Momo oyunu son günlerde sıkça adını duymaya başladığımız ve çocukların psikolojisini etkileyerek, onların kendilerine zarar vermelerine neden olan bir oyun. Daha önce whatsapp üzerinden yayıldığı düşünülen oyunun son 1 aydır you tube üzerinden yayılmaya başladığı iddia edildi. Çocuklar çizgi film izlerken bir anda filmin ortasından beliren ve korkutucu bir görüntüsü olan yaratık çocuklara birtakım talimatlar vermekte eğer bu talimatları yapmazsa gelip kendisine zarar vereceği yönünde tehditler savurmaktadır. Verdiği talimatların sonunda çocuğun kendisine zarar vermesini isteyen bu karakter nedeniyle maalesef aileler büyük bir tedirginlik yaşamaya başlamıştır.
Geçen yıllarda ortaya çıkan mavi balina oyunu gibi çocukların ve ailelerin psikolojisini bozmaya başlayan bu oyunun kimin tarafından yapıldığı henüz netlik kazanmamıştır.
Meksika da internet üzerinden işlenen suçları inceleyen polis birimi, Momo oyununun bir facebook sayfası ile başladığını, momo resminin bulunduğu bir sayfaya kullanıcıların hakaret dolu mesajlar yağdırdığını sonrasında bu site üzerinden tehdit edici mesajların geldiği iddia edildi.
Youtube yaptığı açıklamada momo oyununun youtube video içerikleri ile bir bağlantısı olmadığını ve herhangi bir bağlantıya saptanmadığını bildirdi. Bu tür içeriklerin hemen kaldırıldığını ve youtube koşullarına uygun olmadığını belirtmişlerdir.
İster mavi balina oyunu olsun isterse de momo oyunu iddiaları bizlerin internet ve teknoloji konusunda ne kadar dikkatli olmamızla ilgili önemli uyarılar olduğunu düşünmekteyim. Maalesef günümüzde teknolojiye olan düşkünlük nedeniyle özellikle çocuklarımızda hızlı bir şekilde bağımlılık gelişmekte gelişen bu bağımlılıkta uzun vadede en az yukarıda saydığımız tehlikeli içerikler kadar tehlikeli olmaktadır.
ÇOCUKLARIMIZI İNTERNETİN ZARARLARINDAN NASIL KORUYABİLİRİZ?
Maalesef ekran başında geçirilen süreler hem ebeveynler için hem de çocuklar için giderek artmakta. Akıllı telefonların hayatımıza girmesi ile adeta başlarımızı telefon ekranından kaldırmaz olduk ve bu durumu gören ve sosyal öğrenme safhasında ki çocuklarımızın da benzer davranışlar sergilemesi kaçınılmaz olmaktadır.
Eğer çocuklarımız internet, telefon, bilgisayardan uzak tutmak istiyorsak öncelikle yetişkinler olarak bizlerin televizyonla olan münasebetimizi asgari düzeye indirmemiz şart. Maalesef küreselleşen dünyada teknolojik aletlere bağımlılığın gelişmesi onlar olmadan yapamayacağımız düşüncesini ortaya çıkarmakta, onlardan uzaklaşmak istediğimizde dahi zihnimiz bu aletlerde takılı kalmaktadır. Teknoloji bağımlılığı aynen bir madde bağımlılığı gibi ele alınmalıdır, maalesef her ne kadar kontrolün bizde olduğunu düşünsek de çoğunlukla çoktan kontrolü kaybetmiş olmaktayız.
Özellikle çocukların internete giriş yaşının en erken 7 yaşa çıkarılması gerekmektedir. Güvenli içerikler dahi olsa ekranla münasebeti olabildiğince asgari tutulmalıdır. Günde en fazla yarım saat süreyle internet kullanımına izin verilmeli, çocuğun internette gezindiği yerler gözetim altında tutulmalıdır.
Sağlıklı iletişim şeklinin ekranla değil yüz yüze olacağını asla unutmamalı ve yüz yüze iletişimin hakim olduğu sokak oyunlarını çocuklarımızın hayatına yeniden sokmalıyız.
Çocukların ekran başında izlediği içeriklerin uygun olmadığı bilinmelidir. Buradan öğrendiği ve yaşına uygun olmayan bilgiler çocukların içsel bir çatışmaya girmelerine neden olmaktadır. Ayrıca ekran karşısında iken salgılanan dopamin hormonu nedeniyle kısa sürede bağımlılık gelişmesi kaçınılmaz olmaktadır.
Devamlı ekran karşısında oturan çocukta bir süre sonra tembellik hali, depresif belirtiler, hareketsizlik, kilo sorunları yaşamaya başlar.
Ekran başında sürekli vakit geçirmeye başlayan çocuğun hayal kurma yeteneği azalır, zorluklarla baş edebilme kapasitesi gelişmez, sorumluluk duygusu gelişmez. Sanal alemin yarattığı dünyada yaşayan çocuk arkadaş ilişkileri kurmakta zorlanır ve çoğunlukla yalnızlaşır.
Geçen yıllarda ortaya çıkan mavi balina oyunu gibi çocukların ve ailelerin psikolojisini bozmaya başlayan bu oyunun kimin tarafından yapıldığı henüz netlik kazanmamıştır.
Meksika da internet üzerinden işlenen suçları inceleyen polis birimi, Momo oyununun bir facebook sayfası ile başladığını, momo resminin bulunduğu bir sayfaya kullanıcıların hakaret dolu mesajlar yağdırdığını sonrasında bu site üzerinden tehdit edici mesajların geldiği iddia edildi.
Youtube yaptığı açıklamada momo oyununun youtube video içerikleri ile bir bağlantısı olmadığını ve herhangi bir bağlantıya saptanmadığını bildirdi. Bu tür içeriklerin hemen kaldırıldığını ve youtube koşullarına uygun olmadığını belirtmişlerdir.
İster mavi balina oyunu olsun isterse de momo oyunu iddiaları bizlerin internet ve teknoloji konusunda ne kadar dikkatli olmamızla ilgili önemli uyarılar olduğunu düşünmekteyim. Maalesef günümüzde teknolojiye olan düşkünlük nedeniyle özellikle çocuklarımızda hızlı bir şekilde bağımlılık gelişmekte gelişen bu bağımlılıkta uzun vadede en az yukarıda saydığımız tehlikeli içerikler kadar tehlikeli olmaktadır.
ÇOCUKLARIMIZI İNTERNETİN ZARARLARINDAN NASIL KORUYABİLİRİZ?
Maalesef ekran başında geçirilen süreler hem ebeveynler için hem de çocuklar için giderek artmakta. Akıllı telefonların hayatımıza girmesi ile adeta başlarımızı telefon ekranından kaldırmaz olduk ve bu durumu gören ve sosyal öğrenme safhasında ki çocuklarımızın da benzer davranışlar sergilemesi kaçınılmaz olmaktadır.
Eğer çocuklarımız internet, telefon, bilgisayardan uzak tutmak istiyorsak öncelikle yetişkinler olarak bizlerin televizyonla olan münasebetimizi asgari düzeye indirmemiz şart. Maalesef küreselleşen dünyada teknolojik aletlere bağımlılığın gelişmesi onlar olmadan yapamayacağımız düşüncesini ortaya çıkarmakta, onlardan uzaklaşmak istediğimizde dahi zihnimiz bu aletlerde takılı kalmaktadır. Teknoloji bağımlılığı aynen bir madde bağımlılığı gibi ele alınmalıdır, maalesef her ne kadar kontrolün bizde olduğunu düşünsek de çoğunlukla çoktan kontrolü kaybetmiş olmaktayız.
Özellikle çocukların internete giriş yaşının en erken 7 yaşa çıkarılması gerekmektedir. Güvenli içerikler dahi olsa ekranla münasebeti olabildiğince asgari tutulmalıdır. Günde en fazla yarım saat süreyle internet kullanımına izin verilmeli, çocuğun internette gezindiği yerler gözetim altında tutulmalıdır.
Sağlıklı iletişim şeklinin ekranla değil yüz yüze olacağını asla unutmamalı ve yüz yüze iletişimin hakim olduğu sokak oyunlarını çocuklarımızın hayatına yeniden sokmalıyız.
Çocukların ekran başında izlediği içeriklerin uygun olmadığı bilinmelidir. Buradan öğrendiği ve yaşına uygun olmayan bilgiler çocukların içsel bir çatışmaya girmelerine neden olmaktadır. Ayrıca ekran karşısında iken salgılanan dopamin hormonu nedeniyle kısa sürede bağımlılık gelişmesi kaçınılmaz olmaktadır.
Devamlı ekran karşısında oturan çocukta bir süre sonra tembellik hali, depresif belirtiler, hareketsizlik, kilo sorunları yaşamaya başlar.
Ekran başında sürekli vakit geçirmeye başlayan çocuğun hayal kurma yeteneği azalır, zorluklarla baş edebilme kapasitesi gelişmez, sorumluluk duygusu gelişmez. Sanal alemin yarattığı dünyada yaşayan çocuk arkadaş ilişkileri kurmakta zorlanır ve çoğunlukla yalnızlaşır.