zeberus1234
Yeni Üye
Namaz İle İlgili Hikayeler
Bediuzzaman Hazretleri, cocukluğundan beri namaza buyuk ehemmiyet verir, gece kılınan teheccut namazını bile ihmal etmezdi Genc yaşlarında Mardin’e gelmişti Burada insanları tembel ve umursamaz gormuştu
Onları ilme ve calışmaya teşvik ediyor ve buyuk ilgi goruyordu
Vali, bu durumdan rahatsız olmuştu Arkasında siyasi bir amac olduğunu duşunmuş ve onu şehirden cıkarmak istemişti
İki jandarma cağırdı
– Onu Bitlis’e gotureceksiniz, dedi
Bediuzzaman’ın ellerini kelepcelediler ve yola cıktılar
Yolda namaz vakti girmişti Jandarmalara:
– Şu kelepceleri acın, namaz kılmak istiyorum, dedi
Jandarmalar, kacabileceğinden korkarak kelepceleri acmayı kabul etmediler
Bunun uzerine Bediuzzaman, jandarmaların şaşkınlık dolu bakışları arasında, demir kelepceleri cozerek yere bıraktı Yakınlarındaki pınardan abdest aldı ve namazını kıldı
Jandarmalar sadece seyrediyorlardı
Bediuzzaman, namaz kıldıktan sonra:
– Tamam, dedi Benim işim bitti, şimdi kelepceleri takabilirsiniz
Jandarmalar, Bediuzzaman’ın ellerine kapandılar:
– Biz şimdiye kadar sizin muhafızınız idik, bundan sonra hizmetkarınızız, diyerek Bitlis’e kadar ona saygıyla eşlik ettiler
Bu olay bir anda butun bolgede duyuldu Yıllar sonra:
– Kelepceleri nasıl cozdun, diye kendisine sorulduğunda şoyle cevap ve¬rmişti:
– Ben de bilmiyorum Olsa olsa namazın kerametidir
Bir asker,namaz kılan (en zor şartlarda bile terk etmeyen) diğer askere sordu:
Arkadaş kacıncı asırda yaşıyoruz ? Nicin kendini zahmete sokup her gun 5 defa namaz kılıyorsun
Namaz kılan asker, tam o sırada uzaktan gorunen teğmeni gosterdi:
şu insan; nicin yanından gecerken toplanıyor, selam veriyor ve butun emirlerine itaat ediyorsun? yatdese yatıyor, kalkdese kalkıyorsun? O da senin gibi iki ayağı, iki eli ve bir başı olan bir insan değil mi?
Diğer asker cevap verdi:
Evet! O da benim gibi bir insan ama rutbesi var,omuzun da yıldızı var
Namaz kilan askerin cevabı muthişti:
Ey arkadaş!Sen omuzunda bir tane yıldızı var diye senin gibi bir insana itaat ediyorsun da ben, yerdeki kumlar adedince yıldızları olan ve hepsini tespih tanesi gibi kudret eliyle ceviren bir zata nicin itaat etmeyeyim? Nicin namaz kilip emrini yerine getirmeyeyim?
Afyon Hapishanesinde mahkUmların ihtiyaclarını dışarıdan temin eden,
cinayetten tutuklu biri vardı Bediuzzaman'a da ihtiyaclarını sorar ve
isteklerini temin ederdi
Bediuzzaman da ona dostluk gosterir, her goruştuğunde iman hakikatlerini
telkin ederdi
İman konusunda adamcağızı epeyce yumuşattıktan sonra, bir gun ona namaz
kılmasını tavsiye etti Adam, kendisinin de kılmak istediğini, ancak namazın
cok ve uzun olduğunu, bu sebeple de gozune kestiremediğini soyledi
Bunun uzerine Bediuzzaman ona dedi ki:
Sen namazların farzını kıl, ben sunnetleri senin yerine kılarım
Hic beklemediği bu karşılık uzerine adamcağız, namazların farzını kılmaya
soz verdi
Sozunde de durdu
Hapishanenin mescidine gelir, sunnetler kılınırken oturup bekler, ama
farzları kılardı
Bir zaman sonra Ustada geldi ve dedi ki:
Hocam, artık benim sunnetleri kılma
Neden?
Madem farzlara başladım, artık sunnetleri de ben kılayım, sizi
yormayayım
Dunun katili, artık bugunun ahlaklı ve ibadetli bir mu'miniydi
Caminin onunden gecerken ezanın okunduğunu duyan şofor, geriye donup patronundan izin ister:
Beyefendi izin verseniz de ezan okunmuşken şuracıkta namazımı kılıversem de devam etsek? der
Patron, pek de memnun olmazsa da izin verir Şofor camiye girer, patron da arabanın icinde bekler Ancak cemaat namazını kılıp cıktığı halde şofor cıkmayınca canı sıkılan patron, arabadan inip caminin avlusuna dalar, pencere c abanarak ta iceriye bakar ki, şofor ellerini acmış duaya devam ediyor Camı tıklatarak seslenir:
Herkes cıktı sen ne duruyorsun, sen de cıksana!
Cevap ibretli:
Bırakmıyor!
Kim bırakmıyor?
Seni iceriye bırakmayan!
Bir duşuncedir alır patronu
Seni iceriye bırakmayan!
Hemen orada abdestini alır camiye girer ve yanına vardığı şofore seslenir:
İşte, der beni de bıraktı iceriye!
Yaşlı gozlerle bakan şofor soylenir:
Elbette bırakır, der Deminden beri boşuna mı gozyaşlarıyla dua ediyorum sanıyorsun Senin dışarıda kalmana gonlum bir turlu razı olmadı, ellerimi acıp iceriye alınman icin dua ettim Şukurler olsun ki, Rabbim (cc) kabul etti duamı da iceriye aldı, dışarıda bırakmadı
İşte burada birazcık duruyor ve diyorum ki:
Şukurler olsun Rabbimize ki, bizleri de dışarıda bırakmamış iceriye kabul edilmişiz Bunun farkına varmalı, bu nimetin şukru eda edilmeli, himmet ve hizmette asla ihmal ve gerileme olmamalıdır Yoksa nimet şukur gormezse gider Bu defa da şukredenler
alınır iceriye, etmeyenler kalır dışarı da
Rasuli Ekrem sav'in de hazır bulunduğu 'Zatu'rRika' gazvesindeki bir carpışmada, muslumanlardan biri muşrik bir adamın muharebe yerinde bulunan karısını oldurmuştu Kadının kocası da misilleme olarak mutlaka bir musluman oldurmeye yemin etmişti Rasulullah sav ve arkadaşlarının peşinden onları izlemeye başladı Allah Rasulu akşam ustu bir yerde konaklama hazırlığı yaptı ve yanındakilere sordu:
Bu gece istirahatimizde bize kim bekcilik yapacak?
Muhacir ve Ensar'dan iki adam cevap verdiler:
Ya Rasulallah, biz sizler icin nobet tutarız
Oyleyse şu vadinin giriş kısmında bekleyin
Bu iki gonullu, Ammar b Yasir ile Abbad b Bişr idiler Gece nobetine duracakları sırada Ensar'dan olan Abbad, Muhacirler'den olan Ammar'a:
Gecenin hangi bolumunde nobette olmamı istersin? diye sordu O da:
Gecenini ilk bolumunde benim yerime sen bakıver, dedi
Bu karardan sonra Muhacir, kendi nobeti gelinceye kadar arkadaşının yanına uzanıverdi Nobetteki Ensar da, vaktin değerlendirmek icin gece namazına durdu
Meğer karısı oldurulen muşrik herif de, o sırada yakınlardaydı Namazda duran adamı farketti ve onun nobette olduğunu anladı Bir ok atıp sapladı ve atmaya devam etti Nobetci sahabi ucuncu okla ağır yaralanmıştı Derhal rukU ve secdeleri yapıp namazının tamamladı ve arkadaşını uyardı:
Kalk artık kalk! Ben yaralandım arkadaş, hareketten kesildim!
Arkadaşı yerinden fırlayınca, okcu muşrik de korkup uzaklaştı Yaralı arkadaşının durumunu goren Muhacir hayretle sordu:
Fesubhanallah! Sana ilk ok atılanca beni uyandırsaydın ya!
Okumakta olduğum bir surenin ortalarında idim Onu kesmek istemedim Eğer Rasulullah'ın bize verdiği nobetciliğe zarar gelmeyecek olsaydı, canım cıkasıya okuduğum sureyi kesmezdim
Bediuzzaman Hazretleri, cocukluğundan beri namaza buyuk ehemmiyet verir, gece kılınan teheccut namazını bile ihmal etmezdi Genc yaşlarında Mardin’e gelmişti Burada insanları tembel ve umursamaz gormuştu
Onları ilme ve calışmaya teşvik ediyor ve buyuk ilgi goruyordu
Vali, bu durumdan rahatsız olmuştu Arkasında siyasi bir amac olduğunu duşunmuş ve onu şehirden cıkarmak istemişti
İki jandarma cağırdı
– Onu Bitlis’e gotureceksiniz, dedi
Bediuzzaman’ın ellerini kelepcelediler ve yola cıktılar
Yolda namaz vakti girmişti Jandarmalara:
– Şu kelepceleri acın, namaz kılmak istiyorum, dedi
Jandarmalar, kacabileceğinden korkarak kelepceleri acmayı kabul etmediler
Bunun uzerine Bediuzzaman, jandarmaların şaşkınlık dolu bakışları arasında, demir kelepceleri cozerek yere bıraktı Yakınlarındaki pınardan abdest aldı ve namazını kıldı
Jandarmalar sadece seyrediyorlardı
Bediuzzaman, namaz kıldıktan sonra:
– Tamam, dedi Benim işim bitti, şimdi kelepceleri takabilirsiniz
Jandarmalar, Bediuzzaman’ın ellerine kapandılar:
– Biz şimdiye kadar sizin muhafızınız idik, bundan sonra hizmetkarınızız, diyerek Bitlis’e kadar ona saygıyla eşlik ettiler
Bu olay bir anda butun bolgede duyuldu Yıllar sonra:
– Kelepceleri nasıl cozdun, diye kendisine sorulduğunda şoyle cevap ve¬rmişti:
– Ben de bilmiyorum Olsa olsa namazın kerametidir
Bir asker,namaz kılan (en zor şartlarda bile terk etmeyen) diğer askere sordu:
Arkadaş kacıncı asırda yaşıyoruz ? Nicin kendini zahmete sokup her gun 5 defa namaz kılıyorsun
Namaz kılan asker, tam o sırada uzaktan gorunen teğmeni gosterdi:
şu insan; nicin yanından gecerken toplanıyor, selam veriyor ve butun emirlerine itaat ediyorsun? yatdese yatıyor, kalkdese kalkıyorsun? O da senin gibi iki ayağı, iki eli ve bir başı olan bir insan değil mi?
Diğer asker cevap verdi:
Evet! O da benim gibi bir insan ama rutbesi var,omuzun da yıldızı var
Namaz kilan askerin cevabı muthişti:
Ey arkadaş!Sen omuzunda bir tane yıldızı var diye senin gibi bir insana itaat ediyorsun da ben, yerdeki kumlar adedince yıldızları olan ve hepsini tespih tanesi gibi kudret eliyle ceviren bir zata nicin itaat etmeyeyim? Nicin namaz kilip emrini yerine getirmeyeyim?
Afyon Hapishanesinde mahkUmların ihtiyaclarını dışarıdan temin eden,
cinayetten tutuklu biri vardı Bediuzzaman'a da ihtiyaclarını sorar ve
isteklerini temin ederdi
Bediuzzaman da ona dostluk gosterir, her goruştuğunde iman hakikatlerini
telkin ederdi
İman konusunda adamcağızı epeyce yumuşattıktan sonra, bir gun ona namaz
kılmasını tavsiye etti Adam, kendisinin de kılmak istediğini, ancak namazın
cok ve uzun olduğunu, bu sebeple de gozune kestiremediğini soyledi
Bunun uzerine Bediuzzaman ona dedi ki:
Sen namazların farzını kıl, ben sunnetleri senin yerine kılarım
Hic beklemediği bu karşılık uzerine adamcağız, namazların farzını kılmaya
soz verdi
Sozunde de durdu
Hapishanenin mescidine gelir, sunnetler kılınırken oturup bekler, ama
farzları kılardı
Bir zaman sonra Ustada geldi ve dedi ki:
Hocam, artık benim sunnetleri kılma
Neden?
Madem farzlara başladım, artık sunnetleri de ben kılayım, sizi
yormayayım
Dunun katili, artık bugunun ahlaklı ve ibadetli bir mu'miniydi
Caminin onunden gecerken ezanın okunduğunu duyan şofor, geriye donup patronundan izin ister:
Beyefendi izin verseniz de ezan okunmuşken şuracıkta namazımı kılıversem de devam etsek? der
Patron, pek de memnun olmazsa da izin verir Şofor camiye girer, patron da arabanın icinde bekler Ancak cemaat namazını kılıp cıktığı halde şofor cıkmayınca canı sıkılan patron, arabadan inip caminin avlusuna dalar, pencere c abanarak ta iceriye bakar ki, şofor ellerini acmış duaya devam ediyor Camı tıklatarak seslenir:
Herkes cıktı sen ne duruyorsun, sen de cıksana!
Cevap ibretli:
Bırakmıyor!
Kim bırakmıyor?
Seni iceriye bırakmayan!
Bir duşuncedir alır patronu
Seni iceriye bırakmayan!
Hemen orada abdestini alır camiye girer ve yanına vardığı şofore seslenir:
İşte, der beni de bıraktı iceriye!
Yaşlı gozlerle bakan şofor soylenir:
Elbette bırakır, der Deminden beri boşuna mı gozyaşlarıyla dua ediyorum sanıyorsun Senin dışarıda kalmana gonlum bir turlu razı olmadı, ellerimi acıp iceriye alınman icin dua ettim Şukurler olsun ki, Rabbim (cc) kabul etti duamı da iceriye aldı, dışarıda bırakmadı
İşte burada birazcık duruyor ve diyorum ki:
Şukurler olsun Rabbimize ki, bizleri de dışarıda bırakmamış iceriye kabul edilmişiz Bunun farkına varmalı, bu nimetin şukru eda edilmeli, himmet ve hizmette asla ihmal ve gerileme olmamalıdır Yoksa nimet şukur gormezse gider Bu defa da şukredenler
alınır iceriye, etmeyenler kalır dışarı da
Rasuli Ekrem sav'in de hazır bulunduğu 'Zatu'rRika' gazvesindeki bir carpışmada, muslumanlardan biri muşrik bir adamın muharebe yerinde bulunan karısını oldurmuştu Kadının kocası da misilleme olarak mutlaka bir musluman oldurmeye yemin etmişti Rasulullah sav ve arkadaşlarının peşinden onları izlemeye başladı Allah Rasulu akşam ustu bir yerde konaklama hazırlığı yaptı ve yanındakilere sordu:
Bu gece istirahatimizde bize kim bekcilik yapacak?
Muhacir ve Ensar'dan iki adam cevap verdiler:
Ya Rasulallah, biz sizler icin nobet tutarız
Oyleyse şu vadinin giriş kısmında bekleyin
Bu iki gonullu, Ammar b Yasir ile Abbad b Bişr idiler Gece nobetine duracakları sırada Ensar'dan olan Abbad, Muhacirler'den olan Ammar'a:
Gecenin hangi bolumunde nobette olmamı istersin? diye sordu O da:
Gecenini ilk bolumunde benim yerime sen bakıver, dedi
Bu karardan sonra Muhacir, kendi nobeti gelinceye kadar arkadaşının yanına uzanıverdi Nobetteki Ensar da, vaktin değerlendirmek icin gece namazına durdu
Meğer karısı oldurulen muşrik herif de, o sırada yakınlardaydı Namazda duran adamı farketti ve onun nobette olduğunu anladı Bir ok atıp sapladı ve atmaya devam etti Nobetci sahabi ucuncu okla ağır yaralanmıştı Derhal rukU ve secdeleri yapıp namazının tamamladı ve arkadaşını uyardı:
Kalk artık kalk! Ben yaralandım arkadaş, hareketten kesildim!
Arkadaşı yerinden fırlayınca, okcu muşrik de korkup uzaklaştı Yaralı arkadaşının durumunu goren Muhacir hayretle sordu:
Fesubhanallah! Sana ilk ok atılanca beni uyandırsaydın ya!
Okumakta olduğum bir surenin ortalarında idim Onu kesmek istemedim Eğer Rasulullah'ın bize verdiği nobetciliğe zarar gelmeyecek olsaydı, canım cıkasıya okuduğum sureyi kesmezdim