Pandemi ve Sonrası Yaşanan Değişimlerin Çocuklar Üzerindeki Etkileri...

zeberus1234

Yeni Üye
Tepkime
10
Yaş
36
Coin
2
Dünya üzerinde yaşanan çeşitli doğal afetler ile küresel pandeminin birbirleriyle karşılaştırılamayacak kadar farklı olduklarını düşünebiliriz. Ancak aniden ortaya çıkan, canlı hayatını tehdit eden ve ölüm kalım mücadelesi vermek zorunda kalınan tüm durumları travma olarak adlandırıyoruz.

Okulların kapanması, dünya çapında 1.3 milyon öğrencinin evlerinde karantinada kalması, sokağa çıkma yasakları, akranlarıyla ve ev dışındaki yakınlarıyla görüşememe, spor, sanat ve sosyal aktivitelerin sekteye uğraması vb. yaşanan istek dışı durumlar ilerleyen zamanlar içersinde çocuklarda ciddi kaygı bozukluklarına yol açabilir.



Yaşanan bu gibi ani ve sıra dışı bir olaya, böyle tepkiler vermek doğaldır. Tıpkı diğer travmatik olaylarda olduğu gibi, pandeminin yarattığı koşullar bireylerde panik, yoğun korku, umutsuzluk ve çaresizlik duygularına sebep olabilir.

Beyin yaşanan belirsizlik ve tehlike durumu algılar ve acil durum moduna geçer. Beynimizin düşünebilen ve muhakeme yapabilen üst düzey işlevlerinden sorumlu kısmı devre dışı kalır ve “savaş, kaç veya don kal” tepkilerini gösteren ilkel kısmı aktif hale gelir.



Duygusal beyin kontrolü ele geçirdiğinde, kendimizi korumak için, düşünmeden ve dürtüsel olarak hareket ederiz. Stoklamak, temizliği gereğinden fazla takıntı haline getirmek, hatta olası yağma durumlarından korkup evde kişisel koruma araçları edinmek gibi.



Bunun yerine ebeveynler tetiklendiğini fark edip, kendilerini sakinleştirerek bilinçli davranmalı ve seçeneklerini gözden geçirmelidirler. Bu sayede rol model oldukları çocuklarının da kaygı seviyesini düşürebilir ve bu süreci olabildiğince hasarsız atlatmalarına ön ayak olabilirler.



Nasıl baş edebileceğinize dair ipuçları:



Tetiklendiğinizin farkına varın : Kaygı ve korkuya yol açan olumsuz ve tekrarlayıcı düşünceler, fiziksek olarak da hızlı kalp atışı, nefes alamama, ateş basması gibi panik atak benzeri belirtiler açığa çıkarabilir.



Duygularınızı ifade edin & Bağınızı Koparmayın : Yakın çevrenizle uzaktan da olsa iletişim halinde kalabilirsiniz. Gerek telefon gerek sosyal medya, gerekse mesafe koyarak ve kurallara dikkat ederek açık alanlarda bir araya gelebilirsiniz. Ek olarak; sizi rahatlatan belirli rutinler oluşturabilirsiniz. Örneğin yürüyüş, meditasyon, yoga, kitap okuma, sanatsal aktivitelerle uğraşma vb.



Geniş Perspektifte & Rasyonel bir Bakış Açısı : Covid-19 yeni bir virüs olması ve getirdiği bilinmezlikle birlikte kesinlikle korkutucu ve dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Öte yandan tanıdık bir hastalık olan mevsimsel grip, ev kazaları ya da trafik kazaları yüzünden çok daha fazla insanın hayatını kaybettiğini de unutmamak gerekir. Hastalıktan ağır etkilenen hemen hemen tüm vakalar ikincil hastalıkları olan bireyler olmakla birlikte, hastalananların büyük bir yüzdesi hastalığı tamemen atlatmaktadır.



Haber Kaynağınızın Güvenilirliğinden Emin Olmak : Çevrenizden veya sosyal medyadan edindiğiniz bilgilerin doğruluğunu araştırmak önemlidir. Güvenilir kaynaklardan gelen bilgileri kaale almak ve başı boş paylaşımlara itibar etmemek ruh sağlığınızı korur.

Travmaların çocuklar üzerindeki etkileri



Anne babanın bu süreci kendi açısından nasıl geçirdiği, eve yansıtma biçimi, çocuğun gelişim seviyesi ve mizaç özellikleri travma etkileri açısından belirleyicidir. Buna bağlı olarak, aşağıda belirtilen durumlar yaşanabilir.



Depresyon, kaygı bozukluğu



Okul öncesi ve ilkokul çağı çocuklarında davranışsal ve duygusal bozukluklar



Ebeveynden ayrılmak istememe



Anneye ya da babaya aşırı bağlanma, duygusal bağımlılık



Regresyon, çocuğun kendi yaşından daha küçük bir çocukmuş gibi davranışlar göstermesi



Alt ıslatma, konuşmada gerilikler, uyku sorunları



Sürekli el kıyama gibi takıntılı davranışlar



Çocuğu olumsuz etkileyen düşünceler neler olabilir?



Hem kendisi hem ebeveynleri için, ev sınırları dışında kalan alanın güvensiz ve ölümcül olduğu algısı



Duyu organlarıyla algılayamadığı (göremediği, koklayamadığı, duyamadığı) bir virüsün kendisini ve sevdiklerini her an hayattan koparabileceği algısı



Hiçbir yerde güvende olmadığı hissi, kayıp korkusu



Alışageldiği hayata tekrar dönüp dönemeyeceğinin yarattığı belirsizlik



Okula geri dönmeye yönelik isteksizlik

Genel Değerlendirme ve Çözümler



COVID-19 döneminde çevresinde ölümler yaşayan, ailesi sağlık personeli olan ya da pandemi görevlerinde bulunan hatta sadece medyada salgın haberlerine fazla maruz kalmış çocuklarda bile yukarda belirtilen olumsuz etkileri görebiliriz.



Her felakette olduğu gibi burada da dolaylı etkilenmeler olacaktır. COVID-19 sürecinde karantina koşulları olumsuz olan çocuklar kadar, anne babası işini yitiren, ekonomik düzenleri bozulan çocuklar da duygusal zorluklar yaşayabilirler.



Ancak unutmamalıyız ki hayat durağan değil, değişimlerle dolu bir yolculuktur. Ve gerek biz yetişkinler gerekse çocuklarımız, bu değişimlere ayak uydurmaya, bilişsel olarak esnek olmaya alışabilirsek, karşılaştığımız durumları travmatik değil "zorlayıcı ancak aşılabilir" olarak algılayabiliriz.



Bilişsel Esneklik, kişinin büyük çaplı zorluklara uyum gösterebilme becerisidir. Bir çocuğun bilişsel esnekliğini kuvvetlendirmek istiyorsak, onun zorlukların üstesinden gelmesini destekleyecek bir çevreyi de beraberinde oluşturmalıyız.



Çocuklarımıza güvenlik duygusu, umut edebilme gücü ve birliktelik duygusu aşılamalıyız.



Son olarak, daha önceki travma sonrası deneyimlerine bakarak, Melbourne Üniversitesi Jack Brockhoff Çocuk Sağlığı ve Refahı Programı Yöneticisi Lisa Gibbs'in bir sözünü paylaşmak isterim.

“Travmalar dönüştürücüdür. Bazıları eski hayatlarına dönerken bazıları o eski hayatın artık orada olmadığını görecek; yaşamanın ve düşünmenin başka bir yolunu yaratacaklardır.

Bazı şeyler eski haline geri dönecek, bazı şeyler sonsuza kadar değişecek.

Kayıplarımız için yas tutarken yeni bakış açılarımız için minnettar olacağız.

Hayata farklı şekilde bakabileceğimiz bir keşif olacak.”
 
Üst Alt