Osmanlı Kuruluş Ve Yukselme Döneminde Devlet Teşkilatı

Osmanlı Kuruluş Ve Yukselme Döneminde Devlet Teşkilatı
0
15

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
44
Yaş
36
Coin
256,937
Osmanlıda devlet teşkilatı, Osmanlı imparatorluğu devlet teşkilatı, Kuruluş doneminde osmanlı devlet teşkilatı

Osmanlı'da Devlet teşkilatı,

1 Merkez Teşkilatı
2 Eyalet Teşkilatı

olmak uzere ikiye ayrılırdı

1 Merkez Teşkilatı
Merkeziyetci idareye sahip Osmanlı Devleti'nin başı, (Padişah), (Sultan), (Hunkar), (Han), (Hakan) da denilen hukumdardı Padişah, butun ulkenin hakimi, idarecisi ve Osmanlı hanedanının temsilcisidir Osmanlı padişahları Sultan Birinci Selim Han (15121520) zamanında 1516 tarihinden itibaren Halife sıfatını kazanmalarıyla, Muslumanların da lideri oldular Padişah, ulkede mutlak hakim, dunyada da Muslumanların temsilcisi olmasına rağmen; salahiyetleri, vazifeleri kanunnamedeki ser'i, orfi hukuka goredir Vazife ve salahiyetleri, devlet teşkilatında muesseseler ve yuksek kademeli memurlar tarafından da paylaşılırdı Divani HumayUn ve Sadri azam padişahın en buyuk yardımcılarıydı Divani HumayUn (Bakanlar Kurulu) Sadri azam da (Başbakan) mahiyetindeydi Divani HumayUn da devletin birinci derecede onemli mulki, idari, ser'i, mali, siyasi, askeri meseleleri goruşulup, karara bağlanırdı
Divani HumayUn;

* Padişah adına Sadri azam,
* Kubbe vezirleri, Kadiaskerler,
* Nişancı ve Defterdarlardan meydana gelirdi Ondokuzuncu yuzyılda Osmanlı kabinesi;

* Sadri azam (Başbakan),
* Sadaret Kethudahgi (İcişleri Bakanlığı),
* Reisu'lkuttaplık (Dışişleri Bakanlığı),
* Defterdarlık (Maliye Bakanlığı),
* Cavuşbaşlılık (Adalet Bakanlığı)
* Yeniceri Ağalığı1826'da Seraskerlik (Milli Savunma Bakanlığı),
* Kapudani deryalık (Deniz Kuvvetleri Komutanlığı) makamı sahiplerinden meydana gelirdi

Divani HumayUn'da;

* Amedi,
* Beylikci (Divan),
* Tahvil,
* Ruus,
* Teşrifatcılık,
* Vakanuvislik,
* Muhimme kalemleriyle;
o Muhimme,
o Rikab Muhimmesi,
o Ahkam,
o Tahvil,
o Ruus defterleri vardı
Defterler, arşiv mahiyetindeki Defterhane'de muhafaza edilirdi

2 Eyalet Teşkilatı
Devlet teşkilatında en buyuk idari bolumdu Eyaletler sancak, kaza ve nahiyelere bolunmuştu Eyaleti beylerbeyi, sancağı sancakbeyi idare ederdi Eyaletler gelir bakımından yıllık ve yıllıksız olmak uzere ikiye ayrılırdı Eyaletlerin merkez teşkilatına benzer idare tarzı vardı Şehirler kadı tarafından idare edilip, belediye hizmetlerini ve emniyetini sağlamakla subaşı vazifeliydi

Siyasi ve Hukuki İdare
Osmanlı Devleti siyasi ve hukuki idaresi bakımından tam manası ile bir İslam devleti idi Osmanlı hukuku icinde (Orfi Hukuk) adi verilen sistem İslam hukukunun icinde bir mevzudur İslam hukukunda acıkca belli olmayan hususlar İslam prensiplerine aykırı olmamak şartı ile, Şeyhulislamların fetvaları ve kanun ve kanunnameler seklinde duzenlenirdi Yasama yetkisi padişahındı ve padişah adına yapılırdı Medeni hukukta Hanefi Mezhebi'nin hukuk sistemi tatbik ediliyordu Ceza hukuku ve diğer sahalarda (Sultani hukuk) da denilen orfi hukuk tatbik edilmekte idi

Osmanlı hukuk duzeni icerisinde idare, maliye, ceza ve benzeri konularla ilgili alanlarda padişahın emir ve fermanlarında bulunan değişik meseleler ile ilgili kanunnameler vardı Osmanlı Devletinde ilk kanunname Fatih Sultan Mehmet Han (14511481) tarafından cıkarıldı İkinci kanunname Sultan Suleyman Han (15202466) Kanunnamesi'dir Bu' kanunnamelerde saltanatla ilgili konular yanında reaya ve Musluman halkın devlet duzeni icindeki davranışlarını belirleyen hukumler vardır Onaltinci yuzyılda konularda Zenbilli Ali Efendi ve Ebussuud Efendi'nin şeyhulislamlıkları zamanında kanunnameler ortaya kondu

Buyuk ve uzun omurlu devletler ustun adaletle kaimdir Zulum uzerine kurulmuş devlet ve imparatorluklarda olmuş ise de omurleri kısa surmuştur Kendisine mahsus hususiyetleri, bilhassa kendi dışındaki dinlere tanıdığı cok geniş haklar, daha doğru bir ifade ile diğer dinlerin islerine, ibadetlerine ve adetlerine hic karışmamakla ozellik gosteren Turk adaleti cok yuksek meziyetlere sahip bir adalettir

Bizzat padişah adalete itaat ederdi Ucuncu Sultan Mustafa Han (17571774) beylerbeyi sarayını genişletmek istemişti Bunun icin civardaki bir dul kadının arsasını almak lazımdı Kadın arsasını satmak istemeyince, padişah zorla arsayı almayı aklından gecirmedi Fakat sarayın eskiyen bir kısmını yıktırdı ve halka mahsus bir bahce haline getirdi
Osmanlılar'da bir hizmet karşılığı vazife goren devlet memurları vardı Yaptıkları is karşılığında kendilerine bir odemede bulunulurdu Bir de şehirlerde oturan esnaf ve tuccarlar, nihayet devletin temelini teşkil eden coğu uretici koylu vardı Bunlara reaya denirdi Vergi vermesi nufusun buyuk kısmını meydana getirmesi bakımından koylu, devlet icin halkın ve tebeanin esas kesimi sayılıyordu Sultan Birinci Suleyman Han reayanın, yani koylunun, devletin efendisi olduğunu soylemiştir Uretici guc, buyuk olcude koylulerin elindedir Bu guc olmaksızın ordu ve devlet mumkun değildir
Şehirlerin dışında kalan ve koylerde yasayan kalabalık halk topluluğu daha cok tarım, hayvancılık ve değişik toprak iscilikleriyle uğraşırdı Musluman halk, devletin İslam Dini esaslarına dayanan umUmi kaidelere gore yonetilir, asker alınır, kabiliyetli olanlar ise daha başka devlet gorevlerine yukselirlerdi Koylerde yasayan halk topluluğundan zanaat sahibi olan veya olmak isteyenler şehir ve kasabalara gidip kendileri icin elverişli olan islere girerdi Gayri Muslim halk genellikle Hıristiyan ve Yahudi topluluklarından meydana geliyordu ve bu toplulukların hepsine de reaya deniyordu Sonradan gayri Muslimlere ekalliyet, yani azınlık denilmeye başlandı
Osmanlı Devleti'nde kuruluşundan itibaren devlet idaresinde yurutme ve yargılama gucu ayrı olarak duşunulup ve tatbik edildi Eyalet yoneticileri padişahın yurutme yetkisini, kadılar da yargılama yetkisini temsil etmektedir Osmanlılar bu iki kuvvet ayırımını adil bir devlet idaresi icin esas kabul etmektedir
Osmanlılar butun muesseselerini kendinden onceki İslam ve Turk devletlerinden alıp ve devrin şartlarına gore geliştirdiler Esasen ilk Osmanlı yoneticilerinin Anadolu Selcukluları, Karaman, Germiyan gibi esas itibariyle İslam ve Turk sisteminden gelmiş kimseler olduğu, Osmanlı Devleti'nin bu sistemin, meydana getirdiği bir siyasi ve hukuki duzene sahip bulunduğu ortadadır
Osmanlı Devleti'nin gerileme devresiyle birlikte, Batinin siyasi ve hukuki muesseselerinin devlet sistemine buyuk capta etki yaptığı ve bu donem icinde eskinin yanında, yeninin de ortaya cıktığı gorulmektedir Osmanlı Devleti'nin siyasi ve hukuki rejiminin belli baslı unsuru butun gelişmelere rağmen, İslam Dini esasları oldu Bu esaslara gore, temel; adalettir, Îslamiyet bu bakımdan devletin temelini meydana getirir Padişah dinin koruyucusu, halk onun tebeasidir Padişah'a butun yetkilerin verilmesinin sebebi, onun adaleti gercekleştirmesi icindir Osmanlılar'da medeni hukukla evlenme ve boşanmada tamamen İslam Hukukuna gore Hanefi mezhebi hukmu tatbik edilmektedir Birden fazla ve dort kadına kadar evlenmek sanıldığı kadar kolay ve yaygın değildi Miras hukukunda, İslami hukumler tatbik edildi Esasi Hanefi Hukuku olup, bunu sonradan Cevdet Pasa, (Mecelle) adi verilen eserde toplamıştır Osmanlılar İlayi Kelimetullah (Allah'ın Emirlerinin ustun tutulması uygulanması) uğruna mucadele edip, fetihlerde bulunup, Nizami Alem icin calışılarak idare etmişlerdir
 
Üst Alt