Ozon üç oksijen atomundan oluşan gaz halinde bir moleküldür. Oksijen molekülünün (O₂) kararlı haline karşın, ozon (O₃), kararsız bir moleküldür. Ozon gazını Alman kimyacı Christian Friedrich Schönbein 1839 yılında keşfetmiştir. Keşfinden sonraki ilk yıllarda dezenfeksiyon amacıyla kullanılmıştır. 1860 yılında Monako şehrinin su arıtma tesislerinde dezenfeksiyon amacıyla ozon kullanılmaya başlanmıştır. Ozonun bu dezenfekte edici etkisi güçlü okside edici özelliğinden kaynaklanmaktadır. Sadece virüs ve bakterileri öldürmekle kalmaz tüm mikroorganizmalar ve toksinlerini de okside edebilir.
Ozon oda sıcaklığında renksiz, karakteristik kokusu olan bir gazdır (fırtınalı havalardan sonra, yüksek yerlerde veya deniz kıyısında hissedilir).
Ozon tedavi amaçlı olarak daima saf ozon ve saf oksijenin karışımı şeklinde kullanılır. Bu karışımda ozon en fazla %5 ve oksijen en az %95 oranında bulunur. Ozon terapist, ozon terapi konusunda eğitimli bir tıp doktorudur ve hastalığın durumuna göre uygulanacak dozu belirler.
Ozon tedavisi belirli bir miktarda oksijen/ozon karışımının vücut boşluklarına ya da dolaşım sistemine uygulanmasıdır; bu karışım intravenöz (damar içi), intramuskuler (kas içi), intraartiküler (eklem içi), intraperitoneal (karın içi), intrarektal (makat içi) ve intradiskal (omurilik disklerinin içine) uygulanabildiği gibi topikal (deri üstüne) de uygulanabilir. Ozon tedavisinin klasik uygulaması haline gelmiş olan yöntem 1974 yılında Wolff tarafından tarif edilmiştir. Bu yöntemde; bir miktar kan (genellikle 100 ml) vücut dışına alınarak, ozona dayanıklı bir şişede 5-10 dakika oksijen/ozon karışımıyla temas ettikten sonra tekrar aynı kişiye geri verilir (ototransfüzyon). Bu uygulama şekli majör otohemoterapi (OHT) olarak adlandırılmaktadır.
Ozon reaktif bir molekül olduğu için tıbbi amaçlı kullanımında dikkat edilmesi gereken bazı durumlar vardır: Ozon, hiçbir zaman saf olarak verilmemeli ve belli oranda oksijenle karıştırılarak uygulanmalıdır. Bu karışımda oksijen %95’ten az ozon %5’ten fazla olmamalıdır. Normal oda havasının bu karışıma girmesi engellenmelidir. Tüm işlemler sırasında ozona dayanaklı malzemenin (paslanmaz çelik, nötral cam ve teflon) kullanılması gerekmektedir.
Ozon tedavisi de insan vücudunun iki güçlü potansiyeli olan “antioksidan” ve “antiinflamatuar” potansiyellerini kullanan ve tüm vücutta bir alarm reaksiyonuna neden olarak vücudu hastalıklar karşısında güçlendiren bir tedavi yöntemidir.
Ozon uygulamasından sonra vücut bu aktivasyona cevap olarak, vücudun bağışıklık hücreleri olan sitokinler, interferonları ve diğer koruyucu özel habercileri üretir. Bunu takiben uyarılan bütün bağışıklık sistemi zincirleme bir şekilde diğer bağışıklık hücrelerini haberdar ederler ve hastalıklara karşı direnci arttırırlar.
Kanda oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerinin ihtiyacı olan dokulara daha fazla oksijen bırakmasına yardımcı olur. Bu sayede her tür zor iyileşen yaralar, damar tıkanıklığı ve dolaşım bozukluklarından kaynaklanan “yeterli kanlanamama” kaynaklı sorunların çözümünde büyük bir yardımcıdır.
Diğer tıbbi tedavi yöntemlerinde de olduğu gibi ozon terapide beklenen yarar hastalığın ve hastanın durumuna bağlıdır. Ancak ozon tedavisi ile hastanın genel durumunda iyileşme ve yakınmalarında büyük ölçüde azalma olmaktadır.
Ozon tedavisi alternatif bir tedavi değil tamamlayıcı bir tedavidir.
Ozon Tedavisi Hangi Hastalıklarda Kullanılır?
1- Yara iyileşmesi (özellikle mikrop kapmış ve iyileşmeyen yaralar, diyabetik ayak yaraları)
2- Beyin, kalp ve bacak dolaşımı bozuklukları
3- Kanser hastalıklarında tamamlayıcı tedavi olarak
4- Metabolizma hastalıkları (Diyabet, Tiroid hastalığı, Hipertansiyon)
5- Akut ve kronik enfeksiyonlarda direncin artırılması
6- Yaşlılığın geciktirilmesinde vücuttan toksinlerin atılmasında anti-aging olarak
7- Halsizlik ve kronik yorgunluk durumları
8- Cinsel fonksiyon bozukluklarının iyileştirilmesi
9- Bazı cilt hastalıkları (sedef, sivilceler)
10- Herpes enfeksiyonları (uçuk, Zona, Zona ağrıları)
11- Kronik kolitler (Crohn hastalığı, Ülseratif kolit)
12-Sigaraya bağlı olarak meydana gelmiş hasarların iyileştirilmesi
13- Görme bozuklukları
14-Fiziksel performansın artırılması
15- Nörolojik hastalıklar (Parkinson hastalığı, trigeminal nevralji, demans, Alzheimer hastalığı, baş ağrıları ve migren )
16- K.B.B hastalıklarından Meniere sendromu ve kulak çınlaması
17- Kireçlenmeler ve fıtıklar (bel, boyun, diz kireçlenmeleri)
18- Romatizmal hastalıklar (Romatoid Artrit, Sistemik Lupus Eritematozis, Kronik ağrı sendromu)
19- Fibromiyalji, kronik yorgunluk sendromu, huzursuz bacak sendromu, omuz - el sendromu gibi kronik arı ile seyreden hastalıklar
20- Uyku-apne sendromu
21- Kronik böbrek ve akciğer hastalıkları
22- İskemik kalp hastalığının kronik dönemi
22- Sindirim sistemi hastalıkları, akut ve kronik hepatitler
24- Işın tedavisi (radyoterapi) sonrası, stresle mücadelede-uykusuzluk durumları
25- Estetik amaçla ( selülitler ve zayıflama )
26-Akut ve kronik alerjiler (Mevsimsel alerjiler)
Ozon Tedavisi Kimlere uygulanmaz
Ozon tedavisinin uygulanamadığı durumlar oldukça sınırlıdır. Hamileliğin ilk 3 ayı, hipertiroidi hastalığının kontrol altında olmadığı dönem, kan pıhtılaşma bozukluğu ve Glukoz-6-fosfat dehidrogenaz enzim eksikliği (Favizm, akut hemolitik anemi) dışında her durum ve hastalık için ozon tedavisi uygulanabilir.
Ozon oda sıcaklığında renksiz, karakteristik kokusu olan bir gazdır (fırtınalı havalardan sonra, yüksek yerlerde veya deniz kıyısında hissedilir).
Ozon tedavi amaçlı olarak daima saf ozon ve saf oksijenin karışımı şeklinde kullanılır. Bu karışımda ozon en fazla %5 ve oksijen en az %95 oranında bulunur. Ozon terapist, ozon terapi konusunda eğitimli bir tıp doktorudur ve hastalığın durumuna göre uygulanacak dozu belirler.
Ozon tedavisi belirli bir miktarda oksijen/ozon karışımının vücut boşluklarına ya da dolaşım sistemine uygulanmasıdır; bu karışım intravenöz (damar içi), intramuskuler (kas içi), intraartiküler (eklem içi), intraperitoneal (karın içi), intrarektal (makat içi) ve intradiskal (omurilik disklerinin içine) uygulanabildiği gibi topikal (deri üstüne) de uygulanabilir. Ozon tedavisinin klasik uygulaması haline gelmiş olan yöntem 1974 yılında Wolff tarafından tarif edilmiştir. Bu yöntemde; bir miktar kan (genellikle 100 ml) vücut dışına alınarak, ozona dayanıklı bir şişede 5-10 dakika oksijen/ozon karışımıyla temas ettikten sonra tekrar aynı kişiye geri verilir (ototransfüzyon). Bu uygulama şekli majör otohemoterapi (OHT) olarak adlandırılmaktadır.
Ozon reaktif bir molekül olduğu için tıbbi amaçlı kullanımında dikkat edilmesi gereken bazı durumlar vardır: Ozon, hiçbir zaman saf olarak verilmemeli ve belli oranda oksijenle karıştırılarak uygulanmalıdır. Bu karışımda oksijen %95’ten az ozon %5’ten fazla olmamalıdır. Normal oda havasının bu karışıma girmesi engellenmelidir. Tüm işlemler sırasında ozona dayanaklı malzemenin (paslanmaz çelik, nötral cam ve teflon) kullanılması gerekmektedir.
Ozon tedavisi de insan vücudunun iki güçlü potansiyeli olan “antioksidan” ve “antiinflamatuar” potansiyellerini kullanan ve tüm vücutta bir alarm reaksiyonuna neden olarak vücudu hastalıklar karşısında güçlendiren bir tedavi yöntemidir.
Ozon uygulamasından sonra vücut bu aktivasyona cevap olarak, vücudun bağışıklık hücreleri olan sitokinler, interferonları ve diğer koruyucu özel habercileri üretir. Bunu takiben uyarılan bütün bağışıklık sistemi zincirleme bir şekilde diğer bağışıklık hücrelerini haberdar ederler ve hastalıklara karşı direnci arttırırlar.
Kanda oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerinin ihtiyacı olan dokulara daha fazla oksijen bırakmasına yardımcı olur. Bu sayede her tür zor iyileşen yaralar, damar tıkanıklığı ve dolaşım bozukluklarından kaynaklanan “yeterli kanlanamama” kaynaklı sorunların çözümünde büyük bir yardımcıdır.
Diğer tıbbi tedavi yöntemlerinde de olduğu gibi ozon terapide beklenen yarar hastalığın ve hastanın durumuna bağlıdır. Ancak ozon tedavisi ile hastanın genel durumunda iyileşme ve yakınmalarında büyük ölçüde azalma olmaktadır.
Ozon tedavisi alternatif bir tedavi değil tamamlayıcı bir tedavidir.
Ozon Tedavisi Hangi Hastalıklarda Kullanılır?
1- Yara iyileşmesi (özellikle mikrop kapmış ve iyileşmeyen yaralar, diyabetik ayak yaraları)
2- Beyin, kalp ve bacak dolaşımı bozuklukları
3- Kanser hastalıklarında tamamlayıcı tedavi olarak
4- Metabolizma hastalıkları (Diyabet, Tiroid hastalığı, Hipertansiyon)
5- Akut ve kronik enfeksiyonlarda direncin artırılması
6- Yaşlılığın geciktirilmesinde vücuttan toksinlerin atılmasında anti-aging olarak
7- Halsizlik ve kronik yorgunluk durumları
8- Cinsel fonksiyon bozukluklarının iyileştirilmesi
9- Bazı cilt hastalıkları (sedef, sivilceler)
10- Herpes enfeksiyonları (uçuk, Zona, Zona ağrıları)
11- Kronik kolitler (Crohn hastalığı, Ülseratif kolit)
12-Sigaraya bağlı olarak meydana gelmiş hasarların iyileştirilmesi
13- Görme bozuklukları
14-Fiziksel performansın artırılması
15- Nörolojik hastalıklar (Parkinson hastalığı, trigeminal nevralji, demans, Alzheimer hastalığı, baş ağrıları ve migren )
16- K.B.B hastalıklarından Meniere sendromu ve kulak çınlaması
17- Kireçlenmeler ve fıtıklar (bel, boyun, diz kireçlenmeleri)
18- Romatizmal hastalıklar (Romatoid Artrit, Sistemik Lupus Eritematozis, Kronik ağrı sendromu)
19- Fibromiyalji, kronik yorgunluk sendromu, huzursuz bacak sendromu, omuz - el sendromu gibi kronik arı ile seyreden hastalıklar
20- Uyku-apne sendromu
21- Kronik böbrek ve akciğer hastalıkları
22- İskemik kalp hastalığının kronik dönemi
22- Sindirim sistemi hastalıkları, akut ve kronik hepatitler
24- Işın tedavisi (radyoterapi) sonrası, stresle mücadelede-uykusuzluk durumları
25- Estetik amaçla ( selülitler ve zayıflama )
26-Akut ve kronik alerjiler (Mevsimsel alerjiler)
Ozon Tedavisi Kimlere uygulanmaz
Ozon tedavisinin uygulanamadığı durumlar oldukça sınırlıdır. Hamileliğin ilk 3 ayı, hipertiroidi hastalığının kontrol altında olmadığı dönem, kan pıhtılaşma bozukluğu ve Glukoz-6-fosfat dehidrogenaz enzim eksikliği (Favizm, akut hemolitik anemi) dışında her durum ve hastalık için ozon tedavisi uygulanabilir.