Obsesyon adı verilen takıntılı düşünce, fikir ve dürtüler ile kompulsiyon adı verilen yineleyici davranışlar ve zihinsel eylemlerden oluşan bir ruhsal hastalıktır.Takıntılı düşüncelerin günlük yaşamımızı etkileyecek, gündelik işlevlerimizi kısıtlayacak düzeye gelmesi durumunda
OBSESİF-KOMPULSİF BOZUKLUK (OKB) adı verilen bir ruhsal hastalık akla gelmelidir.
Obsesyon
Kişinin zihnine girmesine engel olamadığı, zihninden uzaklaştıramadığı düşünce, fikir,imaj ve dürtülerdir. Kişinin isteği dışında gelirler, kişi tarafından mantıkdışı veya saçma olarak değerlendirilirler ve yoğun sıkıntı ve huzursuzluğa yani anksiyeteye neden olurlar.
Kompulsiyon
Obsesyonların neden olduğu yoğun sıkıntı ve huzursuzluğu azaltmak ya da ortadan kaldırmak üzere yapılan yineleyici,engellenemeyen davranış ve eylemlerdir.
OKB’nin her 100 kişiden 2-3’ünde görüldüğü saptanmıştır. Yani populasyonda
görülme sıklığı %3 civarındadır.
Genellikle ergenlik döneminde ve 20-30’lu yaşlarda başlamasına karşın, okul
öncesi çağdaki çocuklar dahil herhangi bir yaşta görülebilir.
Erkeklerde daha erken yaşlarda başlamasına karşın genel olarak kadınlarda
daha sık görülmektedir.
Genetik nedenler ,Beyin işlevlerinde bozulma ve serotonin,Çocukluk çağı
travmaları hastalığın oluşumunda etkili olduğu araştırmalar tarafından
desteklenmektedir.
OKB BELİRTİLERİ
1-Bulaşma Obsesyonu ve Temizlik Kompulsiyonu
Kişinin bedeninin ve giysilerinin kir, mikrop, toz gibi etkenler; kimyasal
maddeler, deterjanlar, zehirler ile idrar, gaita ve diğer beden salgıları ile
bulaşacağına ilişkin takıntıları ve bu takıntıların neden olduğu sıkıntıyı
gidermek için yaptığı davranışlarıdır.
2-Kuşku obsesyonu ve kontrol kompulsiyonu
En sık görülen obsesyon vekompüldiyonlardan biridir. Kişi ocak, kombi,
şofben,kapı, kilit gibi nesnelerin açık kalmış olabileceğinden, ütü vs. elektrikli
aletlerin fişlerinin prizde takılı kalmış olabileceğinden kuşku duyar (Kuşku
obsesyonu) ve emin olmak için tekrar tekrar kontrol etme gereksinimi duyar
(Kontrol kompulsiyonu). Bu kuşku ve kontroller yaşamın birçok alanında
kendini gösterebilirler.
3-Saldırganlık obsesyonları
Başkalarına zarar vereceği, elinde olmadan saldırgan davranışlarda
bulunacağı şeklinde obsesyonlar
Bazen hastalarda elinde olmadan başkalarına rahatsızlık ya da zarar
vereceği, ağzından hoş karşılanmayacak nitelikte sözcükler kaçıracağı,
yanındaki insanlara elinde olmadan zarar vereceği şeklinde obsesyonlar
olabilir.
4-Cinsel içerikli obsesyonlar
Kişi için utanç verici kabul edilemez cinsel içerikli düşünceler, imajlar bulunur.
5-Dini içerikli obsesyonlar
Kişi kendini inanç ve görüşlerine tam zıddı bir biçimde ve çok yoğun sıkıntı
oluşturacak şekilde dini içerikli takıntılı düşünceleri ve imajları düşünmekten
alıkoyamaz.
6-Simetri/düzen obsesyon ve kompulsiyonları
Simetri gereksinimi ve düzen takıntıları da sık görülen belirtilerdendir. Kişinin
tüm yaşamında simetri gereksinimi ve düzenlilik hakimdir.
7-Sayma ve tekrarlama kompulsiyonları
Bazı OKB’li hastalar herhangi bir günlük aktiviteyi belirli bir sayıya kadar
saymadan yaparsa işinin rast gitmeyeceğini düşünerek sayma ve tekraren o
eylemi yapma davranışında bulunurlar.
8-Biriktirme ve saklama kompulsiyonları
Sık görülen kompulsiyon türüdür. Kişi “ileride gerekli olabilir” şeklinde bir
düşünce ile gerekli olmayacak eşyaları bile biriktirebilir / saklayabilir. İleride
çöp ev olabilecek türden biriktirmeler bu kompülsiyonun en uç örnekleridir.
9-Somatik Obsesyonlar
Kanser,AIDS gibi ciddi hastalıklarının olduğuna dair şüphe etme bunu tespit
etme ve kontrol etme adına bir sürü gereksiz tetkik yaptırmayla giden aşırı
endişe durumudur.
Ancak tıbbi açıdan bu şekildeki düşünce ve davranışların hastalık
sayılabilmesi için günlük işlevlerimizi etkileyecek, kısıtlayacak, bozacak kadar
şiddetli ve yoğun olmalıdır.
OKB NASIL TEDAVİ EDİLİR?
OKB günlük yaşam etkinliklerini ciddi olarak kısıtlayabilen, aile, meslek ve
sosyal yaşamda önemli işlev kayıplarına yol açan, yaşam kalitesini düşüren
bir hastalıktır.
Kronikleşme olasılığının yüksek olması tedavinin önemini arttırmaktadır.
İlaç tedavisi
Özellikle serotonin sistemi üzerinde etkili olan ilaçlar OKB tedavisinde
oldukça yaralı olmaktadır. Serotonin Geri Alım Engelleyiciler -SSRI-adı verilen
bu grup ilaçlar OKB tedavisinde yaygın ve başarılı şekilde kullanılmaktadır.
İlaç Etkilerinin görülmesi için üç hafta kadar beklemek gerekir. İlacın etkili olup
olmadığına karar vermek için en az 8 hafta süre geçmesi beklenmelidir. Etkili
olduğuna karar verilirse tedavinin gerekirse günlük doz arttırılarak en az iki yıl
sürdürülmesi gerekir.
Bilişsel-davranışçı Psikoterapi
Obsesif hastalar kaygı verici düşünceler ile bu düşüncelerden kaçarak veya
kaçınarak başa çıkmaya çalışırlar. Ne var ki düşüncelerden kaçmaya
çalıştıkça bu düşünceler daha da artmakta ve böylelikle bir kısır döngü
oluşmaktadır. Davranış tedavilerinde amaç hastayı kaygı veren ve kaygı
oluşturduğu için kaçma ve kaçınma davranışlarına neden olan düşüncelerle
[obsesyonlar] yüzleştirmek ve bu karşılaştırmanın oluşturduğu kaygıyı
azaltmak için devreye giren tekrarlayıcı davranışları [kompulsiyonlar]
engellemektir.
Bilişsel ve davranışçı terapiler hem hastalığın tedavisinde hem de özelikle
tekrarların önlenmesinde çok önemli bir yer tutmakta, tedavide bazen tek
başlarına bazen de ilaç tedavileri ile birlikte kullanılabilmektedirler. Bilişsel
davranışçı terapi tedavi seçenekleri arasında en önemli yeri tutmaktadır ve
hastalığın tedavisindeki etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
OBSESİF-KOMPULSİF BOZUKLUK (OKB) adı verilen bir ruhsal hastalık akla gelmelidir.
Obsesyon
Kişinin zihnine girmesine engel olamadığı, zihninden uzaklaştıramadığı düşünce, fikir,imaj ve dürtülerdir. Kişinin isteği dışında gelirler, kişi tarafından mantıkdışı veya saçma olarak değerlendirilirler ve yoğun sıkıntı ve huzursuzluğa yani anksiyeteye neden olurlar.
Kompulsiyon
Obsesyonların neden olduğu yoğun sıkıntı ve huzursuzluğu azaltmak ya da ortadan kaldırmak üzere yapılan yineleyici,engellenemeyen davranış ve eylemlerdir.
OKB’nin her 100 kişiden 2-3’ünde görüldüğü saptanmıştır. Yani populasyonda
görülme sıklığı %3 civarındadır.
Genellikle ergenlik döneminde ve 20-30’lu yaşlarda başlamasına karşın, okul
öncesi çağdaki çocuklar dahil herhangi bir yaşta görülebilir.
Erkeklerde daha erken yaşlarda başlamasına karşın genel olarak kadınlarda
daha sık görülmektedir.
Genetik nedenler ,Beyin işlevlerinde bozulma ve serotonin,Çocukluk çağı
travmaları hastalığın oluşumunda etkili olduğu araştırmalar tarafından
desteklenmektedir.
OKB BELİRTİLERİ
1-Bulaşma Obsesyonu ve Temizlik Kompulsiyonu
Kişinin bedeninin ve giysilerinin kir, mikrop, toz gibi etkenler; kimyasal
maddeler, deterjanlar, zehirler ile idrar, gaita ve diğer beden salgıları ile
bulaşacağına ilişkin takıntıları ve bu takıntıların neden olduğu sıkıntıyı
gidermek için yaptığı davranışlarıdır.
2-Kuşku obsesyonu ve kontrol kompulsiyonu
En sık görülen obsesyon vekompüldiyonlardan biridir. Kişi ocak, kombi,
şofben,kapı, kilit gibi nesnelerin açık kalmış olabileceğinden, ütü vs. elektrikli
aletlerin fişlerinin prizde takılı kalmış olabileceğinden kuşku duyar (Kuşku
obsesyonu) ve emin olmak için tekrar tekrar kontrol etme gereksinimi duyar
(Kontrol kompulsiyonu). Bu kuşku ve kontroller yaşamın birçok alanında
kendini gösterebilirler.
3-Saldırganlık obsesyonları
Başkalarına zarar vereceği, elinde olmadan saldırgan davranışlarda
bulunacağı şeklinde obsesyonlar
Bazen hastalarda elinde olmadan başkalarına rahatsızlık ya da zarar
vereceği, ağzından hoş karşılanmayacak nitelikte sözcükler kaçıracağı,
yanındaki insanlara elinde olmadan zarar vereceği şeklinde obsesyonlar
olabilir.
4-Cinsel içerikli obsesyonlar
Kişi için utanç verici kabul edilemez cinsel içerikli düşünceler, imajlar bulunur.
5-Dini içerikli obsesyonlar
Kişi kendini inanç ve görüşlerine tam zıddı bir biçimde ve çok yoğun sıkıntı
oluşturacak şekilde dini içerikli takıntılı düşünceleri ve imajları düşünmekten
alıkoyamaz.
6-Simetri/düzen obsesyon ve kompulsiyonları
Simetri gereksinimi ve düzen takıntıları da sık görülen belirtilerdendir. Kişinin
tüm yaşamında simetri gereksinimi ve düzenlilik hakimdir.
7-Sayma ve tekrarlama kompulsiyonları
Bazı OKB’li hastalar herhangi bir günlük aktiviteyi belirli bir sayıya kadar
saymadan yaparsa işinin rast gitmeyeceğini düşünerek sayma ve tekraren o
eylemi yapma davranışında bulunurlar.
8-Biriktirme ve saklama kompulsiyonları
Sık görülen kompulsiyon türüdür. Kişi “ileride gerekli olabilir” şeklinde bir
düşünce ile gerekli olmayacak eşyaları bile biriktirebilir / saklayabilir. İleride
çöp ev olabilecek türden biriktirmeler bu kompülsiyonun en uç örnekleridir.
9-Somatik Obsesyonlar
Kanser,AIDS gibi ciddi hastalıklarının olduğuna dair şüphe etme bunu tespit
etme ve kontrol etme adına bir sürü gereksiz tetkik yaptırmayla giden aşırı
endişe durumudur.
Ancak tıbbi açıdan bu şekildeki düşünce ve davranışların hastalık
sayılabilmesi için günlük işlevlerimizi etkileyecek, kısıtlayacak, bozacak kadar
şiddetli ve yoğun olmalıdır.
OKB NASIL TEDAVİ EDİLİR?
OKB günlük yaşam etkinliklerini ciddi olarak kısıtlayabilen, aile, meslek ve
sosyal yaşamda önemli işlev kayıplarına yol açan, yaşam kalitesini düşüren
bir hastalıktır.
Kronikleşme olasılığının yüksek olması tedavinin önemini arttırmaktadır.
İlaç tedavisi
Özellikle serotonin sistemi üzerinde etkili olan ilaçlar OKB tedavisinde
oldukça yaralı olmaktadır. Serotonin Geri Alım Engelleyiciler -SSRI-adı verilen
bu grup ilaçlar OKB tedavisinde yaygın ve başarılı şekilde kullanılmaktadır.
İlaç Etkilerinin görülmesi için üç hafta kadar beklemek gerekir. İlacın etkili olup
olmadığına karar vermek için en az 8 hafta süre geçmesi beklenmelidir. Etkili
olduğuna karar verilirse tedavinin gerekirse günlük doz arttırılarak en az iki yıl
sürdürülmesi gerekir.
Bilişsel-davranışçı Psikoterapi
Obsesif hastalar kaygı verici düşünceler ile bu düşüncelerden kaçarak veya
kaçınarak başa çıkmaya çalışırlar. Ne var ki düşüncelerden kaçmaya
çalıştıkça bu düşünceler daha da artmakta ve böylelikle bir kısır döngü
oluşmaktadır. Davranış tedavilerinde amaç hastayı kaygı veren ve kaygı
oluşturduğu için kaçma ve kaçınma davranışlarına neden olan düşüncelerle
[obsesyonlar] yüzleştirmek ve bu karşılaştırmanın oluşturduğu kaygıyı
azaltmak için devreye giren tekrarlayıcı davranışları [kompulsiyonlar]
engellemektir.
Bilişsel ve davranışçı terapiler hem hastalığın tedavisinde hem de özelikle
tekrarların önlenmesinde çok önemli bir yer tutmakta, tedavide bazen tek
başlarına bazen de ilaç tedavileri ile birlikte kullanılabilmektedirler. Bilişsel
davranışçı terapi tedavi seçenekleri arasında en önemli yeri tutmaktadır ve
hastalığın tedavisindeki etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmıştır.