Panik atak olmayan bir tehlike nedeniyle zihnin ölüyorum, çıldırıyorum algısıyla tüm organizmada bir alarm hali yaratmasıdır. Kişi genelde başdönmesi, çarpıntı, bulantı, tuhaf bir yabancılık hissi, ya da benzeri tetikleyicilerle birden öleceği ya da çaresiz kalacağı hissine kapılır, kimi zamanda ölüm korkusuna ek ya da bu korkudan bağımsız olarak çıldırma korkusu tabloya eşlik eder. Kişi bir kez bile böyle bir atak yaşasa bile yıllarca sürebilen bir tetikte bekleme haline girebilir.
Peki nasıl oluyorda ortada bir tehlike yokken zihin sizi tetikte “savaş ya da kaç” durumunda gergin bir biçimde tutuyor? Defalarca doktorlardan güvence almanıza rağmen neler oluyorda zihin sizi her defasında kandırıp panikletiyor ve kimi zaman bir şey çıkmayacağını bilmenize rağmen acil servislere kadar götürüyor?
Zihin düşüncelerin kümelenmesi ile oluşmuş bir aynılık hissi. Yani aile ve kültür nedeniyle kişiye yüklenmiş düşünceler nedeniyle kişi kendine belli sıfatları etiketler ve bu sıfatların dışına çıkması gerektiğinde panikler. Örneğin yardımsever ve aileyi sırtlama yükümlüğü yüklenmiş biri bu yük ağır gelmeye başladığında kurtulma ihtiyacı zihin tarafından hoş karşılanmaz ve kişi maalesef ancak bedeninin desteğiyle bu yükten kurtulabilir. Yani yukardaki açıklamadan da anlaşılacağı üzere panik atak aslında kişinin zihnine kanun gibi yüklenmiş düşüncelerin ve kişinin bu düşüncelerle başedememesinden kaynaklanan bir savunmadır.
Panik atağı bir savunma gibi görmeyip sanki birden ortaya çıkmış tesadüfi bir hastalık gibi görüp sadece ilaçlarla tedavi etmeye çalışmak kesinlikle yarım hatta yanlış bir stratejidir. O nedenle panik atakta tedavide ilk psikoterapi denenmelidir. Paniğe neden olan düşünceler ve şemalar belirlenmeli ve değiştirilmelidir. Kişinin suçlu hissetmeden, farkındalıkla düşüncelerini değiştirmesi zor olsada yaklaşık 2-3 seansta değişim kişiyi rahatlatacak bir düzeye gelir.
Paniği tetikleyen alışkanlık ve düşünce kalıplarını değiştirmeye ek olarak yapılacak nefes ve mindfulness egzersizleri ve yaşam tarzı değişikleri paniğin tedavisinin özeti olarak belirtilebilir. Tabiki psikoterapiye cevap vermeyen ya da özel bazı durumlarda geçici olarak ilaç tedavisi eklenebilir. Hemen ilk ataktan terapisiz ilaç tedavisi eklemek kişinin değişim ve gelişim şansını elinden alır ve toksik düşünce kalıpları hala zihinde olduğundan ilk fırsat ya da zorlukta panik alevlenebilir.Sonuç panik atak tedavisinde düşünce kalıplarının değiştirilmesine yönelik psikoterapi tercih edilebilir bir yöntemdir.
Peki nasıl oluyorda ortada bir tehlike yokken zihin sizi tetikte “savaş ya da kaç” durumunda gergin bir biçimde tutuyor? Defalarca doktorlardan güvence almanıza rağmen neler oluyorda zihin sizi her defasında kandırıp panikletiyor ve kimi zaman bir şey çıkmayacağını bilmenize rağmen acil servislere kadar götürüyor?
Zihin düşüncelerin kümelenmesi ile oluşmuş bir aynılık hissi. Yani aile ve kültür nedeniyle kişiye yüklenmiş düşünceler nedeniyle kişi kendine belli sıfatları etiketler ve bu sıfatların dışına çıkması gerektiğinde panikler. Örneğin yardımsever ve aileyi sırtlama yükümlüğü yüklenmiş biri bu yük ağır gelmeye başladığında kurtulma ihtiyacı zihin tarafından hoş karşılanmaz ve kişi maalesef ancak bedeninin desteğiyle bu yükten kurtulabilir. Yani yukardaki açıklamadan da anlaşılacağı üzere panik atak aslında kişinin zihnine kanun gibi yüklenmiş düşüncelerin ve kişinin bu düşüncelerle başedememesinden kaynaklanan bir savunmadır.
Panik atağı bir savunma gibi görmeyip sanki birden ortaya çıkmış tesadüfi bir hastalık gibi görüp sadece ilaçlarla tedavi etmeye çalışmak kesinlikle yarım hatta yanlış bir stratejidir. O nedenle panik atakta tedavide ilk psikoterapi denenmelidir. Paniğe neden olan düşünceler ve şemalar belirlenmeli ve değiştirilmelidir. Kişinin suçlu hissetmeden, farkındalıkla düşüncelerini değiştirmesi zor olsada yaklaşık 2-3 seansta değişim kişiyi rahatlatacak bir düzeye gelir.
Paniği tetikleyen alışkanlık ve düşünce kalıplarını değiştirmeye ek olarak yapılacak nefes ve mindfulness egzersizleri ve yaşam tarzı değişikleri paniğin tedavisinin özeti olarak belirtilebilir. Tabiki psikoterapiye cevap vermeyen ya da özel bazı durumlarda geçici olarak ilaç tedavisi eklenebilir. Hemen ilk ataktan terapisiz ilaç tedavisi eklemek kişinin değişim ve gelişim şansını elinden alır ve toksik düşünce kalıpları hala zihinde olduğundan ilk fırsat ya da zorlukta panik alevlenebilir.Sonuç panik atak tedavisinde düşünce kalıplarının değiştirilmesine yönelik psikoterapi tercih edilebilir bir yöntemdir.