Obeziteye neden olan etmenler tam olarak açıklanamamakla birlikte çok ve yanlış beslenme ve fizikî aktivite zayıflığı obezitenin en kıymetli nedenleri olarak kabul edilmektedir.
Obeziteye neden olan faktörlerin yanısıra genetik, çevresel, nörolojik, fizyolojik, biyokimyasal, sosyo-kültürel ve ruhsal pek çok faktör birbiri ile bağlı olarak obezite oluşumuna neden olmaktadır. Tüm yerkürede münhasıran çocukluk çağı obezitesindeki artışın yalnızca genetik yapıdaki değişikliklerle açıklanamayacak raddede ziyade olması nedeniyle, obezitenin oluşumunda çevresel faktörlerin rolünün ön planda olduğu kabul edilmektedir.
Obezitenin oluşmasında esas risk faktörleri aşağıda sıralanmıştır :
Şiddetli ve yanlış beslenme alışkanlıkları
Gayrikâfi fizikî aktivite
Yaş
Cinsiyet
Eğitim seviyesi
Sosyo – kültürel etmenler
Gelir durumu
Hormonal ve metabolik etmenler
Genetik etmenler
Ruhsal sorunlar
Sık aralıklarla çok düşük kuvvetli diyetler tatbik
Sigara- alkol kullanma durumu
Kullanılan kimi ilaçlar (antideprasanlar vb.)
Veladet sayısı ve doğumlar arası vade
Obezitenin gelişmesinde dikkat edilmesi gereken faktörlerden biri de hayatın birinci yıllarındaki beslenme biçimidir. Yapılan çalışmalarda, obezite görülme sıklığının ana sütü ile beslenen çocuklarda, ana sütü ile beslenmeyen evlatlara nazaran daha düşük orantılarda olduğu, ana sütü verme müddetinin, tamamlayıcı besinlerin çeşidi, ölçüsü ve başlama devirlerinin obezite oluşumunu etkilediği bildirilmektedir .
DSÖ ve UNICEF (Birleşmiş Milletler Evlatlara Yardım Fonu) tarafından yayımlanan çeşitli dökümanlarda 6 ay tek başına ana sütü verilmesinin, 6.aydan sonra emzirmenin sürdürülmesi ile birlikte sağlıklı ve mütenasip kalite ve ölçüde tamamlayıcı besinlere başlanılmasının ve en az 2 yıl emzirmenin devam ettirilmesinin kısa ve uzun devirde obezite ve kronik hastalık riskini azaltabileceği belirtilmiştir.
Obezite Cerrahisi Kimler İçin Tutarlıdır?
Obezite cerrahisi vücut kitle indeksi 35 ve üzeri olan, bilirkişi teftişinde tıbbi beslenme, egzersiz ve medikal tedavi üzere usullerle zayıflayamayan hastalara önerilmektedir.
Vücut kitle indeksi 30 üzerinde olan, yüksek tansiyon, diyabet, uyku apnesi üzere hastanın ömür kalitesini ve mühletini etkileyen hastalara önerilmektedir. Hangi ameliyatın münasip olduğu çeşitli muayene ve tetkikler sonucunda belirlenir.
Doğurganlık çağında olan ve kısa vadede evlat sahibi olmayı planlayan hatunların, bu durumu tabiplerine istişareleri gerekir. Obezite cerrahisi ameliyatlarını takip eden 24 ay boyunca gebe kalınmaması tavsiye edilmektedir.
Obezite cerrahisi için laparoskopik ya da robotik cerrahi yolları kullanılarak, hastalara açık cerrahiye kıyasla konforlu bir güzelleşme periyodu sunulabilmektedir. Ameliyat sonrası hastalar günlük hayatlarına kısa müddette dönüp, metabolizma eksperleri ve diyetisyenlerinin takibiyle yeni beslenme sistemlerine armoni sağlamaktadır.
Obeziteye neden olan faktörlerin yanısıra genetik, çevresel, nörolojik, fizyolojik, biyokimyasal, sosyo-kültürel ve ruhsal pek çok faktör birbiri ile bağlı olarak obezite oluşumuna neden olmaktadır. Tüm yerkürede münhasıran çocukluk çağı obezitesindeki artışın yalnızca genetik yapıdaki değişikliklerle açıklanamayacak raddede ziyade olması nedeniyle, obezitenin oluşumunda çevresel faktörlerin rolünün ön planda olduğu kabul edilmektedir.
Obezitenin oluşmasında esas risk faktörleri aşağıda sıralanmıştır :
Şiddetli ve yanlış beslenme alışkanlıkları
Gayrikâfi fizikî aktivite
Yaş
Cinsiyet
Eğitim seviyesi
Sosyo – kültürel etmenler
Gelir durumu
Hormonal ve metabolik etmenler
Genetik etmenler
Ruhsal sorunlar
Sık aralıklarla çok düşük kuvvetli diyetler tatbik
Sigara- alkol kullanma durumu
Kullanılan kimi ilaçlar (antideprasanlar vb.)
Veladet sayısı ve doğumlar arası vade
Obezitenin gelişmesinde dikkat edilmesi gereken faktörlerden biri de hayatın birinci yıllarındaki beslenme biçimidir. Yapılan çalışmalarda, obezite görülme sıklığının ana sütü ile beslenen çocuklarda, ana sütü ile beslenmeyen evlatlara nazaran daha düşük orantılarda olduğu, ana sütü verme müddetinin, tamamlayıcı besinlerin çeşidi, ölçüsü ve başlama devirlerinin obezite oluşumunu etkilediği bildirilmektedir .
DSÖ ve UNICEF (Birleşmiş Milletler Evlatlara Yardım Fonu) tarafından yayımlanan çeşitli dökümanlarda 6 ay tek başına ana sütü verilmesinin, 6.aydan sonra emzirmenin sürdürülmesi ile birlikte sağlıklı ve mütenasip kalite ve ölçüde tamamlayıcı besinlere başlanılmasının ve en az 2 yıl emzirmenin devam ettirilmesinin kısa ve uzun devirde obezite ve kronik hastalık riskini azaltabileceği belirtilmiştir.
Obezite Cerrahisi Kimler İçin Tutarlıdır?
Obezite cerrahisi vücut kitle indeksi 35 ve üzeri olan, bilirkişi teftişinde tıbbi beslenme, egzersiz ve medikal tedavi üzere usullerle zayıflayamayan hastalara önerilmektedir.
Vücut kitle indeksi 30 üzerinde olan, yüksek tansiyon, diyabet, uyku apnesi üzere hastanın ömür kalitesini ve mühletini etkileyen hastalara önerilmektedir. Hangi ameliyatın münasip olduğu çeşitli muayene ve tetkikler sonucunda belirlenir.
Doğurganlık çağında olan ve kısa vadede evlat sahibi olmayı planlayan hatunların, bu durumu tabiplerine istişareleri gerekir. Obezite cerrahisi ameliyatlarını takip eden 24 ay boyunca gebe kalınmaması tavsiye edilmektedir.
Obezite cerrahisi için laparoskopik ya da robotik cerrahi yolları kullanılarak, hastalara açık cerrahiye kıyasla konforlu bir güzelleşme periyodu sunulabilmektedir. Ameliyat sonrası hastalar günlük hayatlarına kısa müddette dönüp, metabolizma eksperleri ve diyetisyenlerinin takibiyle yeni beslenme sistemlerine armoni sağlamaktadır.
