zeberus1234
Yeni Üye
Nina Simone
1933-2003
Caz ve soul müziğin en önemli isimlerinden olan Nina Simone, birçok sanatçıya ilham kaynağı olmuş ve gerek vokal tarzı gerekse politik duruşuyla sadece dönemi ile kısıtlı kalmamış, ölümünden yıllar sonra bile hatırlanmaya ve takip edilmeye devam edilen bir sanatçı olmuştur.
Nina Simone, ABD'nin Kuzey Karolina eyaletinde 21 Şubat 1933 tarihinde dünyaya geldi. Gerçek adı Eunice Kathleen Waymon olan sanatçı, dördü erkek ve dördü kız olan 8 kardeşin altıncısıydı. Evinden müzik eksik olmayan bir aileye sahip olan Simone'nun müziğe yeteneği henüz 4 yaşındayken ortaya çıktı. Annesinden aldığı müzik eğitiminin yanında kardeşleriyle birlikte kilise korosunda söylemeye başladı. Ondaki yeteneğin farkedilmesi üzerine 1939 yılında bir hayırsever ona ilk piyano derslerini vermeye başladı.
Kısa zamanda ilerleme kaydettiği görülen sanatçı kasaba kütüphanesinde ilk piyano resitalini verdiğinde ise 10 yaşındaydı. Eğitimini bu yönde devam ettirdi ve 1950 yılında burs alarak New York Juilliard Müzik Okulu'na girdi. Ailesi ile birlikte gerek maddi sıkıntılardan gerekse o dönemdeki ırkçılık olaylarından dolayı Philadelphia'ya yerleşmek zorunda kaldılar. Burada bulunan Curtis Enstitüsü'ne girmek istediyse de çeşitli nedenlerden bu mümkün olmadı. Ailedeki maddi sıkıntılardan dolayı 1954 yılında Atlantic City'de bulunan Midtown Bar ve Grill'de sahne almaya başladı.
1958 yılında yaptığı ilk müzikal çalışmaya kadar gerçek adını kullanan sanatçı daha sonra, erkek arkadaşının kendine taktığı isimden yola çıkarak İspanyolca'da "kız" anlamına gelen "Nina" ve sesine hayran olduğu Fransız sanatçı Simone Signoret'ten etkilenerek sahne adını "Nina Simone" yaptı.
Dönemin kalıplarını kıran Nina Simone, 1950li yılların başında çoğu siyah insanın hayal bile edemeyeceği bir fırsatı yakaladı ve şov dünyasında kısa sürede yükselen bir isim haline geldi. O yıllarda yayılmaya başlayan insan hakları ve siyah vatandaşlara eşitlik gibi konularda tavrını belli eden bir tutum izledi. Aynı tavır ve tutumu tüm hayatı boyunca etliki oldu. Kariyeri boyunca politik konulardan uzak kalmayan sanatçı, "Four Women" ve "Missisippi Goddamn" gibi çok ünlü olmuş protest şarkılara da imza attı.
İlk albüm çalışmasını 1959 yılında yapan Nina Simone, "I Love You Porgy" ve "My Baby Just Cares For Me" gibi parçalarla adından söz ettirdi. Satışı bir milyonu aşan ve listelerde 13. sıraya kadar yükselerek başarı gösteren albümü klasikler arasına girmeyi başardı. Hatta "My Baby Just Cares Of Me" adlı parçası 30 yıl sonra bile popülerliğini korudu ve Chanel No:5 adlı parfümün reklam filminde kullanıldı.
Kısa sürede yakaladığı başarı sayesinde Colpix Records ile 1964 yılına kadar sürecek bir kontrat imzaladı. Bu süre zarsında Colpix'ten 10 albüm çıkardı. Bunlardan 6 tanesi stüdyo, 4 tane ise canlı kayıttı. Bu albümlerde yer alan "Wild Is The Wind", "Sayanora" ve "Samson And Deliah" gibi Colombia film müzikleri de bulunmaktaydı. 1961 yılına gelindiğinde Andy Stroud ile evlendi ve ertesi yıl kızları Lisa Celeste dünyaya geldi. 1964 yılında anlaşması biten Nina Simone, Simone Mercury'e bağlı Philips ile kontrat imzaladı ve 3 yıl zarfında 7 albüm çıkardı. Ünlü ve kendiyle özdeşleşen şarkısı "Don't Let Me Be Misunderstood" bu dönemde ortaya çıktı.
1966 yılında eşinin menajerliği ile RCA'yle 1974 yılına kadar geçerli bir kontrat imzaladı. Parça seçimlerinde de eşimin görüşlerini almaktaydı. Nina Simone, RCA'den dokuz albüm çıkardı ve bu dönemde en popüler şarkılarını yaptı. Ünlü müzikal "Hair"de yer alan "Ain't Got No" adlı şarkını yorumu ile İngiltere listelerinde 2. sıraya kadar yükseldi.
Nina Simone, sadece müzik hayatı aracılıyla siyasi düşüncelerini de belirtmekten çekinmiyordu. Martin Luther King, Lorraine Hansberry ve Malcolm X gibi isimlerle olan yakınlığı bilinmekteydi. Hatta Martin Luther King'in bir suikast sonucu öldürülmesinden sonra "'Why? The King Of Love is Dead" adlı şarkısını bestelemişti. "To Be Young", "Gifted And Black" gibi şarkıları da yine ırkçılığa meydan okuyan baş yapıtlar arasında yer aldı. Simone, sadece ırk ayrımcılığına karşı mücadele etmekle kalmayıp, ABD'nin işgalci savaşlarına da meydan okuyordu. Yaşadığı çağı sorgulayan sanatçının iyi bir örneğini veren Simone, ülkesi ABD'ye daha fazla tahammül edemeyerek, Avrupa'ya yöneldi. Liberya, İsviçre, Hollanda, Belçika, ingiltere ve en son Fransa'da kaldı.
1978 yılında Vietnam Savaşı'nı protesto etmek amacıyla vergilerini ödemeyince tutuklandı ama kısa bir süre sonra serbest kaldı. Yine aynı yıl CTI'dan "Baltimore", 1982 yılında "Fodder On My Wings", 1985 yılında ABD'de "Nina's Back" ve "Live And Kickin" albümlerini çıkardı.
90lı yıllardan sonra kalıcı olarak Fransa'ya yerleşen Nina Simone, Nice Jazz Festival'inin 1977 yılından beri değişmez konuğu haline gelmişti. Avrupa'nın çeşitli ülkelerindeki festivallere de davet almakta ve yoğun bir ilgiyle karşılaşmaktaydı.Yunanistan'da yapılan Thessalonica Jazz Festival'inde sahneye çıkan Nina Simone, yıllar sonra Carnegi Hall'da 2001'de verdiği konserle ABD'deki sevenlerine döndü.
Caz ve soul müziğinin en önemli isimlerinden biri olan Nina Simone, 21 Nisan 2003'te son yıllarını geçirdiği Fransa'da hayata veda etti. Vefat ettiğinde 70 yaşında olan sanatçı; caz, soul ve blues alanında en ünlü isim haline gelmişti.
Tarzı ile Aretha Franklin ve Dusty Springfield gibi bayan vokallere ilham kaynağı olmuş ve The Animals, The Beatles ve Bob Dylan gibi isimlerin parçalarını yorumlayarak onlara değişik bir boyut kazandırmıştır. Hayatı, müziğe getirdiği yeni yorum ve kendi imzasını taşıyan albümleri ile sınırlı kalmamış, duruşu ve politik tavrıyla da döneme damgasını vuran bir sanatçı olmayı başarmıştır.
1933-2003
Caz ve soul müziğin en önemli isimlerinden olan Nina Simone, birçok sanatçıya ilham kaynağı olmuş ve gerek vokal tarzı gerekse politik duruşuyla sadece dönemi ile kısıtlı kalmamış, ölümünden yıllar sonra bile hatırlanmaya ve takip edilmeye devam edilen bir sanatçı olmuştur.
Nina Simone, ABD'nin Kuzey Karolina eyaletinde 21 Şubat 1933 tarihinde dünyaya geldi. Gerçek adı Eunice Kathleen Waymon olan sanatçı, dördü erkek ve dördü kız olan 8 kardeşin altıncısıydı. Evinden müzik eksik olmayan bir aileye sahip olan Simone'nun müziğe yeteneği henüz 4 yaşındayken ortaya çıktı. Annesinden aldığı müzik eğitiminin yanında kardeşleriyle birlikte kilise korosunda söylemeye başladı. Ondaki yeteneğin farkedilmesi üzerine 1939 yılında bir hayırsever ona ilk piyano derslerini vermeye başladı.
Kısa zamanda ilerleme kaydettiği görülen sanatçı kasaba kütüphanesinde ilk piyano resitalini verdiğinde ise 10 yaşındaydı. Eğitimini bu yönde devam ettirdi ve 1950 yılında burs alarak New York Juilliard Müzik Okulu'na girdi. Ailesi ile birlikte gerek maddi sıkıntılardan gerekse o dönemdeki ırkçılık olaylarından dolayı Philadelphia'ya yerleşmek zorunda kaldılar. Burada bulunan Curtis Enstitüsü'ne girmek istediyse de çeşitli nedenlerden bu mümkün olmadı. Ailedeki maddi sıkıntılardan dolayı 1954 yılında Atlantic City'de bulunan Midtown Bar ve Grill'de sahne almaya başladı.
1958 yılında yaptığı ilk müzikal çalışmaya kadar gerçek adını kullanan sanatçı daha sonra, erkek arkadaşının kendine taktığı isimden yola çıkarak İspanyolca'da "kız" anlamına gelen "Nina" ve sesine hayran olduğu Fransız sanatçı Simone Signoret'ten etkilenerek sahne adını "Nina Simone" yaptı.
Dönemin kalıplarını kıran Nina Simone, 1950li yılların başında çoğu siyah insanın hayal bile edemeyeceği bir fırsatı yakaladı ve şov dünyasında kısa sürede yükselen bir isim haline geldi. O yıllarda yayılmaya başlayan insan hakları ve siyah vatandaşlara eşitlik gibi konularda tavrını belli eden bir tutum izledi. Aynı tavır ve tutumu tüm hayatı boyunca etliki oldu. Kariyeri boyunca politik konulardan uzak kalmayan sanatçı, "Four Women" ve "Missisippi Goddamn" gibi çok ünlü olmuş protest şarkılara da imza attı.
İlk albüm çalışmasını 1959 yılında yapan Nina Simone, "I Love You Porgy" ve "My Baby Just Cares For Me" gibi parçalarla adından söz ettirdi. Satışı bir milyonu aşan ve listelerde 13. sıraya kadar yükselerek başarı gösteren albümü klasikler arasına girmeyi başardı. Hatta "My Baby Just Cares Of Me" adlı parçası 30 yıl sonra bile popülerliğini korudu ve Chanel No:5 adlı parfümün reklam filminde kullanıldı.
Kısa sürede yakaladığı başarı sayesinde Colpix Records ile 1964 yılına kadar sürecek bir kontrat imzaladı. Bu süre zarsında Colpix'ten 10 albüm çıkardı. Bunlardan 6 tanesi stüdyo, 4 tane ise canlı kayıttı. Bu albümlerde yer alan "Wild Is The Wind", "Sayanora" ve "Samson And Deliah" gibi Colombia film müzikleri de bulunmaktaydı. 1961 yılına gelindiğinde Andy Stroud ile evlendi ve ertesi yıl kızları Lisa Celeste dünyaya geldi. 1964 yılında anlaşması biten Nina Simone, Simone Mercury'e bağlı Philips ile kontrat imzaladı ve 3 yıl zarfında 7 albüm çıkardı. Ünlü ve kendiyle özdeşleşen şarkısı "Don't Let Me Be Misunderstood" bu dönemde ortaya çıktı.
1966 yılında eşinin menajerliği ile RCA'yle 1974 yılına kadar geçerli bir kontrat imzaladı. Parça seçimlerinde de eşimin görüşlerini almaktaydı. Nina Simone, RCA'den dokuz albüm çıkardı ve bu dönemde en popüler şarkılarını yaptı. Ünlü müzikal "Hair"de yer alan "Ain't Got No" adlı şarkını yorumu ile İngiltere listelerinde 2. sıraya kadar yükseldi.
Nina Simone, sadece müzik hayatı aracılıyla siyasi düşüncelerini de belirtmekten çekinmiyordu. Martin Luther King, Lorraine Hansberry ve Malcolm X gibi isimlerle olan yakınlığı bilinmekteydi. Hatta Martin Luther King'in bir suikast sonucu öldürülmesinden sonra "'Why? The King Of Love is Dead" adlı şarkısını bestelemişti. "To Be Young", "Gifted And Black" gibi şarkıları da yine ırkçılığa meydan okuyan baş yapıtlar arasında yer aldı. Simone, sadece ırk ayrımcılığına karşı mücadele etmekle kalmayıp, ABD'nin işgalci savaşlarına da meydan okuyordu. Yaşadığı çağı sorgulayan sanatçının iyi bir örneğini veren Simone, ülkesi ABD'ye daha fazla tahammül edemeyerek, Avrupa'ya yöneldi. Liberya, İsviçre, Hollanda, Belçika, ingiltere ve en son Fransa'da kaldı.
1978 yılında Vietnam Savaşı'nı protesto etmek amacıyla vergilerini ödemeyince tutuklandı ama kısa bir süre sonra serbest kaldı. Yine aynı yıl CTI'dan "Baltimore", 1982 yılında "Fodder On My Wings", 1985 yılında ABD'de "Nina's Back" ve "Live And Kickin" albümlerini çıkardı.
90lı yıllardan sonra kalıcı olarak Fransa'ya yerleşen Nina Simone, Nice Jazz Festival'inin 1977 yılından beri değişmez konuğu haline gelmişti. Avrupa'nın çeşitli ülkelerindeki festivallere de davet almakta ve yoğun bir ilgiyle karşılaşmaktaydı.Yunanistan'da yapılan Thessalonica Jazz Festival'inde sahneye çıkan Nina Simone, yıllar sonra Carnegi Hall'da 2001'de verdiği konserle ABD'deki sevenlerine döndü.
Caz ve soul müziğinin en önemli isimlerinden biri olan Nina Simone, 21 Nisan 2003'te son yıllarını geçirdiği Fransa'da hayata veda etti. Vefat ettiğinde 70 yaşında olan sanatçı; caz, soul ve blues alanında en ünlü isim haline gelmişti.
Tarzı ile Aretha Franklin ve Dusty Springfield gibi bayan vokallere ilham kaynağı olmuş ve The Animals, The Beatles ve Bob Dylan gibi isimlerin parçalarını yorumlayarak onlara değişik bir boyut kazandırmıştır. Hayatı, müziğe getirdiği yeni yorum ve kendi imzasını taşıyan albümleri ile sınırlı kalmamış, duruşu ve politik tavrıyla da döneme damgasını vuran bir sanatçı olmayı başarmıştır.