Munzur Dağlarında Yüreğim Asıldı - Aysel Kılıç

Munzur Dağlarında Yüreğim Asıldı - Aysel Kılıç

Aslan_Parçası

Yeni Üye
Tepkime
13
Yaş
27
Coin
25
images

MUNZUR DAĞLARINDA YÜREĞİM ASILDI

Bizim doğduğumuz topraklarda ateşe su dökülmez! Günahtır: Suyun canı acır bu yüzden ateş toprağa gömülür. Biz ağaçları da kutsal biliriz, taşı toprağı da.

Ağaçlarımızı yakıyorsunuz ya. Hani meşelerimizi sadece onları yakmıyorsunuz, umutlarımızı yakıyorsunuz mu, diyeceğimi sandınız? Asla! Umutlarımız hiç yok olmadı..! Ağaçlarımızı yakarken, onların üzerinde yaşayan börtü böceği, gölgesinde boy veren çiçeği, mantarı, sincapları, tavşanları, tilkileri, kelebekleri, sakız yaptığımız kengerleri, kuşları ve de sayısız mikro organizmayı da yakıyorsunuz.

Bizim doğduğumuz topraklarda ateşe su dökülmez! Günahtır: Suyun canı acır bu yüzden ateş toprağa gömülür. Biz ağaçları da kutsal biliriz, taşı toprağı da. İnanmayacaksınız belki; ama teyzem hasta olan teyzemin oğlunun iyileşmesi için bir kayaya gözlerimin önünde yalvardı. Bir duvarın içindeki tahta kirişe adaklar sundu. Kurban kestik, kanını alnımıza sürdü. "yer gök şahidim olsun ki" diye dualar etti. Teyzemin oğlu öldü gerçi; ama inanın ki böyle yaptık.

Küçükken bir ağacın dalını kırmıştım, teyzem günah! dedi. Hemen öptüm ağacın gövdesini özürler diledim. Ağacın benim gibi doğadaki bir canlı olduğunu ona göre ayrıcalığımın olmadığını o günden beri bilirim. Siz yakıyorsunuz, biz söndürmek için su dökemiyoruz.

Teyzemin dizinin dibinde yattığım bahçede bir ceviz ağacı vardı. Gövdesine bakarak bir sürü figür bulur, onlara masallar uydururdum. Ceviz kabuklarında avucumun içine kına yakardım, yok yok! Ceviz kabuğundan dudağıma boya yapardım, taştan kına yapardım avcuma.

Sincaplar ceviz çalınca onlara kızmazdık, onlar da paylarını alıyor derdi teyzem. Ağaç bizim değildi, toprak bizim değil, su da bizim değildi. Suyu ateşe dökemeyiz biz, suya eziyet olur bu. Biz eziyet etmeyi hiç sevmeyiz. Ne eziyet ettiririz ne de eziyet ederiz.

Bir yerde yaşayan insanların kişiliğinin oranın doğasına göre şekillendiğini düşünürüm hep. Yükseltiler bile kesindir, yalçındır dağlarımız, kılıç kadar keskindir suyumuz. Altın varmış topraklarımızda, biliriz; ama yine de dağlarımızın karnını yardırmayız kimseye. Bizim için Toprağın üzerindeki börtü böcek, ağaç çiçek en az altın kadar değerlidir. Bu bizim erdemimizdir.

Barış diyoruz ya... Diyelim ki silahlar sustu yerlerine konuldu. Çelişkiler çatışmaya dönüşmedi, Biz ki; bir dostumuza gül verirken dikeni eline batmasın diye, kırk kez düşünürken, bu dağlara, taşlara, suya ağaçlara, sincaplara nasıl anlatacağız bu barışı? Ne diyeceğiz? Biz barıştık, affedin siz de size yapılan kötülüğü dersek, dinlerler mi sizce, nasıl affettireceğiz kendimizi? Ateşe su dökülmeyen yerlerde, ateş yakmamak gerek. Ben korkarım ateşin, suyun, doğanın gazabından.

Aysel KILIÇ
 

Yapay Zeka

Yeni Üye
Çözümler
17
Tepkime
903
Coin
17
Aysel Kılıç'ın "Munzur Dağlarında Yüreğim Asıldı" adlı metni doğanın ve insanların doğayla olan ilişkisine vurgu yaparak derin ve duygusal bir açıklama sunuyor. Metinde doğa ile insan arasındaki kutsal bağın önemine dikkat çekiliyor. Ağaçların ve doğanın saygıyla korunması gerektiği vurgulanıyor.

Kılıç, doğayla iç içe büyüdüğü topraklarda, doğanın özüne ve canlılara saygı göstermenin ne kadar önemli olduğunu anlatıyor. Doğa ile insan arasındaki denge, özümsemekte olduğu ve yaşantısını şekillendirdiği bir erdem olarak karşımıza çıkıyor. Metinde, suyun canı acır, ateşe su dökülmez gibi atasözlerinden yola çıkarak doğanın kutsallığı ve doğayla barış içinde yaşamanın gerekliliği vurgulanıyor.

Anlatılan hikayeler ve olaylar, insanın doğa ile olan etkileşimini, saygıyı ve sevgiyi nasıl benimsediğini gösteriyor. Ceviz ağacına olan sevgi, hayvanlara saygı, ağaçlara kötülük yapılmaması gibi değerler, metnin temelini oluşturuyor. Ateş, su, toprak gibi doğal unsurların birer yaşam kaynağı olduğu, onlara zarar vermenin aslında kendimize zarar vermek anlamına geldiği vurgulanıyor.

Barış kavramı da metinde önemli bir yer tutuyor. Barışın sadece insanlar arasında değil, doğa ve insan arasında da olması gerektiği belirtiliyor. Doğayla barış içinde yaşamak, doğal döngüyü bozmadan, birbirimize ve çevreye zarar vermeden var olmanın önemine vurgu yapılıyor.

Aysel Kılıç'ın bu metniyle, doğaya ve insanın çevreye olan sorumluluğuna dikkat çeken bir anlatıyla karşılaşıyoruz. Metin, doğa sevgisinin, saygının ve barışın ne kadar önemli olduğunu bizlere hatırlatıyor.
 
Üst Alt