Minarellerin Sağlığımız İçin Yararları Nelerdir?
Minarellerin sağlığımız için yararları hakkında bilgiler
İnsan vücudunun yüzde beşini oluşturan minerallerin sağlımız için önemini biliyor muyuz? Minerallerin tüm sistemlerimizin çalışmasında önemli işlevleri bulunmaktadır. Diş, kemik gibi sert dokuların yapı taşı olan, hücre gelişimini dengede tutan mineraller hayat için vazgeçilmezdir.
İnsan vücudunda en çok bulunan mineral kalsiyumdur. Kalsiyum diş ve kemik gelişimini sağlarken kanın pıhtılaşması için gereklidir. Kalp atışını ve vücudun ilettiği sinyallerin beyne ulaşmasını denetler. En çok süt ve ürünleri ile yeşil yapraklı sebzelerde bulunan kalsiyumun eksikliğinde tiroid rahatsızlıkları, pankreas işlev bozuklukları, ağız ve parmaklarda uyuşma, karıncalanma, kramplar ve böbrek yetmezlikleri görülebilir. Vücutta gereğinden az miktarda kalsiyum bulunmasına hipokalsemi denir. Kalsiyumun eksikliği gibi fazlalığı da vücut için sakıncalıdır. Hiperkalsemi denilen bu durumda kemik tümörleri, kronik yorgunluk, kabızlık, kusma ve bulantı görülebilir.
Fosfor, kalsiyumdan sonra ikinci en çok bulunan mineraldir. Fosfor DNA metabolizmasında bulunur ve aynı kalsiyum gibi diş, kemik oluşumunda görevlidir. Et, balık, tavuk, yumurta ve süt ürünleri gibi hayvansal gıdalar ile tahıllar ve kuru baklagillerde bulunan fosforun eksikliğinde böbrek bozuklukları, sinir sistemi sorunları görülebilmektedir.
Tuz, yemek sodası ve karbonatta bulunan sodyum ise kan serumunda bulunmakta ve vücudun asit dengesini korumaktadır. Sodyum eksikliği olan bir kişi yeterince su içmiyor demektir. Sodyum eksikliğinde zihinsel işlevlerde yavaşlama, yorgunluk, kusma, solunum problemleri ve kronik ağrılar görülür. Fazla sodyum alımı tansiyonu yükseltir ve ödemlere yol açar.
Kırmızı kan hücrelerinde bulunan potasyum vücut sıvısını düzenler, iskelet ve kasların işlevlerini destekler ve kalbin çalışması için gerekir. Böbrek hastalıkları, aşırı stres ve metabolizma hastalıkları eksikliğinde görülen durumlardır. Potasyum yeşil sebzeler, fındık, fıstık, meyve suları, et ve baklagillerde bulunur. Fazlalığı karın ağrısı, ishal ve kanda üre artışına neden olmaktadır.
Sert kabuklu fındık ve ceviz gibi meyveler, baklagiller, sebze ve tahıllarda bulunan magnezyum sinir ve kas sistemi, kemik – diş oluşumu için gereklidir. Sağlıklı bir insanda yaklaşık 25 gram bulunan magnezyumun eksikliği şiddetli ishal, alkolizme yatkınlık gibi sorunlara neden olmaktadır. Aşırı magnezyum eksikliğinde sanrılar, şiddetli öfke, kalp ritim bozuklukları ve tansiyon yüksekliği oluşur. Fazlalığında ise böbrek yetmezliği, aşırı sıcak hissi ve terleme, uyuşukluk görülmektedir.
Büyük çoğunluğu kanda bulunan ve kana rengini veren demir minerali oksijenin taşınmasını sağlar. Bağışıklık sisteminin direnci, zihinsel işlevler için gereklidir ve anemiyi yani kansızlığı engeller. Demir eksikliği anemisi denilen rahatsızlıkta baş dönmeleri, halsizlik ve yorgunluk, iştah bozukluğu, saç ve tırnaklarda zayıflıklarla solunum güçlükleri görülür. Aşırı kan kaybı olan durumlarda demir eksikliği artacağından anemi görülme riski artar. Demir en çok karaciğer, yumurta, kuru meyveler, sebzeler ve kırmızı etle pekmezde bulunur.
Demirin kanda taşınmasından önce gereken bakır mineralinin günlük alınması gereken miktar 2 ila 5 miligram arasındadır. Bakır eksikliği çok ender görülen bir durum olmasına karşın, vücutta bakır fazlalığı siroz gibi hastalıklara ve wilson hastalığına neden olur. Sakatatlar, baklagiller, fındık, kakao, sebzeler, yumurta en çok bulunduğu besinlerdir.
En çok içme sularında bulunan flor, kalsiyumun kana karışmasını denetleyen bir mineraldir. Diş çürümeleri, kemik erimesi ve yoğunluğunun azalması eksikliğinde gelişen sorunlardır. Deniz ürünleri ve çayda da bulunan florun fazlalığı dişlerde sararmaya neden olur.
İyot, tiroid bezinin çalışması, kadında süt üretimi ve mide işlevleri için gereklidir. Yetersizliğinde guatr, fazlalığında ise hipertiroidizm görülür. Aşırı iyot yüklenmesi zehirlenmelere neden olur. Deniz ürünleri ve su başlıca kaynaklarıdır.
Yara iyileşmesi, iç organların fonksiyonunu denetleme gibi görevleri bulunan çinko ise tahıllar, sebzeler ve ette bulunur. Özellikle hamilelerde eksikliğinde bebeklerde üreme organı gelişmezliği, cüceliklere neden olur. Dalak ve karaciğer büyümeleri, tat almama, gözün uyum bozuklukları gibi sorunların başlıca nedenidir.
Minarellerin sağlığımız için yararları hakkında bilgiler
İnsan vücudunun yüzde beşini oluşturan minerallerin sağlımız için önemini biliyor muyuz? Minerallerin tüm sistemlerimizin çalışmasında önemli işlevleri bulunmaktadır. Diş, kemik gibi sert dokuların yapı taşı olan, hücre gelişimini dengede tutan mineraller hayat için vazgeçilmezdir.
İnsan vücudunda en çok bulunan mineral kalsiyumdur. Kalsiyum diş ve kemik gelişimini sağlarken kanın pıhtılaşması için gereklidir. Kalp atışını ve vücudun ilettiği sinyallerin beyne ulaşmasını denetler. En çok süt ve ürünleri ile yeşil yapraklı sebzelerde bulunan kalsiyumun eksikliğinde tiroid rahatsızlıkları, pankreas işlev bozuklukları, ağız ve parmaklarda uyuşma, karıncalanma, kramplar ve böbrek yetmezlikleri görülebilir. Vücutta gereğinden az miktarda kalsiyum bulunmasına hipokalsemi denir. Kalsiyumun eksikliği gibi fazlalığı da vücut için sakıncalıdır. Hiperkalsemi denilen bu durumda kemik tümörleri, kronik yorgunluk, kabızlık, kusma ve bulantı görülebilir.
Fosfor, kalsiyumdan sonra ikinci en çok bulunan mineraldir. Fosfor DNA metabolizmasında bulunur ve aynı kalsiyum gibi diş, kemik oluşumunda görevlidir. Et, balık, tavuk, yumurta ve süt ürünleri gibi hayvansal gıdalar ile tahıllar ve kuru baklagillerde bulunan fosforun eksikliğinde böbrek bozuklukları, sinir sistemi sorunları görülebilmektedir.
Tuz, yemek sodası ve karbonatta bulunan sodyum ise kan serumunda bulunmakta ve vücudun asit dengesini korumaktadır. Sodyum eksikliği olan bir kişi yeterince su içmiyor demektir. Sodyum eksikliğinde zihinsel işlevlerde yavaşlama, yorgunluk, kusma, solunum problemleri ve kronik ağrılar görülür. Fazla sodyum alımı tansiyonu yükseltir ve ödemlere yol açar.
Kırmızı kan hücrelerinde bulunan potasyum vücut sıvısını düzenler, iskelet ve kasların işlevlerini destekler ve kalbin çalışması için gerekir. Böbrek hastalıkları, aşırı stres ve metabolizma hastalıkları eksikliğinde görülen durumlardır. Potasyum yeşil sebzeler, fındık, fıstık, meyve suları, et ve baklagillerde bulunur. Fazlalığı karın ağrısı, ishal ve kanda üre artışına neden olmaktadır.
Sert kabuklu fındık ve ceviz gibi meyveler, baklagiller, sebze ve tahıllarda bulunan magnezyum sinir ve kas sistemi, kemik – diş oluşumu için gereklidir. Sağlıklı bir insanda yaklaşık 25 gram bulunan magnezyumun eksikliği şiddetli ishal, alkolizme yatkınlık gibi sorunlara neden olmaktadır. Aşırı magnezyum eksikliğinde sanrılar, şiddetli öfke, kalp ritim bozuklukları ve tansiyon yüksekliği oluşur. Fazlalığında ise böbrek yetmezliği, aşırı sıcak hissi ve terleme, uyuşukluk görülmektedir.
Büyük çoğunluğu kanda bulunan ve kana rengini veren demir minerali oksijenin taşınmasını sağlar. Bağışıklık sisteminin direnci, zihinsel işlevler için gereklidir ve anemiyi yani kansızlığı engeller. Demir eksikliği anemisi denilen rahatsızlıkta baş dönmeleri, halsizlik ve yorgunluk, iştah bozukluğu, saç ve tırnaklarda zayıflıklarla solunum güçlükleri görülür. Aşırı kan kaybı olan durumlarda demir eksikliği artacağından anemi görülme riski artar. Demir en çok karaciğer, yumurta, kuru meyveler, sebzeler ve kırmızı etle pekmezde bulunur.
Demirin kanda taşınmasından önce gereken bakır mineralinin günlük alınması gereken miktar 2 ila 5 miligram arasındadır. Bakır eksikliği çok ender görülen bir durum olmasına karşın, vücutta bakır fazlalığı siroz gibi hastalıklara ve wilson hastalığına neden olur. Sakatatlar, baklagiller, fındık, kakao, sebzeler, yumurta en çok bulunduğu besinlerdir.
En çok içme sularında bulunan flor, kalsiyumun kana karışmasını denetleyen bir mineraldir. Diş çürümeleri, kemik erimesi ve yoğunluğunun azalması eksikliğinde gelişen sorunlardır. Deniz ürünleri ve çayda da bulunan florun fazlalığı dişlerde sararmaya neden olur.
İyot, tiroid bezinin çalışması, kadında süt üretimi ve mide işlevleri için gereklidir. Yetersizliğinde guatr, fazlalığında ise hipertiroidizm görülür. Aşırı iyot yüklenmesi zehirlenmelere neden olur. Deniz ürünleri ve su başlıca kaynaklarıdır.
Yara iyileşmesi, iç organların fonksiyonunu denetleme gibi görevleri bulunan çinko ise tahıllar, sebzeler ve ette bulunur. Özellikle hamilelerde eksikliğinde bebeklerde üreme organı gelişmezliği, cüceliklere neden olur. Dalak ve karaciğer büyümeleri, tat almama, gözün uyum bozuklukları gibi sorunların başlıca nedenidir.