Fibromiyalji kasları ve kasların eklemle birleştiği yumuşak dokuları tutan bir tür romatizmadır. Eski çağlardan beri bilinen bir hastalıktır. Daha çok orta yaş kadınlarda görülür. Yaklaşık 1 erkeğe karşılık 7-8 kadında görülmekte, tüm romatizmal teşhislerin %25’ini fibromiyalji oluşturmaktadır. En yaygın belirtisi omuz, boyun, sırt ağrısıdır. Yanma, hassasiyet, karıncalanma, üşüme ya da kemirici ağrı gibi değişik şekillerde tarif edilen ağrılarda görülür.
Fibromiyaljili hastaların kaslarında çok küçük odaklar halinde kanlanması bozulmuş ve oksijen düzeyi azalmış (hipoksik) bölgelerin ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu bölgelerde zaman içerisinde iltihapsız yangı (non-enfeksiyöz inflamasyon) gelişir. Hastalar ağrı kesicilerden daha ziyade bu bölgelerdeki dolaşım bozukluğunun düzeltilmesinden fayda görürler. Ozon tedavisi hem bu bölgelerin kanlanmasını düzenler hem de kırmızı kan hücrelerinin bu bölgelere daha çok oksijen bırakmasına neden olur. Oksijensizlik ve kanlanamama sorunu çözüldüğünde asıl ağrıya neden olan iltihapsız yangı da ortadan kalkar ve hastaların ağrı kesici, anti-inflamatuar ilaç kullanma sıklığı neredeyse sıfıra yaklaşır.
Her zaman yorgun olduklarını ifade eden hastalar, özellikle ozon tedavisi ardından kendilerini daha enerjik ve daha dinamik hissedebilirler. Major tedavi dediğimiz damardan verilen tedavi hastaların ağrılarını sistemik olarak azalabilirken, hassas kas noktaları içine yapılan ozon enjeksiyonu o bölgenin kanlanmasını artırır, kas spazmları açılır, hareket kısıtlılıkları düzelmeye başlar.
Ozon tedavisi, kas ve eklemlerde, bel ve boyun gibi bölgelerde görülen ağrı, sertlik, uyuşukluk, karıncalanma gibi fiziksel aktiviteyi kısıtlayan ve hastalık psikolojisine sokan şikayetleri ortadan kaldırır, dokular daha çok oksijenleneceği için doku iyileşmesi iyice artar, dokularda ve kanda detoks etkisi ile hastalar kendilerini iyi hissedebilirler.
Fibromiyaljili hastaların kaslarında çok küçük odaklar halinde kanlanması bozulmuş ve oksijen düzeyi azalmış (hipoksik) bölgelerin ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu bölgelerde zaman içerisinde iltihapsız yangı (non-enfeksiyöz inflamasyon) gelişir. Hastalar ağrı kesicilerden daha ziyade bu bölgelerdeki dolaşım bozukluğunun düzeltilmesinden fayda görürler. Ozon tedavisi hem bu bölgelerin kanlanmasını düzenler hem de kırmızı kan hücrelerinin bu bölgelere daha çok oksijen bırakmasına neden olur. Oksijensizlik ve kanlanamama sorunu çözüldüğünde asıl ağrıya neden olan iltihapsız yangı da ortadan kalkar ve hastaların ağrı kesici, anti-inflamatuar ilaç kullanma sıklığı neredeyse sıfıra yaklaşır.
Her zaman yorgun olduklarını ifade eden hastalar, özellikle ozon tedavisi ardından kendilerini daha enerjik ve daha dinamik hissedebilirler. Major tedavi dediğimiz damardan verilen tedavi hastaların ağrılarını sistemik olarak azalabilirken, hassas kas noktaları içine yapılan ozon enjeksiyonu o bölgenin kanlanmasını artırır, kas spazmları açılır, hareket kısıtlılıkları düzelmeye başlar.
Ozon tedavisi, kas ve eklemlerde, bel ve boyun gibi bölgelerde görülen ağrı, sertlik, uyuşukluk, karıncalanma gibi fiziksel aktiviteyi kısıtlayan ve hastalık psikolojisine sokan şikayetleri ortadan kaldırır, dokular daha çok oksijenleneceği için doku iyileşmesi iyice artar, dokularda ve kanda detoks etkisi ile hastalar kendilerini iyi hissedebilirler.