Son yıllarda diyet konusu herkesin bildiği ve az çok bir şeyler söyleyebileceği bir mevzu haline gelmiştir. Derhal çabucak herkes en az bir sefer de olsa kendi kendine diyet yapmaya çalışmıştır. Bu sayede her konumda yapılan, bir gazete sahifesinden alınmış diyete rastlayabilirsiniz. Gelgelelim unutulmamalıdır ki her diyet bireyseldir. Size mucizeler öneren diyetlerse, ekseriyetle tek tip besinler içeren, çok düşük kalorili, sıhhatinizi tehdit edebilecek diyetlerdir. Moda diyetler, son vakitlerde gündemden düşmemektedir. Moda diyetlere birtakım örnekler aşağıda mahal almaktadır.
1-Atkins Diyeti;
Protein içeriği yüksek, karbonhidrat içeriği düşük olan bir diyet çeşididir. Karbonhidrattan kısıtlı olduğundan; ekmek, unlu besinler örneğin; makarna, pilav, meyve üzere besinler yasaktır. Meğer bu tip besinlerse, organizmanın temel güç açığını karşılayan besinlerdir.
Protein yüklü beslenmenin ön planda olduğu bu diyette proteinin ziyade alınması vücutta birtakım fizyolojik değişikliklere neden olmaktadır. Proteinin vücuttaki fonksiyonuna bakıldığında bilhassa metabolizmanın süratli çalışmasını ve kilo kaybının çokça olmasını sağlamaktadır. Çok ziyade alındığında ürik asit metabolizmasını bozarak, kanda ürik asit birikimine neden olabilir. Böbrek yükünü arttırarak, böbrek fonksiyonlarını negatif etkilemektedir. Vücuttan likit kaybına neden olduğu üzere, kalsiyum atılmasına da neden olmaktadır. Olumsuz tesirlerinden biri de protein yüklü beslenme sonucunda ağır olarak doymuş yağın da vücuda alınması sonucunda kalp-damar illetleri riskini artırmasıdır.
2-Montignac Diyeti;
Bu diyetin özelliği birebir öğün içerisinde protein ve karbonhidratın nokta almamasıdır. Ayrıştıma diyeti ile birebir özelliklere sahiptir. Doğal olarak bulunan her besinin içeriğinde kendine şahsi orantılarda protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineraller bulunmaktadır. Her besinin özeliğine nazaran bu pahalar farklılık göstermektedir. Binaenaleyh bu diyeti uygulayabilmek büsbütün ütopik olmaktadır. Zira besin öğelerinin yiyeceklerden ayrıştırılması olağan şatlarda mümkün değildir. Aslında bu türlü bir beslenme programı, insan vücuduna da elverişli değildir. Zira gün içerisinde nasıl ki tüm besin öğelerini almamız gerekiyorsa, bir öğün içerisinde de mümkün olduğunca çeşitliliği sağlamamız gerekmektedir. Bu üslup ayrıştırma diyetleri kas ve kemik kütlesinden kayıpların yaşandığı, sıhhatsiz kilo kayıplarına neden olmaktadır. Gelgelelim montignac diyetinin glisemik indexi düşük besinleri öneriyor olması, sağlıklı beslenme prensipleri açısından mütenasiptir.
3- Zone Diyeti;
Zone diyetinde birinci göze çarpan, diyetin aç kalmama prensibi üzerine kurulduğudur. Önerilen öğün sayısına bakıldığında, 4 öğünden oluşan bu diyetteki sabah ile öğlen arasındaki uzun vade açlığı ağır halde hissettirmektedir. Bu da kişilerin en canlı çalıştıkları periyotta performanslarının azalmasına sebep olmaktadır. Başkaca kahvaltı ve öğlen yemeği arasındaki 5 saatlik mühlet, uzun vadeli açlığa neden olur. Böylelikle metabolizma suratı yavaşlamaya başlar. Umumide anti- aging programlarında önerilen bir diyettir. Egzersiz yapanlar için münasebetli olmayabilir. Kuvvetin karbonhidrattan gelen yüzdesi % 40, protein % 30 ve yağ % 30' dur. Buda tekrar karbonhidrat için az, protein ve yağ için ziyade bir yüzdedir.
4- South Diyeti;
Protein içeriği yüksek ama süt ve türevlerinin kısıtlandığı bir diyettir. Binaenaleyh kalsiyum içerikli besinlerden yoksul kaldığı göze çarpmaktadır. Kalsiyum münhasıran kemik, diş gelişimi ve sıhhati açısından en değerli mineral olduğu unutulmamalı, mahsusen bayanlarda ileriki yaşlarda kemik erimesi riskinin artacağı dikkate alınmalıdır. Karbonhidratların kısıtlı olması, yerinde enerjiyi alamadığımızı ve gücün proteinlerden karşılanmaya çalışıldığı da bilinmektedir. Tıpkı Atkins diyeti üzere protein yüklü olması insan sıhhati üzerinde tehdit ögesi oluşturduğu unutulmamalıdır.
1-Atkins Diyeti;
Protein içeriği yüksek, karbonhidrat içeriği düşük olan bir diyet çeşididir. Karbonhidrattan kısıtlı olduğundan; ekmek, unlu besinler örneğin; makarna, pilav, meyve üzere besinler yasaktır. Meğer bu tip besinlerse, organizmanın temel güç açığını karşılayan besinlerdir.
Protein yüklü beslenmenin ön planda olduğu bu diyette proteinin ziyade alınması vücutta birtakım fizyolojik değişikliklere neden olmaktadır. Proteinin vücuttaki fonksiyonuna bakıldığında bilhassa metabolizmanın süratli çalışmasını ve kilo kaybının çokça olmasını sağlamaktadır. Çok ziyade alındığında ürik asit metabolizmasını bozarak, kanda ürik asit birikimine neden olabilir. Böbrek yükünü arttırarak, böbrek fonksiyonlarını negatif etkilemektedir. Vücuttan likit kaybına neden olduğu üzere, kalsiyum atılmasına da neden olmaktadır. Olumsuz tesirlerinden biri de protein yüklü beslenme sonucunda ağır olarak doymuş yağın da vücuda alınması sonucunda kalp-damar illetleri riskini artırmasıdır.
2-Montignac Diyeti;
Bu diyetin özelliği birebir öğün içerisinde protein ve karbonhidratın nokta almamasıdır. Ayrıştıma diyeti ile birebir özelliklere sahiptir. Doğal olarak bulunan her besinin içeriğinde kendine şahsi orantılarda protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineraller bulunmaktadır. Her besinin özeliğine nazaran bu pahalar farklılık göstermektedir. Binaenaleyh bu diyeti uygulayabilmek büsbütün ütopik olmaktadır. Zira besin öğelerinin yiyeceklerden ayrıştırılması olağan şatlarda mümkün değildir. Aslında bu türlü bir beslenme programı, insan vücuduna da elverişli değildir. Zira gün içerisinde nasıl ki tüm besin öğelerini almamız gerekiyorsa, bir öğün içerisinde de mümkün olduğunca çeşitliliği sağlamamız gerekmektedir. Bu üslup ayrıştırma diyetleri kas ve kemik kütlesinden kayıpların yaşandığı, sıhhatsiz kilo kayıplarına neden olmaktadır. Gelgelelim montignac diyetinin glisemik indexi düşük besinleri öneriyor olması, sağlıklı beslenme prensipleri açısından mütenasiptir.
3- Zone Diyeti;
Zone diyetinde birinci göze çarpan, diyetin aç kalmama prensibi üzerine kurulduğudur. Önerilen öğün sayısına bakıldığında, 4 öğünden oluşan bu diyetteki sabah ile öğlen arasındaki uzun vade açlığı ağır halde hissettirmektedir. Bu da kişilerin en canlı çalıştıkları periyotta performanslarının azalmasına sebep olmaktadır. Başkaca kahvaltı ve öğlen yemeği arasındaki 5 saatlik mühlet, uzun vadeli açlığa neden olur. Böylelikle metabolizma suratı yavaşlamaya başlar. Umumide anti- aging programlarında önerilen bir diyettir. Egzersiz yapanlar için münasebetli olmayabilir. Kuvvetin karbonhidrattan gelen yüzdesi % 40, protein % 30 ve yağ % 30' dur. Buda tekrar karbonhidrat için az, protein ve yağ için ziyade bir yüzdedir.
4- South Diyeti;
Protein içeriği yüksek ama süt ve türevlerinin kısıtlandığı bir diyettir. Binaenaleyh kalsiyum içerikli besinlerden yoksul kaldığı göze çarpmaktadır. Kalsiyum münhasıran kemik, diş gelişimi ve sıhhati açısından en değerli mineral olduğu unutulmamalı, mahsusen bayanlarda ileriki yaşlarda kemik erimesi riskinin artacağı dikkate alınmalıdır. Karbonhidratların kısıtlı olması, yerinde enerjiyi alamadığımızı ve gücün proteinlerden karşılanmaya çalışıldığı da bilinmektedir. Tıpkı Atkins diyeti üzere protein yüklü olması insan sıhhati üzerinde tehdit ögesi oluşturduğu unutulmamalıdır.
