Paris bariş konferansi ve manda rejimleri

SoruCevap

Üye
Çözümler
1
Tepkime
62
Yaş
36
Coin
256,936
PARİS BARIŞ KONFERANSI VE MANDA REJİMLERİ


Birinci Dunya Savaşı'nı sona erdiren Ateşkes Antlaşmalarından sonra asıl konu, barış anlaşmalarının hazırlanmasıydı İngiltere, Fransa, İtalya, ABD ve Japonya'nın yanısıra bu konferansa katılan devlet sayısı 32 idi 18 Ocak 1919'da Paris şehrinde ilk toplantısını yapan Barış Konferansı'nın dunyanın o tarihe kadar gormediği buyuk sorunları ele alması gerekiyordu Milyonlarca insanın olumune ve sefaletine yol acmış ve o tarihe kadar gorulmemiş bir savaşın sonunda, galiplerin istekleri doğrultusunda dunyanın geleceği hakkında karar verilecekti Konferansta asıl ağırlık İngiltere, Fransa ve ABD'nin elinde idi İtalya bile ikinci sıraya duştu Birinci sorun Avrupa'nın durumu ve sınırların cizilmesi, ikincisi ise somurgelerin ozellikle Osmanlı Devleti'nin mirasının paylaşılması idi Bu onemli konularda ise asıl karar yetkisi, ilk beş devletin ikişer temsilcisinden oluşan Onlar Meclisine aitti Bir sure sonra İngiltere, Fransa, ABD ve İtalya devlet başkanları veya başbakanları seviyesindeki Dortler Meclisitek soz sahibi durumuna geldi Almanya'ya cok ağır savaş tazminatları ve yukumlulukler ile Versay Barış Antlaşmasıimza ettirildi 28 Nisan 1919'da Avusturya İmparatorluğu parcalandı Macaristan bağımsız devlet oldu Bulgaristan ise en az zararla kurtuldu

Osmanlı İmparatorluğu konusu Konferansın en onemli sorunları arasında idi Birinci Dunya Savaşı'nın gizli anlaşmalarının yanısıra, İmparatorluğun icinde fırsat kollayan Rum, Ermeni, Arap ve Kurtler'in istekleri de dikkate alınıyordu Bunların icinde en ciddi konu Yunanistan'a verilecek olan topraklar sorunu oldu Lloyd George, daha 1915'de Maliye Bakanı iken Con Stavridis aracılığı ile, İngiltere'nin buyuk bir Yunanistan kurulmasından yana olduğunu ve Yunanistan'nın bu yolda calışması gerektiğini bildirmişti Yine o tarihte Dışişleri Bakanı olan Edward Grey de Atina'daki İngiliz Elcisini, Yunanistan'ın savaşa katılması durumunda Yunanistan'a Batı Anadolu'da cok onemli topraklar verileceğini bildirmekle gorevlendirmişti Yunan Kralı'nın tahttan indirilip 1917 yılında Venizelos'un Başbakanlığı'nı ve Yunanistan'ın savaşa girmesini sağlayan İngiltere ve Fransa, Yunanistan'a Batı Anadolu'yu ozellikle İzmir'i vaad etmişlerdi Şimdi ise Lloyd George İngiltere Başbakanı bulunuyordu ve Turk duşmanlığı yanı sıra Venizelos'u Pericles devrinden bu yana Yunanistan'ın yetiştirdiği en buyuk devlet adamı olarak goruyor, kendisine cok guveniyordu Venizelos bu fırsatlardan yararlanarak İzmir ve cevresi uzerinde tarih ve nufuz cokluğu iddialarıyla hak ileri surdu Oysa aynı topraklar uzerinde İtalya da iddia sahibiydi ve St Jean de Maurienne Anlaşması ile İngiltere ve Fransa'nın bunu kabul ettiklerini belirtiyordu Fakat bu anlaşmanın Rusya tarafından da onaylanması gerektiğini hatırlatan İngiltere İtalyan isteklerini ciddiye almadı İtalyan ve Yunan cıkarları İzmir'den başka Oniki Ada uzerinde de catışıyordu Yunanistan bu adaların da kendisine ait olduğunu ileri suruyordu İngiltere, Fransa ve ABD de Yunanistan yanında yer aldılar Cunku Doğu Akdeniz ve Batı Anadolu'da İtalya'nın yerleşmesini, kendi cıkarları icin tehlikeli buluyorlardı Venizelos, daha Paris Barış Konferansı ilk toplantısını bile yapmadan, 30 Aralık 1918'de sunduğu bir nota ile Meis AdasıMarmara Denizi'nin batısı arasında cizilecek bir cizginin batısında kalan tum Anadolu topraklarının Yunanistan'a bırakılmasını istemişti 4 Şubat 1919'da Onlar Konseyinde yaptığı acıklamada ise İstanbul dışında, Trakya, Bati Anadolu, Oniki Ada, Kıbrıs, Meis, Rodos, İmroz ve Bozcaada'yı istedi İstanbul uzerindeki isteklerini İngiltere'yi kızdırmamak icin acıklamamış idi Nisan 1919 başında hala kesin bir karara varılamamıştı 28 Mart 1919'da İtalya'nın Antalya'yı işgal etmesi İngiltere, Fransa ABD'yi endişelendirmişti Adriyatik'te Fiume konusunda ABD Başkanı Wilson ile İtalya'nın arası iyice acıldı ve savaş sozleri kullanıldı Bunun uzerine İtalyan delegesi Orlando 24 Nisan 1919'da İtalyan heyetiyle birlikte Konferanstan ayrıldı ve uc buyukleri protesto etmek icin Paris'i terk etti İtalya'nın davranışı uc buyukleri endişelendiriyordu 2 Mayıs ta, iki İtalyan savaş gemisinin İzmir Limanı'na geldiği haberini aldılar İtalyan'lar 4 Mayıs'ta da Kuşadası'nı, Marmaris, Bodrum ve Fethiye'yi de 2 Mayıs'ta işgal ettiler Venizelos'un İzmir ve cevresinin Yunanistan'a verilmesini sağlamak icin nufus ustunluğu ve tarihsel haklar konusunda ileri surduğu iddiaları İtalyan delegesi ile birlikte curutmuş olan ABD de şimdi endişeye duşerek, İngiltere ve Fransa ile birlikte hareket etmeye başladı İzmir'in Yunanlılar'a verilmesini kabul ettiler ABD uzmanlarının Başkan Wilson'a, Batı Anadolu'da Turkler'in coğunlukta olduğunu ve Yunanistan'a verilemiyeceğini bildirmelerine rağmen Wilson bu uyarıları dikkate almadı İzmir ve yoresinin Yunanlılar'a bırakılacağı haberleri daha Şubat ayında duyulmuştu 3 Şubat 1919'da General George Milne, War Office'e gonderdiği raporla, Yunanlılar'ın İzmir'i işgali karşısında Turklerin ayaklanacağını bildirerek uyarıda bulunmuştu Fakat butun bu uyarılar uc buyukleri etkilemedi 13 Mayıs'tan sonra artık İzmir'in Yunanistan'a verilmesi kararlaştırılmıştı 14 Mayıs'ta Paris Barış Konferansı'nda uc buyukler Anadolu'yu Manda ile yonetilmek uzere uce ayırdılar Batı Anadolu'da Yunanlılar,Guneyde İtalyanlar, Ermenistan'da da Amerikan mandası bulunacaktı Lord Curzon İzmir'in Yunanistan'a verilmesine kesinlikle karşı idi Yunanistan'da guvenliği ve huzuru sağlayamayan Yunanlılar'ın, İtilaf Devletleri adına İzmir'de huzur sağlayamıyacaklarını soyledi Savaş Bakanı Winston Churchill de kaygılarını belirtmişti Osmanlı Devleti Konferansta temsil edilmediği icin kararlar yalnızca galipler tarafından alınıyordu Osmanlı yoneticileri Konferansa katılarak, İtilaf Devletleri'ni yumuşatabileceklerini, Osmanlı İmparatorluğu'nun savaşa girmesinin sorumluluğunun İT'ye ait olduğunu hatırlatarak, cezadan kurtulacağını duşunerek boşuna hayale kapılıyorlardı Butun bunlara rağmen Lloyd George kararlıydı ve kurulacak buyuk Yunanistan sayesinde Bogazlar'ın ve İngiliz somurge yollarının, yani Doğu Akdeniz'in guvenliği sağlanacaktı İtalya oldu bittilerle Batı Anadolu'da ceşitli yerleri işgal etmişti İzmir'i de işgal ederse, onu oradan cıkartmak mumkun değildi Bu sebeple acele edilmesi cerekiyordu Venizelos'a acele etmesi bildirildi İşgal hazırlıklarını tamamlamış bulunan bir Yunan ordusu, 15 Mayıs 1919'da, İngiliz, Fransız ve Amerikan savaş gemilerinin koruyuculuğu altında İzmir'e cıktı ve şehri işgale başladı İtilaf donanmasının koruyuculuğu altında Yunan ordusunun İzmir'e cıkması ile Turklerin icin icin yanmakta olan ofkesi artık sondurulmez bir alev halinde tutuştu Yabancı ulusların yaşadığı uzak illerin elden cıkarılması sineye cekilebilirdi, hatta başkentin işgaline bile katlanılabilirdi, cunku işgalciler nihayet yenilmez Batı'nın muzaffer buyuk devletleriydi ve askerleri er veya gec geldikleri yerlere doneceklerdi Fakat komşu ve eski uyruk bir ulusun Turk Anadolu'nun kalbine itilmesi katlanılmaz bir tehlike ve utanc idiParis Barış Konferansı'nda onemli konulardan birisinin de Osmanlı mirasının yani Orta Doğu'nun paylaşılması olduğunu soylemiştik İtilaf Devletleri Birinci Dunya Savaşı icinde gizli anlaşmalarla Orta Doğu'yu paylaşmışlardı Fakat 8 Ocak 1918 tarihinde Başkan Wilson'un yayınladığı 14 maddelik ilkeler bu antlaşmaların gecersiz olduğunu ve ulusların kendi kaderini tayin edeceğini ilan ediyordu Konferansta Wilson'u karşılarına almak istemeyen İngiltere ve Fransa Orta Doğu'yu ve diğer somurgeleri paylaşmak icin Mandadenen yeni bir sistem ortaya koydular Kendisini idareden aciz bulunduğunu iddia ettikleri ulkelerin gelişmiş ulkelerce, yani kendilerince yonetilmesi gerektiğini ileri surerek Orta Doğu'yu paylaştılar 21 Mayıs 1919'da İngiltere Konferans'a bir bildiri sunarak, Mezopotamya, Suriye ve Filistin'in İngiltere ve Fransa Mandasına (gudumune) verilmesini, ABD'nin de Turkiye mandasına katılmasını onerdi Gercekten de bir sure sonra Suriye ve Lubnan, Fransa'nın, Irak ve Filistin'de İngiltere'nin mandası altına verildiler Savaş sırasında, kendi petrol kaynaklarının tukenmekte olduğunu goren ABD ulke dışı petrol kaynaklarına yoneldi 31 Mayıs 1919'da tum konsoloslarına, bulundukları ulkelerin petrol ve bu petrol uzerindeki denetim durumlarını, gelişme umutlarını ve ABD'nin bu uretimlere karışabilme olanaklarını sordu ABD ile Fransa ve İngiltere arasında gecen yazışmalarla, petrol ve kapitulasyonlar konusunda, Mandaaltında bulunan ulkelerde ABD'ye acık kapıbırakılması ve kapitulasyonların ABD'nin izni olmadan kaldırılmaması esaslarında anlaştılar ABD bu tarihte henuz Orta Doğu'ya doğrudan karışabilecek durumda değildi Cıkarlarını ancak Avrupa Devletleri uzerinde genel bir baskıyla sağlamaya calışıyordu Ayrıca Senato'nun Monreo Doktrini'ne uyarak Avrupa sorunlarından uzaklaşması, İngiltere ve Fransa'yı Orta Doğu'da İkinci Dunya Savaşı'na kadar rakipsiz bıraktı Orta Doğu'yu istedikleri gibi paylaşabilirlerdi Eğer Turkiye gerceği olmasa idi
 

Create an account or login to comment

You must be a member in order to leave a comment

Create account

Create an account on our community. It's easy!

Log in

Already have an account? Log in here.

Üst Alt