Osmanlı Devletinde Kağıt Ve Matbaa Anlatımı
Dünya’da bilinen ilk matbaa Budizm’in Japonya’da yayılması için Çinliler tarafından kul¬lanılmıştır.
Asya’da yer alan Uygurların da matbaacı¬lık faaliyetine başlamalarında komşuları olan Çin etkili olmuştur.
Matbaanın başlangıcının tam olarak bilin¬memesine rağmen modern matbaayı 15. yüzyılın ortalarında Alman matbaacı Johanne Gutenberg yapmıştır.
Matbaanın Osmanlı Devleti’nde kullanılma¬sı 18. yüzyılda gerçekleşmiştir. Ancak Osmanlı Dev¬leti’nde yaşayan Musevi ve Ermeni azınlıklar matba¬ayı kullanarak kendi dillerinde kitaplar basmışlardır.
1727′de ilk Türk matbaası kurulana kadar Türkçe kitap basılmamıştır.
Osmanlı Devleti, Lale Devri’nde Batı’nın ilerleyişini takip etmek için Avrupa ülkelerine elçi¬likler açmış ve konsoloslar atamıştır. Bunlardan biri olan ve Fransa’ya elçi olarak atanan 28 Meh¬met Çelebi’den, Fransa’nın uygarlık, eğitim, as¬kerî alandaki gelişmeleri takip ederek rapor etme-si istenmiştir. 28 Mehmet Çelebi’nin oğlu olan Said Mehmet Efendi, gelişmenin eğitimden kay¬naklandığına ve bunun için matbaanın gerekli ol¬duğuna inanmıştır.
Osmanlı Devleti’nde Türk matbaacılığının ortaya çıkmasında önemli şahsiyetlerden biri İbrahim Müteferrika’dır. İbrahim Müteferrika önemli bir diplomat olmasına rağmen özellikle yayımcı kişiliği ile ta¬nınmıştır. 1719 yılından itibaren matbaacılıkla il¬gilenen İbrahim Müteferrika, 1726 yılında Matba¬anın Gerekleri adlı bir dilekçeyle dönemin sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa ile şeyhülis¬lama başvurdu. Ancak sadece din dışı kitapların basımı için izin alabildi. 1727 yılında da Sait Efen¬di ile birlikte ilk Osmanlı matbaasını kurdu.
Matbaanın Osmanlı Devleti’ne geç gel¬mesinin nedenleri;
1. Dinî tutuculuk, 2. Teknik nedenler,3. Toplumun hazır olmaması,4. Hattatlık mesleğinin yaygın ve geleneksel bir uğraş olarak etkin olmasıdır.
Dünya’da bilinen ilk matbaa Budizm’in Japonya’da yayılması için Çinliler tarafından kul¬lanılmıştır.
Asya’da yer alan Uygurların da matbaacı¬lık faaliyetine başlamalarında komşuları olan Çin etkili olmuştur.
Matbaanın başlangıcının tam olarak bilin¬memesine rağmen modern matbaayı 15. yüzyılın ortalarında Alman matbaacı Johanne Gutenberg yapmıştır.
Matbaanın Osmanlı Devleti’nde kullanılma¬sı 18. yüzyılda gerçekleşmiştir. Ancak Osmanlı Dev¬leti’nde yaşayan Musevi ve Ermeni azınlıklar matba¬ayı kullanarak kendi dillerinde kitaplar basmışlardır.
1727′de ilk Türk matbaası kurulana kadar Türkçe kitap basılmamıştır.
Osmanlı Devleti, Lale Devri’nde Batı’nın ilerleyişini takip etmek için Avrupa ülkelerine elçi¬likler açmış ve konsoloslar atamıştır. Bunlardan biri olan ve Fransa’ya elçi olarak atanan 28 Meh¬met Çelebi’den, Fransa’nın uygarlık, eğitim, as¬kerî alandaki gelişmeleri takip ederek rapor etme-si istenmiştir. 28 Mehmet Çelebi’nin oğlu olan Said Mehmet Efendi, gelişmenin eğitimden kay¬naklandığına ve bunun için matbaanın gerekli ol¬duğuna inanmıştır.
Osmanlı Devleti’nde Türk matbaacılığının ortaya çıkmasında önemli şahsiyetlerden biri İbrahim Müteferrika’dır. İbrahim Müteferrika önemli bir diplomat olmasına rağmen özellikle yayımcı kişiliği ile ta¬nınmıştır. 1719 yılından itibaren matbaacılıkla il¬gilenen İbrahim Müteferrika, 1726 yılında Matba¬anın Gerekleri adlı bir dilekçeyle dönemin sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa ile şeyhülis¬lama başvurdu. Ancak sadece din dışı kitapların basımı için izin alabildi. 1727 yılında da Sait Efen¬di ile birlikte ilk Osmanlı matbaasını kurdu.
Matbaanın Osmanlı Devleti’ne geç gel¬mesinin nedenleri;
1. Dinî tutuculuk, 2. Teknik nedenler,3. Toplumun hazır olmaması,4. Hattatlık mesleğinin yaygın ve geleneksel bir uğraş olarak etkin olmasıdır.