MURŞİDİ OLMAYANIN MURŞİDİ ŞEYTAN MI?
RaYiHaN bildirdi: Tasavvuf ve manevi terbiyeden kacanlar, meşhur bir sozle uyarılırlar: “Murşidi olmayanın murşidi şeytandır Buyuk veli Beyazidi Bistami (KS)’ye ait bu soz, doğrusu hassas bir konuya işaret ediyor Oyle ya; eğer bu ifade dini bir delile dayanıyorsa, gercek bir murşidin talebesi olmayan herkesin durumu yeniden gozden gecirilmeye muhtac
Eğer bir tecrube ve gozleme dayanıyorsa, tecrube bir ilimdir, ve bir hakikat payı aranması gerekir Bu sık kullanılan ifade, “bir murşidin elinden tutanlar şeytanın elinden kurtulmuş mu oldular? Biz oyle şeyhleri gorduk ki, şeytanı hic aratmıyorlar! Hem iyi de olsa şeyh bir peygamber mi ki, ona uymayanlar iflah olmasın? Biz Kur’an ve Sunnet’ten başkasına uymayız itirazıyla karşılanagelmiştir
Bu meselenin ic yuzunu incelemek icin şuphesiz en doğru yol, konuyu yanılmaz iki şahidin, yani Kur’an ve Sunnet’in olculerine gore ele almak
Once şunu belirtelim ki tasavvuf ehli, murşid deyince gercekten kendisine uyulmaya layık bir Allah dostunu kasdederler
Gercek murşid alimdir, ariftir, takva ve edebte zirvedir, nur ve feyiz sahibidir Ayrıca insan terbiyesinde ehliyetli ve irşad işinde izinlidir Hz Peygamber (AS)’in varisidir Cunku kendisi terbiye olmamış bir kimsenin başkasını terbiye edemeyeceği acıktır
İkinci olarak, murşid deyince tek bir insan değil, o insanının etrafında toplanmış, gonlunu ve yonunu Allah’a cevirmiş bir cemaat akla gelmelidir
Cunku gercek murşid, takva yolunda bir imamdır ve kendisine uyanlar icin emin bir rehberdir Boyle bir murşidin elinden tutan kimse, aynı zamanda bircok mumin kardeşiyle Allah yolunda el
ele tutmuş demektir Şeytana karşı bu ne buyuk bir kuvvet ve ne sağlam bir siperdir!
Kamil murşidden kacmak, boyle bir cematten uzaklaşmak ve dini yalnız başına yaşamaya calışmak demektir Bu ise ne kadar zevksiz bir iş ve desteksiz bir gidiştir! Tasavvuf, topluca tevbe etmek,
birlikte zikretmek, şeytanlara karşı birleşmek, hak icin birbirini desteklemek ve cemaat halinde Allah yolunda yurumektir
Kur’an’ın ve Rasulullah’ın uyarıları
“Murşidi olmayanın murşidi şeytandır sozu, Hz Kur’an’a aykırı değildir; aksine bircok ayet tarafından desteklenmektedir Cunku, tek başına kalan bir kimesenin insan ve cin şeytanlarına yem olacağına Kur’an’daki pek cok ayet işaret etmektedir
Allahu Teala, kendi yolunda topluca hareket etmemizi emrediyor Parcalanmayı, dağılmayı, tek başına kalmayı yasaklıyor (Ali İmran102103)
Bunun, duşmanlar karşısında zayıflık ve mağlubiyet sebebi olacağını belirtiyor (Enfal46)
Cenabı Hak hepimizi gercek takvaya cağırıyor ve bunun icin sadık kullarla beraber olmamızı istiyor (Tevbe119)
Allah’ın zikrinden kacanların şeytanın kucağına duştuğunu de Kur’anı Kerim şoyle ifade ediyor:
“Her kim Rahman olan Allah’ın zikrinden gafil kalırsa, biz ona bir şeytan musallat ederiz; o şeytan ondan hic ayrılmaz Bu şeytanlar onları doğru yoldan alıkoyarlar, onlar ise kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar (Zuhruf3637)
“Rehberi olmayanın, tek başına kalanın rehberi şeytandır sozu, bir cok hadisi şerifin ortak manasını da ifade etmektedir Şoyle ki, Rasulullah (AS) Efendimiz, şeytanın insan kurdu olduğunu, herkese pusu kurduğunu ve cemaattan ayrılan, tek başına kalan kimseyi kolayca yuttuğunu haber veriyor İşte Rahmet Peygamberi’nin uyarıları:
“Şeytan insan kurdudur; suruden ayrılan, tek başına kalan koyunu dağdaki kurt nasıl kaparsa, cemaatten ayrılan kimseyi de şeytan oylece kapar (Ahmed, Tabarani)
“Sizin cemaat halinde bulunmanız gerekir Ayrılıktan, tek başına kalmaktan sakının Şuphesiz şeytan tek başına kalanla beraberdir O, (Allah icin beraber olan) iki kişiden uzak durur (Tirmizi, Ahmed, Hakim)
“Şuphesiz Allahu Teala, ummetimi sapık fikir ve fitne uzerinde bir araya getirmez Allah’ın eli (rahmet ve desteği) cemaatin uzerindedir Kim cemaattan ayrılırsa ateşe duşer (Tirmizi, Tabarani)
Bu mealdeki hadislerin ortak manası ve uyarısı şudur: Dini tek başına yaşamaya kalkmayın Allah yolunda birlik olun, alimlere uyun, takva uzere giden cemaata sımsıkı yapışın Tek başına kalanın kalbini şeytan sarar, yolundan alıkoyar ve kolayca zarara sokar Bu duşmana karşı birlik kalesine girin, Allah sevgisini siper edinin ve olene kadar boyle gidin Emniyetiniz budur Şu halde “başında bir rehberi olmayanın rehberi şeytandır sozu Kur’an ve Sunnet’e aykırı değildir
Tecrubeler de onu desteklemektedir Bir ustada gitmeden, alim bir rehberi bulunmadan, peygamberlerden başka kamil olan kimse yoktur Maddi sanat ve fenlerde de durum aynıdır Başında bir usta olmadan hicbir cırak, kolay kolay usta olamaz Arifler demişlerdir ki: “Kendi başına buyuyen ağac yaprak acar, fakat meyve vermez Verse de meyvesi yenmez Bir edeb ehlini gormeyen gercek edeb nedir bilmez Bildikleri de kendisine yetmez
Kur’an ve Sunnet’i rehberle yaşamak
Bazıları, “Biz Kur’an ve sunnete uyduktan sonra niye sapıtalım ki? Bizim emniyetimiz murşide değil, Kur’an ve Sunnet’e uymaktır Murşide ve muridlerine lazım olan da bu değil mi? diye soruyorlar
Evet, hepimiz icimiz ve dışımızla ilahi hukumlere uymakla mukellefiz Kamil murşidlerin bundan başka bir hedefi yoktur Butun mesele, her durumda Kur’an ve Sunnet cizgisinde giden Allah adamı olabilmektir Buna ihsan makamında kulluk denir Acaba bunun en guzel yolu nedir? Sadece okumak mı, yoksa yolu bilene uymak mı? Mesafesi uzun, engelleri cok, tehlikeleri fazla, her yanı gizli duşmanlarla cevrili bir yolu, sadece tarifle mi gitmek emniyetlidir, yoksa yolu bilen bir rehberle mi?
Bu yol, insanın benliğini aşıp hakikatına ulaşma yoludur Bu yoldaki en buyuk engel insanın nefsidir Bu yol, Alemlerin Rabbi’ne gercekten kul olma yoludur Onun etrafı duşmanlarla
doludur Yalnız gidilmez, yol cok uzundur
Şeytandan yakayı sıyırmak mumkun mu?
Kur’anı Hakim bildiriyor ki, şeytan, olene kadar hic kimseden elini cekmez, umidini kesmez, Bunun icin yemini vardır (Sa’d8083)
O peygamberlere bile hile yapmak ister, ancak Allah’ın nuru onu engeller (Hac52)
Kamil murşidler şeytanın baş duşmanıdır; onlara yanaşmak ister, karşısında yine ilahi nuru bulur; siner, kacar Cunku, onlar Alemlerin Rabbi’ne teslim olmuşlardır O da onları ozel himayesine almıştır (Nahl99, İsra65)
Şeytanın şerrinden peygamberler ve veliler ancak Allah’ın yardımıyla emin oldular Yolu bir kere Mekke’ye, beş defa tekkeye uğrayan bir musluman ondan kurtulduğunu nasıl duşunebilir?
Murid, Allah’a yonelen kimse demektir Şeytan en fazla bu kimselerle uğraşır Bunun icin her yolu dener En iyi yaptığı iş vesvese vermektir Acıkca gunaha sokamadığı muridi, yaptığı hayırlı amelleri ile azdırmaya calışır Ancak, murşidine ve cemaatine bağlı sadık bir muridin bir tane şeytanı varsa, binlerce dostu ve yardımcısı mevcuttur Onların bereketiyle hastalığını anlar, ilacına koşar Ancak, kalbini değil cebini duşunen, din değil dunya derdine duşen, niyeti sakat olduğu halde sadık gorunen kimseler, şeytanın maskarası, muslumanların yuzkarasıdır Bunlar murşid değil şeytandır, murid değil, munafıktır Ve onlar bizim konumuz dışındadır Tek başına hakikatı arayan kimse yorulur, coğu zaman şeytanın oyuncağı olur Şeytan bu insana acıktan gunah işletemez ise, yaptığı hayırlara yonelir Bu yolla mumini zarara sokmaya calışır, bunu da genelde başarır Şeytan ilim sahiplerine daha cok gizli gunahları işletir Onu gosteriş, kin, kibir, hased, gaflet, eşyaya aşırı muhabbet, makam hırsı, kendini beğenme, ameli ile ovunme, insanları kucuk gorme gibi tesbiti guc, tedavisi zor gunahlara daldırır Başında bir murşidi, cevresinde kendisini uyaracak kardeşleri olmayan kimse, asıl halini anlamadan ve bir caresine bakamadan olur gider Sonucta insan ağlar, şeytan guler
Dr Dilaver Selvi
RaYiHaN bildirdi: Tasavvuf ve manevi terbiyeden kacanlar, meşhur bir sozle uyarılırlar: “Murşidi olmayanın murşidi şeytandır Buyuk veli Beyazidi Bistami (KS)’ye ait bu soz, doğrusu hassas bir konuya işaret ediyor Oyle ya; eğer bu ifade dini bir delile dayanıyorsa, gercek bir murşidin talebesi olmayan herkesin durumu yeniden gozden gecirilmeye muhtac
Eğer bir tecrube ve gozleme dayanıyorsa, tecrube bir ilimdir, ve bir hakikat payı aranması gerekir Bu sık kullanılan ifade, “bir murşidin elinden tutanlar şeytanın elinden kurtulmuş mu oldular? Biz oyle şeyhleri gorduk ki, şeytanı hic aratmıyorlar! Hem iyi de olsa şeyh bir peygamber mi ki, ona uymayanlar iflah olmasın? Biz Kur’an ve Sunnet’ten başkasına uymayız itirazıyla karşılanagelmiştir
Bu meselenin ic yuzunu incelemek icin şuphesiz en doğru yol, konuyu yanılmaz iki şahidin, yani Kur’an ve Sunnet’in olculerine gore ele almak
Once şunu belirtelim ki tasavvuf ehli, murşid deyince gercekten kendisine uyulmaya layık bir Allah dostunu kasdederler
Gercek murşid alimdir, ariftir, takva ve edebte zirvedir, nur ve feyiz sahibidir Ayrıca insan terbiyesinde ehliyetli ve irşad işinde izinlidir Hz Peygamber (AS)’in varisidir Cunku kendisi terbiye olmamış bir kimsenin başkasını terbiye edemeyeceği acıktır
İkinci olarak, murşid deyince tek bir insan değil, o insanının etrafında toplanmış, gonlunu ve yonunu Allah’a cevirmiş bir cemaat akla gelmelidir
Cunku gercek murşid, takva yolunda bir imamdır ve kendisine uyanlar icin emin bir rehberdir Boyle bir murşidin elinden tutan kimse, aynı zamanda bircok mumin kardeşiyle Allah yolunda el
ele tutmuş demektir Şeytana karşı bu ne buyuk bir kuvvet ve ne sağlam bir siperdir!
Kamil murşidden kacmak, boyle bir cematten uzaklaşmak ve dini yalnız başına yaşamaya calışmak demektir Bu ise ne kadar zevksiz bir iş ve desteksiz bir gidiştir! Tasavvuf, topluca tevbe etmek,
birlikte zikretmek, şeytanlara karşı birleşmek, hak icin birbirini desteklemek ve cemaat halinde Allah yolunda yurumektir
Kur’an’ın ve Rasulullah’ın uyarıları
“Murşidi olmayanın murşidi şeytandır sozu, Hz Kur’an’a aykırı değildir; aksine bircok ayet tarafından desteklenmektedir Cunku, tek başına kalan bir kimesenin insan ve cin şeytanlarına yem olacağına Kur’an’daki pek cok ayet işaret etmektedir
Allahu Teala, kendi yolunda topluca hareket etmemizi emrediyor Parcalanmayı, dağılmayı, tek başına kalmayı yasaklıyor (Ali İmran102103)
Bunun, duşmanlar karşısında zayıflık ve mağlubiyet sebebi olacağını belirtiyor (Enfal46)
Cenabı Hak hepimizi gercek takvaya cağırıyor ve bunun icin sadık kullarla beraber olmamızı istiyor (Tevbe119)
Allah’ın zikrinden kacanların şeytanın kucağına duştuğunu de Kur’anı Kerim şoyle ifade ediyor:
“Her kim Rahman olan Allah’ın zikrinden gafil kalırsa, biz ona bir şeytan musallat ederiz; o şeytan ondan hic ayrılmaz Bu şeytanlar onları doğru yoldan alıkoyarlar, onlar ise kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar (Zuhruf3637)
“Rehberi olmayanın, tek başına kalanın rehberi şeytandır sozu, bir cok hadisi şerifin ortak manasını da ifade etmektedir Şoyle ki, Rasulullah (AS) Efendimiz, şeytanın insan kurdu olduğunu, herkese pusu kurduğunu ve cemaattan ayrılan, tek başına kalan kimseyi kolayca yuttuğunu haber veriyor İşte Rahmet Peygamberi’nin uyarıları:
“Şeytan insan kurdudur; suruden ayrılan, tek başına kalan koyunu dağdaki kurt nasıl kaparsa, cemaatten ayrılan kimseyi de şeytan oylece kapar (Ahmed, Tabarani)
“Sizin cemaat halinde bulunmanız gerekir Ayrılıktan, tek başına kalmaktan sakının Şuphesiz şeytan tek başına kalanla beraberdir O, (Allah icin beraber olan) iki kişiden uzak durur (Tirmizi, Ahmed, Hakim)
“Şuphesiz Allahu Teala, ummetimi sapık fikir ve fitne uzerinde bir araya getirmez Allah’ın eli (rahmet ve desteği) cemaatin uzerindedir Kim cemaattan ayrılırsa ateşe duşer (Tirmizi, Tabarani)
Bu mealdeki hadislerin ortak manası ve uyarısı şudur: Dini tek başına yaşamaya kalkmayın Allah yolunda birlik olun, alimlere uyun, takva uzere giden cemaata sımsıkı yapışın Tek başına kalanın kalbini şeytan sarar, yolundan alıkoyar ve kolayca zarara sokar Bu duşmana karşı birlik kalesine girin, Allah sevgisini siper edinin ve olene kadar boyle gidin Emniyetiniz budur Şu halde “başında bir rehberi olmayanın rehberi şeytandır sozu Kur’an ve Sunnet’e aykırı değildir
Tecrubeler de onu desteklemektedir Bir ustada gitmeden, alim bir rehberi bulunmadan, peygamberlerden başka kamil olan kimse yoktur Maddi sanat ve fenlerde de durum aynıdır Başında bir usta olmadan hicbir cırak, kolay kolay usta olamaz Arifler demişlerdir ki: “Kendi başına buyuyen ağac yaprak acar, fakat meyve vermez Verse de meyvesi yenmez Bir edeb ehlini gormeyen gercek edeb nedir bilmez Bildikleri de kendisine yetmez
Kur’an ve Sunnet’i rehberle yaşamak
Bazıları, “Biz Kur’an ve sunnete uyduktan sonra niye sapıtalım ki? Bizim emniyetimiz murşide değil, Kur’an ve Sunnet’e uymaktır Murşide ve muridlerine lazım olan da bu değil mi? diye soruyorlar
Evet, hepimiz icimiz ve dışımızla ilahi hukumlere uymakla mukellefiz Kamil murşidlerin bundan başka bir hedefi yoktur Butun mesele, her durumda Kur’an ve Sunnet cizgisinde giden Allah adamı olabilmektir Buna ihsan makamında kulluk denir Acaba bunun en guzel yolu nedir? Sadece okumak mı, yoksa yolu bilene uymak mı? Mesafesi uzun, engelleri cok, tehlikeleri fazla, her yanı gizli duşmanlarla cevrili bir yolu, sadece tarifle mi gitmek emniyetlidir, yoksa yolu bilen bir rehberle mi?
Bu yol, insanın benliğini aşıp hakikatına ulaşma yoludur Bu yoldaki en buyuk engel insanın nefsidir Bu yol, Alemlerin Rabbi’ne gercekten kul olma yoludur Onun etrafı duşmanlarla
doludur Yalnız gidilmez, yol cok uzundur
Şeytandan yakayı sıyırmak mumkun mu?
Kur’anı Hakim bildiriyor ki, şeytan, olene kadar hic kimseden elini cekmez, umidini kesmez, Bunun icin yemini vardır (Sa’d8083)
O peygamberlere bile hile yapmak ister, ancak Allah’ın nuru onu engeller (Hac52)
Kamil murşidler şeytanın baş duşmanıdır; onlara yanaşmak ister, karşısında yine ilahi nuru bulur; siner, kacar Cunku, onlar Alemlerin Rabbi’ne teslim olmuşlardır O da onları ozel himayesine almıştır (Nahl99, İsra65)
Şeytanın şerrinden peygamberler ve veliler ancak Allah’ın yardımıyla emin oldular Yolu bir kere Mekke’ye, beş defa tekkeye uğrayan bir musluman ondan kurtulduğunu nasıl duşunebilir?
Murid, Allah’a yonelen kimse demektir Şeytan en fazla bu kimselerle uğraşır Bunun icin her yolu dener En iyi yaptığı iş vesvese vermektir Acıkca gunaha sokamadığı muridi, yaptığı hayırlı amelleri ile azdırmaya calışır Ancak, murşidine ve cemaatine bağlı sadık bir muridin bir tane şeytanı varsa, binlerce dostu ve yardımcısı mevcuttur Onların bereketiyle hastalığını anlar, ilacına koşar Ancak, kalbini değil cebini duşunen, din değil dunya derdine duşen, niyeti sakat olduğu halde sadık gorunen kimseler, şeytanın maskarası, muslumanların yuzkarasıdır Bunlar murşid değil şeytandır, murid değil, munafıktır Ve onlar bizim konumuz dışındadır Tek başına hakikatı arayan kimse yorulur, coğu zaman şeytanın oyuncağı olur Şeytan bu insana acıktan gunah işletemez ise, yaptığı hayırlara yonelir Bu yolla mumini zarara sokmaya calışır, bunu da genelde başarır Şeytan ilim sahiplerine daha cok gizli gunahları işletir Onu gosteriş, kin, kibir, hased, gaflet, eşyaya aşırı muhabbet, makam hırsı, kendini beğenme, ameli ile ovunme, insanları kucuk gorme gibi tesbiti guc, tedavisi zor gunahlara daldırır Başında bir murşidi, cevresinde kendisini uyaracak kardeşleri olmayan kimse, asıl halini anlamadan ve bir caresine bakamadan olur gider Sonucta insan ağlar, şeytan guler
Dr Dilaver Selvi