Muhammed aleyhisselamın nUru, Adem aleyhisselamdan itibaren temiz babalardan ve temiz analardan gecerek gelmiştir Kur’anı kerimde Şu’ara sUresi 219 ayetinde mealen; “Sen, yani senin nUrun, hep secde edenlerden dolaştırılıp, sana ulaşmıştır buyrulmaktadır Nitekim Peygamber efendimiz hadisi şerifte; “Allahu teala insanları yarattı Beni insanların en iyi kısmından vucUda getirdi Sonra, bu kısımlarından en iyisini (Arabistan’da) secti Beni bunlardan vucUda getirdi Sonra evlerden, ailelerden en iyisini secip, beni bunlardan meydana getirdi O halde, benim rUhum ve cesedim mahlUkların en iyisidir Benim silsilem, ecdadım en iyi insanlardır buyurmuşlardır
Yaratılan ilk insan olan Adem aleyhisselam, Muhammed aleyhisselamın zerresini taşıdığı icin alnında O’nun nUru parlıyordu Bu zerre hazreti Havva’ya, ondan Şit aleyhisselama ve boylece, temiz erkeklerden temiz kadınlara ve temiz kadınlardan temiz erkeklere gecti Muhammed aleyhisselamın nUru da, zerre ile birlikte alınlardan alınlara gecti ne zaman Adem aleyhisselamın yuzune baksalar, alnında Muhammed aleyhisselamın nUrunu gorurler ve ona salevat okurlardı Yani; “Allahumme salli ala seyyidina Muhammed derlerdi Adem aleyhisselam vefat edeceği zaman oğlu Şit aleyhisselama dedi ki: “Yavrum! Bu alnında parlayan nUr, son peygamber Muhammed aleyhisselamın nUrudur Bu nUru, mu’min, temiz ve afif hanımlara teslim et ve oğluna da boyle vasiyet et! Muhammed aleyhisselama gelinceye kadar, butun babalar, oğullarına boyle vasiyet etti Hepsi bu vasiyeti yerine getirip, en asil, en kibar kız ile evlendi NUr, temiz alınlardan, temiz kadınlardan gecerek sahibine ulaştı ResUlullah’ın sallallahu aleyhi ve sellem dedelerinden birinin iki oğlu olsa, yahut bir kabile iki kola ayrılsa Muhammed aleyhisselamın soyu, en şerefli ve hayırlı olan tarafta bulunurdu Her asırda onun dedesi olan zat, yuzundeki nUrdan belli olurdu O’nun nUrunu taşıyan secilmiş bir soy vardı ki, her asırda bu soydan olan zatın yuzu pek guzel ve nUrlu olurdu Bu nUr ile kardeşleri arasında belli olur, icinde bulunduğu kabile başka kabilelerden daha ustun, daha şerefli olurdu Adem aleyhisselamdan beri evlattan evlada gecerek gelen bu nUr İbrahim’e ondan da oğlu İsmail’e aleyhimusselam gecmiştir Onun da alnında sabah yıldızı gibi parlayan nUr, evladlarından Adnan’a, ondan Me’ad ondan Nizar’a intikal etmiştir Nizar doğunca babası Me’ad, oğlunun alnındaki nUru gorup sevinmiş, buyuk ziyafet vermiştir “Boyle oğul icin, bu kadar ziyafet az bir şey dediği icin de oğlunun adı Nizar (az bir şey) kalmıştır Bundan sonra da nUr sıra ile intikal ederek asıl sahibi olan sevgili Peygamberimize ulaşmıştır
Sevgili Peygamberimiz; “Ben, Abdullah, Abdulmuttalib, Haşim, Abdu Menaf, Kuseyy, Kilab, Murre, Ka’b, Luveyy, Galib, Fihr, Malik, Nadr, Kinane, Huzeyme, Mudrike, İlyas, Mudar, Nizar, Me’ad, Adnan oğlu Muhammed’im Mensup olduğum topluluk, ne zaman ikiye ayrılmış ise, Allah beni muhakkak onların en hayırlı olan tarafında bulundurmuştur Ben, cahiliyyet ahlaksızlıklarından hicbir şey bulaşmaksızın, ana ve babamdan meydana geldim Ben, Adem’den babama ve anneme gelinceye kadar, hep nikahlı anne babadan geldim Ben ana ve baba itibariyle en hayırlınızım Başka bir hadisi şerifte de; “Allahu teala, İbrahim oğullarından İsmail’i secti İsmail oğullarından Kinane oğullarını secti Kinane oğullarından Kureyş’i secti Kureyş’ten Haşim oğullarını secti Haşim oğullarından Abdulmuttalib oğullarını ecti Abdulmuttalib oğullarından da beni secti buyurdu
Peygamberimiz Kureyş kabilesinin Haşim oğulları kolundandır Babası Abdullah’dır Abdullah’ın babası Abdulmuttalib, annesi de Fatıma binti Amr’dır Dedesi Abdulmuttalib, Mekke’nin hakimi ve Arapların şeref itibariyle en ustun kabilesi olan Kureyş kabilesine mensuptu Abdulmuttalib’in alnında Muhammed aleyhisselamın nUru parladığından Kureyş kavmi onunla bereketlenirdi Peygamberimizin dedesi Abdulmuttalib, oğulları arasında en cok Abdullah’ı severdi Cunku onun alnında Muhammed aleyhisselamın nUru parlıyordu Abdullah’ın guzelliği Mısır’a kadar şohret bulmuştu Alnındaki nUr yuzunden iki yuze yakın kız, onunla evlenmek arzusu ile Mekke’ye gelmişti Abdulmuttalib ise, O’nu her yonuyle O’na denk olan bir kız ile evlendirmek istiyordu Bunun icin Beni Zuhre kabilesinin buyuğu Vehb bin Abdi Menaf’ın kızı Amine’yi oğlu Abdullah’a istedi Vehb’in kızı Amine; guzellik, ahlak ve neseb itibariyle Kureyş kızlarının en ustunu idi Ayrıca soy bakımından Abdullah ile birkac batın yukarıda birleşmekte idi Abdulmuttalib, Vehb’in kızını oğlu Abdullah’a isteyince Vehb şoyle dedi: “Ey amcam oğlu, biz bu teklifi sizden once aldık Amine’nin annesi bir ruya gordu Anlattığına gore evimize bir nUr girmiş, aydınlığı yeri ve gokleri tutmuş Ben de bu gece ruyamda dedemiz İbrahim’i gordum Bana; “Abdulmuttalib’in oğlu Abdullah’la kızın Amine’nin nikahlarını ben kıydım Onu sen de kabUl et dedi Bugun sabahtan beri bu ruyanın tesiri altındayım Acaba ne zaman gelecekler, diye merak ediyordum Bu sozleri duyan Abdulmuttalib sevincinden“Allahu Ekber! Allahu Ekber! diyerek tekbir getirdi Nihayet oğlu Abdullah’ı Vehb’in kızı Amine ile evlendirdi Bu konuda başka rivayetler de vardır
Abdullah, Amine ile evlenince alnında parlayan nUr, hanımına intikal etti Abdullah’ın evlendiği geceye Turkiye’de ve bircok İslam memleketlerinde bir asırdan beri Regaib kandili ismi verilmekte ise de bu yanlıştır Regaib gecesi, Receb ayının ilk cuma gecesidir Muhammed aleyhisselamın nUru ise hazreti Amine’ye Cemazilahir ayında intikal etmiştir Cahiliyye devrinde Arapların harbi haram saydıkları aylarda harp etmek istedikleri zaman ayların ismini ve sırasını değiştirmeleri yani Cemazilahir ayına o sene Recep demeleri sebebiyle halk icinde bu yanlışlık yayılmıştır Gercekte bunun dinen ve ilmen bir kıymeti yoktur O halde Nubuvvet yani peygamberlik nUrunun Amine validemize intikali, şimdiki Cemazilahir ayındadır, Regaib gecesinde değildir Amine’nin Muhammed aleyhisselama hamile olduğu sırada Kureyş kabilesinde buyuk bir darlık, kıtlık ve pahalılık olmuştu Kureyş cok sıkıntı icinde idi Muhammed aleyhisselamın ana rahmine duşmesiyle birlikte, O’nun hurmetine Allahu teala Kureyş kabilesinin bağ ve bahcelerine, mahsUllerine oyle bereket verdi ki, hepsi zengin oldular Araplar o seneye “Senetul feth ve’l ibtihac yani sevinc ve bolluk yılı dediler Amine Hatun Sevgili Peygamberimize hamile iken kocası Abdullah ticaret icin Şam’a gitmişti Donuşunde hastalanıp Medine’ye geldiği sırada dayılarının yanında vefat etti Bu haber Mekke’de duyulunca cok buyuk bir uzuntuye sebep oldu Eshabı kiramdan Abdullah ibni Abbas radıyallahu anh şoyle bildirmiştir: “Peygamberimizin babası Abdullah, oğlu doğmadan once vefat edince melekler; “Ey Rabbimiz, ResUlun yetim kaldı dediler Allahu teala da; “O’nun koruyucusu ve yardımcısı benim buyurdu
Amine Hatun şoyle anlatmıştır: “Ben altı aylık hamile iken, bir gece ruyamda karşıma bir zat cıkıp dedi ki: “Ey Amine, bilmiş ol ki, sen alemlerin en hayırlısı olan kimseye hamile oldun Doğurunca ismini Muhammed koy ve halini hic kimseye acmayıp, gizli tut! Başka bir rivayette de; “İsmini Ahmed koy şeklinde bildirilmiştir
Muhammed aleyhisselamın doğmasına iki ay kadar zaman varken Fil vak’ası meydana geldi İnsanların her taraftan akın akın gelip Kabe’yi ziyaret etmesine engel olmak isteyen Yemen valisi Ebrehe, Bizans İmparatorunun da yardımıylaSan’a’da buyuk bir kilise yaptırdı ve insanların burayı ziyaret etmelerini istedi Araplar ise eskiden beri Kabe’yi ziyaret etmekte olup, Ebrehe’nin yaptırdığı kiliseye hic itibar etmediler Hatta hakaret gozuyle baktılar İclerinden biri kiliseyi kirletti Bu hadiseye kızan Ebrehe, Kabe’yi yıkmaya karar verdi ve bu maksatla bir ordu hazırlayıp Mekke uzerine yurudu Ebrehe’nin ordusunda onde yurutulen, zaferin kazanılmasında en buyuk payı alacağı tahmin edilen Mahmud adında bir fil vardı Ebrehe Kabe’ye saldırmaya başlayınca bu fil yere coktu ve Kabe yonunde yurumedi Yonu Yemen’e cevrilince koşarak geri donuyordu Boylece Mekke’ye yaklaşıp hucum etmek istediği halde hucum edemeyen Ebrehe ve ordusu uzerine Allahu teala ebabil (dağ kırlangıcı) denilen kuşlardan bir suru gonderdi Ebabil kuşlarının herbiri, biri ağzında ikisi de ayaklarında olmak uzere, nohut veya mercimek buyukluğunde ucer taş taşıyorlardı Bu taşları Ebrehe’nin ordusu uzerine bıraktılar Taş isabet eden her asker, anında yere duşup oldu Ebrehe kacmak istedi Taşlardan ona da isabet edip, kactıkca etleri parca parca dokulerek oldu Bu husus Kur’anı kerim’de Fil sUresinde bildirilmektedir Boylece Kureyş kabilesi doğmak uzere olan Muhammed aleyhisselamın hurmetine buyuk bir duşmanın şerrinden kurtuldu Muhammed aleyhisselamın geleceği Adem aleyhisselamdan itibaren her peygambere ve ummetlerine mujdelene gelmiş, doğması yaklaşınca da bircok haber ve mujdeler verilip alametler ortaya cıkmış, ceşitli hadiseler meydana gelmiştir
Yaratılan ilk insan olan Adem aleyhisselam, Muhammed aleyhisselamın zerresini taşıdığı icin alnında O’nun nUru parlıyordu Bu zerre hazreti Havva’ya, ondan Şit aleyhisselama ve boylece, temiz erkeklerden temiz kadınlara ve temiz kadınlardan temiz erkeklere gecti Muhammed aleyhisselamın nUru da, zerre ile birlikte alınlardan alınlara gecti ne zaman Adem aleyhisselamın yuzune baksalar, alnında Muhammed aleyhisselamın nUrunu gorurler ve ona salevat okurlardı Yani; “Allahumme salli ala seyyidina Muhammed derlerdi Adem aleyhisselam vefat edeceği zaman oğlu Şit aleyhisselama dedi ki: “Yavrum! Bu alnında parlayan nUr, son peygamber Muhammed aleyhisselamın nUrudur Bu nUru, mu’min, temiz ve afif hanımlara teslim et ve oğluna da boyle vasiyet et! Muhammed aleyhisselama gelinceye kadar, butun babalar, oğullarına boyle vasiyet etti Hepsi bu vasiyeti yerine getirip, en asil, en kibar kız ile evlendi NUr, temiz alınlardan, temiz kadınlardan gecerek sahibine ulaştı ResUlullah’ın sallallahu aleyhi ve sellem dedelerinden birinin iki oğlu olsa, yahut bir kabile iki kola ayrılsa Muhammed aleyhisselamın soyu, en şerefli ve hayırlı olan tarafta bulunurdu Her asırda onun dedesi olan zat, yuzundeki nUrdan belli olurdu O’nun nUrunu taşıyan secilmiş bir soy vardı ki, her asırda bu soydan olan zatın yuzu pek guzel ve nUrlu olurdu Bu nUr ile kardeşleri arasında belli olur, icinde bulunduğu kabile başka kabilelerden daha ustun, daha şerefli olurdu Adem aleyhisselamdan beri evlattan evlada gecerek gelen bu nUr İbrahim’e ondan da oğlu İsmail’e aleyhimusselam gecmiştir Onun da alnında sabah yıldızı gibi parlayan nUr, evladlarından Adnan’a, ondan Me’ad ondan Nizar’a intikal etmiştir Nizar doğunca babası Me’ad, oğlunun alnındaki nUru gorup sevinmiş, buyuk ziyafet vermiştir “Boyle oğul icin, bu kadar ziyafet az bir şey dediği icin de oğlunun adı Nizar (az bir şey) kalmıştır Bundan sonra da nUr sıra ile intikal ederek asıl sahibi olan sevgili Peygamberimize ulaşmıştır
Sevgili Peygamberimiz; “Ben, Abdullah, Abdulmuttalib, Haşim, Abdu Menaf, Kuseyy, Kilab, Murre, Ka’b, Luveyy, Galib, Fihr, Malik, Nadr, Kinane, Huzeyme, Mudrike, İlyas, Mudar, Nizar, Me’ad, Adnan oğlu Muhammed’im Mensup olduğum topluluk, ne zaman ikiye ayrılmış ise, Allah beni muhakkak onların en hayırlı olan tarafında bulundurmuştur Ben, cahiliyyet ahlaksızlıklarından hicbir şey bulaşmaksızın, ana ve babamdan meydana geldim Ben, Adem’den babama ve anneme gelinceye kadar, hep nikahlı anne babadan geldim Ben ana ve baba itibariyle en hayırlınızım Başka bir hadisi şerifte de; “Allahu teala, İbrahim oğullarından İsmail’i secti İsmail oğullarından Kinane oğullarını secti Kinane oğullarından Kureyş’i secti Kureyş’ten Haşim oğullarını secti Haşim oğullarından Abdulmuttalib oğullarını ecti Abdulmuttalib oğullarından da beni secti buyurdu
Peygamberimiz Kureyş kabilesinin Haşim oğulları kolundandır Babası Abdullah’dır Abdullah’ın babası Abdulmuttalib, annesi de Fatıma binti Amr’dır Dedesi Abdulmuttalib, Mekke’nin hakimi ve Arapların şeref itibariyle en ustun kabilesi olan Kureyş kabilesine mensuptu Abdulmuttalib’in alnında Muhammed aleyhisselamın nUru parladığından Kureyş kavmi onunla bereketlenirdi Peygamberimizin dedesi Abdulmuttalib, oğulları arasında en cok Abdullah’ı severdi Cunku onun alnında Muhammed aleyhisselamın nUru parlıyordu Abdullah’ın guzelliği Mısır’a kadar şohret bulmuştu Alnındaki nUr yuzunden iki yuze yakın kız, onunla evlenmek arzusu ile Mekke’ye gelmişti Abdulmuttalib ise, O’nu her yonuyle O’na denk olan bir kız ile evlendirmek istiyordu Bunun icin Beni Zuhre kabilesinin buyuğu Vehb bin Abdi Menaf’ın kızı Amine’yi oğlu Abdullah’a istedi Vehb’in kızı Amine; guzellik, ahlak ve neseb itibariyle Kureyş kızlarının en ustunu idi Ayrıca soy bakımından Abdullah ile birkac batın yukarıda birleşmekte idi Abdulmuttalib, Vehb’in kızını oğlu Abdullah’a isteyince Vehb şoyle dedi: “Ey amcam oğlu, biz bu teklifi sizden once aldık Amine’nin annesi bir ruya gordu Anlattığına gore evimize bir nUr girmiş, aydınlığı yeri ve gokleri tutmuş Ben de bu gece ruyamda dedemiz İbrahim’i gordum Bana; “Abdulmuttalib’in oğlu Abdullah’la kızın Amine’nin nikahlarını ben kıydım Onu sen de kabUl et dedi Bugun sabahtan beri bu ruyanın tesiri altındayım Acaba ne zaman gelecekler, diye merak ediyordum Bu sozleri duyan Abdulmuttalib sevincinden“Allahu Ekber! Allahu Ekber! diyerek tekbir getirdi Nihayet oğlu Abdullah’ı Vehb’in kızı Amine ile evlendirdi Bu konuda başka rivayetler de vardır
Abdullah, Amine ile evlenince alnında parlayan nUr, hanımına intikal etti Abdullah’ın evlendiği geceye Turkiye’de ve bircok İslam memleketlerinde bir asırdan beri Regaib kandili ismi verilmekte ise de bu yanlıştır Regaib gecesi, Receb ayının ilk cuma gecesidir Muhammed aleyhisselamın nUru ise hazreti Amine’ye Cemazilahir ayında intikal etmiştir Cahiliyye devrinde Arapların harbi haram saydıkları aylarda harp etmek istedikleri zaman ayların ismini ve sırasını değiştirmeleri yani Cemazilahir ayına o sene Recep demeleri sebebiyle halk icinde bu yanlışlık yayılmıştır Gercekte bunun dinen ve ilmen bir kıymeti yoktur O halde Nubuvvet yani peygamberlik nUrunun Amine validemize intikali, şimdiki Cemazilahir ayındadır, Regaib gecesinde değildir Amine’nin Muhammed aleyhisselama hamile olduğu sırada Kureyş kabilesinde buyuk bir darlık, kıtlık ve pahalılık olmuştu Kureyş cok sıkıntı icinde idi Muhammed aleyhisselamın ana rahmine duşmesiyle birlikte, O’nun hurmetine Allahu teala Kureyş kabilesinin bağ ve bahcelerine, mahsUllerine oyle bereket verdi ki, hepsi zengin oldular Araplar o seneye “Senetul feth ve’l ibtihac yani sevinc ve bolluk yılı dediler Amine Hatun Sevgili Peygamberimize hamile iken kocası Abdullah ticaret icin Şam’a gitmişti Donuşunde hastalanıp Medine’ye geldiği sırada dayılarının yanında vefat etti Bu haber Mekke’de duyulunca cok buyuk bir uzuntuye sebep oldu Eshabı kiramdan Abdullah ibni Abbas radıyallahu anh şoyle bildirmiştir: “Peygamberimizin babası Abdullah, oğlu doğmadan once vefat edince melekler; “Ey Rabbimiz, ResUlun yetim kaldı dediler Allahu teala da; “O’nun koruyucusu ve yardımcısı benim buyurdu
Amine Hatun şoyle anlatmıştır: “Ben altı aylık hamile iken, bir gece ruyamda karşıma bir zat cıkıp dedi ki: “Ey Amine, bilmiş ol ki, sen alemlerin en hayırlısı olan kimseye hamile oldun Doğurunca ismini Muhammed koy ve halini hic kimseye acmayıp, gizli tut! Başka bir rivayette de; “İsmini Ahmed koy şeklinde bildirilmiştir
Muhammed aleyhisselamın doğmasına iki ay kadar zaman varken Fil vak’ası meydana geldi İnsanların her taraftan akın akın gelip Kabe’yi ziyaret etmesine engel olmak isteyen Yemen valisi Ebrehe, Bizans İmparatorunun da yardımıylaSan’a’da buyuk bir kilise yaptırdı ve insanların burayı ziyaret etmelerini istedi Araplar ise eskiden beri Kabe’yi ziyaret etmekte olup, Ebrehe’nin yaptırdığı kiliseye hic itibar etmediler Hatta hakaret gozuyle baktılar İclerinden biri kiliseyi kirletti Bu hadiseye kızan Ebrehe, Kabe’yi yıkmaya karar verdi ve bu maksatla bir ordu hazırlayıp Mekke uzerine yurudu Ebrehe’nin ordusunda onde yurutulen, zaferin kazanılmasında en buyuk payı alacağı tahmin edilen Mahmud adında bir fil vardı Ebrehe Kabe’ye saldırmaya başlayınca bu fil yere coktu ve Kabe yonunde yurumedi Yonu Yemen’e cevrilince koşarak geri donuyordu Boylece Mekke’ye yaklaşıp hucum etmek istediği halde hucum edemeyen Ebrehe ve ordusu uzerine Allahu teala ebabil (dağ kırlangıcı) denilen kuşlardan bir suru gonderdi Ebabil kuşlarının herbiri, biri ağzında ikisi de ayaklarında olmak uzere, nohut veya mercimek buyukluğunde ucer taş taşıyorlardı Bu taşları Ebrehe’nin ordusu uzerine bıraktılar Taş isabet eden her asker, anında yere duşup oldu Ebrehe kacmak istedi Taşlardan ona da isabet edip, kactıkca etleri parca parca dokulerek oldu Bu husus Kur’anı kerim’de Fil sUresinde bildirilmektedir Boylece Kureyş kabilesi doğmak uzere olan Muhammed aleyhisselamın hurmetine buyuk bir duşmanın şerrinden kurtuldu Muhammed aleyhisselamın geleceği Adem aleyhisselamdan itibaren her peygambere ve ummetlerine mujdelene gelmiş, doğması yaklaşınca da bircok haber ve mujdeler verilip alametler ortaya cıkmış, ceşitli hadiseler meydana gelmiştir