Otto von Bismarck
Otto von Bismarck
(d. 1815-ö. 1898), 19. yüzyılda gevşek bir konfederasyon olan Almanya’nın güçlü bir imparatorluğa dönüşmesinde en önemli rolü oynayan ve ilk şansölyesi (başbakan) Alman devlet adamıdır. Unvanları Bismarck-Schönhausen Kontu ve Lauenburg Dükü olan Otto von Bismarck Yeni Almanya'yı kılıç ve kan politikasına göre kuracağını söylediği için kendisine Demir Şansölye (başbakan) adı verilmiştir.
Özgeçmişi
Tam adı Otto Eduard Leopold von Bismarck-Schönhausen olan Bismarck, 1 Nisan1815’te Prusya’da bir Junker’in (büyük toprak sahibi aristokrat) oğlu olarak dünyaya geldi. ***tingen ve Berlin üniversitelerinde hukuk okudu. 1847'de Federal Meclis (parlamento) üyeliğine seçildi. Bismarck, eski yönetim biçimini korumaktan yana olduğu için Almanya'yı sarsan 1848 Devrimleri'nin, askeri güç kullanılarak bastırılmasını savundu. 1859'da Rusya, 1862'de de Fransa büyükelçiliğine getirildi.
Siyasi kariyeri
Ocak 1861 tarihinde tahta çıkan Prusya kralı I. Wilhelm’in askeri harcamaların artırılması yönündeki çabaları, Prusya parlamentosundaki liberaller tarafından engellenmiştir. Bunun üzerine I. Wilhelm, muhafazakarların da desteklediği Bismarck’ı başbakan atamıştır. 22 Eylül1862 tarihinde göreve başlayan Bismarck, meclisteki ilk konuşmasında, büyük sorunların “kan ve kılıçla” çözülebileceğini belirtmiştir. İzleyeceği politika da hep bu temele dayanacaktır.
Bismarck ilk işi olarak meclisi dağıttı ve kralın otoritesinin üstünde bir güç tanımadığını açıkladı.
1863 yılında Polonya’da çıkan bir ayaklanmada Rusya’yı destekleyen Bismarck, bu ülkeyle ilişkilerde bir yumuşama sağladı. Ardından Fransa ile bir ticaret antlaşması imzaladı. Bu antlaşma, Prusya’nın denetimindeki ve diğer Alman prensliklerinin de katılmış olduğu gümrük birliği için de geçerli bir antlaşmadır, dolayısıyla Avusturya antlaşmanın dışında tutulmuş oldu.
Almanya’nın ulusal birliğini kurmak için yola çıkan Bismarck, Avusturya’yı da yanına alarak, "Germen Konfederasyonu" adına 1864'te Danimarka'ya savaş açtı. Schleswig ve Holstein düklüklerini -ki nüfuslarının büyük çoğunluğu Alman asıllıdır- Danimarka krallığından kopardı. Bu iki düklükten Schleswig, Prusya, Holstein de Avusturya tarafından ilhak edildi.
Ertesi yıl, uyguladığı diplomasiyle Fransa ve Rusya'nın tarafsızlığını sağlayarak 1865'de, Holstein’i işgal eden Bismarck, Germen Konfederasyonu’nun sona erdiğini ilan ederek Prusya ordularını Bohemya’ya sürdü. 1866 yılında Sadowa’da Avusturya ordusu yenilgiye uğramıştır. Buna karşın, hiç bir direnci kalmayan Avusturya karşısında ilerlememiştir. Gerçekte ordularını Viyana'ya sürebilecek olanağı vardı. Bismarck, ileriki yıllarda Avusturya'ya bir müttefik olarak ihtiyaç duyacağını hesaplamıştır. Savaşın ardından yapılan antlaşmayla Avusturya, Prusya'nın önderlik ettiği Kuzey Alman Konfederasyonu'ndan çıkarıldı.
Bu çatışmalar sırasında Prusya’ya cephe alan Alman prensliklerinin üzerine giden Bismarck, bu prensliklerin topraklarını ilhak etti. Bütün bu gelişmelerin sonucunda Orta Avrupa’da “Alman birliği”, bir federasyon çatısı altında oluşturulmasının ilk atılımlarıdır.
Hemen ardından halk tarafından seçilen temsilcilerden oluşan bir parlamento, Reichstag, ve Alman Federasyonu’nu oluşturan devletlerin atadıkları temsilcilerden oluşan Federal Konsey, Bundesrat kuruldu.
Bismarck, güneydeki Alman devletlerini de Prusya'nın denetimi altına almak istiyordu. Ama bunu sağlamak için Fransa’yla bir çatışma nedeni gerekiyordu. 1870'te, Fransa, Kral Wilhelm'den İspanya tahtı üzerindeki haklarından vazgeçmesini, İspanya tahtına Prusya Hohenzollern Hanedanından Leopold’ün getirilmemesini istemesi, Bismarck’a aradığı fırsatı sağladı. Yine diplomasiyle Rusya ve Avusturya'nın yansızlığını sağladı. Kral Wilhelm’in buna karşı çıkmasının ardından Fransa ve Almanya çatışma ortamına sürüklendi. Kral III. Napolyon komutasındaki Fransız kuvvetleri, Sedan Muharebesi (1870)'nde yenilgiye uğradı. 1871 tarihinde düzenlenen Frankfurt Barışı ile Fransa, Alsace ve Lorraine endüstri bölgesini yitirdikten başka savaş tazminatı ödemek zorunda kaldı. Bismarck bu savaşta henüz Alman birliğine katılmamış olan güneydeki Alman devletlerini de safına çekmeyi başarmıştır. Bu zaferin sonucunda, Alman Ulusal Birliği kurulmuş oldu. Prusya Kralı I. Wilhelm, Alman İmparatoru, Bismarck ise Alman Şansölyesi ünvanlarını aldılar. Fransa'nın yenilgisi ise III. Napolyon İmparatorluğu'nun yıkılmasına ve Fransa'da 3. Cumhuriyetin kurulmasına yol açmıştır. [1]
Bismarck, Prusya egemenliğinde güçlü bir Almanya kurma düşünü gerçeğe dönüştürdü ve Wilhelm, 1871'de Alman imparatoru olarak taç giydi. 21 Mart1871 tarihinde Prens unvanı alan Bismarck, şansölye olarak atanmıştır.
Bismarck’ın içerdeki uygulama ve düzenlemeleri, ortak bir para biriminin belirlenmesi, bir merkez bankasının kurulması ve ticaret kanunu, medeni kanun gibi temel yasal düzenlemelerle başlamıştı.
Amacına ulaşmış olan Bismarck, yeni Almanya'yı güçlendirmek ve zenginleştirmek için barış yanlısı bir siyaset izlemeye başladı. Almanya, Avusturya ve Rusya arasında Üç İmparator Birliği diye bilinen antlaşmayla hem Avusturya ve Rusya arasında barışı korumaya, hem de Fransa'yı Almanya'ya saldırmaktan caydırmaya çalıştı.
Mart 1878 de Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasındaki barış görüşmelerin çıkmaza girmesi üzerine arabuluculuk görevi üstlenen Bismarck, Berlin Kongresinin toplanmasını sağlamış ve bu kongreye başkanlık etmiştir.
Kendisi de bir Junker (büyük toprak sahibi aristokrat) olan Bismarck, iç politikada giderek tutucu bir çizgiye yönelmekteydi. Ağırlıklı olarak askeri harcamaların getirdiği bütçe açıklarını giderebilmek için ek vergiler koymak istemesine karşı çıkan parlamentoyu, I. Wilhelm’e yönelik bir suikast girişimini bahane ederek fesh etmiştir.
1870-1900 yılları arasında, nedenleri halen tartışmalı olan genel ekonomik durgunlukla mücadele için gümrük duvarlarını yükseltmiştir. Dış ticarette izlediği bu korumacı politika, büyük toprak sahipleri kadar sanayicilerin de desteğini kazanmasına yol açmıştır.
Dış politikada karmaşık bir ağ oluşturan antlaşmalar ve ittifaklar yoluyla uzlaşmacı bir tutum izleyen Bismarck, iç politikada tam tersi bir tutum sürdürmüştür. 1890’lı yıllarda ortaya koyduğu korumacı dış ticaret politikası, baştan beri kendisini destekleyen Liberal Parti’nin taban kaybetmesine yol açmıştır. Öte yandan Bismarck, Avrupa’da ilk olarak işçi kesimini kapsayan emeklilik sistemi, sağlık ve kaza sigortalarını da düzenlemiş, Sosyal Demokrat’ların tabanını zayıflatmıştır.
1882'de de Prusya'yı, Avusturya ve İtalya ile Üçlü İttifak'ta birleştirdi.
1884 yılına kadar Almanya’nın sömürgeleri olması gereği üzerinde hiç durmayan Bismarck, Güneybatı Afrika, Doğu Afrika, Kamerun, kısmen Yeni Gine üzerinde sömürge hakimiyeti kurmuştur. Bu girişimler, Almanya’nın tek büyük ithalat-ihracat limanı olan Hamburg’lu büyük ticari kesimin desteğini sağlamaktır. Öte yandan kara Avrupa’sı dışında çıkar alanlarının olması, İngiltere’ye karşı Fransa ile ittifak kurabilmek için dayanak oluşturmakta, bu girişime bir inandırıcılık kazandırmaktadır.
1888 yılının Mart ayında I. Wilhelm ölünce yerine III. Friedrich imparator tacını giymiştir. Haziran ayında III. Friedrich ölünce yerine II. Wilhelm imparator oldu.
1890 yılında antisosyalist yasaların sürelerinin uzatılması konusunda meclis tıkanınca seçimlere gidilmiştir. Seçimler, Bismarck’ı destekleyen, -başta Liberal Parti olmak üzere- yenilgisiyle sonuçlanmıştır. Bismarck’ın politikalarına karşı olan Sosyal Demokrat, İlerici ve Katolik Merkez Partileri ise seçimlerden güçlenerek çıkmışlardır. Bismarck, II. Wilhelm’e, bir askeri darbeyle parlamenter sistemin ortadan kaldırılması ardından parlamentonun yetkilerini kısıtlayan bir anayasa yapılmasını, bundan sonra parlamenter rejime dönülmesi için baskı yapmıştır. II. Wilhelm bu baskıya karşı çıkınca bakanları topluca istifaya çağırmıştır. Ancak, dışişleri bakanı olan oğlu dışında hiçbir bakan buna taraftar olmamıştır. Tüm desteğini yitiren Bismarck, görevinden ayrıldı. Friedrichsruh’taki malikânesine çekildi ve 30 Temmuz1898’de öldü.
Otto von Bismarck
(d. 1815-ö. 1898), 19. yüzyılda gevşek bir konfederasyon olan Almanya’nın güçlü bir imparatorluğa dönüşmesinde en önemli rolü oynayan ve ilk şansölyesi (başbakan) Alman devlet adamıdır. Unvanları Bismarck-Schönhausen Kontu ve Lauenburg Dükü olan Otto von Bismarck Yeni Almanya'yı kılıç ve kan politikasına göre kuracağını söylediği için kendisine Demir Şansölye (başbakan) adı verilmiştir.
Özgeçmişi
Tam adı Otto Eduard Leopold von Bismarck-Schönhausen olan Bismarck, 1 Nisan1815’te Prusya’da bir Junker’in (büyük toprak sahibi aristokrat) oğlu olarak dünyaya geldi. ***tingen ve Berlin üniversitelerinde hukuk okudu. 1847'de Federal Meclis (parlamento) üyeliğine seçildi. Bismarck, eski yönetim biçimini korumaktan yana olduğu için Almanya'yı sarsan 1848 Devrimleri'nin, askeri güç kullanılarak bastırılmasını savundu. 1859'da Rusya, 1862'de de Fransa büyükelçiliğine getirildi.
Siyasi kariyeri
Ocak 1861 tarihinde tahta çıkan Prusya kralı I. Wilhelm’in askeri harcamaların artırılması yönündeki çabaları, Prusya parlamentosundaki liberaller tarafından engellenmiştir. Bunun üzerine I. Wilhelm, muhafazakarların da desteklediği Bismarck’ı başbakan atamıştır. 22 Eylül1862 tarihinde göreve başlayan Bismarck, meclisteki ilk konuşmasında, büyük sorunların “kan ve kılıçla” çözülebileceğini belirtmiştir. İzleyeceği politika da hep bu temele dayanacaktır.
Bismarck ilk işi olarak meclisi dağıttı ve kralın otoritesinin üstünde bir güç tanımadığını açıkladı.
1863 yılında Polonya’da çıkan bir ayaklanmada Rusya’yı destekleyen Bismarck, bu ülkeyle ilişkilerde bir yumuşama sağladı. Ardından Fransa ile bir ticaret antlaşması imzaladı. Bu antlaşma, Prusya’nın denetimindeki ve diğer Alman prensliklerinin de katılmış olduğu gümrük birliği için de geçerli bir antlaşmadır, dolayısıyla Avusturya antlaşmanın dışında tutulmuş oldu.
Almanya’nın ulusal birliğini kurmak için yola çıkan Bismarck, Avusturya’yı da yanına alarak, "Germen Konfederasyonu" adına 1864'te Danimarka'ya savaş açtı. Schleswig ve Holstein düklüklerini -ki nüfuslarının büyük çoğunluğu Alman asıllıdır- Danimarka krallığından kopardı. Bu iki düklükten Schleswig, Prusya, Holstein de Avusturya tarafından ilhak edildi.
Ertesi yıl, uyguladığı diplomasiyle Fransa ve Rusya'nın tarafsızlığını sağlayarak 1865'de, Holstein’i işgal eden Bismarck, Germen Konfederasyonu’nun sona erdiğini ilan ederek Prusya ordularını Bohemya’ya sürdü. 1866 yılında Sadowa’da Avusturya ordusu yenilgiye uğramıştır. Buna karşın, hiç bir direnci kalmayan Avusturya karşısında ilerlememiştir. Gerçekte ordularını Viyana'ya sürebilecek olanağı vardı. Bismarck, ileriki yıllarda Avusturya'ya bir müttefik olarak ihtiyaç duyacağını hesaplamıştır. Savaşın ardından yapılan antlaşmayla Avusturya, Prusya'nın önderlik ettiği Kuzey Alman Konfederasyonu'ndan çıkarıldı.
Bu çatışmalar sırasında Prusya’ya cephe alan Alman prensliklerinin üzerine giden Bismarck, bu prensliklerin topraklarını ilhak etti. Bütün bu gelişmelerin sonucunda Orta Avrupa’da “Alman birliği”, bir federasyon çatısı altında oluşturulmasının ilk atılımlarıdır.
Hemen ardından halk tarafından seçilen temsilcilerden oluşan bir parlamento, Reichstag, ve Alman Federasyonu’nu oluşturan devletlerin atadıkları temsilcilerden oluşan Federal Konsey, Bundesrat kuruldu.
Bismarck, güneydeki Alman devletlerini de Prusya'nın denetimi altına almak istiyordu. Ama bunu sağlamak için Fransa’yla bir çatışma nedeni gerekiyordu. 1870'te, Fransa, Kral Wilhelm'den İspanya tahtı üzerindeki haklarından vazgeçmesini, İspanya tahtına Prusya Hohenzollern Hanedanından Leopold’ün getirilmemesini istemesi, Bismarck’a aradığı fırsatı sağladı. Yine diplomasiyle Rusya ve Avusturya'nın yansızlığını sağladı. Kral Wilhelm’in buna karşı çıkmasının ardından Fransa ve Almanya çatışma ortamına sürüklendi. Kral III. Napolyon komutasındaki Fransız kuvvetleri, Sedan Muharebesi (1870)'nde yenilgiye uğradı. 1871 tarihinde düzenlenen Frankfurt Barışı ile Fransa, Alsace ve Lorraine endüstri bölgesini yitirdikten başka savaş tazminatı ödemek zorunda kaldı. Bismarck bu savaşta henüz Alman birliğine katılmamış olan güneydeki Alman devletlerini de safına çekmeyi başarmıştır. Bu zaferin sonucunda, Alman Ulusal Birliği kurulmuş oldu. Prusya Kralı I. Wilhelm, Alman İmparatoru, Bismarck ise Alman Şansölyesi ünvanlarını aldılar. Fransa'nın yenilgisi ise III. Napolyon İmparatorluğu'nun yıkılmasına ve Fransa'da 3. Cumhuriyetin kurulmasına yol açmıştır. [1]
Bismarck, Prusya egemenliğinde güçlü bir Almanya kurma düşünü gerçeğe dönüştürdü ve Wilhelm, 1871'de Alman imparatoru olarak taç giydi. 21 Mart1871 tarihinde Prens unvanı alan Bismarck, şansölye olarak atanmıştır.
Bismarck’ın içerdeki uygulama ve düzenlemeleri, ortak bir para biriminin belirlenmesi, bir merkez bankasının kurulması ve ticaret kanunu, medeni kanun gibi temel yasal düzenlemelerle başlamıştı.
Amacına ulaşmış olan Bismarck, yeni Almanya'yı güçlendirmek ve zenginleştirmek için barış yanlısı bir siyaset izlemeye başladı. Almanya, Avusturya ve Rusya arasında Üç İmparator Birliği diye bilinen antlaşmayla hem Avusturya ve Rusya arasında barışı korumaya, hem de Fransa'yı Almanya'ya saldırmaktan caydırmaya çalıştı.
Mart 1878 de Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasındaki barış görüşmelerin çıkmaza girmesi üzerine arabuluculuk görevi üstlenen Bismarck, Berlin Kongresinin toplanmasını sağlamış ve bu kongreye başkanlık etmiştir.
Kendisi de bir Junker (büyük toprak sahibi aristokrat) olan Bismarck, iç politikada giderek tutucu bir çizgiye yönelmekteydi. Ağırlıklı olarak askeri harcamaların getirdiği bütçe açıklarını giderebilmek için ek vergiler koymak istemesine karşı çıkan parlamentoyu, I. Wilhelm’e yönelik bir suikast girişimini bahane ederek fesh etmiştir.
1870-1900 yılları arasında, nedenleri halen tartışmalı olan genel ekonomik durgunlukla mücadele için gümrük duvarlarını yükseltmiştir. Dış ticarette izlediği bu korumacı politika, büyük toprak sahipleri kadar sanayicilerin de desteğini kazanmasına yol açmıştır.
Dış politikada karmaşık bir ağ oluşturan antlaşmalar ve ittifaklar yoluyla uzlaşmacı bir tutum izleyen Bismarck, iç politikada tam tersi bir tutum sürdürmüştür. 1890’lı yıllarda ortaya koyduğu korumacı dış ticaret politikası, baştan beri kendisini destekleyen Liberal Parti’nin taban kaybetmesine yol açmıştır. Öte yandan Bismarck, Avrupa’da ilk olarak işçi kesimini kapsayan emeklilik sistemi, sağlık ve kaza sigortalarını da düzenlemiş, Sosyal Demokrat’ların tabanını zayıflatmıştır.
1882'de de Prusya'yı, Avusturya ve İtalya ile Üçlü İttifak'ta birleştirdi.
1884 yılına kadar Almanya’nın sömürgeleri olması gereği üzerinde hiç durmayan Bismarck, Güneybatı Afrika, Doğu Afrika, Kamerun, kısmen Yeni Gine üzerinde sömürge hakimiyeti kurmuştur. Bu girişimler, Almanya’nın tek büyük ithalat-ihracat limanı olan Hamburg’lu büyük ticari kesimin desteğini sağlamaktır. Öte yandan kara Avrupa’sı dışında çıkar alanlarının olması, İngiltere’ye karşı Fransa ile ittifak kurabilmek için dayanak oluşturmakta, bu girişime bir inandırıcılık kazandırmaktadır.
1888 yılının Mart ayında I. Wilhelm ölünce yerine III. Friedrich imparator tacını giymiştir. Haziran ayında III. Friedrich ölünce yerine II. Wilhelm imparator oldu.
1890 yılında antisosyalist yasaların sürelerinin uzatılması konusunda meclis tıkanınca seçimlere gidilmiştir. Seçimler, Bismarck’ı destekleyen, -başta Liberal Parti olmak üzere- yenilgisiyle sonuçlanmıştır. Bismarck’ın politikalarına karşı olan Sosyal Demokrat, İlerici ve Katolik Merkez Partileri ise seçimlerden güçlenerek çıkmışlardır. Bismarck, II. Wilhelm’e, bir askeri darbeyle parlamenter sistemin ortadan kaldırılması ardından parlamentonun yetkilerini kısıtlayan bir anayasa yapılmasını, bundan sonra parlamenter rejime dönülmesi için baskı yapmıştır. II. Wilhelm bu baskıya karşı çıkınca bakanları topluca istifaya çağırmıştır. Ancak, dışişleri bakanı olan oğlu dışında hiçbir bakan buna taraftar olmamıştır. Tüm desteğini yitiren Bismarck, görevinden ayrıldı. Friedrichsruh’taki malikânesine çekildi ve 30 Temmuz1898’de öldü.