zeberus1234
Yeni Üye
Evliyânın büyüklerinden. İsmi Osman'dır. İran'da Şirvan şehrinde doğdu. Doğum tarihi bilinmemektedir. Tebriz'de yetişti. 1426 (H.830) yılında Mısır'da vefât etti. Karâfe kabristanlığında Ebülleys hazretlerinin kabri yanına defnedildi.
Osman Şirvânî hazretleri, Muhammed Harezmî hazretlerinin sohbetlerinde yetişip olgunlaştı. Uzun zaman Harezm'de kaldı. Sonra Tebriz'e gitti. Bir ara Hirat'a gelip İbrâhim Zâhid hazretlerinin yanında kaldı. Kırk gün kimseyle görüşmeyip ibâdetle meşgûl oldu.
Hocasını tanıması şöyle anlatılır: İlk zamanlarında OsmanŞirvânî hazretlerini kendinden geçme halleri kaplamıştı. Çeşitli yerlerdeki şeyh denilen kimseleri ziyâret etti. İbrâhim Irakî hazretlerinin talebesi Şeyh Cemâleddîn Aksarâyî'nin sohbetlerine katıldı. Bir zaman onun yoluna bağlanıp, hizmetine girmek istedi. Bu niyetini Cemâleddîn Efendiye açınca, kendisine istihâre etmesini bildirdi. İstihâre sonunda, mânen Herat şehrinde Muhammed Harezmî'ye talebe olması bildirildi. Derhal oraya gidip, Muhammed Harezmî hazretlerine talebe oldu. Netîcede aradığını bulmuştu. Kısa zamanda velîlik makamlarında yükseldi ve kerâmetleri görüldü.
BASKINA UĞRAYAN KERVÂN
Osman Şirvânî hazretlerini seven bir bezirgan vardı.Ticâret için bir şehre geldi. İşleri sebebiyle biraz fazla meşgul oldu. O sırada kervan arkadaşları oradan ayrıldılar. O buna çok üzüldü. Zîrâ kervandan geri kalmış ve bir kısım malları kervanla birlikte gitmişti. Kervan bir boğaz mıntıkasına vardığında eşkıyâların saldırısına uğradı. Bu baskın haberi her yerde duyuldu. Bezirgan üzüntülü bir halde kendi kendine; "Varayım hiç olmazsa ölenleri defnedeyim." diyerek yanına birkaç kişi alıp kervanın basıldığı yere gitti. Hakîkaten kervan soyulmuş ve kervandakiler öldürülmüşlerdi. Bezirgan etrâfı dolaşırken bir kenarda kendi develerinin çökmüş olduğunu gördü.Üzerindeki mallar da hiç zarar görmemişti. Develerin başında ise nûr yüzlü ihtiyar bir zât elinde asâ bekliyordu. Bezirganı görünce; "Be hey evlâdım! Biz senin için gözcülük ettik. Gel develerini ve mallarını al." dedi.Bezirgan bu zâta yaklaştığında onun Şeyh Osman Şirvânî hazretleri olduğunu anladı. Ellerini öpmek istedi. Lâkin ihtiyar zât birden kayboldu. Bezirgan mallarını alıp memleketine döndü ve doğruca dergâha Osman Şirvânî hazretlerinin huzûruna vardı. Harezmî hazretleri Bezirganın ellerinden tutup bu hâdisedeki yardımımızı biz hayatta iken kimseye anlatma diye tenbih etti.
1) Lemezât, Üniversite Kütüphânesi, No: 1894, v.127
Osman Şirvânî hazretleri, Muhammed Harezmî hazretlerinin sohbetlerinde yetişip olgunlaştı. Uzun zaman Harezm'de kaldı. Sonra Tebriz'e gitti. Bir ara Hirat'a gelip İbrâhim Zâhid hazretlerinin yanında kaldı. Kırk gün kimseyle görüşmeyip ibâdetle meşgûl oldu.
Hocasını tanıması şöyle anlatılır: İlk zamanlarında OsmanŞirvânî hazretlerini kendinden geçme halleri kaplamıştı. Çeşitli yerlerdeki şeyh denilen kimseleri ziyâret etti. İbrâhim Irakî hazretlerinin talebesi Şeyh Cemâleddîn Aksarâyî'nin sohbetlerine katıldı. Bir zaman onun yoluna bağlanıp, hizmetine girmek istedi. Bu niyetini Cemâleddîn Efendiye açınca, kendisine istihâre etmesini bildirdi. İstihâre sonunda, mânen Herat şehrinde Muhammed Harezmî'ye talebe olması bildirildi. Derhal oraya gidip, Muhammed Harezmî hazretlerine talebe oldu. Netîcede aradığını bulmuştu. Kısa zamanda velîlik makamlarında yükseldi ve kerâmetleri görüldü.
BASKINA UĞRAYAN KERVÂN
Osman Şirvânî hazretlerini seven bir bezirgan vardı.Ticâret için bir şehre geldi. İşleri sebebiyle biraz fazla meşgul oldu. O sırada kervan arkadaşları oradan ayrıldılar. O buna çok üzüldü. Zîrâ kervandan geri kalmış ve bir kısım malları kervanla birlikte gitmişti. Kervan bir boğaz mıntıkasına vardığında eşkıyâların saldırısına uğradı. Bu baskın haberi her yerde duyuldu. Bezirgan üzüntülü bir halde kendi kendine; "Varayım hiç olmazsa ölenleri defnedeyim." diyerek yanına birkaç kişi alıp kervanın basıldığı yere gitti. Hakîkaten kervan soyulmuş ve kervandakiler öldürülmüşlerdi. Bezirgan etrâfı dolaşırken bir kenarda kendi develerinin çökmüş olduğunu gördü.Üzerindeki mallar da hiç zarar görmemişti. Develerin başında ise nûr yüzlü ihtiyar bir zât elinde asâ bekliyordu. Bezirganı görünce; "Be hey evlâdım! Biz senin için gözcülük ettik. Gel develerini ve mallarını al." dedi.Bezirgan bu zâta yaklaştığında onun Şeyh Osman Şirvânî hazretleri olduğunu anladı. Ellerini öpmek istedi. Lâkin ihtiyar zât birden kayboldu. Bezirgan mallarını alıp memleketine döndü ve doğruca dergâha Osman Şirvânî hazretlerinin huzûruna vardı. Harezmî hazretleri Bezirganın ellerinden tutup bu hâdisedeki yardımımızı biz hayatta iken kimseye anlatma diye tenbih etti.
1) Lemezât, Üniversite Kütüphânesi, No: 1894, v.127