zeberus1234
Yeni Üye
MİRAC ’TA PEYGAMBERİMİZE VERİLEN HEDİYELER
Muslim ’de rivayet edilen bir hadisi şerifte şoyle buyrulur:
“Resuli Ekrem Efendimiz (sav)' (Mirac ’da) uc şey verildi: Beş vakit namaz, Bakara SUresi ’nin sonu ve ummetinden şirke duşmeyenlere buyuk gunahlarının affedildiği haberi… (Muslim, iman, 279)
Bununla birlikte Mirac ’daki vahyin tafsilat ve keyfiyetini yanlızca Allah ve Peygamberi bilir
Burada aşikar olan, Resuli Ekrem Efendimiz (sav)'in Mirac ’daki tecellileri bir hayal olarak değil, kalp ve vicdanının da tasdik ettiği bir esas olarak muşahede etmiş olduğu keyfiyetidir Yani:
مَا كَذَبَ الْفُؤَادُ مَا رَاَى اَفَتُمَارُونَهُ عَلَى مَا يَرَى
“(Muhammed Mustafa ’nın) gozleriyle gorduğunu kalbi yalanlamadı (Ey inkarcılar!) O ’nun gordukleri hakkında şimdi kendisiyle tartışacak mısınız? (enNecm, 1112)
Rsuli Ekrem Efendimiz (sav) Mirac Gecesi Rabbine mulaki olup sayısız tecelliler ve ibretli hadiseler muşahede ettikten sonra, hicbir kulun ulaşamayacağı o hususi makamdan geri donerken, Hazreti Cebrail (as)'ı bıraktığı yerde (Sidretu ’lMunteha ’da) bir defa daha asli suretinde gordu
Ayeti kerimede buyrulur:
وَلَقَدْ رَاَهُ نَزْلَةً اُخْرَى عِنْدَ سِدْرَةِ الْمُنْتَهَى
“And olsun ki (Muhammed Mustafa), onu (Cebrail ’i) Sidretu ’lMunteha ’da bir defa daha gordu (enNecm, 1314)
Ayette Resuli Ekrem Efendimiz (sav) makam cihetiyle Cebrail ’den (as) daha ileride olduğuna işaret edilmiştir Nitekim Hazreti Cebrail (as), Mirac Gecesi ’nde kendisinin: “Bir parmak ucu daha yaklaşsaydım, muhakkak yanardım! dediği makamda kalmış ve Allah Resulu (sav) daha ileriye gitmiştir Bu hakikat, Resuli Ekrem Efendimiz'in (sav) donuşte tekrar Cebrail ’e rastlaması ile daha bariz bir şekilde anlaşılmaktadır
عِنْدَهَا جَنَّةُ الْمَأْوَى اِذْ يَغْشَى السِّدْرَةَ مَا يَغْشَى
“Orada Me ’va cenneti vardır O Sidre ’yi kaplayan kaplamıştı (enNecm, 1516)
Resuli Ekrem Efendimiz ’e (sav) soruldu:
“–Ya ResUlallah! Sidre ’yi kaplayan ne gordun?
Buyurdular ki:
“–Altundan pervanelerin onu buruduğunu ve her yaprağında bir meleğin oturup Allah ’ı tesbih ettiğini gordum (Taberi, XXVII, 75; Muslim, iman, 279)
İbni Abbas (ranha) ’nın rivayetlerine gore:
Allah Azze ve celle, MUsa ’yı kelam, İbrahim ’i dostluk ve Muhammed Mustafa ’yı da ru ’yetullah (Allah Teala'yı keyfiyeti bizler tarafından bilinemeyecek bir sUrette muşahade etme) şerefiyle taltif etmiştir (Taberi, XXVII, 64)
Gozun MahbUb ’un huzUrunda O ’ndan (sevgiliden) başka bir yere kaymaması, edebin en ust noktasıdır Hakikaten:
مَا زَاغَ الْبَصَرُ وَمَا طَغَى لَقَدْ رَاَى مِنْ اَيَاتِ رَبِّهِ الْكُبْرَى
“(Muhammed Mustafa ’nın) gozu, oradan ne kaydı, ne de sınırı aştı And olsun O, Rabbinin en buyuk ayetlerinden bir kısmını (da) gordu (enNecm, 1718)
Bu ayetlerden de anlaşıldığı vechile Resuli Ekrem Efendimiz (sav), Cebrail (as) dahil hicbir mahlukun hududunu aşamadığı “Sidrei Muntehanın otesine gecirildi Ayette, beşer idrakine “birleştirilmiş iki yay arası ya da daha az mesafe olarak bildirilen keyfiyetiyle kullarca kavranması muhal ve mahrem olan bir vuslat vukU buldu
Bu vuslatta Peygamberler Sultanı, kelamın ifade hudUduna sığmayacak derecede ulvi ve buyuk hakikatler, yani Rabbin rubUbiyet ayetlerinden, mulk ve saltanatının ihtişamından, ancak muşahede ile ulaşılabilecek buyuk ayetler gordu
Burada mufessirlerin beyanı, “Resuli Ekrem Efendimiz (sav), kalp gozu ile Allah ’ı gordu şeklindedir (Taberi, XXVII, 63)
İbni Abbas radıyallahu anh ’tan gelen rivayete gore Allah Resulu (sav) :
“Ben, yuce Rabbimi gordum! buyurmuştur (Ahmed, I, 285; Heysemi, I, 78)
Bir başka rivayette Resuli Ekrem Efendimiz (sav) “Rabbini gordun mu? sorusuna cevaben:
“Bir nUr gordum! buyurmuşlardır (Muslim, iman, 292)
Muslim ’de rivayet edilen bir hadisi şerifte şoyle buyrulur:
“Resuli Ekrem Efendimiz (sav)' (Mirac ’da) uc şey verildi: Beş vakit namaz, Bakara SUresi ’nin sonu ve ummetinden şirke duşmeyenlere buyuk gunahlarının affedildiği haberi… (Muslim, iman, 279)
Bununla birlikte Mirac ’daki vahyin tafsilat ve keyfiyetini yanlızca Allah ve Peygamberi bilir
Burada aşikar olan, Resuli Ekrem Efendimiz (sav)'in Mirac ’daki tecellileri bir hayal olarak değil, kalp ve vicdanının da tasdik ettiği bir esas olarak muşahede etmiş olduğu keyfiyetidir Yani:
مَا كَذَبَ الْفُؤَادُ مَا رَاَى اَفَتُمَارُونَهُ عَلَى مَا يَرَى
“(Muhammed Mustafa ’nın) gozleriyle gorduğunu kalbi yalanlamadı (Ey inkarcılar!) O ’nun gordukleri hakkında şimdi kendisiyle tartışacak mısınız? (enNecm, 1112)
Rsuli Ekrem Efendimiz (sav) Mirac Gecesi Rabbine mulaki olup sayısız tecelliler ve ibretli hadiseler muşahede ettikten sonra, hicbir kulun ulaşamayacağı o hususi makamdan geri donerken, Hazreti Cebrail (as)'ı bıraktığı yerde (Sidretu ’lMunteha ’da) bir defa daha asli suretinde gordu
Ayeti kerimede buyrulur:
وَلَقَدْ رَاَهُ نَزْلَةً اُخْرَى عِنْدَ سِدْرَةِ الْمُنْتَهَى
“And olsun ki (Muhammed Mustafa), onu (Cebrail ’i) Sidretu ’lMunteha ’da bir defa daha gordu (enNecm, 1314)
Ayette Resuli Ekrem Efendimiz (sav) makam cihetiyle Cebrail ’den (as) daha ileride olduğuna işaret edilmiştir Nitekim Hazreti Cebrail (as), Mirac Gecesi ’nde kendisinin: “Bir parmak ucu daha yaklaşsaydım, muhakkak yanardım! dediği makamda kalmış ve Allah Resulu (sav) daha ileriye gitmiştir Bu hakikat, Resuli Ekrem Efendimiz'in (sav) donuşte tekrar Cebrail ’e rastlaması ile daha bariz bir şekilde anlaşılmaktadır
عِنْدَهَا جَنَّةُ الْمَأْوَى اِذْ يَغْشَى السِّدْرَةَ مَا يَغْشَى
“Orada Me ’va cenneti vardır O Sidre ’yi kaplayan kaplamıştı (enNecm, 1516)
Resuli Ekrem Efendimiz ’e (sav) soruldu:
“–Ya ResUlallah! Sidre ’yi kaplayan ne gordun?
Buyurdular ki:
“–Altundan pervanelerin onu buruduğunu ve her yaprağında bir meleğin oturup Allah ’ı tesbih ettiğini gordum (Taberi, XXVII, 75; Muslim, iman, 279)
İbni Abbas (ranha) ’nın rivayetlerine gore:
Allah Azze ve celle, MUsa ’yı kelam, İbrahim ’i dostluk ve Muhammed Mustafa ’yı da ru ’yetullah (Allah Teala'yı keyfiyeti bizler tarafından bilinemeyecek bir sUrette muşahade etme) şerefiyle taltif etmiştir (Taberi, XXVII, 64)
Gozun MahbUb ’un huzUrunda O ’ndan (sevgiliden) başka bir yere kaymaması, edebin en ust noktasıdır Hakikaten:
مَا زَاغَ الْبَصَرُ وَمَا طَغَى لَقَدْ رَاَى مِنْ اَيَاتِ رَبِّهِ الْكُبْرَى
“(Muhammed Mustafa ’nın) gozu, oradan ne kaydı, ne de sınırı aştı And olsun O, Rabbinin en buyuk ayetlerinden bir kısmını (da) gordu (enNecm, 1718)
Bu ayetlerden de anlaşıldığı vechile Resuli Ekrem Efendimiz (sav), Cebrail (as) dahil hicbir mahlukun hududunu aşamadığı “Sidrei Muntehanın otesine gecirildi Ayette, beşer idrakine “birleştirilmiş iki yay arası ya da daha az mesafe olarak bildirilen keyfiyetiyle kullarca kavranması muhal ve mahrem olan bir vuslat vukU buldu
Bu vuslatta Peygamberler Sultanı, kelamın ifade hudUduna sığmayacak derecede ulvi ve buyuk hakikatler, yani Rabbin rubUbiyet ayetlerinden, mulk ve saltanatının ihtişamından, ancak muşahede ile ulaşılabilecek buyuk ayetler gordu
Burada mufessirlerin beyanı, “Resuli Ekrem Efendimiz (sav), kalp gozu ile Allah ’ı gordu şeklindedir (Taberi, XXVII, 63)
İbni Abbas radıyallahu anh ’tan gelen rivayete gore Allah Resulu (sav) :
“Ben, yuce Rabbimi gordum! buyurmuştur (Ahmed, I, 285; Heysemi, I, 78)
Bir başka rivayette Resuli Ekrem Efendimiz (sav) “Rabbini gordun mu? sorusuna cevaben:
“Bir nUr gordum! buyurmuşlardır (Muslim, iman, 292)