zeberus1234
Üye
NİELS HENRİCK DAVİD BOHR
Amerikalıların, atom fiziği alanında ilerlemelerine katkıda bulunur.
Tümlenirlik(complemantarite) ve nicel atom kuramını kuran, karmaşık çekirdek kuramının yaratıcısı, nükleer sıvı modelini çizmiş ve uranyum 235 yapılabilirliğini (fizibilite) açıklamış olan, fizikçi ve felsefesi Niels Bahr, 1885’te Kopenhag’da dünyaya gelmiştir. Konuyu geliştirmek amacıyla J.J. Thomson’un Combridge’deki laboratuarına girmiştir. Laboratuar şefi Sir Ernest Rutherford’dur. Rutherford ‘un çok zeki bir insan olduğunu belirtmiş. Işığın doğuran elektron enerjisinin, tasarlanmış değerlerin almadığını, sadece nicel değerlerle belirlendiğini kabul etti. Bu devrimci ilkeden, elektronların çizdiği nicel görüngeleri çıkardı. Hidrojen tayfını, başka atomsal özelliklerini ilk kez açıklamış oldu (1913). Onun, olguları kavrayış biçimi, eskinin her türlü kargaşasını derleyip toplama duygusunun eşliğindedir. Bu duygu, elektronla çekirdek arasındaki güçlerle ilgili değişik açıklama türlerine karşı çıkma eğilimini birliğinde getirmiştir.
- Bohr sonraki yıllar da, hidrojen atomu aracılığıyla, karmaşık atomlar, tutarlı bizimde hesaplama ve nicel ilkeler içeren nedenselliğin genel sınırları biçimleme yolunda ilerledi.
- Nicelle niteli yaklaşım noktalarını saptadığı “karşılılık” ilkesiyle, modern mekaniğin matematiksel anlatımının en anlamlı temellerinden birini atmış olan Bohr; birkaç elektron içeren atomların yaklaşık yapılarını hesaplamayı başarmıştır.
- Bohr ekibi, X ışınların tayfını çözümlemiştir. Bu ışınları, atomlar aracılığıyla soğurulması ve dağılımı; elementlerin, kimyasal özellikleri dolayısıyla bilinen periyodik değişmeleri, o çalışmalarla gün ışığına çıktı.
- Kesinsizlik ilkesinin gelişimi, ona atom fiziğinin felsefesel özelliklerine inmeyi öğretmiştir. Bu özelliklerinden tümlenirlik veya tümlenebilirlik ilkesine varmıştır (1928).
- Kurduğu atom çekirdeğini sıvı damla modeli ve nükleer reaksiyonun açıklanmasında, değişken çekirdek kavramı üzerindeki vurgusu, çekirdeksel (nükleer) araştırmalara ışık tutmuştur. Değişken çekirdek görünüşü çekirdek yarılması görüşüne uygulanmış, doğal uranyumda bulunan, az miktardaki uranyum -235’in gözlenen nükleer bölünmelerin büyük bir bölümünü yarattığı böylece anlaşılmıştır. O sıralar bulunmamış olan plutonyum elementi böyle bir yaklaşımla ölçümlenebilmiştir.
Amerikalıların, atom fiziği alanında ilerlemelerine katkıda bulunur.
Tümlenirlik(complemantarite) ve nicel atom kuramını kuran, karmaşık çekirdek kuramının yaratıcısı, nükleer sıvı modelini çizmiş ve uranyum 235 yapılabilirliğini (fizibilite) açıklamış olan, fizikçi ve felsefesi Niels Bahr, 1885’te Kopenhag’da dünyaya gelmiştir. Konuyu geliştirmek amacıyla J.J. Thomson’un Combridge’deki laboratuarına girmiştir. Laboratuar şefi Sir Ernest Rutherford’dur. Rutherford ‘un çok zeki bir insan olduğunu belirtmiş. Işığın doğuran elektron enerjisinin, tasarlanmış değerlerin almadığını, sadece nicel değerlerle belirlendiğini kabul etti. Bu devrimci ilkeden, elektronların çizdiği nicel görüngeleri çıkardı. Hidrojen tayfını, başka atomsal özelliklerini ilk kez açıklamış oldu (1913). Onun, olguları kavrayış biçimi, eskinin her türlü kargaşasını derleyip toplama duygusunun eşliğindedir. Bu duygu, elektronla çekirdek arasındaki güçlerle ilgili değişik açıklama türlerine karşı çıkma eğilimini birliğinde getirmiştir.
- Bohr sonraki yıllar da, hidrojen atomu aracılığıyla, karmaşık atomlar, tutarlı bizimde hesaplama ve nicel ilkeler içeren nedenselliğin genel sınırları biçimleme yolunda ilerledi.
- Nicelle niteli yaklaşım noktalarını saptadığı “karşılılık” ilkesiyle, modern mekaniğin matematiksel anlatımının en anlamlı temellerinden birini atmış olan Bohr; birkaç elektron içeren atomların yaklaşık yapılarını hesaplamayı başarmıştır.
- Bohr ekibi, X ışınların tayfını çözümlemiştir. Bu ışınları, atomlar aracılığıyla soğurulması ve dağılımı; elementlerin, kimyasal özellikleri dolayısıyla bilinen periyodik değişmeleri, o çalışmalarla gün ışığına çıktı.
- Kesinsizlik ilkesinin gelişimi, ona atom fiziğinin felsefesel özelliklerine inmeyi öğretmiştir. Bu özelliklerinden tümlenirlik veya tümlenebilirlik ilkesine varmıştır (1928).
- Kurduğu atom çekirdeğini sıvı damla modeli ve nükleer reaksiyonun açıklanmasında, değişken çekirdek kavramı üzerindeki vurgusu, çekirdeksel (nükleer) araştırmalara ışık tutmuştur. Değişken çekirdek görünüşü çekirdek yarılması görüşüne uygulanmış, doğal uranyumda bulunan, az miktardaki uranyum -235’in gözlenen nükleer bölünmelerin büyük bir bölümünü yarattığı böylece anlaşılmıştır. O sıralar bulunmamış olan plutonyum elementi böyle bir yaklaşımla ölçümlenebilmiştir.