Son konular

Namaz İle İlgili Hikayeler

Konuyu Yükselt

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
1
Çözümler
1
Tepkime
43
Puanları
318
Yaş
36
Coin
256,938
Namaz Hikayeleri




Türkan Hanım dindar bir ailede büyümüştü. Annesi her fırsatta ona ve kardeşlerine namaz kılmalarını söyler, hatta kızarak onları uyarırdı. Türkan Hanım namazın kılınması gerektiğine inanır, ama yine de kılmazdı, çünkü kılmak nefsine zor geliyordu. Bazen başlar, sonra terk ederdi.


Evlendi ve çocukları oldu. Annesi her geldiğinde aynı şekilde namaz kılmaları için ikaz etmeyi sürdürüyor, o da ısrarla kılmamaya devam ediyordu. Çok istemesine rağmen bir türlü nefsine galip gelemiyordu. Bir gün arkadaşları ona oturmaya geldi. İçlerinden biri annesini de yanında getirmişti. Teyze çok mübarekti. Öyle tatlı konuşuyordu ki, onu dinleyen saatler geçse usanmazdı. Teyze bir ara namaz konusuna değindi. O anlatırken, Türkan Hanım annesini hatırlamış ve annesinin eski günlerdeki namaz ikazlarını düşünüyordu. Misafirler de teyzeyi zevkle dinliyordu.

Türkan Hanımın küçük oğlu Zekeriya, dört yaşındaydı. Oynadığı oyunu bırakmış, teyzenin koltuğu dibinde iki elini yumruk yapıp yüzüne dayamış bir şekilde, kıpırdamadan dinliyordu. Annesi ikram için mutfakla salon arasında koşturup dururken mevzu değişmişti. O da onların yanına oturup sohbetin güzelliğine kapılarak çayını yudumlamaya başladı.


“Anne, senin yerine ben namaza başlayacağım”

Tam bu sırada mutfaktan bir gürültü geldi. Arkasından da oğlunun çığlığı duyuldu. Telâşla mutfağa koştu Türkan Hanım. Misafirler de korkuyla peşinden gittiler. Oğlu bir sandalye koyarak lavaboya çıkmıştı. Bir ayağı lavabonun içinde, diğeri ise dışarıdaydı. Sandalye devrilmiş yerde dururken, oğlu da lavabonun kenarında korkmuş bir şekilde asılı duruyordu. Koşup kucağına aldı. Su içeceğini zannederek:

“İsteseydin ben verirdim yavrum, ya düşüp bir yerine zarar verseydin” diye çıkıştı.

Türkan Hanım oğlunun verdiği cevabı, uzun yıllar geçmesine rağmen hâlâ unutamaz; çünkü şöyle demişti çocuğu:

“Anne, ben abdest alacaktım. Teyze dedi ya, namaz kılmayanlara Allah ceza verecekmiş diye. Ben de, sen ceza almayasın diye senin yerine namaza başlayacaktım.”

O an Türkan Hanım, tepeden tırnağa titrediğini hissetti. Allah, yıllarca namaz kılmayan Türkan Hanıma oğlunun davranışıyla müthiş bir ders vermişti. Yavrusuna sarılıp dakikalarca ağladı.

Bu hikâye birçok bakımdan ders verici. Aslında çocuklar büyüklere değil, anne babalar evlâtlarına namazı öğretmeli. Çünkü, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) çocuklarımıza yedi yaşına geldiklerinde namaz kıldırmamızı ve on yaşına geldiklerinde ise ciddi bir şekilde üzerinde durmamızı emreder.

Çocuklarımıza -küçük yaşlarda gerek camilere götürerek, gerek ise evde cemaat yaparak- namazı sevdirmeli ve onlara örnek olmalıyız. Namaz çocuklara tatlı bir üslûpla, sevdirilerek anlatıldığı takdirde çocukların namaza karşı ilgi ve sevgileri kaçınılmaz olur.

******

ADAM, bineceği otobüsün kalkmasına bir saatten fazla süre olduğu için, terminalin yarı aydınlık koridorlarını arşınlıyordu Ellerini yıkamak üzere biraz ilerideki mescide yanaştığında, iş tulumları giymiş bir genç ona doğru gelerek:
— Herhalde namaz kılacaksınız, dedi Abdest alma yerimiz de mevcuttur


Adam, elindeki sigaranın külünü delikanlının ayakları dibine silkelerken:

— Sen herhalde görevlisin, diye diklendi Ne iş yaparsın burda?

Delikanlı, köşedeki süpürgeye işaret ederek:

— Temizlikçiyim efendim, diye kekeledi Lavabo ve tuvaleti temizliyorum

Adam, onu alaycı gözlerle süzerken:

— Ben, namazı senin gibi çulsuzlara bıraktım, diye sırıttı Bu iş size öyle yakışıyor ki…

Temizlikçi genç, adamın hakaretine aldırmayacak kadar olgundu Fakat namaza karşı yapılan saygısızlık, canını çok sıkmıştı Vereceği cevabı bir süre düşündükten sonra, susmayı tercih ederek işine döndü

Adam, mağrur adımlarla oradan uzaklaşırken, başının döndüğünü hissetti Sırtından çıkartarak koluna aldığı kaşe paltonun ağırlığını da ilk defa farkediyordu Biraz önce yediği iki porsiyon kebap, herhalde tansiyonunu yükseltmiş ve kendisini hâlsiz bırakmıştı Birkaç adım daha attığında âniden fenalaşarak dizleri üzerine çöktü Allah’tan ki kolundaki palto ondan önce yere serilmiş ve yeni aldığı takım elbisenin kirlenmesini engellemişti Adam, çömelmiş vaziyette olmasına rağmen fırıldak gibi dönen başını yere dayayarak bir müddet dinlendi ve tekrar doğrulduğunda, aynı rahatsızlığı duyarak hareketini tekrarladı Fakat, başkaları tarafından görülmüş olmaktan endişe ediyordu Bunun için başını yerden kaldırıp sağa sola bakındığında, terminalin çaycısı olduğu anlaşılan bir gençle burun buruna geldiDelikanlı, adamı saygılı bir ifadeyle selâmlarken:

— Allah kabul etsin bey amca, dedi Ama kıble biraz daha sağa doğruydu

*******

Kıyamet kopmuştu Olağan üstü bir kalabalık vardı Her yer insanlarla doluydu

Kimi şaşırıp kalmış, hareketsiz bir şekilde etrafına bakınıyor; kimi sağa sola koşturuyor; kimisi de diz çökmüş, başı ellerinin arasında bekliyordu Yüreği yerinden fırlayacak gibiydi Soğuk soğuk terler döküyordu Dünyadayken kıyamet, sorgusual ve mizan hakkında çok şey duymuştu Ama mahşer meydanındaki ürperti, korku ve bekleyişin bu denli dehşet vereceğini hiç düşünmemişti Herkes sırasını bekliyor ve sırası gelen hesabını vermek üzere çağırılıyordu Bu arada onun ismini de okudular Hayretle bir sağa, bir sola baktı ’’Beni mi çağırdınız?’’ dedi dudakları titreyerek
Kalabalık birden yarılmış, bir yol açılmıştı önünde iki kişi kollarına girdi Bunların mahşer meydanının görevlileri oldukları belliydi Kalabalığın arasından şaşkın bakışlarla yürüdü Merkezi bir yere gelmişlerdi Görevliler yanından uzaklaştılar Başı önündeydi Bütün hayatı, gözlerinin önünden geçiyordu ’’şükürler olsun’’ dedi, kendi kendine ve devam etti:
’’Gözlerimi dünyaya açtığım evde, hep dinini en güzel şekilde yaşamaya çalışan insanları gördüm Babam ibadetlerine azami dikkat ediyor, arkadaşlarıyla dini sohbetleri kaçırmıyor, malını islam yolunda harcıyordu Annem de onun gibiydi Ben de hep onlar gibi oldum insanlara hizmete çalıştım Onlara Allah’ı anlattım Namazımı kıldım Orucumu tuttum Farz olan ne varsa yerine getirdim Haramlardan kaçındım’’

Yanaklarından gözyaşı süzülürken, ’’Rabbimi seviyorum, en azından sevdiğimi zannediyorum’’ diyordu Ama bir taraftan da ’’O’nun için ne yapsam az, cenneti kazanmama yetmez Tek sığınağım Allah’ın bağışlaması ve rahmeti’’ diye düşünmeden edemiyordu

Hesap sürdükçe sürdü Boncuk boncuk ter döküyordu Sırılsıklam olmuştu, müthiş bir şekilde titriyordu Gözleri terazinin ibresine takılmış, neticeyi bekliyordu Sonunda hüküm verilecekti Oradan çıkarıldı Eski yerine getirildi Biraz sonra görevli melekler, mahşer meydanındaki kalabalığa döndüler önce ismi okundu Artık ayakları tutmaz olmuştu Neredeyse yığılıp kalacaktı Heyecandan gözlerini kapamış, okunacak hükme kula kesilmişti
Mahşeri kalabalıktan bir uğultu yükseldi Kulakları yanlış mı duyuyordu? ismi ’’cehennemlikler’’ listesinde geçmişti Dizlerinin üstüne yığıldı şaşkınlıktan dona kalmıştı ’’Olamaaaazzzz!’’ diye bağırdı Sağa sola koşturdu ’’Ben nasıl cehennemlik olurum? Hayatım boyunca Allah yolunda hizmet eden insanlarla birlikte oldum Onlarla beraber koşturdum Hep rabbimi anlattım’’ diyordu

Gözleri sağanak olmuş, titrek vücudunu ıslatıyordu Görevliler, kollarından tuttular ve kalabalığı yararak onu alevleri göklere yükselen cehenneme doğru götürmeye başladılar

çırpınıyordu Bir kurtuluş yok muydu? Bir yardım eden çıkmayacakmıydı? Dudaklarından kelimeler kırık dökük, yalvarmayla karışık döküldü ’’Oruçlarım Okuduğum Kur’anlar Namazım Hiçbiri beni kurtarmayacak mı?’’ diyordu Bağıra bağıra yalvarıyordu Alevlere çok yaklaşmışlardı Başını geriye çevirdi Son çırpınışlarıydı
Resulullah, ’’Birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve o, bu nehirde her gün beş kere yıkansa, acaba üzerinde hiç kir kalır mı? işte bu, beş vakit namazın misalidir Allah onlar sayesinde bütün hataları siler’’ buuyurmamışmıydı? Bir kere daha ’’Namazlarım da mı beni kurtarmayacak?’’ diye düşündü ve ’’Namazlarım’’ diye hıçkırdı
Görevliler hiç durmadılar Yürümeye devam ettiler ve sonunda onu dipsiz cehennem çukurunun başına getirdiler Alevlerin harareti yüzünü yakmıştı Son bir defa dönüp geriye baktı Artık gözleri de kurumuş, ümitleri sönmüştü Başını öne eğdi iki büklüm olmuştu

Kollarını sıkan parmaklar çözüldü Görevlilerden biri onu itiverdi Vücudunu birden bire boşlukta buldu Alevlere doğru düşüyordu Tam bir kaç metre düşmüştü ki bir el onu kolundan yakalayıverdi Başını kaldırıp yukarıya baktı Onu düşmekten kurtaran uzun ve beyaz sakallı bir ihtiyardı Kendisini yukarıya çekti üstündeki, başındaki tozu silkeleyerek ihtiyarın yüzüne baktı:

- Siz kimsiniz?
- Ben senin namazlarınım
- Neden bu kadar geç kaldınız? Son anda yetiştiniz Neredeyse düşüyordum
ihtiyar acı acı gülümseyerek başını salladı:
- Sen beni hep son anda yetiştirirdin, hatırladın mı?
Gözlerini açtığında yatağındaydı Kan ter içinde kalmıştı Bir iç çekti ve ’’Elhamdülillah çok şükür ki rüyaymış’’ dedi Sonra dışarıdan gelen sese kulak kabarttı Yatsı ezanı okunuyordu Bir ok gibi yerinden fırladı Abdest aldı ve hemen namazını kıldı
 

Similar threads

  • Soru
Namaz İle İlgili Hikayeler Namaz Hikayeleri Turkan Hanım dindar bir ailede buyumuştu Annesi her fırsatta ona ve kardeşlerine namaz kılmalarını soyler, hatta kızarak onları uyarırdı Turkan Hanım namazın kılınması gerektiğine inanır, ama yine de kılmazdı, cunku kılmak nefsine zor geliyordu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
37
  • Soru
NAMAZINI GEC KILANLARA Anneannesinin sozleri yankılandı kulaklarında: ''Oğlum namaz hic bu vakte bırakılırmı?'' Anneannesinin yaşı yetmişe dayanmış, ama ezan okunduğu vakit yerinden sıcrar, yaşından beklenmeyecek bir hızla abdestini alır ve namazını kılardı Kendisi ise,nefsini bir turlu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
26
  • Soru
Namaz Hiç Bu Vakte Bırkalır mı? Anneannesinin sözleri yankilandi kulaklarında: "Oğlum namaz hiç bu vakte bırakılır mı?"Anneannesinin yasi yetmise dayanmis, ama ezan okundugu vakit yerinden siçrar, yasindan beklenmeyecek bir hizla abdestini alir ve namazini kilardi. Kendisi ise,nefsini...
Cevaplar
0
Görüntüleme
22
  • Soru
Namazla İlgili HikayelerNamaz İle İlgili Hikayeler Namaz İle İlgili kısa Hikayeler Namaz İle İlgili Hikayeler Bediüzzaman Hazretleri, çocukluğundan beri namaza büyük ehemmiyet verir, gece kılınan teheccüt namazını bile ihmal etmezdi Genç yaşlarında Mardin’e gelmişti Burada insanları tembel...
Cevaplar
0
Görüntüleme
22
  • Soru
Namaz İle İlgili Hikayeler Bediuzzaman Hazretleri, cocukluğundan beri namaza buyuk ehemmiyet verir, gece kılınan teheccut namazını bile ihmal etmezdi Genc yaşlarında Mardin’e gelmişti Burada insanları tembel ve umursamaz gormuştu Onları ilme ve calışmaya teşvik ediyor ve buyuk ilgi goruyordu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
31
Üst Alt