Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayetler, Necm suresi ilk beş ayet üzerinde olacak. Bu ayetler örnek gösterip, Kur’an’ın diğer ayetlerine gözlerini yumarak görmezden gelenler, atalarının rivayet batıl inançlarına delil yaratabilmek adına, bakın ne diyorlar. “RESULLAH’IN SÜNNETİNE/HADİSLERİNE KAYITSIZ ŞARTSIZ UYUP, EMİRLERİNİ İFA ETMEMİZ, ALLAHUTAALA TARAFINDAN BUYRULMAKTADIR.” Deniyor ve aşağıdaki ayet örnek veriliyor. Elbette her Müslüman, Resulün yolunu izler onu örnek alır. Ama din tacirleri dini kendi menfaatine kullanarak toplumu Allah ile aldatanlar, bizlerin Allah’ın Resulüne karşı coşkun sevgimizi kullanarak, onun asla söylemesi mümkün olmayan sözleri/hadisleri, sanki O söylemiş gibi yaparak, ne yazık ki bizleri Allah ile aldatıyorlar ve dinimizi bozmaya çalışıyorlar. Lütfen bu gerçeği göz ardı etmeyelim. Bu hataya düşersek, mahşer günü Allah’ın Resulünün yüzüne bakamaz oluruz. Gelin birlikte Kur’an bütünlüğünde bakalım, gerçekten bu ayetlerde Allah bunumu söylüyor.
Necm 1-2-3-4-5: BATTIĞI SIRADA YILDIZA ANDOLSUN Kİ, BU ARKADAŞINIZ NE SAPITMIŞ NE DE EĞRİ YOLA GİTMİŞTİR. KİŞİSEL ARZULARINA GÖRE DE KONUŞMAMAKTADIR. O (SİZE OKUDUĞU), KENDİSİNE İNDİRİLMİŞ VAHİYDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. ONU, ÇOK GÜÇLÜ, ÜSTÜN NİTELİKLERLE DONATILMIŞ BİRİ (CEBRÂİL) ÖĞRETTİ. ( Kur’an Yolu Diyanet İşl.)
Bir an şöyle düşünelim. Kur’an’ın tamamını hiç anladığınız dilden okumadınız bilginiz yok, yalnız bu ayetleri okudunuz. Siz bu ayetlerden Allah, hem Elçime Cebrail tarafından vah yettiğim Kur’an’a uyacaksınız, hem de Kur’an dışından Kur’an’ın bahsetmediği, detay vermediği konularda, Resulüm size ne anlatıyorsa onun sözlerine/hadislerine de mutlaka uyacaksınız, onlarda benim emrim/vahyim gibidir diye mi anladınız?
Zerre kadar düşünürseniz, bunu anlamanız asla mümkün değil. Çünkü Allah ayette yemin ederek, Resulünün yanlış yolda olmadığını, sizlere tebliğ ettiklerinin hiç birisinin, kendi şahsi sözleri, kendi arzuları olmadığını bildirdiğini anlar. Çünkü Resulüm sizlere, Cebrail tarafından kendisine bildirdiğimiz vahiyden, yani Kur’an ayetlerinden başkası değildir diyor. Diyor ama batılı hurafeyi İslam dininin içine sokmaya çalışanlar, elbette boş durmuyor. İlginç olanı nedense kendimize sormuyoruz. Cebrail’in aracılığıyla gelen vahiy, Kur’an’a geçiyor ama Resulün sünneti hadisleri de vahiy dedikleri Kur’an’a geçmiyor neden? Çünkü böyle bir vahiy yok ta ondan. Olsa, onlarda Kur’an’a geçerdi. Kitap Ehlinin yaptığı yanlışlar konusunda, Allah’ın Kur’an’da örnek verdiği gibi, ayetlerimizin anlamını eğip bükerek tahrif edenler, bakın neler söylüyor.
“BAKIN ALLAH’IN RESULÜ, KENDİ ARZUSUNA GÖRE KONUŞMUYORMUŞ. ONUN SÖZLERİ/HADİSLERİDE ALLAH’IN VAHYİ GİBİYMİŞ. RESULÜN BİR RİVAYET HADİSİNE UYMAYAN, KUR’AN’A UYMAMIŞ GİBİDİR.”
Düşünebiliyor musunuz, bu ayetlerden bu anlamı çıkartıyorlar ve içleri de çok rahat. Neden rahat, çünkü bu söylediklerinin tam tersi ayetlere, hem gözlerini yumuyorlar, hem de duymazdan geliyorlar da ondan. Eğer Kur’an’ı anlayarak ve dikkatle bir kez düşünerek okumuş olsalardı, bu ayetlere bu anlamı vermeleri asla mümkün olmazdı. Çok fazla örnek var ama birkaç örnek vermek istiyorum. Hatırlayınız Allah Zuhruf 44. Ayetinde ne diyordu? “O KİTAP/KUR’AN SANA VE KAVMİNE BİR HATIRLATMADIR. YAKINDA ONDAN SORGULANACAKSINIZ.” Bakın Allah, Kitaptan yani Kur’an’dan hesaba çekileceksiniz diye hükmünü verdiyse, Kur’an’da hiç bahsedilmeyen Resulünün hadislerinden de bizleri sorumlu tutar mı? Bir ayet daha hatırlayalım. Ali İmran 103. Ayetinde Rabbimiz, bizlerin nereye sarılmamızı istiyordu? “TOPLUCA ALLAH’IN İPİNE SIMSIKI SARILINIZ, AYRILIĞA DÜŞMEYİNİZ.“
Peki, sizce Allah’ın ipi ne olabilir? Elbette bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an. Kendi batıl inançlarına kanıt arayanlar, şöyle diyebilir. Bakın orada Allah’ın ipi diyor Kur’an demiyor. Allah Resulüne Kur’an dışından Cebrail aracılığıyla verdiği bilgilerde, Allah’ın ipi sayılır diyebilirler. HATIRLATIRIM ALLAH GÖNDERDİĞİ KİTAPTAN BAHSEDİYOR, DEMEK Kİ KAYDA ALINMIŞ BİLGİLERDEN SORUMLUYUZ. Allah’ın Resulü sağlığında, Kur’an dışından tek kelime kendi sözünü/hadisini kayda aldırmamıştır. Bu sözlerden/hadislerden sorumlu olsaydık, Kur’an ile birlikte yazdırmaz mıydı? Tam tersine yazımını ve naklini yasaklamış. Rabbimiz Kur’an’ı ben koruyorum diyor, Resule ait olduğu iddia ettikleri rivayet hadisleri de ben koruyorum demiyor. Kur’an’a baktığımızda, Allah’ın Resulü bu konuda ne diyor, Allah Resulüne nasıl bir yetki vermiş, Kur’an dışı bilgiler bize tebliğ etmiş mi ona bakalım.
“DE Kİ: “ŞAHİTLİK BAKIMINDAN HANGİ ŞEY DAHA BÜYÜKTÜR?” DE Kİ: “ALLAH BENİMLE SİZİN ARANIZDA ŞAHİTTİR. İŞTE BU KUR’AN BANA, ONUNLA SİZİ VE ERİŞTİĞİ HERKESİ UYARAYIM DİYE VAHYOLUNDU.” (Enam 19)
Ayete lütfen dikkat. Allah Resulüne deki kullarıma diye, çok önemli bir uyarıda bulunuyor. Dinimizi yaşarken şahit olarak, yani delil ve kanıt olarak sizce hangi bilgiler, kaynak en güçlü delil kanıttır diye soruyor Allah. İslam inancını geleneksel mezhep cemaat ve tarikat merkezli yaşayanlar, bu soruya şöyle cevap veriyor. Allah’ın Kitabı Kur’an ve Resulün sünneti yani onun rivayet hadisleri, bizlerin dinimiz adına şahittir, delildir kanıttır diyorlar. Ama ayetin devamında bakın ne diyor Rabbimiz, orasını ya okumuyorlar yada görmezden geliyorlar. Deki kullarıma Resulüm; Allah benimle sizin aranızda şahittir ki, İŞTE BU KUR’AN BANA, ONUNLA SİZİ VE ERİŞTİĞİ HERKESİ UYARAYIM DİYE VAHYOLUNDU. Doğrusu ben söyleyecek söz bulamıyorum. Allah Resulüne, söyle kullarıma, sena vah yettiğim Kur’an ile yalnız kullarımı uyar diyor, bunca apaçık ayeti gördükleri halde hala, yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz, Resulün sünneti yani onun rivayet hadisleri de dinin emridir, vahiy gibidir diyebiliyorlar. Bakın Allah Resulüne, apaçık nasıl bir yetki ve sorumluluk vermiş. Gözlerini yumarak, Allah’ın ayetlerine kör ve sağır kesilenlere hatırlatırım, belki gözlerini açarak Allah’ın vahyini duyarlar.
“EĞER SİZ YALANLARSANIZ BİLİN Kİ, SİZDEN ÖNCE GEÇEN BİRTAKIM ÜMMETLER DE YALANLAMIŞLARDI. RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18)
“ONLARA VA’DETTİĞİMİZ AZABIN BİR KISMINI SANA GÖSTERSEK DE, (GÖSTERMEDEN) SENİN RUHUNU ALSAK DA SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR. HESAP GÖRMEK İSE BİZE AİTTİR.” (Rad40)
“DE Kİ: “BEN TÜREDİ BİR RESUL DEĞİLİM. BANA VE SİZE NE YAPILACAĞINI DA BİLMEM. BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM.” ( Ahkaf 9)
Aslında her şey çok açık, tabi zerre kadar Kur’an bütünlüğünde düşünene. Rabbimiz Resule düşen apaçık tebliğ etmektir diyor. Daha da açıklayıcı bilgi verip, senin görevin sadece tebliğ etmektir diyerek, son noktayı koyuyor. Bu ayetleri hatırlattığımızda da batıl ve hurafe inançlarını yaşayabilmek için, onlarca yüzlerce ayeti görmez ve duymazdan gelip “NE YANİ ALLAH, RESULÜNÜ POSTACI DİYEMİ GÖNDERDİ” diyerek, Allah’ın Resulüne vermediği yetkileri kendi nefislerinde verip, Allah’a yaptıkları saygısızlığın, farkında bile olamıyorlar. Allah ile aldatılmak, işte bu kadar kötü bir şey.
Son olarak hatırlatmak isterim. Din Allah’ın dinidir ve Allah, BEN HÜKMÜME HİÇ KİMSEY ORTAK ETMEM diyorsa ayetinde, Allah’ın dışında dinde hüküm koyucu Resulünü de kabul ettiğimizde, ALLAH’IN YANINDA RESULÜNÜDE İLAH EDİNMİŞ OLURUZ, BUNU HATIRLATMAK İSTERİM. Yüce Rabbimiz Nisa 87. Ayetinde, söz bakımından Allah’tan daha doğru kim vardır. Maide 50. Ayetinde, Allah’tan daha iyi kanun koyucu olabilir mi? Diye kızarak ayet indirdiği halde eğer bizler; Allah’ım senin Resulünün de güzel sözleri/hadisleri, senin hüküm vermediğin konularda koyduğu kanunları var, biz onları da rivayet yolla öğrendik ve onlara da inanıyoruz güveniyoruz dersek, sonucuna mahşer günü katlanmasını da bilmeliyiz.
Dilerim bu emanet can, bu bedenden ayrılmadan, yalnız Allah’ın ipine sarılan batıl ve hurafeden uzak arı duru Allah’ın dini İslam’ı yaşamaya çaba harcayan, Allah’ın azınlık halis kulları arasında oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
Necm 1-2-3-4-5: BATTIĞI SIRADA YILDIZA ANDOLSUN Kİ, BU ARKADAŞINIZ NE SAPITMIŞ NE DE EĞRİ YOLA GİTMİŞTİR. KİŞİSEL ARZULARINA GÖRE DE KONUŞMAMAKTADIR. O (SİZE OKUDUĞU), KENDİSİNE İNDİRİLMİŞ VAHİYDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. ONU, ÇOK GÜÇLÜ, ÜSTÜN NİTELİKLERLE DONATILMIŞ BİRİ (CEBRÂİL) ÖĞRETTİ. ( Kur’an Yolu Diyanet İşl.)
Bir an şöyle düşünelim. Kur’an’ın tamamını hiç anladığınız dilden okumadınız bilginiz yok, yalnız bu ayetleri okudunuz. Siz bu ayetlerden Allah, hem Elçime Cebrail tarafından vah yettiğim Kur’an’a uyacaksınız, hem de Kur’an dışından Kur’an’ın bahsetmediği, detay vermediği konularda, Resulüm size ne anlatıyorsa onun sözlerine/hadislerine de mutlaka uyacaksınız, onlarda benim emrim/vahyim gibidir diye mi anladınız?
Zerre kadar düşünürseniz, bunu anlamanız asla mümkün değil. Çünkü Allah ayette yemin ederek, Resulünün yanlış yolda olmadığını, sizlere tebliğ ettiklerinin hiç birisinin, kendi şahsi sözleri, kendi arzuları olmadığını bildirdiğini anlar. Çünkü Resulüm sizlere, Cebrail tarafından kendisine bildirdiğimiz vahiyden, yani Kur’an ayetlerinden başkası değildir diyor. Diyor ama batılı hurafeyi İslam dininin içine sokmaya çalışanlar, elbette boş durmuyor. İlginç olanı nedense kendimize sormuyoruz. Cebrail’in aracılığıyla gelen vahiy, Kur’an’a geçiyor ama Resulün sünneti hadisleri de vahiy dedikleri Kur’an’a geçmiyor neden? Çünkü böyle bir vahiy yok ta ondan. Olsa, onlarda Kur’an’a geçerdi. Kitap Ehlinin yaptığı yanlışlar konusunda, Allah’ın Kur’an’da örnek verdiği gibi, ayetlerimizin anlamını eğip bükerek tahrif edenler, bakın neler söylüyor.
“BAKIN ALLAH’IN RESULÜ, KENDİ ARZUSUNA GÖRE KONUŞMUYORMUŞ. ONUN SÖZLERİ/HADİSLERİDE ALLAH’IN VAHYİ GİBİYMİŞ. RESULÜN BİR RİVAYET HADİSİNE UYMAYAN, KUR’AN’A UYMAMIŞ GİBİDİR.”
Düşünebiliyor musunuz, bu ayetlerden bu anlamı çıkartıyorlar ve içleri de çok rahat. Neden rahat, çünkü bu söylediklerinin tam tersi ayetlere, hem gözlerini yumuyorlar, hem de duymazdan geliyorlar da ondan. Eğer Kur’an’ı anlayarak ve dikkatle bir kez düşünerek okumuş olsalardı, bu ayetlere bu anlamı vermeleri asla mümkün olmazdı. Çok fazla örnek var ama birkaç örnek vermek istiyorum. Hatırlayınız Allah Zuhruf 44. Ayetinde ne diyordu? “O KİTAP/KUR’AN SANA VE KAVMİNE BİR HATIRLATMADIR. YAKINDA ONDAN SORGULANACAKSINIZ.” Bakın Allah, Kitaptan yani Kur’an’dan hesaba çekileceksiniz diye hükmünü verdiyse, Kur’an’da hiç bahsedilmeyen Resulünün hadislerinden de bizleri sorumlu tutar mı? Bir ayet daha hatırlayalım. Ali İmran 103. Ayetinde Rabbimiz, bizlerin nereye sarılmamızı istiyordu? “TOPLUCA ALLAH’IN İPİNE SIMSIKI SARILINIZ, AYRILIĞA DÜŞMEYİNİZ.“
Peki, sizce Allah’ın ipi ne olabilir? Elbette bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an. Kendi batıl inançlarına kanıt arayanlar, şöyle diyebilir. Bakın orada Allah’ın ipi diyor Kur’an demiyor. Allah Resulüne Kur’an dışından Cebrail aracılığıyla verdiği bilgilerde, Allah’ın ipi sayılır diyebilirler. HATIRLATIRIM ALLAH GÖNDERDİĞİ KİTAPTAN BAHSEDİYOR, DEMEK Kİ KAYDA ALINMIŞ BİLGİLERDEN SORUMLUYUZ. Allah’ın Resulü sağlığında, Kur’an dışından tek kelime kendi sözünü/hadisini kayda aldırmamıştır. Bu sözlerden/hadislerden sorumlu olsaydık, Kur’an ile birlikte yazdırmaz mıydı? Tam tersine yazımını ve naklini yasaklamış. Rabbimiz Kur’an’ı ben koruyorum diyor, Resule ait olduğu iddia ettikleri rivayet hadisleri de ben koruyorum demiyor. Kur’an’a baktığımızda, Allah’ın Resulü bu konuda ne diyor, Allah Resulüne nasıl bir yetki vermiş, Kur’an dışı bilgiler bize tebliğ etmiş mi ona bakalım.
“DE Kİ: “ŞAHİTLİK BAKIMINDAN HANGİ ŞEY DAHA BÜYÜKTÜR?” DE Kİ: “ALLAH BENİMLE SİZİN ARANIZDA ŞAHİTTİR. İŞTE BU KUR’AN BANA, ONUNLA SİZİ VE ERİŞTİĞİ HERKESİ UYARAYIM DİYE VAHYOLUNDU.” (Enam 19)
Ayete lütfen dikkat. Allah Resulüne deki kullarıma diye, çok önemli bir uyarıda bulunuyor. Dinimizi yaşarken şahit olarak, yani delil ve kanıt olarak sizce hangi bilgiler, kaynak en güçlü delil kanıttır diye soruyor Allah. İslam inancını geleneksel mezhep cemaat ve tarikat merkezli yaşayanlar, bu soruya şöyle cevap veriyor. Allah’ın Kitabı Kur’an ve Resulün sünneti yani onun rivayet hadisleri, bizlerin dinimiz adına şahittir, delildir kanıttır diyorlar. Ama ayetin devamında bakın ne diyor Rabbimiz, orasını ya okumuyorlar yada görmezden geliyorlar. Deki kullarıma Resulüm; Allah benimle sizin aranızda şahittir ki, İŞTE BU KUR’AN BANA, ONUNLA SİZİ VE ERİŞTİĞİ HERKESİ UYARAYIM DİYE VAHYOLUNDU. Doğrusu ben söyleyecek söz bulamıyorum. Allah Resulüne, söyle kullarıma, sena vah yettiğim Kur’an ile yalnız kullarımı uyar diyor, bunca apaçık ayeti gördükleri halde hala, yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz, Resulün sünneti yani onun rivayet hadisleri de dinin emridir, vahiy gibidir diyebiliyorlar. Bakın Allah Resulüne, apaçık nasıl bir yetki ve sorumluluk vermiş. Gözlerini yumarak, Allah’ın ayetlerine kör ve sağır kesilenlere hatırlatırım, belki gözlerini açarak Allah’ın vahyini duyarlar.
“EĞER SİZ YALANLARSANIZ BİLİN Kİ, SİZDEN ÖNCE GEÇEN BİRTAKIM ÜMMETLER DE YALANLAMIŞLARDI. RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18)
“ONLARA VA’DETTİĞİMİZ AZABIN BİR KISMINI SANA GÖSTERSEK DE, (GÖSTERMEDEN) SENİN RUHUNU ALSAK DA SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR. HESAP GÖRMEK İSE BİZE AİTTİR.” (Rad40)
“DE Kİ: “BEN TÜREDİ BİR RESUL DEĞİLİM. BANA VE SİZE NE YAPILACAĞINI DA BİLMEM. BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM.” ( Ahkaf 9)
Aslında her şey çok açık, tabi zerre kadar Kur’an bütünlüğünde düşünene. Rabbimiz Resule düşen apaçık tebliğ etmektir diyor. Daha da açıklayıcı bilgi verip, senin görevin sadece tebliğ etmektir diyerek, son noktayı koyuyor. Bu ayetleri hatırlattığımızda da batıl ve hurafe inançlarını yaşayabilmek için, onlarca yüzlerce ayeti görmez ve duymazdan gelip “NE YANİ ALLAH, RESULÜNÜ POSTACI DİYEMİ GÖNDERDİ” diyerek, Allah’ın Resulüne vermediği yetkileri kendi nefislerinde verip, Allah’a yaptıkları saygısızlığın, farkında bile olamıyorlar. Allah ile aldatılmak, işte bu kadar kötü bir şey.
Son olarak hatırlatmak isterim. Din Allah’ın dinidir ve Allah, BEN HÜKMÜME HİÇ KİMSEY ORTAK ETMEM diyorsa ayetinde, Allah’ın dışında dinde hüküm koyucu Resulünü de kabul ettiğimizde, ALLAH’IN YANINDA RESULÜNÜDE İLAH EDİNMİŞ OLURUZ, BUNU HATIRLATMAK İSTERİM. Yüce Rabbimiz Nisa 87. Ayetinde, söz bakımından Allah’tan daha doğru kim vardır. Maide 50. Ayetinde, Allah’tan daha iyi kanun koyucu olabilir mi? Diye kızarak ayet indirdiği halde eğer bizler; Allah’ım senin Resulünün de güzel sözleri/hadisleri, senin hüküm vermediğin konularda koyduğu kanunları var, biz onları da rivayet yolla öğrendik ve onlara da inanıyoruz güveniyoruz dersek, sonucuna mahşer günü katlanmasını da bilmeliyiz.
Dilerim bu emanet can, bu bedenden ayrılmadan, yalnız Allah’ın ipine sarılan batıl ve hurafeden uzak arı duru Allah’ın dini İslam’ı yaşamaya çaba harcayan, Allah’ın azınlık halis kulları arasında oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK