ORGAN BAĞIŞI
Organ Bağışı Nedir?
Kişinin hayatta iken serbest iradesiyle, tıbben yaşamı sona erdikten sonra ise ailesinin izniyle "doku ve organlarının" başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesidir.
Organ Nakli Nedir?
Vücutta görevini yapamayan bir organın yerine canlı veya ölü ( beyin ölümü gerçekleşmiş = ölüm hali) bir vericiden alınan sağlam ve aynı görevi üslenecek bir organın nakledilmesi işlemidir.
Neden Organ Bağışı?
Pek çok hasta için organ nakli, yeniden normal bir yaşama dönmenin tek yolu. Daha önemlisi organ nakli, pek çok hastalıkta, hayatta kalmanın da en sağlam güvencesi. Kronik böbrek yetmezliğinde iki çare var: Diyaliz ya da böbrek nakli. Diyalize giren hastaların hayatta kalma oranı, beş yıllık bir sürede yüzde 34.8’e düşüyor. Oysa, böbrek nakli yapılması durumunda, hayatta kalma oranı, aynı süre için yüzde 90 oluyor.
Türkiye’de her yıl yaklaşık 4 bin 500 hasta diyaliz tedavisine başlıyor.
Bir hastanın hekim ve hastane masrafı hariç diyaliz ve ilaç maliyeti yılda 23 bin dolar.
Oysa böbrek nakli yapılan bir hastanın ilk yıl tedavi maliyeti 22 bin dolar (yani, neredeyse diyaliz kadar) ama dördüncü yılda bu maliyet 8 bin dolara kadar düşüyor.
Türkiye'de yaklaşık 44 bin kişi organ nakli için beklemektedir.
Her yıl ortalama 8 bin kişi bu listeye ekleniyor.
Ülkemizde her yıl yaklaşık 8 bin hasta organ bulunamadığı için ölmektedir.
2006 yılında;
Tam 7 bin kişi organ nakli sırasını beklerken hayatını kaybetti.
Kronik böbrek yetmezliği olan ve diyalizle yaşamını sürdüren hasta sayısı ise 40 bin civarında.
İslam Dini ve Organ Bağışı
Din İşleri Yüksek Kurulu 06.03.1980 tarih ve 396/13 sayılı kararında da aşağıdaki şartlara uyularak yapılacak organ ve doku naklinin caiz olacağı sonucuna varmıştır:
- Zaruret halinin bulunması, yani hastanın hayatını veya hayatî bir uzvunu kurtarmak için, bundan başka çaresi olmadığının, meslekî ehliyet ve dürüstlüğüne güvenilen bir tabip tarafından tespit edilmesi,
- Hastalığın bu yoldan tedavi edilebileceğine tabibin zann-ı galibinin bulunması,
- Organ veya dokusu alınan kişinin, bu işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması,
- Toplumun huzur ve düzeninin bozulmaması bakımından organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında (ölmeden önce) buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartıyla, yakınlarının rızasının sağlanması,
- Alınacak organ veya doku karşılığında hiçbir şekilde ücret alınmaması,
- Tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak bu nakle razı olması gerekir.
Kişinin Yaşam Destek Ünitesi’nden çıkarılması hakkındaki 14.12.2006 tarihli Din İşleri Yüksek Kurulunun mütalaası şöyledir:
Yaşam destek ünitesine bağlı bir kişi;
a) beynin kesin olarak bütün fonksiyonlarını yitirdiğine,
b) bu durumdan geri dönüşün artık imkansız olduğuna uzman tabiplerce karar verilmesi şartıyla yaşam destek ünitesinden çıkarılabilir.
Yine aynı mütalaada organ nakli ile ilgili yapılan açıklamada 1980 yılındaki kurul kararına ek olarak organ alınacak kişinin canlı olması ile ilgili şöyle bir açıklama yer almıştır:
“... Organ veya dokusu alınacak kişinin, işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması; organı alınacak kişi sağ ise alınacak organ veya dokunun hayatî bir organ olmaması,...”
Organ Bağışının Yasal Çerçevesi
29/05/1979 tarih 2238 sayılı “Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkındaki Kanun” a göre;
- Bir bedel veya başkaca çıkar karşılığı, organ ve doku alınması ve satılması yasaktır.
- Yaşayan kişilerden organ ve doku alınması konusunda:
- Onsekiz yaşını doldurmamış ve mümeyyiz olmayan kişilerden organ ve doku alınması yasaktır.
- Onsekiz yaşını doldurmuş ve mümeyyiz olan bir kişiden organ ve doku alınabilmesi için vericinin en az iki tanık huzurunda açık , bilinçli ve tesirden uzak olarak önceden verilmiş yazılı ve imzalı veya en az iki tanık önünde sözlü olarak beyan edip imzaladığı tutanağın bir hekim tarafından onaylanması zorunludur.
- Vericinin yaşamını mutlak surette sona erdirecek veya tehlikeye sokacak olan organ ve dokuların alınması yasaktır.
- Ölüden organ ve doku alınması konusunda:
- Bu kanunun uygulanması ile ilgili olarak tıbbi ölüm hali, bilimin ülkede ulaştığı düzeydeki kuralları ve yöntemleri uygulamak suretiyle biri kardiyolog, biri nörolog, biri nöroşirüjiyen ve biri de anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanından oluşan dört kişilik hekimler kurulunca oy birliği ile saptanır.
- Alıcının müdavi hekimi ile organ ve doku alınması, saklanması, aşılanması ve naklini gerçekleştirecek olan hekimlerin, ölüm halini saptayacak olan hekimler kurulunda yer almaları yasaktır.
- Bu kanuna aykırı şekilde organ ve doku alan, saklayan, aşılayan ve nakledenlerle bunların alım ve satımını yapanlar, alım ve satımına aracılık edenler veya bunun komisyonculuğunu yapanlar hakkında, fiil daha ağır bir cezayı gerektirmediği taktirde iki yıldan dört yıla kadar hapis ve ağır para cezasına hükmolunur.
Taslakta daha da ağır ceza önerilmektedir.
Beyin Ölümü
Tıbben, şuurun gitmesinden beyin ölümü denen safhaya kadar, Koma-Derin koma- Bitkisel hayat denen aşamalar mevcut olup, bu durumların tamamında geri dönüş, yani hastanın iyileşmesi mümkündür, bitkisel hayattaki bir kişinin mucizevi olarak iyileşebildiği vakalar dahi bildirilmiştir. Bu nedenle bitkisel hayattaki kişiler ölü kabul edilmez ve organları nakil için alınmaz.
Ancak beyin ölümü denen durumda beynin korteks tabakası dahil, beyin sapı denilen bölümü de tamamen ölmüş olup iyileşme kesinlikle mümkün değildir ve bu kavram beyin fonksiyonlarının geri dönüşümsüz olarak kaybını ifade etmektedir.
Bugüne dek beyin ölümü tanısı konmuş hiç kimse geri dönmemiş, yani iyileşmemiştir. Beyin ölümü gerçekleşmiş herkes ya bir süre sonra makinelere rağmen akciğer ve kalbi kendiliğinden durarak, ya da hasta yakını isteği ile makinenin fişi çekilmek kaydıyla akciğer solunumu olmadığı için kalbi de durarak hayatı sonlanmaktadır.
Nakil için kullanılacak organlar, beyin ölümü gerçekleşmiş kadavra vericiler makineye bağlı iken çıkartılmak zorundadır, çünkü bu organların kanlanmaya devam etmesi (kan dolaşımının devam ediyor olması) gerekmektedir.
Hangi doku ve organlar nakledilebiliyor?
Ülkemizde kalp, akciğer, böbrek, karaciğer, pankreas, ince bağırsak gibi organların ve kalp kapağı, gözün kornea tabakası, kemik iliği gibi dokuların nakli yapılabilmektedir. Bu organ ve dokulardan;
- Kemik iliği » Yalnızca canlıdan,
- Karaciğer ve böbrek » Hem canlı, hem kadavradan,
- Kalp, kalp kapağı, akciğer, pankreas, ince bağırsak, kornea » Yalnızca kadavradan
alınarak nakledilebilmektedir.
Yaşlı insandan nakil olur mu?
Yaş yüksek veya süregelen sağlık sorunları bile olsa organlardan bazıları uygun alıcılara nakledilebilir. Mesela 70 yaşında bir insanın böbrekleri gayet normal bir şekilde çalışıyor olabilir.
Cesedin Vücut Bütünlüğü
Organ alındıktan sonra, kadavranın yani insan cesedinin bakımı uygun ve saygın bir şekilde yapılır. Cesedin vücut bütünlüğü korunur. Dış görünümde ameliyat izi dışında herhangi bir bozukluk oluşmaz.
Batıda organ naklinin %20’si canlıdan, %80’i kadavradan alınırken, ülkemizde bu durum tamamen tersine işlemektedir. Örneğin, geçen seneki verilere göre nakil olan organların %85’i canlıdan, %15’i ise kadavradan alınmıştır.
Türkiye’de organ bağışı yapmak isteyen kişiler;
· Sağlık Müdürlüklerine,
· Hastanelere, Sağlık Ocaklarına
· Emniyet Müdürlüklerine (ehliyet alımı sırasında),
· Organ Nakli Yapan Merkezlere,
· Organ Nakli İle İlgilenen Vakıf, Dernek vs Kuruluşlara başvurarak organ bağışı yapabilirler.
Organ bağışı ve organ nakli şikayet ve danışma için
Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi (SABİM)’in
ALO SAĞLIK HATTI 184
Konuyla ilgili ayetler:
“Her kim birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır.”(Mâide Suresi 32. Ayet)
“İyilik ve takvâ üzere yardımlaşınız”(Mâide Suresi 2. Ayet)
Organ Bağışı Nedir?
Kişinin hayatta iken serbest iradesiyle, tıbben yaşamı sona erdikten sonra ise ailesinin izniyle "doku ve organlarının" başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesidir.
Organ Nakli Nedir?
Vücutta görevini yapamayan bir organın yerine canlı veya ölü ( beyin ölümü gerçekleşmiş = ölüm hali) bir vericiden alınan sağlam ve aynı görevi üslenecek bir organın nakledilmesi işlemidir.
Neden Organ Bağışı?
Pek çok hasta için organ nakli, yeniden normal bir yaşama dönmenin tek yolu. Daha önemlisi organ nakli, pek çok hastalıkta, hayatta kalmanın da en sağlam güvencesi. Kronik böbrek yetmezliğinde iki çare var: Diyaliz ya da böbrek nakli. Diyalize giren hastaların hayatta kalma oranı, beş yıllık bir sürede yüzde 34.8’e düşüyor. Oysa, böbrek nakli yapılması durumunda, hayatta kalma oranı, aynı süre için yüzde 90 oluyor.
Türkiye’de her yıl yaklaşık 4 bin 500 hasta diyaliz tedavisine başlıyor.
Bir hastanın hekim ve hastane masrafı hariç diyaliz ve ilaç maliyeti yılda 23 bin dolar.
Oysa böbrek nakli yapılan bir hastanın ilk yıl tedavi maliyeti 22 bin dolar (yani, neredeyse diyaliz kadar) ama dördüncü yılda bu maliyet 8 bin dolara kadar düşüyor.
Türkiye'de yaklaşık 44 bin kişi organ nakli için beklemektedir.
Her yıl ortalama 8 bin kişi bu listeye ekleniyor.
Ülkemizde her yıl yaklaşık 8 bin hasta organ bulunamadığı için ölmektedir.
2006 yılında;
Tam 7 bin kişi organ nakli sırasını beklerken hayatını kaybetti.
Kronik böbrek yetmezliği olan ve diyalizle yaşamını sürdüren hasta sayısı ise 40 bin civarında.
İslam Dini ve Organ Bağışı
Din İşleri Yüksek Kurulu 06.03.1980 tarih ve 396/13 sayılı kararında da aşağıdaki şartlara uyularak yapılacak organ ve doku naklinin caiz olacağı sonucuna varmıştır:
- Zaruret halinin bulunması, yani hastanın hayatını veya hayatî bir uzvunu kurtarmak için, bundan başka çaresi olmadığının, meslekî ehliyet ve dürüstlüğüne güvenilen bir tabip tarafından tespit edilmesi,
- Hastalığın bu yoldan tedavi edilebileceğine tabibin zann-ı galibinin bulunması,
- Organ veya dokusu alınan kişinin, bu işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması,
- Toplumun huzur ve düzeninin bozulmaması bakımından organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında (ölmeden önce) buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartıyla, yakınlarının rızasının sağlanması,
- Alınacak organ veya doku karşılığında hiçbir şekilde ücret alınmaması,
- Tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak bu nakle razı olması gerekir.
Kişinin Yaşam Destek Ünitesi’nden çıkarılması hakkındaki 14.12.2006 tarihli Din İşleri Yüksek Kurulunun mütalaası şöyledir:
Yaşam destek ünitesine bağlı bir kişi;
a) beynin kesin olarak bütün fonksiyonlarını yitirdiğine,
b) bu durumdan geri dönüşün artık imkansız olduğuna uzman tabiplerce karar verilmesi şartıyla yaşam destek ünitesinden çıkarılabilir.
Yine aynı mütalaada organ nakli ile ilgili yapılan açıklamada 1980 yılındaki kurul kararına ek olarak organ alınacak kişinin canlı olması ile ilgili şöyle bir açıklama yer almıştır:
“... Organ veya dokusu alınacak kişinin, işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması; organı alınacak kişi sağ ise alınacak organ veya dokunun hayatî bir organ olmaması,...”
Organ Bağışının Yasal Çerçevesi
29/05/1979 tarih 2238 sayılı “Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkındaki Kanun” a göre;
- Bir bedel veya başkaca çıkar karşılığı, organ ve doku alınması ve satılması yasaktır.
- Yaşayan kişilerden organ ve doku alınması konusunda:
- Onsekiz yaşını doldurmamış ve mümeyyiz olmayan kişilerden organ ve doku alınması yasaktır.
- Onsekiz yaşını doldurmuş ve mümeyyiz olan bir kişiden organ ve doku alınabilmesi için vericinin en az iki tanık huzurunda açık , bilinçli ve tesirden uzak olarak önceden verilmiş yazılı ve imzalı veya en az iki tanık önünde sözlü olarak beyan edip imzaladığı tutanağın bir hekim tarafından onaylanması zorunludur.
- Vericinin yaşamını mutlak surette sona erdirecek veya tehlikeye sokacak olan organ ve dokuların alınması yasaktır.
- Ölüden organ ve doku alınması konusunda:
- Bu kanunun uygulanması ile ilgili olarak tıbbi ölüm hali, bilimin ülkede ulaştığı düzeydeki kuralları ve yöntemleri uygulamak suretiyle biri kardiyolog, biri nörolog, biri nöroşirüjiyen ve biri de anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanından oluşan dört kişilik hekimler kurulunca oy birliği ile saptanır.
- Alıcının müdavi hekimi ile organ ve doku alınması, saklanması, aşılanması ve naklini gerçekleştirecek olan hekimlerin, ölüm halini saptayacak olan hekimler kurulunda yer almaları yasaktır.
- Bu kanuna aykırı şekilde organ ve doku alan, saklayan, aşılayan ve nakledenlerle bunların alım ve satımını yapanlar, alım ve satımına aracılık edenler veya bunun komisyonculuğunu yapanlar hakkında, fiil daha ağır bir cezayı gerektirmediği taktirde iki yıldan dört yıla kadar hapis ve ağır para cezasına hükmolunur.
Taslakta daha da ağır ceza önerilmektedir.
Beyin Ölümü
Tıbben, şuurun gitmesinden beyin ölümü denen safhaya kadar, Koma-Derin koma- Bitkisel hayat denen aşamalar mevcut olup, bu durumların tamamında geri dönüş, yani hastanın iyileşmesi mümkündür, bitkisel hayattaki bir kişinin mucizevi olarak iyileşebildiği vakalar dahi bildirilmiştir. Bu nedenle bitkisel hayattaki kişiler ölü kabul edilmez ve organları nakil için alınmaz.
Ancak beyin ölümü denen durumda beynin korteks tabakası dahil, beyin sapı denilen bölümü de tamamen ölmüş olup iyileşme kesinlikle mümkün değildir ve bu kavram beyin fonksiyonlarının geri dönüşümsüz olarak kaybını ifade etmektedir.
Bugüne dek beyin ölümü tanısı konmuş hiç kimse geri dönmemiş, yani iyileşmemiştir. Beyin ölümü gerçekleşmiş herkes ya bir süre sonra makinelere rağmen akciğer ve kalbi kendiliğinden durarak, ya da hasta yakını isteği ile makinenin fişi çekilmek kaydıyla akciğer solunumu olmadığı için kalbi de durarak hayatı sonlanmaktadır.
Nakil için kullanılacak organlar, beyin ölümü gerçekleşmiş kadavra vericiler makineye bağlı iken çıkartılmak zorundadır, çünkü bu organların kanlanmaya devam etmesi (kan dolaşımının devam ediyor olması) gerekmektedir.
Hangi doku ve organlar nakledilebiliyor?
Ülkemizde kalp, akciğer, böbrek, karaciğer, pankreas, ince bağırsak gibi organların ve kalp kapağı, gözün kornea tabakası, kemik iliği gibi dokuların nakli yapılabilmektedir. Bu organ ve dokulardan;
- Kemik iliği » Yalnızca canlıdan,
- Karaciğer ve böbrek » Hem canlı, hem kadavradan,
- Kalp, kalp kapağı, akciğer, pankreas, ince bağırsak, kornea » Yalnızca kadavradan
alınarak nakledilebilmektedir.
Yaşlı insandan nakil olur mu?
Yaş yüksek veya süregelen sağlık sorunları bile olsa organlardan bazıları uygun alıcılara nakledilebilir. Mesela 70 yaşında bir insanın böbrekleri gayet normal bir şekilde çalışıyor olabilir.
Cesedin Vücut Bütünlüğü
Organ alındıktan sonra, kadavranın yani insan cesedinin bakımı uygun ve saygın bir şekilde yapılır. Cesedin vücut bütünlüğü korunur. Dış görünümde ameliyat izi dışında herhangi bir bozukluk oluşmaz.
Batıda organ naklinin %20’si canlıdan, %80’i kadavradan alınırken, ülkemizde bu durum tamamen tersine işlemektedir. Örneğin, geçen seneki verilere göre nakil olan organların %85’i canlıdan, %15’i ise kadavradan alınmıştır.
Türkiye’de organ bağışı yapmak isteyen kişiler;
· Sağlık Müdürlüklerine,
· Hastanelere, Sağlık Ocaklarına
· Emniyet Müdürlüklerine (ehliyet alımı sırasında),
· Organ Nakli Yapan Merkezlere,
· Organ Nakli İle İlgilenen Vakıf, Dernek vs Kuruluşlara başvurarak organ bağışı yapabilirler.
Organ bağışı ve organ nakli şikayet ve danışma için
Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi (SABİM)’in
ALO SAĞLIK HATTI 184
Konuyla ilgili ayetler:
“Her kim birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır.”(Mâide Suresi 32. Ayet)
“İyilik ve takvâ üzere yardımlaşınız”(Mâide Suresi 2. Ayet)