinde bulunduğu şartları duşunme ve Payitaht ’da olup bitenleri yakından gorme ve yaşama imkanı bulması yonuyle onemlidir Mustafa Kemal Paşa, İstanbul ’da bulunduğu sırada Milli Mucadele ’nin fikri temellerini atmıştır Kendisi gibi cephelerden donmuş olan silah arkadaşları ile gizliacık goruşmeler yapmak suretiyle onlarla Milli Mucadele ’nin kacınılmaz olduğu konusunda fikir birliğine varmış olduğunu goruyoruz Ancak,bu hareketin başarılı olabilmesi icin Mustafa Kemal Paşa ’nın Anadolu ’ya gecmesi gerekiyordu Doğu Karadeniz bolgesindeki Pontus faaliyetleri ile ilgili olayları yerinde incelemek icin gonderilecek ordu mufettişi olarak Mustafa Kemal Paşa ’nın tercih edilmesinde Paşa ’nın o tarihe kadar ustlenmiş olduğu gorevlerdeki başarısı etkili olduğu gibi, diğer bazı faktorler de soz konusudur Devlet ileri gelenlerinden bircoğu Milli Mucadele ’nin kacınılmaz olduğunu acıkca soyleyemeseler dahi buna inanıyorlardı
Mustafa Kemal Paşa, Samsun ve takiben Amasya ’da gectikten sonra orada yayınlamış olduğu genelgede Milli Mucadele fikrinin halka mal edilmesi goruşu hakimdi Bu genelde bu mevzuda atılmış ilk adım olması ve takiben Erzurum ve Sivas Kongreleri ’nin yapılması hasebiyle onemlidir
Mustafa Kemal Paşa ’nın başlatmış olduğu mucadele ulkenin icinde bulunduğu şartlar dolayısıyla halka mal olmakta gecikmemiştir Anadolu ’nun en ucra koşelerinde Mudafaai Hukuku Milliye Cemiyetleri kurulmuştur Bu cemiyetler işgalleri protesto ederken bir yandan da kadınerkek, gencyaşlı her yaş ve meslekten insanın icinde bulunduğu Kuvayı Milliye donemi başlamıştır Mustafa Kemal Paşa Milli Mucadele duşuncesini Turk milletine mal etmiş; herkes duşuncesiyle, sozuyle, silahıyla, malıyla, canıyla Milli Mucadele hareketine katılmıştır Bu hareketin dışında kalanlar ise bu akışa engel olacak konumda değildi Artık Anadolu ’da silahlı mucadele başlamış ve Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları bu hareketi yonlendirme gorevini ustlenmişlerdi Anadolu ’da kurulan Mudafaai Hukuku Milliye Cemiyetleri Amerikan Cumhurbaşkanı Wilson ’un yayınlamış olduğu genelgedeki esaslara istinaden Turk insanının coğunlukta olduğunu ispat amacına dayanıyordu İstanbul ’da kurulan Karakol ve Gecit teşkilatları İstanbul ’da kalarak Milli Mucadele ’nin hayata gecirilemeyeceğine inandıkları icin bu duşuncedeki insanların Anadolu ’ya gecişini sağlama yanında İstanbul ’daki silah ve cephanelerin gizli yollardan Anadolu ’ya taşınmasında son derece onemli bir gorevi ifa etmişlerdi
Mustafa Kemal Paşa, Anadolu ’da başlatılan bu hareketin yani Kuvayı Milliye ’nin yasallaştırılması, mucadelenin meşrulaştırılması icin İstanbul ’da toplanan Meclisi Mebusan ’a delegeler gondermiştir Ancak burada Misakı Milli Kararları ’nın alınması ve butun dunyaya ilan edilmesi bahane edilerek İstanbul, İtilaf Devletleri ’nce işgal edilmiş, Meclisi Mebusan basılmış ve Misakı Milli kararlarının alınmasında rolu olan mebuslar (milletvekilleri) tutuklanmışlardır Payitaht ’ın işgali, meclisin dağıtılması olayı Anadolu ’da Mudafaai Hukuku Milliye Cemiyetleri ve geniş halk kitlesi tarafından protesto edilmiştir Artık Turk milletinin temsilcilerinin işgal altındaki İstanbul ’da toplanamayacağı herkes tarafından kabul edilmiştir Bu donemde Mustafa Kemal Paşa beyan etmiş ve Meclis ’in Ankara ’da toplanacağını, bunun icin yeni secimlerin yapılmasını, İstanbul ’dan kacıp, Ankara ’ya gelebilen mebusların da iştirakiyle 23 Nisan 1920 ’de Meclisi Ankara ’da toplamış ve bu yeni meclise Turkiye Buyuk Millet Meclisi adını vermiştir Anadolu ’da başlatılmış olan Kuvayı Milliye Haraketi ’nin faaliyetleri TBMM ’nin almış olduğu kararlarla meşruluk kazanmıştır
Ataturk ’un hayatı ve faaliyetleri dikkatle incelendiğinde O ’nun almış olduğu karar ve uygulamalarını, meşru zeminlerde yaptığı gorulmektedir Nitekim 20 Ocak 1921 tarihli Anayasa, Turk Milli Mucadele Hareketi ve Turk İnkılabı ’nın istinat ettiği temel yasadır Ataturk başlatmış olduğu Milli Mucadele hareketini anayasal bir temel uzerine bina etmiştir
Mustafa Kemal Paşa ’nın onculuğunde başlatılmış olan Kuvayı Milliye hareketi Anadolu ’nun dort bir yanında duşmana karşı her turlu silahıyla mucadeleyi başlatmıştı Ancak, başlatılan bu milli hareket işgalleri belli olcude durdurmuş, halkın yureğine su serpmiş olmasına rağmen duşmanı sokup atamamıştı Zira, mevzii ve bolgesel faaliyetlerle duşmanın Anadolu ’dan atılması Misakı Milli ’nin hedeflerine ulaştırılması mumkun gorulmuyordu Ayrıca bolgesel kuvvetlerin zamanla mahalli kuruluşlara zemin hazırlaması halinde milli birlik ve beraberliğin temini gucleşebilirdi Tıpkı gunumuzde Afganistan ’da Sovyet işgaline karşı mucadele eden mucahit teşkilatlarının Sovyet işgalinden sonra yaklaşık 10 yıldan beri birbirleriyle mucadele ettikleri gibi Bu duşunceyle Kuvayı Milliye ’nin duzenli ordu birliklerine donuşturulmesi yoluna gidilmiştir Bu değişimin teoride kolay ve gerekli olduğu kadar pratiğe gecirilmesi de o nispette guc olmuştur Ozellikle Topal Osman, Cerkez Ethem ve Cakırcalı olayı bu gecişin hangi gucluklerle gercekleştiğinin acık ornekleridir Turk milletinin ordu millet geleneğine sahip olması Kuvayı Milliye ’nin nizami ordu şekline donuşmesini sağlayan en onemli manevi etkendir
Mustafa Kemal Paşa Kuvayı Milliye ’yi duzenli ordu birliklerine donuşturdukten sonra hareketin merkezi Ankara olmuştur Artık Milli Mucadele ’nin hedefine ulaştırabilmesi icin maddi ve manevi butun kaynakların seferber edilmesi gerekiyordu Bu kaynakların cinsi, miktarı, temin, taşıma, kullanma bicimi icin TBMM ’nin 78 Ağustos 1921 ’de almış olduğu “Tekalifi Milliye kararları en guzel ornektir Tekalifi Milliye kararları ile Turk insanından bedeli sonradan odenmek uzere toplanmış olan giyimkuşam, yiyecek ve ulaşım araclarının cinsi ve miktarı o gunku Anadolu ’nun iktisadi durumunu yani Turkiye Cumhuriyeti ’nin hangi şartlarda ve nasıl bir temel uzerinde kurulduğunu gostermesi bakımından son derece onemlidir Bu ozelliğinden dolayı Turkiye Cumhuriyeti Devleti ’ne “Borcunu Milletine Odeyen Devlet tanımı uygun duşmektedir
Ataturk 5 Ağustos 1921 tarihinde TBMM ’nin kararıyla Başkomutanlığa getirilmiş ve 26 Ağustos 1922 Buyuk Taarruz ile işgalcilere son darbeyi vurmuş, 9 Eylul 1922 tarihinde de Batı dunyası adına Anadolu ’daki işgali gercekleştirmeye kalkışan davranışları insanlık onuru ile bağdaşmayan, cinayetlerin sorumlusu taşeron Yunan kuvvetleri geldikleri gibi, ama ayıplı olarak Anadolu ’dan atılmışlardır
Ataturk, 3 Ekim 1922 ’de Mudanya Konferansı ’nı takiben 24 Temmuz 1923 ’de Lozan barış Antlaşması ’nı gercekleştirdikten sonra butun dikkatini Milli Mucadele ’nin askeri cephesindeki faaliyetle hemen aynı donemde başlatmış olduğu dahili yonetime, 1300 yıl once Turk Bilge Kağan ’ın tarihi Turk yurdu Turkistan ’da adını Turk budunundan alan Gokturk Devletin ’den sonra ikinci olarak Ataturk, adı Turk olan Turkiye Cumhuriyeti Devleti ’ni Anadolu ’da kurmuştur Aralıksız 20 yıl devam eden savaşlar sebebiyle bitmiş tukenmiş Anadolu ’nun insan kaynağını, yeraltı ve yerustu zenginlik kaynaklarını harekete gecirmede de Milli Mucadele ’de olduğu gibi başarılı olmuştur
Turkiye Cumhuriyeti Devleti ’nin askeri mimarı bu aşamadan itibaren sivil mimar olarak birbirini takip eden ilke ve inkılaplarını hayata gecirmenin mucadelesini vermiştir Bugun Turk insanı her turlu insan haklarına sahip, cağı yakalama mucadelesini veriyorsa bunu o gun atılan temellere, alınan kararlara borcludur Turk insanı işadamı, sanat ve zanaat yapabiliyorsa, kendi mekteplerinde kendi dili ve kaynakları ile eğitim yapabiliyor, inancını inancının gereği inandığı gibi yaşayabiliyorsa hic şuphesiz bunda Kuvayı Milli yani Milli Mucadele ’nin birinci derecede rolu olmuştur Biz Ataturk ’u ve O ’nun mucadelesini bu manada anlıyor, O ’nu yeni Turk Devleti ’nin varlığının mimarı olarak tanıyoruz Ataturk ’u Turk insanının milli ve manevi değerlerinden soyutlayarak anlamanın ve tanıtmanın Ataturk ’e karşı yapılacak en buyuk haksızlık olacağına inanıyoruz Osmanlı, Turk ve İslam fobisi icin Ataturk şemsiyesini kullanarak milli, manevi ve tarihi değerlerimizi yok farz etmek ve bunları tehlike saymak Ataturk ’un fikirlerinde ve davranışında yer almadığı icin Ataturk ’e gonul verenlerde de olmamalıdır Aksi halde Ataturk ’u bu fobilerle tanıma ve tanıtmaya kalkışmanın Ataturk ’u Ataturk ’ten uzaklaştıracağı goruş ve kanaatindeyiz