Son konular

Osmanlı süsleme sanatı hakkında bilgi

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
53
Yaş
36
Coin
256,936
Osmanlı Sanatı,
Osmanlı Ebru Sanatı,

Ebru kitreli su üzerine serpilen boyalarla bezenmiş kâğıt ve bunu hazırlama sanatına denir. İslâm bezeme sanatlarının hazırlanış tekniği itibariyle en cazibi ve süratli netice alınanı olan ebruculuğun menşei hakkında kesin bir hükme varmak mümkün değildir. Sekizinci asırdan itibaren Çin'de, on ikinci asırdan itibaren Japonya'da benzer teknikler kullanılarak yapılması, daha sonraki asırlarda Çağatay Türkçesi'ndeki "ebre" ismiyle Türkistan'da ortaya çıkışı, bu sanatın tarihî gelişimi hakkında az da olsa bir fikir vermektedir.



Türkistan'dan en geç on altıncı asır başlarında İpek Yolu'nu takiben İran’a geçişinde "ebrî" olarak adlandırılan bu sanatın, gerçekten bulut kümelerine benzer şekiller taşıması, buluta nispet ifade eden bu Farsça ismi doğrulamaktadır. Osmanlılarda da revaç bulan aynı isim, Türkçe'de "ebru"ya dönüşmüştür. Hatalı olmakla beraber, kaşa benzer şekiller de ihtiva ettiğinden, bu sanat Farsça'da "kaş" mânasına gelen "ebru" kelimesiyle adlandırılmıştır.

Farsça’da bulut anlamına gelen “ebr” kelimesinden kök almaktadır. Kısaca özetlenecek olursa, sudan daha hafif ancak daha kıvamlı olan bazı zamk benzeri maddeler kullanılarak (kitre gibi) su üzerinde çeşitli boyalarla oluşturulan desenlerin üzerine kağıt kapatılıp, desenin kağıda aktarılması yoluyla yapılır.




Ebrunun ilk örneklerinin ne zaman üretildiği, sanatın başlangıç tarihi hakkında somut bilgi yoktur. Ancak, bazı arşıvlerde bulunan en eski ebru örneklerinin tarihlerine dayanarak bir şeyler söylenebilir. Örneğin, İstanbul Topkapı Sarayı arşivinde bulunan Arifî’nin “Guy-i Çevgan” adlı eserindeki ebrular, üzerinde yazılı bulunan 1539 tarihi ile, tarihlendirilebilin en eski ebrulardır. Sayın Uğur Derman koleksiyonundan Maliki Deylemi’ye ait bir kıtanın yazılı bulunduğu ebrunun tarihi olan 1554 de, söz konusu ebruyu en eskiler arasına almaktadır.

Fuzulî’nin “Hadîkat-üs Süedâ” (Mutluluklar Bahçesi) isimli eserinin bir kopyasının baş sayfasında, kırmızı mürekkep kullanılarak “Ma Şebek Mehmet Ebrîsi” ibaresine rastlanmaktadır. Kitap içinde üç ayrı sayfada hafif ebru kullanılmıştır. Son sayfada ise “...kâtib-ül Harf Ahmed bin Hasan Yeniçeri-i Korucuyan-ı Dergâh-ı Âli fî Beldet (ül) Trablusşam fî Zeman Defterdâr Mehmed Efendi. Sene 1004” ibaresi okunmaktadır.

Bu anlatımdan anlaşıldığı üzere, eserde yer alan ebrular (Şebek) Mehmet Efendi tarafından Hicri 1004 – miladi 1595 yılında yapılmışlardır.

Türk ebru sanatında kayda geçmemiş olan uzun bir dönemin ardından, 1700’lü yıllarda Şebek Mehmed Efendi’nin talebesi olduğu rivayet edilen Hatip Mehmet Efendi ile yeni bir dönem başlamıştır.


Figüratif ebru yapma tekniğini geliştirip, ilk uygulayan odur. Yaşamı hakkında ayrıntılı bilgiye sahip değiliz. Hatip Mehmet Efendi, Ayasofya Camii’nin hatibidir. Ünü, din görevlisi oluşundan değil, ebrucu oluşundandır. Gelenekçi değil, yenilikçidir. Yaratıcı ve araştırıcılığı onu, ebru araçlarını ustasından farklı kullanmaya götürür. Boyaları fırçayla atmak yerine, iğne ucuyla su yüzüne indirir. İç içe halkalar şeklinde açılan bu boyalara aynı iğne ucuyla müdahale eder. Bu şekilde elde ettiği soyut biçimlerle dönemin ötesine geçerek yeni bir tarz oluşturmuştur.

1773 yılında evinde çıkan yangında ebrularını kurtarmak amacıyla yanan eve girerek, ebrularıyla birlikte yanarak ölmüştür. Günümüze bir kaç eseri kalabilmiştir. Ancak tekniği ve adı “Hatip Ebrusu” olarak eksiksiz yaşamaktadır. Gelmiş geçmiş en büyük ebru sanatçısı olduğu konusunda yaygın kabul vardır.

19 yüzyıla gelindiğinde ebru sanatının en bilindik isimleri Şeyh Sadık Efendi ve oğullarıdır. Ebru sanatını Buhara’da öğrenen ve oğulları İbrahim Edhem ve Nâfiz Efendi’ye aktarmıştır. Hattat Sami Efendi ve Hattat Aziz Efendi ise 20. Yüzyıla erbu sanatının köprüsü olarak kabul edilebilirler.

20. Yüzyılda ise büyük usta Hafız Necmeddin Okyay bayrağı devralır. Okyay, Hatip ebrularındaki soyut figüratif arayışı geliştirmiş, bugünkü çiçekli ebruyu ilk uygulayan sanatçı olarak tarihe geçmiştir. Bu sebeple çiçekli ebrulara “Necmeddin Ebrusu” da denilmektedir. Necmeddin Okyay’dan sonra sayacağımız en önemli isim, Okyay’ın yeğeni Mustafa Esad Düzgünman’dır. Vefat tarihi olan 1990’a kadar sürekli çalışmış, sanat camiasına pek çok öğrenci yetiştirmiş ve Türk ebrusunu teknik ve nitelik anlamında en üst düzeye taşımıştır.



Ebru türleri

*
Battal Ebru : Su üzerine serpilen boyalara hiçbir müdahale olmaksızın yapılan ebru. Boyaların koyu renkten başlanarak, açık renge doğru fırça yardımıyla Kitreli su üzerine serpilmesiyle elde edilir. Boyalar daha sonra kağıda geçirilir. Basit bir ebru çeşidi gibi görünmekle birlikte, boyaların yüzeyde eşit miktarda ve büyüklükte dağılmasını sağlamak, özellikle ebru yapmaya yeni başlayanlar için pek de kolay olmamaktadır. Diğer ebru çeşitlerine geçebilmek için önce Battal Ebruyu doğru yapmak gerekir.

*
Gelgit Ebru : Battal ebrudan sonra, önce enlemesine ,boydan boya, daha sonra yukarıdan aşağıya [[çizgiler çekildiğinde elde edilen ebru.

*
Şal Ebru : Gelgit ebrudan sonra çapraz çizgiler çekilerek elde edilen ebru.

*
Somaki (Mermer) Ebru: Gel-Git veya şal Ebrusu üzerine fırça yardımıyla Battal Ebru yapılarak elde edilir.

*
Taraklı Ebru: Ebru teknesinin eninden 5 mm. küçük tahtalarla, belli aralıklarla dizilmiş toplu iğne, tel veya ince çivi ile hazırlanan taraklar kullanılarak yapılır. Önce Gel-Git Ebrusu oluşturulur, daha sonra Gel-Git enine hazırlandıysa boyuna, boyuna hazırlandıysa enine tarak yardımıyla tarama yapılır. Eğer istenirse üzerine enine veya boyuna " S " harfleri çizilerek taraklı şal ebrusu oluşturulur.

* Yazılı Ebru: Arap zamkıyla yazılan yazıların olduğu kısım boya almaz ve o bölüm boş kalır. Yazılı Ebruyu hem Hat hem de Ebru sanatı ile uğraşan sanatçılar yapmışlardır.

*
Çiçekli Ebru: Zemine Battal Ebrusu yapılıp üzerine çubuklar yardımıyla lale, gelincik, karanfil, papatya gibi çiçekler yapılarak hazırlanır.

*
Hafif Ebru; Üzerine daha sonra yazı yazmak için oluşturulan, renkleri soluk ve cansız ebrulardır. Burada yazı ön plana çıkar. Hazırlanan kitreye su ilave etmek ve boyalara da damlalık yardımıyla öd ve su, ilave edilerek oluşturulan malzemeyle yapılır.

* Akkase Ebru: "Akkase" (عاكسه), "yansıma" veya "kalıp" manesidir. "Aks" (عكس) "negatif" Arapça dilde aslı ve şimdi Farsçadan Türkçe'ye geldi. Bir oyma kağıtı kalıp veya Arap zamkı kullanılarak ebrunun figür ya da yazı şeklinde kapatılan yerlerinin ebru almaması sağlanarak yapılan figüretif ebru türü.

*
Neftli Ebru : Battal ebru]] türünde tekneye atılan son boyanın içine neft katılarak yapılan ebru çeşidi.

*
Kumlu Ebru : Yüzey gerilimi düşük bir teknede, sürekli aynı noktaya boya damlatarak yapılan ebru çeşididir.

*
Hatip Ebru: Battal ebrudan sonra bizle boya damlatılır ve biz yada at kılıyla damlalara şekil verilir.


Ebru malzemeleri

1-) Su 2-) toprak boya 3-) Öd 4-) Kitre yada deniz kadayıfı 5-) At kılı 6-) gul dalı 7-)Tekne Ebru yapılması için özel karton

Su

Kitre ,deniz kadayıfı boy tohunu ve sahlep gibi suyun yoğunluğunu sağlayacak doğal maddeler ile karıştırılır. Su kireçsiz ise dinlendirilmiş musluk suyu olabilir.Eskiler yağmur suyu kullanırmış.Tercihen saf su kullanılmalıdır.

Toprak boya

Ebruda kullanılan boyalar eskiden doğada bulunan topraktan elde edilirmiş.Bu toprak ezilir elekle elenir ve suda süzülerek kullanıma hazır hale getirilirmiş. Günümüzde ezilmeye hazır halde yada ezilmiş boyalar kullanılmaktadır.Toprak boyalar mermer ve destiseng denilen el taşı nın yardımıyla ezilerek macun kıvamına getirilerek kullanılır.

Öd

Öd genellikle büyük baş hayvanların safrakesesinden elde edilir.Safrakeseleri delinir ve içindeki öd süzülerek bir kapta toplanır,benmari usulü kaynar suda 20 dakika bekletilir.Yüzeyde biriken köpük bir kaşık yardımıyla alınır.Bu işlem kötü bir kokuya neden olduğu için açık havada yapılması önerilir.Kalkan balığı ödü de kumlu-kıçıklı ebru yapımı için uygundur.

Kitre

Ebru yapımında kullanılan suyun belli bir yoğunluğa sahip olması ve özel olarak hazırlanan boyayı üzerinde tutabilmesi gerekmektedir, her hangi bir suyla ebru yapılamaz. Ebrunun suyuna bu özelliği veren maddenin ismi kitredir. Kitre, Türkiye'nin güney ve güneydoğu bölgelerinde kırlarda yetişen yabani bir dikenin(geven) özsuyudur. Köylüler kırlarda geven dikeninin gövdesine bıçakla çizik atar, birkaç gün beklerler. Bitkinin özsuyu çizik bölgeden akar ve kurur. Bir ağaç kabuğuna benzer görünüm alır. Bu kabuklar tek tek toplanır. Kabuk şeklinde olan kitre aktarlarda satılmaktadır. Ebrunun suyu hazırlanırken saf suyun içine belli ölçülerde kitre konulur. Su ağzı kapalı bir kapta bu şekilde bir süre bekletilir. Belli zaman aralıklarıyla mıncıklanarak eriyen kitre özünün dağıtılması gerekir. Suyun yeterli yoğunluğa ulaşmasından sonra, içinde kalan erimemiş kitre kalıntılarını ayırmak için, ebru suyu iyice süzülmelidir. Kitre ebru yapımında kullanılan, suyun belli bir yoğunlukta olması için suya karıştırılan maddelerden biridir. Ünlü Ebrucu Sacid Okyay ebru yapımında en iyi sonucu salepin verdiğini ancak kitrenin daha ucuz olması sebebi ile kitre kullandığından bahseder.

Deniz kadayıfı

Kitrenin hazır hale gelmesi 5-6 gün kadar gerektiği için deniz kadayıfı denilen deniz yosunu kullanılabilir.Hazır toz halde satılır.50 gr toza 5 lt saf su ilave edilerek topaklanma olmamasına dikkat edilerek mikserle karıştırılır.Bir saat içindeki hava kabarcıkları yüzeye çıkıp patlıyana kadar beklenir.Sonra kullanıma hazırdır.

At kılı

Fıça yapımında kullanılan atkılları tercihen yaşlı atların yelelerinden yada kuyruklarından elde edilir.At kılı tercih edilmesinin nedenleri gözenekleri nedeniyle boyaların fırçadan bir vuruşta dökülmemesidir.Böylece tüm yüzeye eşit büyüklükte ve miktarda boya dökülebilir.

Gül dalı

Fırçada gül dalı kullanılması:gül dalının esnek olması , kolay küf tutmaması nedeniyledir.Eski ustalardan Necmettin OKYAY'ın çok özel ve ödüllü güller yetiştirmesi ve bu güllerin dallarını kullanması ,öğrencilerinin de bu yönde geleneği sürdürmesi.
 
Üst Alt