Panik atak; bir nedene bağlı olmadan, beklenmedik zamanda nefes almada güçlük, çarpıntı, terleme, titreme, bulantı-karın ağrısı, ölüm korkusu, çıldırma korkusu ya da kontrolünü kaybetme gibi çeşitli bedensel ve zihinsel belirtilerin ortaya çıkması durumudur. Panik atak sadece Anksiyete (kaygı) Bozukları olarak adlandırdığımız psikolojik rahatsızlıklar içerisinde gözlenmez. Hemen hemen tüm ruhsal problemlerin seyri sırasında panik atak görülebilir. Panik ataklar sırasında kişilerin en çok zorlandığı durum yeniden panik atak yaşayacağına dair endişeli beklentidir. Hatta bu beklenti yaşanan atak anından daha kayığı ve acı vericidir.
PANİK ATAK BELİRTİLERİ NELERDİR?
Panik atak belirtilerinin en belirgin özelliği, kişinin beklemediği anda ortaya çıkan ve herhangi tıbbi bir nedene bağlı olmadan gözlenen bedensel yakınmalardır. Bu yakınmalar kendini genellikle,
Çarpıntı,
Nefes almada zorluk ya da nefesin yetmediği hissi,
Kişinin beyin kanaması, kalp krizi gibi problemler yaşadığına dair korku,
Baş dönmesi, mide bulantısı veya bayılma hissi,
Titreme,
Göğüs ağrısı ve göğüs bölgesinde ağırlık hissi,
Ateş basması veya ani üşüme
El ve ayaklarda uyuşma,
Delirme, aklını yitirme korkusu ile belli eder.
En önemli ve çoğunlukla atlanan belirtilerden biri de atakların ardından kişinin yoğun olarak yaşadığı idrara çıkma ya da geğirme ihtiyacı ve bunun ardından rahatlaması, atağın son bulması halidir.
NE ZAMAN PANİK ATAK OLDUĞUMUZU DÜŞÜNMELİYİZ?
Bu belirtileri yaşayan kişiler sorunu öncelikle organik temelli olarak değerlendirir ve bu sebeple bu belirtilere sebep olan hastalığın ortaya çıkarılması için hastanelere başvururlar. Birçok tetkik ve tedaviye rağmen sorun ortadan kalkmaz. Çünkü belirtiler organik temelli değildir. Kendi çalışma hayatımda da en çok şahit olduğum durum, kişilerin hekimler tarafından bir hastalıkları olamadığına ve durumun tamamen psikolojik temelli olduğuna dair mutlaka uyarılıyor olmaları. Ancak şikayetleri bu derece net bedensel belirtiler şeklindeyken kişilerin durumun psikolojik olduğuna ikna olması maalesef zaman alıyor.
1 veya daha fazla bu belirtileri yaşadıysanız, bu şikayetlerle hekimlere başvurunuz oldu ve tıbbi bir sebep bulunamadıysa mutlaka durumun psikolojik olduğu gerçeğini göz önünde bulundurarak uzman desteği almanızda fayda var.
PANİK ATAK HANGİ DURUMLARA BAĞLI OLARAK GELİŞİR?
Yapılan birçok araştırma, özellikle ikizler üzerinde yapılan çalışmalar panik atağın genetik geçişle kişiden kişiye aktarılabilir olduğunu göstermektedir. Ailenizde anksiyete bozukluğu ya da depresyon öyküsü mevcutta sizde de panik atak görülme olasılığı vardır. Bunun yanı sıra yaşamımızda bizi zorlayan birçok travmatik olay ile karşı karşıya kalabiliriz. Bu durumlar yaşanırken beden ve zihin şok evresindedir. Şok evresindeyken vücudun tek odak noktası mevcut problemden olabildiğince hızlı şekilde kurtulmaktır. Bu dönemde oldukça güçlü ve sağlam durarak travmayı atlatırız. Ancak problem çözümlendikten sonra yaşadıklarımızın psikolojik etkileri ortaya çıkmaya başlar. Panik atak bu gibi durumların sonucu olarak ortaya çıkabilir.
TEDAVİ EDİLMEYEN PANİK ATAK NE GİBİ DURUMLARA YOL AÇAR?
Panik atak yaşayan bireyler tabii ki normal bir hayat sürdürebilir. Ancak yaşam kalitesi açısından normallikten bahsetmek pek mümkün değildir. Tedavi edilmeyen panik atak fobilere, fobiler sosyal hayattan geri çekilmeye, sosyal hayattan geri çekilme depresyona yol açabilir. Tedavi edilmeyen panik atağın bu şekilde zincirleme bir ilerleyişi olduğu gözlenmektedir. Bu kişiler kendilerini rahatlatan ilaçlara ya da alkole bağımlı olmaya çok yatkındır. Her an ve her yerde beklemedikleri zamanda bu durumunu yaşamaktan korkan kişi dışarı yalnız çıkmak istemeyecek, çevresindeki kişilere bağımlı hale gelecektir. Araba kullanmak, işe gitmek, seyahate çıkmak, arkadaşlarıyla sosyal aktivitelerde bulunmak kendisini korkutur hale gelecektir. Tüm bunlar yaşam kalitesinin düştüğü anlamına gelmektedir. Halbuki çözüm oldukça basittir!
PANİK ATAK TEDAVİSİ NASIL OLMALIDIR?
Öncelikle kişinin Panik Atak tanısı alması gerekmektedir. Birçok vaka da bilişsel davranışçı terapi yöntemlerinin ciddi şekilde işlevsel olduğu kanıtlanmıştır. Panik atak terapisinde öncelikle kişi panik atak hakkında bilgilendirilmektedir. Yaşadığı durumun nasıl ortaya çıktığı, neye bağlı olarak ortaya çıktığı, neden kendisinde ortaya çıktığı kişiye ayrıntılı şekilde anlatılır. Kişisel hayat hikayesinin içerisinde bu duruma temel hazırlamış olan anılar tespit edilir. Unutulmamalıdır ki panik atak sebep değil sonuçtur ve her zaman sonucun ortadan kalkması için sebeplerin ortadan kaldırılması gerekir. Bunların yanında terapilerde exposure (maruz bırakma), relaksasyon, nefes egzersizi gibi birçok psikolojik teknik öğretilir. Bu teknikler panik atak anında kişinin kendi kendini kolaylıkla ve hızlı şekilde rahatlatmasını sağlayan tekniklerdir. Bazı vakalarda Psikiyatri hekimi kontrolünde ilaç kullanımı da gerekebilir. Özellikle belirtmek istediğim bir konuda; ilaçların bağımlılık yaptığına ve asla bırakılamadığına dair yanlış toplumsal inançtır. Bu ilaçlar bağımlılık yapmaz. Eğer kişi yalnızca ilaç kullanır ve panik atak ile ilgili yukarıda belirttiğimiz keşif ve çözüm yollarını içeren psikoterapi sürecini almazsa; kendisini ne şekilde kontrol edeceğini de öğrenemez. Bu durumda kendisini sakinleştiren ilaçları kullandığı sürece iyi olduğuna ve onları bıraktığı zaman belirtilerim geri döndüğüne dair inanç ve deneyimleri kendisinin bağımlı olduğunu düşünmesine sebep olmaktadır.
PANİK ATAK BELİRTİLERİ NELERDİR?
Panik atak belirtilerinin en belirgin özelliği, kişinin beklemediği anda ortaya çıkan ve herhangi tıbbi bir nedene bağlı olmadan gözlenen bedensel yakınmalardır. Bu yakınmalar kendini genellikle,
Çarpıntı,
Nefes almada zorluk ya da nefesin yetmediği hissi,
Kişinin beyin kanaması, kalp krizi gibi problemler yaşadığına dair korku,
Baş dönmesi, mide bulantısı veya bayılma hissi,
Titreme,
Göğüs ağrısı ve göğüs bölgesinde ağırlık hissi,
Ateş basması veya ani üşüme
El ve ayaklarda uyuşma,
Delirme, aklını yitirme korkusu ile belli eder.
En önemli ve çoğunlukla atlanan belirtilerden biri de atakların ardından kişinin yoğun olarak yaşadığı idrara çıkma ya da geğirme ihtiyacı ve bunun ardından rahatlaması, atağın son bulması halidir.
NE ZAMAN PANİK ATAK OLDUĞUMUZU DÜŞÜNMELİYİZ?
Bu belirtileri yaşayan kişiler sorunu öncelikle organik temelli olarak değerlendirir ve bu sebeple bu belirtilere sebep olan hastalığın ortaya çıkarılması için hastanelere başvururlar. Birçok tetkik ve tedaviye rağmen sorun ortadan kalkmaz. Çünkü belirtiler organik temelli değildir. Kendi çalışma hayatımda da en çok şahit olduğum durum, kişilerin hekimler tarafından bir hastalıkları olamadığına ve durumun tamamen psikolojik temelli olduğuna dair mutlaka uyarılıyor olmaları. Ancak şikayetleri bu derece net bedensel belirtiler şeklindeyken kişilerin durumun psikolojik olduğuna ikna olması maalesef zaman alıyor.
1 veya daha fazla bu belirtileri yaşadıysanız, bu şikayetlerle hekimlere başvurunuz oldu ve tıbbi bir sebep bulunamadıysa mutlaka durumun psikolojik olduğu gerçeğini göz önünde bulundurarak uzman desteği almanızda fayda var.
PANİK ATAK HANGİ DURUMLARA BAĞLI OLARAK GELİŞİR?
Yapılan birçok araştırma, özellikle ikizler üzerinde yapılan çalışmalar panik atağın genetik geçişle kişiden kişiye aktarılabilir olduğunu göstermektedir. Ailenizde anksiyete bozukluğu ya da depresyon öyküsü mevcutta sizde de panik atak görülme olasılığı vardır. Bunun yanı sıra yaşamımızda bizi zorlayan birçok travmatik olay ile karşı karşıya kalabiliriz. Bu durumlar yaşanırken beden ve zihin şok evresindedir. Şok evresindeyken vücudun tek odak noktası mevcut problemden olabildiğince hızlı şekilde kurtulmaktır. Bu dönemde oldukça güçlü ve sağlam durarak travmayı atlatırız. Ancak problem çözümlendikten sonra yaşadıklarımızın psikolojik etkileri ortaya çıkmaya başlar. Panik atak bu gibi durumların sonucu olarak ortaya çıkabilir.
TEDAVİ EDİLMEYEN PANİK ATAK NE GİBİ DURUMLARA YOL AÇAR?
Panik atak yaşayan bireyler tabii ki normal bir hayat sürdürebilir. Ancak yaşam kalitesi açısından normallikten bahsetmek pek mümkün değildir. Tedavi edilmeyen panik atak fobilere, fobiler sosyal hayattan geri çekilmeye, sosyal hayattan geri çekilme depresyona yol açabilir. Tedavi edilmeyen panik atağın bu şekilde zincirleme bir ilerleyişi olduğu gözlenmektedir. Bu kişiler kendilerini rahatlatan ilaçlara ya da alkole bağımlı olmaya çok yatkındır. Her an ve her yerde beklemedikleri zamanda bu durumunu yaşamaktan korkan kişi dışarı yalnız çıkmak istemeyecek, çevresindeki kişilere bağımlı hale gelecektir. Araba kullanmak, işe gitmek, seyahate çıkmak, arkadaşlarıyla sosyal aktivitelerde bulunmak kendisini korkutur hale gelecektir. Tüm bunlar yaşam kalitesinin düştüğü anlamına gelmektedir. Halbuki çözüm oldukça basittir!
PANİK ATAK TEDAVİSİ NASIL OLMALIDIR?
Öncelikle kişinin Panik Atak tanısı alması gerekmektedir. Birçok vaka da bilişsel davranışçı terapi yöntemlerinin ciddi şekilde işlevsel olduğu kanıtlanmıştır. Panik atak terapisinde öncelikle kişi panik atak hakkında bilgilendirilmektedir. Yaşadığı durumun nasıl ortaya çıktığı, neye bağlı olarak ortaya çıktığı, neden kendisinde ortaya çıktığı kişiye ayrıntılı şekilde anlatılır. Kişisel hayat hikayesinin içerisinde bu duruma temel hazırlamış olan anılar tespit edilir. Unutulmamalıdır ki panik atak sebep değil sonuçtur ve her zaman sonucun ortadan kalkması için sebeplerin ortadan kaldırılması gerekir. Bunların yanında terapilerde exposure (maruz bırakma), relaksasyon, nefes egzersizi gibi birçok psikolojik teknik öğretilir. Bu teknikler panik atak anında kişinin kendi kendini kolaylıkla ve hızlı şekilde rahatlatmasını sağlayan tekniklerdir. Bazı vakalarda Psikiyatri hekimi kontrolünde ilaç kullanımı da gerekebilir. Özellikle belirtmek istediğim bir konuda; ilaçların bağımlılık yaptığına ve asla bırakılamadığına dair yanlış toplumsal inançtır. Bu ilaçlar bağımlılık yapmaz. Eğer kişi yalnızca ilaç kullanır ve panik atak ile ilgili yukarıda belirttiğimiz keşif ve çözüm yollarını içeren psikoterapi sürecini almazsa; kendisini ne şekilde kontrol edeceğini de öğrenemez. Bu durumda kendisini sakinleştiren ilaçları kullandığı sürece iyi olduğuna ve onları bıraktığı zaman belirtilerim geri döndüğüne dair inanç ve deneyimleri kendisinin bağımlı olduğunu düşünmesine sebep olmaktadır.