Son konular

Panik atak nedir? Nasıl oluşur? Tedavi yolları nedir?

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
51
Yaş
36
Coin
256,936
PANİK ATAK
Korkularınızdan korkmaktan vaz geçtiğinizde hayatta korkulacak bir şey olmadığını göreceksiniz. Panik Atağı kolayca yenebilirsiniz.
A - Panik atak nedir?
Ansızın, herhangi bir yerde beklenmedik şekilde ortaya çıkan yoğun kaygı, bunaltı, korku, sıkıntı karışımı nöbetlerdir. oldukça yoğun yaşanır. Kişi her şeyin sonu geldiğini kalp krizi, felç geçireceğini, dünyanın sonu geldiğini, düşüp bayılacağını, kötü şeylerin olacağını düşünür.
Koşup kaçmak hemen bir sağlık kurulusuna sığınmak ister. Bir hastaneye girmesi bir doktorla karşılaşması bile nöbetin sona ermesini sağlayabilir. Bir kişi sürekli olarak stres ve korku ile yaşadığında vücut kimyası değişir. Vücut gerilim kimyasalları üretmeye başlar. Bunların bizi ne şeklerde etkilediğini aşağıda panik bozukluklarla birlikte sık rastlanan rahatsızlıklar bölümünde görebilirsiniz. Vücut talep edilen gerilim kimyasallarını karşılayabilmek için vücudun oksijene ve belli başlı gıdalar, vitaminlere, minerallere olan ihtiyacı artar. Kötü beslenme, yoğun stres ve korku, yorgunluk bu etmenlerden ikisi ya da üçü bir araya geldiğinde bir kısır döngü yaratır ve kendini tekrar eder.
Stres, korku, iç çatışmalar, psikolojik etmen ve yatkınlıklar > gerilim kimyasal üretimi >Kötü besleme >uykusuzluk > panik atak > stres Şeklin de giden bir mekanizma işler hale gelir.B- Başlıca belirtileri nelerdir?
-Kalp çarpıntısı
-Göğüs kafesinde bası hissi ve sıkışma
-Hızlı nefes alıp verme veya nefes alamama
-Mide kasılmaları, krampları, karında ağrı, şişkinlik, gaz oluşması
-Dünyanın sonu gelmiş hissi
-Sebepsiz bir şey olacakmışçasına aniden başlayan korkular
-Ölümcül yada çözümsüz bir hastalığı olduğu korkusu
-Eller ve ayaklarda istemsiz boşalmalar hissizlik
-Terleme
-Baş dönmesi, bayılma hissi
-Farklı bir dünya aleminde yaşıyormuş gibi hissetme, bir sis perdesinden arkasından bakıyormuş hissi
-Üşüme, ürperme yada ateş basma hissi
-Korkunç bir şey olacakmış gibi hissetme
C- Panik bozuklukların beraberinde eş zamanlı olarak görülen bozukluklar
Psikolojik ve psikiyatrik
Depresyon %40-50
Agorafobi %50-70 yalnız kalmak, yalnız sokağa çıkmak, kalabalığa girmemek, Uçak, asansör, otobüs, pasaj, tünel, köprü, tiyatro gibi yerlerden
Duyulan korku
Sosyal fobi %10-15
Somatoform Bozukluk % 6-8 yoğun bedensel yakınmalar
Hipokondriyazıs %20-30 hastalık hastalığı,
Madde Kullanımı alkol %20-25 bunu sözde rahatlamak için çare olarak kullanırlar ve sonuç Uyuşturucu %5-10 bağımlılık halini alır.
Manik Depresif %10-12 depresyon ve tam tersi çoşma nöbetleri
Kişilik Bozuklukları %40 Obsesif-kompulsif (takıntı, temizlik hastalığı, simetri)
Kaçıngan , Paranoid, Borderline
Genel Anksiyete Bozukluğu %15-20 Aşırı kaygı
Biyolojik
Mıtral Valv Prolapsusus %40-50 Kalp kapakçığı sarkması
Troıd Bezi Anormallikleri Hipertirioidizim, Hiperparatiroidizim
İrrıtabl Kolan Sebdromu Huzursuz bağırsak sendromu psikoterapi ve hipnoz ile Çözülebilir. Anksiyete tedavisi %90 oranında etkilidir.
Akçiger Hastalıkları %8-20 astım, bronşit, anfizem, alerjik rahatsızlıklar
Migren %12-15 baş ağrısı şeklinde ortaya çıkar
Epilepsi sara nöbeti
Hipertansiyon
Feokromasitoma Böbreküstü bezi hastalığı
Vertibüler distoma kulaktaki denge fonksiyon bozukluğu
Bunları okurken siz de hissettiniz “ beden zihin ruh bir bütün olmalı ve dengede çalışmalıdır”. Birisinde yaşanan bir bozukluk diğerlerini de etkilemekte ve bozukluklara neden olmaktadır. beden mi zihinsel ve ruhsal olarak sıkıntı çekmemize neden oluyor, ruh ve zihnimiz mi bedensel rahatsızlıkları tetikliyor ve neden oluyor gibi bir soru sizinde hemen aklınıza gelmiştir. Bu derece bedensel be ruhsal rahatsızlığın bir arada görülme oranlarındaki yükseklik şunu çok net olarak açıklıyor . İnsan bir bütün her üçü de uyumlu olmak zorunda.
D- Başlamasından hemen önce bazı koşulların hazır olması gerekir.
a-Yoğun bir iş stresi, doğum, ölüm, boşanma gibi ruhsal ve duygusal olarak zorlu bir dönem yaşanmıştır.
b-Bu döneme ardından yada beraberinde beslenme düzenin iyi olmaması fiziksel olarak vücudun dirençsiz ve zayıf kalması, yorgunluk, dinleneme de eklendiğinde panik başlangıcı için uygun koşullar oluşmuş olmaktadır.
c-Başlangıcıyla birlikte belirtilere verilen dikkat (kalp çarpıntısı, hızlı nefes alıp verme) belirtilerin giderek artmasına neden olur ve süreç başlamış olur.
E- Nedenlerine ilişkin diğer bir sınıflamada DSM-IV 2e göre
-Genetik ve ailesel nedenler-Birinci derece yakınlarda görülme oranı %15-30 arasıdır. Tek yumurta ikizlerinde eş zamanlı olarak panik atak görülme oranı %30-40 olarak belirtilmiştir.
-Biyolojik Teoriler-sodyum –
-Psikodinamik Teoriler-Bilinçaltı ve bilinç arasındaki çatışmalar, bilinçaltına bastırılmış cinsellik saldırganlık, savunma gibi temel insani dürtülerin bilinç ile çatışması sosyal fobiye sebep olabileceğidir.
-Gelişimsel Teoriler-Temel dürtülerin ayrılma, savunma, kabul görme gibi erken yaşlarda paniğe ve depresyona neden olduğudur . john Bowlby sosyal fobinin bir ayrılma korkusu olduğunu söyler ve güvenle bağlanamamaktan kaynaklandığını belirtir.
-Öğrenme Kuramları-belli dış uyaranlara karşı şartlanılmış olarak öğrenilmiş savunma mekanizması olarak görür. Depresyonda da olduğu gibi yakın çevresinde gördüğü şekilde uygulama olarak nitelendirir. Örneğin :Bir şey yiyememe mide krampı ve kusma olarak depresyon yaşayan bir yakınını gören bir kişinin depresyon geçirdiğinde karşılaşacağı belirtiler birbirine çok benzer hatta birebir aynı olabilir. Hiç görmeden ve bu belirtilerden haberi olmadan depresyon geçiren aynı kişi gülme ve ağlama krizleri yada içine kapanma şeklinde yaşayabilirdi gene bu depresyonu.
-Bilişsel Modeller-Bu modelde bazı bedensel belirtileri aşırı dikkate alma, kendine odaklanma, bunları yanlış yorumlama, Bunları zihninde imajine etme ve sonrasında bendesel belirtilerde artış ve tekrar yanlış yorumlama neticesi girilen kısır döngü karşılıklı tetiklemeler olarak açıklar
F- İşleyiş mekanizması nedir? Panik atak diğer korkulardan farlı bir özellik içerir. Bu özellik panik atağın içsel bir korku olmasıdır. herhangi bir dış nedene bağlı olmaksızın bir sebep yokken durduk yere ortaya çıkmasıdır. Kişi acaba panik atak geçirir miyim rahatsızlanır mıyım diye düşünmeye başladı andan itibaren panik atağın içinde bulur kendini herhangi bir dış uyarana ihtiyaç duymaksızın ortaya çıkıverir.
Kişinin kendini dinlemesi, belirtilere kalp atışı nefes alma hızı vs dikkatini yoğunlaştırması yada tetikleyici bir düşünceyi beyninden geçirmesiyle birlikte süreç başlamış olur.
İçsel bir korku olmasına rağmen tetikleyicileri dış faktörler olabilir. Belli bir yer mesela kalabalık bir yer, bir kişi, bir olay, bir haber, bir ölüm haberi, işyeri gibi dışsal bir uyaran olabilir tetikleyici.
Yeniden başlayacağı korkusu ile birlikte başlayan korkular kaygı ve sıkıntı daha çok genişleme eğilimdedir gittikçe daha fazla sedyen korkmaya daha fazla yadım alamaya yardım alamadığı yerlerden uzaklaşmaya başlar.

G- Bilmemiz gerekenler nelerdir?
*Bir anda ortaya çıkarak yoğunlaşır ve ağır ağır kaybolur. Başlangıcında bunun farkına varıp üzerine gitmez ve bunun ortaya çıkmasına neden olan yer davranış yada tetikleyici etmenden uzak durmakta fayda vardır. Bu rahatsızlık veren ve atağı başlatan duruma yada yere daha sonra yavaş yavaş alıştırarak yaklaşmak erken dönemlerde kolaylıkla mümkün olabilir.
*Bir neden olmaksızın ortaya çıkabilir.
*Genellikle 20-30 lu yaşlarda başlangıç görülür.
*Şehirde yaşayan, boşanmış, ağır travma ve sıkıntı geçiren insanlarda görülme oranı daha fazladır.
*Ekonomik durum ya da eğitim düzeyiyle bağlantısı yoktur.
*Kadınlarda görülme oranı erkeklere oranla 2-3 kat fazladır.
*Değişken oranlarda toplumun %20-25 inde görülmektedir. yani her 4 kişiden birinde değişik ağırlıklarda panik atak mevcuttur
*Rahatsızlıkların fiziksel etkileri nedeniyle hemen hemen her bronştaki doktora farklı nedenlerle defalarca başvurmakta tahliller istemekte tedavi talep etmektedirler. Nefes sorunları, kalp rahatsızlığı, mide rahatsızlıkları, kanser korkuları ile defalarca alan doktorlarına başvurmakta yapılan tahlil ve kontroller sonucu temiz çıkmalarına karşın panik bozukluğu kabullenmemektedirler.
*İlerleyen yaşlarda başlanma oranı düşer
*İçe dönük, mükemmeliyetçi, telaşlı, aceleci, sıkıntılı insanlar daha yatkındır.
*Alkol ve madde bağımlılığı riski yüksektir. ve tersi içinde aynı durum gecerlidir.
*Devamlı baskı, stres altında olmak ağır travmalar geçirmek(aile sorunları boşanma ölüm gibi) riski arttırır
*Hayır diyememe, bağımlı kişilik yapıları, özgüven sorunu yaşayan insanlarda, iletişim sorunu yaşan (nefe öfke kzıgınlı) hislerini dışa vuramayan insanlarda, bastırılmış kimliğe sahip insanlarda ortaya ihtimali daha yüksektir.
*Depresyon geçirmiş yada geçirmekte olan, sosyal fobiye sahip insanlarda daha sık görülebilir
H- Alt Tipleri nelerdir?
a-Klasik Panik;Çarpıntı, heyecan ile başlar göğüste sıkışma, sol kolda uyuşma ve ağrı, hızlı soluk alıp verme boğazda düğümlenme kalp krizi geçiriyormuş hissi oluşur, yakınlarında kalp krizi geçirme vakası yaşanan vakalarda daha sık görülür.
b-Konifik Panik;Bilinci etkileyen tipidir. Algıda karanlık lık, etrafı ve etraftaki cisimleri algılayamama, bayılama, boşlukta olma hissi, benden ve ruhun ayrılması hissi yaşar.
c-Nonkognifik Panik;Gögüste çarpıntı baskı fenalık hissi görülür.
d-Nokturnal Panik;Ani çarpıntı ve panikle uykudan uyanır, pencereler kapılar açılır hayasızlık nefes alamama, ölüm korkusu, terleme sıkıntı ve kabuslar nedeniyle uyuyamama, uykudan kaçma yaşanır, uykusuzlukla birlikte pek çok sorunu da beraberinde getirir. Bazı kişilerde yalnız yatamama şeklinde ortaya çıkabilir.
e-Aleksitimik Panik; Aleksitimik(Duyguları için sözleri olmayanlar. Öfkelendiklerini, kızdıklarını, sevindiklerini pek de belli etmeyen, duyguların söze dökülememesi, Psikiyatrik hastalarda %30 normal insanlar % 10 oranında görülme oranına sahiptir. Sosyalleşmeyle ilişkili olduğu düşünülüyor. Yeterince ilgi ve şefkat görememiş çocukların beyninin duyguları tanıma bölümünün yeterince gelişmediği, yapısal bir anormalliğin olduğu ve bunun da aleksitimiye yol açtığı yönünde bulgular var. Eğitim düzeyiyle de çok alakalı. Eğitim düzeyi düştükçe aleksitimi artıyor, çünkü duyguları ifade edecek kelimelerimiz olmuyor.
Ailenin sosyal olması önemli. Evde, anne-baba ve çocuğun etkileşimi azaldıkça, aleksitimi oranı artacağı düşünülmektedir. ) Panikte duygularını ifade etmekte zorluk yaşayan insanlar, çok sıklıkla bu duygusal çatışmalarını bedene yansıtıyorlar, yaygın vücut ağrıları, mide belirtileri, huzursuz bağırsak sendromu. Panik ataklarda aleksitimi yaygınlığı çok yüksek oranda görülüyor. Travmaya geçirmiş, tacize uğramış, örselenmiş insanlarda da. Obezitede de yine aleksitimi oranı çok yüksek. Bu kişilerin büyük bir olasılıkla kendilerine anlattıkları bir hikaye yoktur. Çoğunlukla şaşkınlık, Nasıl yani? tepkisi verirler. Uzun yıllar en yakınındaki insanlarla sıcak bir duygusal iletişim kuramamış, Anneleri veya onlara bakanlarla aralarında yeterli derecede güvenli bir bağ oluşmamıştır.
Bu yüzden duyguları ifade edecek gerekli ortamı ta, ilk çocukluk yıllarından itibaren yakalayamamışlardır. -Genelde erkekler duygusuz olmakla suçlanırlar.
Erkekler kadınlara göre biraz daha fazla aleksitimik bulunuyor. psikoterapi yani duygular dünyasına yolculuk. İnsanın duygularıyla yüzleşmesini, duygularını fark etmesini sağlamak ve duyguların korkulacak şeyler olmadığını anlatmak gerekiyor.
f-Gastro intestinal Panik;Mide ve karında başlayan fenalık hissi, boğazda düğümlenme bulantı, şişkinlik, gaz, isal olabilir.
g-Korkusuz Panik;Korku ve anksiyete görülmez. Somatizasyon bozukluğunda olduğu gibi sürekli nöroloji, kardiyoloji uzmanlarına müracaat ederler, tahlil ve muayenelerde hiçbir olguya rastlanamaz.
I- Nasıl bir yöntem uygulamalıyız?
Bu sorunun çözümünde çoklu yöntem kullanmakta fayda görülmektedir. Çoklu yöntemden ne kastettiğimizi Şöyle açıklayalım ;
Sorunu yaşayan kişinin yapacağı çalışmalar

Hastalığınızla ilgili ayrıntılı bilgi edinin
Yürüyüş yüzme tenis gibi her gün düzenli olarak yaptığınız bir spor aktivitesi edinin
Her gün mutlaka duş alın
Uykunuz düzenleyin ve düzenli olarak tatil yaparak vücudunuzu ve zihninizi dinlendirin.
Beslenmeniz sağlıklı bir hale getirin
Kahve şeker çikolata çay ve hormonlu yiyecek ve içeklerden uzak durun
Mümkünse dah sık doğa yürüyüş ve gezileri yapın
Zevk aldığınız şeyleri belirleyin ve hobi edinin dikkatiniz ve ilginizi oraya verin
Nefes ve gevşeme egzersizleri öğrenin ve her gün düzenli olarak yapın
Otohipnoz öğrenin ve günlük hayatınızda rahatlamak ve dengeye ulaşmak için sürekli kullanın
Cinsel yaşantınızı, sosyal çevre ilişkileriniz, aile ilişkileriniz düzenleyin
Kendinizi dinlemekten vaz geçin
Kendinize sürekli olarak olumlu düşünce kalıpları belirleyin ve bu şekilde telkinler verin.
(Olumlu düşünce kalıbı -Benim kalbim hızlı çarpmayacak değil benin soluk alıp vermem, tansiyonum, şekerim kalp ritmim oldukça düzenli ben sağlıklı bir
insanım şeklinde olmalı)
Hiçbir şeyi içinize atmayın ve sıkıntınızı ve negatif enerjinizi topraklayın yada atın
Meditasyon egzersizleri öğrenin ve düzenli olarak uygulayın
 
Üst Alt