"BİZ SENİ UYANIK BİLİRDİK..."
İstanbul’da kenar semtlerden birinde oturan yaşlı bir kadın padişahın huzuruna çıkmak istediğini saraydaki görevlilere bildirmiş, bunun üzerine sultanın karşısına çıkarılmıştı. Yaşlı kadın :
“Evinin soyulduğunu ve bu olaydan padişahın sorumlu olduğunu” söyleyerek şikayette bulunur. Bunun üzerine hiddetlenen Kanuni:
-“Bana bak kadın, sen niçin bu kadar derin uyku uyudun da evinin soyulduğunu duymadın” deyince, yaşlı kadın :
“Padişahım! Kusura bakma, biz seni uyanık bilirdik, onun için evimizde rahat uyuyorduk” der. Bu cevap üzerine Kanuni utanarak :
-“Haklısınız” diyerek, kadının çalınan mallarının bedelini kendi malından öder.
"TRAŞ EDİLEN SAKAL DAHA GÜR BİTER..."
Osmanlı donanmasının ilk defa bozguna uğradığı İnebahtı Deniz Savaşı’ndan sonra II. Selim’in emriyle yeni bir donanma kurulur. Donanmayı kurmakla görevlendirilen Kılıç Ali Paşa bahar ayında donanmayı her şeyi ile hazırlamıştı. İnebahtı’da Kıbrıs’ı almak için uğraşan Haçlı Armada bu amacına ulaşamamıştı. İnebahtı bozgununun sorumlusu olan Sokullu Mehmed Paşa 7 Mart 1573’de Venedik büyükelçisi Barbaro’ya :
“Biz sizden Kıbrıs Krallığını alarak kolunuzu kestik. Siz ise donanmamızı yenmekle bizim sakalımızı tıraş ettiniz. Kesilen kol yerine gelmez ama tıraş edilen sakal daha gür biter.”
SARAYDA HASTA OLUNCA...?
Sarayda biri hasta olduğu anda derhal haremdeki kapı vurulur ve kapının dışında, nöbet odasında bekleyen harem ağasına haber verilirdi. Ağa ile beraber nöbetçi doktor hareme girer hastanın durumu ağırsa hastaneye, değilse şehirdeki saraylılardan birinin evine çıkarılırdı. Saraydan lüzumlu olan para ve eşyalar ardından gönderilir, hasta tamamen iyileşinceye kadar orada kalırdı. Saraya sarılık hastalığının girmemesi bundan dolayıdır.
SULTAN VAHÜDİDDİN'İN İTALYA KRALI'NA CEVABI
.
Mekke’de bir süre kaldıktan sonra İtalya’nın San Remo şehrine giderek vefatına kadar orada kaldı. Şehzadelik günlerinden tanıştığı devrin İtalya Kralı, Sultan Mehmed Vahidüddin’e istediği bir köşkte oturabileceğini bildirdi. Ancak aldığı cevap çok netti:
“Haşmetlü Kral Hazretlerine şükranlarımızı arz ederiz. Gösterdikleri incelik ve civanmertliğe hayranım. Fakat taşıdığım ‘Müslümanların Halifesi’ ünvanı böyle bir yardımı kabul etmeye engeldir.
Oysa çok zor günler geçiriyor, bazı geceler aç bile kaldığı oluyordu. Ancak Sultan Mehmed Vahidüddin, bu durum da bile kendi durumunu düşünmüyor, ziyaretine gelen herkese Türkiye’de neler olup bittiğini soruyordu. Aldığı güzel haberlerden sonra verdiği cevap her zaman aynıydı:
“Saray ve saltanat yıkılmış ne çıkar, vatan ve millet kurtuldu ya.”
SULTAN III. SELİM'İN DUASI
Ordularımız çoğu zaman zaferler kazanıyor, sık sık da Avusturya ve Rus ordularına yeniliyordu. Ayrıca isyanlar baş göstermeye başlamıştı.
Kötü haberler karşısında göz yaşlarına engel olamayan III. Selim :
“Ya Rabbi! Beni böyle cihana rezil edüp, kafirlere mağlup ve perişan ettirmeden, zamanında ümmet-i Muhammed’in böyle perişanlığını göstermeden canımı al.”
Sultan III. Selim’in bu duası kabul olunmuş, Osmanlı Devletinin gerilemesine sebep olan olayları görme fırsatı olmadan şehit edilmiştir.
SULTAN I. MURAD'IN KOSOVA DUASI
Sultan I. Murad, Kosova Meydan Savaşı’da ölmeden birkaç dakika önce okuduğu dua (bugünün Türkçesiyle) :
“Peygamberin yüzünün suyu, Kerbela’da akan kan, ayrılık gecesinden ağlayan göz, aşkının yolunda sürünen yüz, dertlilerin hazin gönlü ve canlara tesir eden yakarışları için! Lütfunu bizimle beraber kıl ve muhafazani bizden eksik etme Yarabbi!
Yarab! İslam ehline yardımcı ol, düşmanın elini bizden uzak tut! Günahımıza değil, candan ve gönülden gelen ahımıza bak!
Mücahidlerini telef ve bizi düşman oklarına hedef ettirme.
Vücutlarımızı mezardan sakla, İslam’ı tehlikelerden uzak tut. Bunca senedir ettiğimiz duaları ve din uğruna yaptığımız savaşları boşa çıkarma, adımı kahrın ile perişan, yüzümü halkın içinde siyah etme! İslam topraklarını ayaklar altında çiğnetme, utanç içindeki insanların yaşadığı bir yer haline getirme.
Yarabbi, bilirim ki İslam ehline lütufların çoktur, bu lütuflarını bu savaşta da göster. Din yolunda şehit olunacaksa beni et de ahirette mutlu bir yere ulaşayım.
İstanbul’da kenar semtlerden birinde oturan yaşlı bir kadın padişahın huzuruna çıkmak istediğini saraydaki görevlilere bildirmiş, bunun üzerine sultanın karşısına çıkarılmıştı. Yaşlı kadın :
“Evinin soyulduğunu ve bu olaydan padişahın sorumlu olduğunu” söyleyerek şikayette bulunur. Bunun üzerine hiddetlenen Kanuni:
-“Bana bak kadın, sen niçin bu kadar derin uyku uyudun da evinin soyulduğunu duymadın” deyince, yaşlı kadın :
“Padişahım! Kusura bakma, biz seni uyanık bilirdik, onun için evimizde rahat uyuyorduk” der. Bu cevap üzerine Kanuni utanarak :
-“Haklısınız” diyerek, kadının çalınan mallarının bedelini kendi malından öder.
"TRAŞ EDİLEN SAKAL DAHA GÜR BİTER..."
Osmanlı donanmasının ilk defa bozguna uğradığı İnebahtı Deniz Savaşı’ndan sonra II. Selim’in emriyle yeni bir donanma kurulur. Donanmayı kurmakla görevlendirilen Kılıç Ali Paşa bahar ayında donanmayı her şeyi ile hazırlamıştı. İnebahtı’da Kıbrıs’ı almak için uğraşan Haçlı Armada bu amacına ulaşamamıştı. İnebahtı bozgununun sorumlusu olan Sokullu Mehmed Paşa 7 Mart 1573’de Venedik büyükelçisi Barbaro’ya :
“Biz sizden Kıbrıs Krallığını alarak kolunuzu kestik. Siz ise donanmamızı yenmekle bizim sakalımızı tıraş ettiniz. Kesilen kol yerine gelmez ama tıraş edilen sakal daha gür biter.”
SARAYDA HASTA OLUNCA...?
Sarayda biri hasta olduğu anda derhal haremdeki kapı vurulur ve kapının dışında, nöbet odasında bekleyen harem ağasına haber verilirdi. Ağa ile beraber nöbetçi doktor hareme girer hastanın durumu ağırsa hastaneye, değilse şehirdeki saraylılardan birinin evine çıkarılırdı. Saraydan lüzumlu olan para ve eşyalar ardından gönderilir, hasta tamamen iyileşinceye kadar orada kalırdı. Saraya sarılık hastalığının girmemesi bundan dolayıdır.
SULTAN VAHÜDİDDİN'İN İTALYA KRALI'NA CEVABI
.
Mekke’de bir süre kaldıktan sonra İtalya’nın San Remo şehrine giderek vefatına kadar orada kaldı. Şehzadelik günlerinden tanıştığı devrin İtalya Kralı, Sultan Mehmed Vahidüddin’e istediği bir köşkte oturabileceğini bildirdi. Ancak aldığı cevap çok netti:
“Haşmetlü Kral Hazretlerine şükranlarımızı arz ederiz. Gösterdikleri incelik ve civanmertliğe hayranım. Fakat taşıdığım ‘Müslümanların Halifesi’ ünvanı böyle bir yardımı kabul etmeye engeldir.
Oysa çok zor günler geçiriyor, bazı geceler aç bile kaldığı oluyordu. Ancak Sultan Mehmed Vahidüddin, bu durum da bile kendi durumunu düşünmüyor, ziyaretine gelen herkese Türkiye’de neler olup bittiğini soruyordu. Aldığı güzel haberlerden sonra verdiği cevap her zaman aynıydı:
“Saray ve saltanat yıkılmış ne çıkar, vatan ve millet kurtuldu ya.”
SULTAN III. SELİM'İN DUASI
Ordularımız çoğu zaman zaferler kazanıyor, sık sık da Avusturya ve Rus ordularına yeniliyordu. Ayrıca isyanlar baş göstermeye başlamıştı.
Kötü haberler karşısında göz yaşlarına engel olamayan III. Selim :
“Ya Rabbi! Beni böyle cihana rezil edüp, kafirlere mağlup ve perişan ettirmeden, zamanında ümmet-i Muhammed’in böyle perişanlığını göstermeden canımı al.”
Sultan III. Selim’in bu duası kabul olunmuş, Osmanlı Devletinin gerilemesine sebep olan olayları görme fırsatı olmadan şehit edilmiştir.
SULTAN I. MURAD'IN KOSOVA DUASI
Sultan I. Murad, Kosova Meydan Savaşı’da ölmeden birkaç dakika önce okuduğu dua (bugünün Türkçesiyle) :
“Peygamberin yüzünün suyu, Kerbela’da akan kan, ayrılık gecesinden ağlayan göz, aşkının yolunda sürünen yüz, dertlilerin hazin gönlü ve canlara tesir eden yakarışları için! Lütfunu bizimle beraber kıl ve muhafazani bizden eksik etme Yarabbi!
Yarab! İslam ehline yardımcı ol, düşmanın elini bizden uzak tut! Günahımıza değil, candan ve gönülden gelen ahımıza bak!
Mücahidlerini telef ve bizi düşman oklarına hedef ettirme.
Vücutlarımızı mezardan sakla, İslam’ı tehlikelerden uzak tut. Bunca senedir ettiğimiz duaları ve din uğruna yaptığımız savaşları boşa çıkarma, adımı kahrın ile perişan, yüzümü halkın içinde siyah etme! İslam topraklarını ayaklar altında çiğnetme, utanç içindeki insanların yaşadığı bir yer haline getirme.
Yarabbi, bilirim ki İslam ehline lütufların çoktur, bu lütuflarını bu savaşta da göster. Din yolunda şehit olunacaksa beni et de ahirette mutlu bir yere ulaşayım.