peygamber efendimizin 40 hadisi şerifi ve anlamları
Cevap: peygamber efendimizin 40 hadisi şerifi ve anlamları
peygamber efendimizin 40 hadisi şerifi şoyledir;
1
اَلدِّينُ النَّصِيحَةُ قُلْنَا: لِمَنْ )يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟( قَالَ: لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلأئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْ
(Allah RasUlu) Din nasihattırsamimiyettir buyurdu Kime Ya RasUlallah? diye sorduk O da; Allaha, Kitabına, Peygamberine, Muslumanların yoneticilerine ve butun muslumanlara diye cevap verdi
Muslim, İman, 95
2
اَلإِسْلاَمُ حُسْنُ الْخُلُقِ
İslam, guzel ahlaktır
KenzulUmmal, 317, HadisNo: 5225
3
مَنْ لاَ يَرْحَمِ النَّاسَ لاَ يَرْحَمْهُ اللَّهُ
İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez
Muslim, Fedail, 66; Tirmizi, Birr, 16
4
يَسِّرُوا وَلاَ تُعَسِّرُوا وَبَشِّرُوا وَلاَ تُنَفِّرُوا
Kolaylaştırınız, gucleştirmeyiniz, mujdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz
Buhari, İlm, 12; Muslim, Cihad, 6
5
إنَّ مِمَّا أدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلاَمِ النُّبُوَّةِ:
إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ
İnsanların Peygamberlerden oğrenegeldikleri sozlerden biri de: Utanmadıktan sonra dilediğini yap! sozudur
Buhari, Enbiya, 54; EbuDavUd, Edeb, 6
6
اَلدَّالُّ عَلىَ الْخَيْرِ كَفَاعِلِهِ
Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir
Tirmizi, İlm, 14
7
لاَ يُلْدَغُ اْلمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ مَرَّتَيْنِ
Mumin, bir delikten iki defa sokulmaz(Mumin, iki defa aynı yanılgıya duşmez)
Buhari, Edeb, 83; Muslim, Zuhd, 63
8
اِتَّقِ اللَّهَ حَـيْثُمَا كُنْتَ وَأتْبِـعِ السَّـيِّـئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا
وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ
Nerede olursan ol Allaha karşı gelmekten sakın; yaptığın kotuluğun arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin İnsanlara karşı guzel ahlakın gereğine gore davran
Tirmizi, Birr, 55
9
إنَّ اللَّهَ تَعَالى يُحِبُّ إذَا عَمِلَ أحَدُكُمْ عَمَلاً أنْ يُتْقِنَهُ
Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve gorevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur
Taberani, elMucemulEvsat, 1275; Beyhaki, fiuabulÎman, 4334
10
اَلإِيمَانُ بِضْعٌ وَسَبْعُونَ شُعْبَةً أفْضَلُهَا قَوْلُ لاَ إِلهَ إِلاَّاللَّهُ وَأدْنَاهَا إِمَاطَةُ اْلأذَى عَنِ الطَّرِيقِ وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ اْلإِيـمَانِ
İman, yetmiş kusur derecedir En ustunu La ilahe illallah (Allahtan başka ilah yoktur) sozudur, en duşuk derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır Haya da imandandır
Buhari, Îman, 3; Muslim, Îman, 57, 58
11
مَنْ رَأَى مِنْكُمْ مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِلِسَانِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِقَلْبِهِ وَذَلِكَ أضْعَفُ اْلإِيـمَانِ
Kim kotu ve cirkin bir iş gorurse onu eliyle duzeltsin; eğer buna gucu yetmiyorsa diliyle duzeltsin; buna da gucu yetmezse, kalben karşı koysun Bu da imanın en zayıf derecesidir
Muslim, Îman, 78; EbU DavUd, Salat, 248
12
عَيْنَانِ لاَ تَمَسُّهُمَا النَّارُ: عَيْنٌ بَـكَتْ مِنْ خَشْيَةِ اللَّهِ وَعَيْنٌ
بَاتَتْ تَحْرُسُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ
İki goz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan goz, bir de gecesini Allah yolunda, nobet tutarak geciren goz
Tirmizi, FedailulCihad, 12
13
لاَ ضَرَرَ وَلاَ ضِرَارَ
Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur
İbn Mace, Ahkam, 17; Muvatta, Akdıye, 31
14
لاَ يُؤْمِنُ أحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ
Hicbiriniz kendisi icin istediğini (mumin) kardeşi icin istemedikce (gercek) iman etmiş olamaz
Buhari, Îman, 7; Muslim, Îman, 71
15
اَلْمُسْلِمُ أخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ مَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
Musluman muslumanın kardeşidir Ona zulmetmez, onu (duşmanına) teslim etmez Kim, (mumin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir Kim muslumanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet gunu sıkıntılarının birinden kurtarır Kim bir muslumanı(n kusurunu) orterse, Allah da Kıyamet gunu onu(n kusurunu) orter
Buhari, Mezalim, 3; Muslim, Birr, 58
16
لاَ تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا وَلاَ تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا
İman etmedikce cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikce de (gercek anlamda) iman etmiş olamazsınız
Muslim, Îman, 93; Tirmizi, SıfatulKıyame, 56
17
اَلْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ النَّاسُ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ
Musluman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir
Tirmizi, Îman, 12; Nesai, Îman, 8
18
لاَ تَبَاغَضُوا وَلاَ تَحَاسَدُوا وَلاَ تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إخْوَانًا
وَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أنْ يَهْجُرَ أخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثِةِ اَيَّامٍ
Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka cevirmeyin; ey Allahın kulları, kardeş olun Bir muslumana, uc gunden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz
Buhari, Edeb, 57, 58
19
إنَّ الصِّدْقَ يَهْدِي إلَى الْبِرِّ وَ إنَّ الْبِرَّ يَهْدِي إلَى الْجَنَّةِ وَإنَّ الرَّجُلَ لَيَصْدُقُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ صِدِّيقًا وَ إنَّ الْكَذِبَ يَهْدِي إلَى الْفُجُورِ وَ إنَّ الْفُجُورَ يَهْدِي إلَى النَّارِ وَ إنَّ الرَّجُلَ لَيَـكْذِبُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ كَذَّابًا
Hic şuphe yok ki doğruluk iyiliğe goturur İyilik de cennete goturur Kişi doğru soyleye soyleye Allah katında sıddik (doğru sozlu) diye yazılır Yalancılık kotuye goturur Kotuluk de cehenneme goturur Kişi yalan soyleye soyleye Allah katında kezzab (cok yalancı) diye yazılır
Buhari, Edeb, 69; Muslim, Birr, 103, 104
20
لاَ تُمَارِ أخَاكَ وَلاَ تُمَازِحْهُ وَلاَ تَعِدْهُ مَوْعِدَةً فَتُخْلِفَهُ
(Mumin) kardeşinle munakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir soz verme
Tirmizi, Birr, 58
21
تَبَسُّمُكَ فِي وَجْهِ أخِيكَ لَكَ صَدَقَةٌ وَأمْرُكَ بِالْمَعْرُوفِ وَ نَهْيُكَ عَنِ الْمُنْكَرِ صَدَقَةٌ وَإِرْشَادُكَ الرَّجُلَ فِي أرْضِ الضَّلاَلِ لَكَ صَدَقَةٌ وَإِمَاطَتُكَ الْحَجَرَ وَالشَّوْكَ وَالْعَظْمَ عَنِ الطَّرِيقِ لَكَ صَدَقَةٌ
(Mumin) kardeşine tebessum etmen sadakadır İyiliği emredip kotulukten sakındırman sadakadır Yolunu kaybeden kimseye yol gostermen sadakadır Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin icin sadakadır
Tirmizi, Birr, 36
22
إِنَّ اللَّهَ لاَ يَنْظُرُ إِلَى صُوَرِكُمْ وَأمْوَالِكُمْ وَلـكِنْ يَنْظُرُ إِلَى قُلُوبِكُمْ وَأعْمَالِكُمْ
Allah sizin ne dış gorunuşunuze ne de mallarınıza bakar Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar
Muslim, Birr, 33; bn Mace, Zuhd, 9;
Ahmed b Hanbel, 2285, 539
23
رِضَى الرَّبِّ في رِضَى الْـوَالِدِ وَسَخَطُ الرَّبِّ في سَخَطِ الْـوَالِدِ
Allahın rızası, anne ve babanın rızasındadır
Allahın ofkesi de anne babanın ofkesindedir
Tirmizi, Birr, 3
24
ثَلاَثُ دَعَوَاتٍ يُسْتَجَابُ لَهُنَّ لاَ شَكَّ فِيهِنَّ:
دَعْوَةُ الْمَظْلُومِ، وَدَعْوَةُ الْمُسَافِرِ ، وَدَعْوَةُ الْوَالِدِ لِوَلَدِهِ
Uc dua vardır ki, bunlar şuphesiz kabul edilir:
Mazlumun duası, yolcunun duası ve babanın evladına duası
İbn Mace, Dua, 11
25
مَا نَحَلَ وَالِدٌ وَلَدًا مِنْ نَحْلٍ أَفْضَلَ مِنْ أدَبٍ حَسَنٍ
Hicbir baba, cocuğuna, guzel terbiyeden daha ustun bir
hediye veremez
Tirmizi, Birr, 33
26
خِيَارُكُمْ خِيَارُكُمْ لِنِسَائِهِمْ
Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır
Tirmizi, Rada, 11; bn Mace, Nikah, 50
27
لَيْس مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغِيرَنَا وَيُوَقِّرْ كَبِيرَنَا
Kucuklerimize merhamet etmeyen, buyuklerimize saygı
gostermeyen bizden değildir
Tirmizi, Birr, 15; EbU DavUd, Edeb, 66
28
كَافِلُ الْيَتِيمِ لَهُ أوْ لِغَيْرِهِ أنَا وَ هُوَ كَهَاتَيْنِ فيِ الْجَنَّةِ وَأشَارَ بِالسَّبَّابَةِ وَالْوُسْطَى
Peygamberimiz işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi gorup gozetmeyi uzerine alan kimse ile ben, cennette işte boyle yanyanayız buyurmuştur
Buhari, Talak, 25, Edeb, 24; Muslim, Zuhd, 42
29
اِجْتَنِبُوا السَّبْعَ الْمُوبِقَاتِ قَالُوا يَا رَسُولَ للهِ وَمَا هُنَّ قَالَ: اَلشِّرْكُ بِاللَّهِ وَالسِّحْرُ وَ قَتْلُ النَّفْسِ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إلاَّ بِالْحَقِّ وَأكْلُ الرِّبَا وَأكْلُ مَالِ اْليَتِيمِ وَالتَّوَلِّي يَوْمَ الزَّحْفِ وَقَذْفُ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلاَتِ الْمُؤْمِنَاتِ
(İnsanı) helak eden şu yedi şeyden kacının Onlar nelerdir ya Resulullah dediler Bunun uzerine: Allaha şirk koşmak, sihir, Allahın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kacmak, sucsuz ve namuslu mumin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu
Buhari, Vasaya, 23, Tıbb, 48; Muslim, Îman, 144
30
مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلاَ يُؤْذِ جَارَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيَقُلْ خَيْرًا أوْ لِيَصْمُتْ
Allaha ve ahiret gunune iman eden kimse, komşusuna eziyet etmesin Allaha ve ahiret gunune iman eden misafirine ikramda bulunsun Allaha ve ahiret gunune iman eden kimse, ya hayır soylesin veya sussun
Buhari, Edeb, 31, 85; Muslim, Îman, 74, 75
31
مَا زَالَ جِبْرِيلُ يُوصِينِي بِالْجَارِ حَتَّى ظَنَنْتُ أنَّهُ سَيُوَرِّثُهُ
Cebrail bana komşu hakkında o kadar cok tavsiyede bulundu ki;
ben (Allah Teala) komşuyu komşuya mirascı kılacak zannettim
Buhari, Edeb, 28; Muslim, Birr, 140, 141
32
اَلسَّاعِي عَلَى الأرْمَلَةِ وَالْمِسْكِينِ كَالْمُجَاهِدِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ
أوِ الْقَائِمِ اللَّيْلَ الصَّائِمِ النَّهَارَ
Dul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden
veya gunduzleri (nafile) oruc tutup, gecelerini (nafile) ibadetle
geciren kimse gibidir
Buhari, Nafakat, 1; Muslim, Zuhd, 41;
Tirmizi, Birr, 44; Nesai, Zekat, 78
33
كُلُّ ابْنِ آدَمَ خَطَّاءٌ وَخَيْرُ الْخَطَّائِينَ التَّوَّابُونَ
Her insan hata eder
Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir
Tirmizi, Kıyame, 49; İbn Mace, Zuhd, 30
34
عَجَبًا لأمْرِ الْمُؤْمِنِ إِنَّ أمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ وَلَيْس ذَاكَ لأحَدٍ إِلاَّ لِلْمُؤْمِنِ: إِنْ أصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَـكَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ وَإِنْ أصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ
Muminin başka hic kimsede bulunmayan ilginc bir hali vardır; Onun her işi hayırdır Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şukreder ve bu onun icin bir hayır olur Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun icin bir hayır olur
Muslim, Zuhd, 64; Darim, Rikak, 61
35
مَنْ غَشَّـنَا فَلَيْس مِنَّا
Bizi aldatan bizden değildir
Muslim, Îman, 164
36
لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ نَمَّامٌ
Soz taşıyanlar (cezalarını cekmeden ya da affedilmedikce)
cennete giremezler
Muslim, Îman, 168; Tirmizi, Birr, 79
37
أعْطُوا الأجِيرَ أجْرَهُ قَبْلَ أنْ يَجِفَّ عَرَقُهُ
İşciye ucretini, (alnının) teri kurumadan veriniz
İbn Mace, RuhUn, 4
38
مَا مِنْ مُسْلِمٍ يَغْرِسُ غَرْسًا أوْ يَزْرَعُ زَرْعًا فَيَـأكُلُ مِنْهُ
طَيْرٌ أوْ إِنْسَانٌ أوْ بَهِيمَةٌ إِلاَّ كَانَ لَهُ بِهِ صَدَقَةٌ
Bir muslumanın diktiği ağactan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o musluman icin birer sadakadır
Buhari, Edeb, 27; Muslim, Musakat, 7, 10
39
إِنَّ فِي الْجَسَدِ مُضْغَةً إِذَا صَلَحَتْ صَلَحَ الْجَسَدُ كُلُّهُ
وَإِذَا فَسَدَتْ فَسَدَ الْجَسَدُ كُلُّهُ ألاَ وَهِيَ الْقَلْبُ
İnsanda bir organ vardır Eğer o sağlıklı ise butun vucut sağlıklı olur; eğer o bozulursa butun vucut bozulur Dikkat edin! O, kalptir
Buhari, Îman, 39; Muslim, Musakat, 107
40
اِتَّقُوا اللَّهَ رَبَّـكُمْ وَصَلُّوا خَمْسَـكُمْ وَصُومُوا شَهْرَكُمْ وَأدُّوا زَكَاةَ أمْوَالِكُمْ وَأطِيعُوا ذَاأمْرِكُمْ تَدْخُلُوا جَنَّةَ رَبِّـكُمْ
Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin, yoneticilerinize itaat edin (Boylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz
Tirmizi, Cuma, 80
Cevap: peygamber efendimizin 40 hadisi şerifi ve anlamları
peygamber efendimizin 40 hadisi şerifi şoyledir;
1
اَلدِّينُ النَّصِيحَةُ قُلْنَا: لِمَنْ )يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟( قَالَ: لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلأئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْ
(Allah RasUlu) Din nasihattırsamimiyettir buyurdu Kime Ya RasUlallah? diye sorduk O da; Allaha, Kitabına, Peygamberine, Muslumanların yoneticilerine ve butun muslumanlara diye cevap verdi
Muslim, İman, 95
2
اَلإِسْلاَمُ حُسْنُ الْخُلُقِ
İslam, guzel ahlaktır
KenzulUmmal, 317, HadisNo: 5225
3
مَنْ لاَ يَرْحَمِ النَّاسَ لاَ يَرْحَمْهُ اللَّهُ
İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez
Muslim, Fedail, 66; Tirmizi, Birr, 16
4
يَسِّرُوا وَلاَ تُعَسِّرُوا وَبَشِّرُوا وَلاَ تُنَفِّرُوا
Kolaylaştırınız, gucleştirmeyiniz, mujdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz
Buhari, İlm, 12; Muslim, Cihad, 6
5
إنَّ مِمَّا أدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلاَمِ النُّبُوَّةِ:
إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ
İnsanların Peygamberlerden oğrenegeldikleri sozlerden biri de: Utanmadıktan sonra dilediğini yap! sozudur
Buhari, Enbiya, 54; EbuDavUd, Edeb, 6
6
اَلدَّالُّ عَلىَ الْخَيْرِ كَفَاعِلِهِ
Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir
Tirmizi, İlm, 14
7
لاَ يُلْدَغُ اْلمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ مَرَّتَيْنِ
Mumin, bir delikten iki defa sokulmaz(Mumin, iki defa aynı yanılgıya duşmez)
Buhari, Edeb, 83; Muslim, Zuhd, 63
8
اِتَّقِ اللَّهَ حَـيْثُمَا كُنْتَ وَأتْبِـعِ السَّـيِّـئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا
وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ
Nerede olursan ol Allaha karşı gelmekten sakın; yaptığın kotuluğun arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin İnsanlara karşı guzel ahlakın gereğine gore davran
Tirmizi, Birr, 55
9
إنَّ اللَّهَ تَعَالى يُحِبُّ إذَا عَمِلَ أحَدُكُمْ عَمَلاً أنْ يُتْقِنَهُ
Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve gorevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur
Taberani, elMucemulEvsat, 1275; Beyhaki, fiuabulÎman, 4334
10
اَلإِيمَانُ بِضْعٌ وَسَبْعُونَ شُعْبَةً أفْضَلُهَا قَوْلُ لاَ إِلهَ إِلاَّاللَّهُ وَأدْنَاهَا إِمَاطَةُ اْلأذَى عَنِ الطَّرِيقِ وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ اْلإِيـمَانِ
İman, yetmiş kusur derecedir En ustunu La ilahe illallah (Allahtan başka ilah yoktur) sozudur, en duşuk derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır Haya da imandandır
Buhari, Îman, 3; Muslim, Îman, 57, 58
11
مَنْ رَأَى مِنْكُمْ مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِلِسَانِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِقَلْبِهِ وَذَلِكَ أضْعَفُ اْلإِيـمَانِ
Kim kotu ve cirkin bir iş gorurse onu eliyle duzeltsin; eğer buna gucu yetmiyorsa diliyle duzeltsin; buna da gucu yetmezse, kalben karşı koysun Bu da imanın en zayıf derecesidir
Muslim, Îman, 78; EbU DavUd, Salat, 248
12
عَيْنَانِ لاَ تَمَسُّهُمَا النَّارُ: عَيْنٌ بَـكَتْ مِنْ خَشْيَةِ اللَّهِ وَعَيْنٌ
بَاتَتْ تَحْرُسُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ
İki goz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan goz, bir de gecesini Allah yolunda, nobet tutarak geciren goz
Tirmizi, FedailulCihad, 12
13
لاَ ضَرَرَ وَلاَ ضِرَارَ
Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur
İbn Mace, Ahkam, 17; Muvatta, Akdıye, 31
14
لاَ يُؤْمِنُ أحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ
Hicbiriniz kendisi icin istediğini (mumin) kardeşi icin istemedikce (gercek) iman etmiş olamaz
Buhari, Îman, 7; Muslim, Îman, 71
15
اَلْمُسْلِمُ أخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ مَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
Musluman muslumanın kardeşidir Ona zulmetmez, onu (duşmanına) teslim etmez Kim, (mumin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir Kim muslumanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet gunu sıkıntılarının birinden kurtarır Kim bir muslumanı(n kusurunu) orterse, Allah da Kıyamet gunu onu(n kusurunu) orter
Buhari, Mezalim, 3; Muslim, Birr, 58
16
لاَ تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا وَلاَ تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا
İman etmedikce cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikce de (gercek anlamda) iman etmiş olamazsınız
Muslim, Îman, 93; Tirmizi, SıfatulKıyame, 56
17
اَلْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ النَّاسُ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ
Musluman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir
Tirmizi, Îman, 12; Nesai, Îman, 8
18
لاَ تَبَاغَضُوا وَلاَ تَحَاسَدُوا وَلاَ تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إخْوَانًا
وَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أنْ يَهْجُرَ أخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثِةِ اَيَّامٍ
Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka cevirmeyin; ey Allahın kulları, kardeş olun Bir muslumana, uc gunden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz
Buhari, Edeb, 57, 58
19
إنَّ الصِّدْقَ يَهْدِي إلَى الْبِرِّ وَ إنَّ الْبِرَّ يَهْدِي إلَى الْجَنَّةِ وَإنَّ الرَّجُلَ لَيَصْدُقُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ صِدِّيقًا وَ إنَّ الْكَذِبَ يَهْدِي إلَى الْفُجُورِ وَ إنَّ الْفُجُورَ يَهْدِي إلَى النَّارِ وَ إنَّ الرَّجُلَ لَيَـكْذِبُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ كَذَّابًا
Hic şuphe yok ki doğruluk iyiliğe goturur İyilik de cennete goturur Kişi doğru soyleye soyleye Allah katında sıddik (doğru sozlu) diye yazılır Yalancılık kotuye goturur Kotuluk de cehenneme goturur Kişi yalan soyleye soyleye Allah katında kezzab (cok yalancı) diye yazılır
Buhari, Edeb, 69; Muslim, Birr, 103, 104
20
لاَ تُمَارِ أخَاكَ وَلاَ تُمَازِحْهُ وَلاَ تَعِدْهُ مَوْعِدَةً فَتُخْلِفَهُ
(Mumin) kardeşinle munakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir soz verme
Tirmizi, Birr, 58
21
تَبَسُّمُكَ فِي وَجْهِ أخِيكَ لَكَ صَدَقَةٌ وَأمْرُكَ بِالْمَعْرُوفِ وَ نَهْيُكَ عَنِ الْمُنْكَرِ صَدَقَةٌ وَإِرْشَادُكَ الرَّجُلَ فِي أرْضِ الضَّلاَلِ لَكَ صَدَقَةٌ وَإِمَاطَتُكَ الْحَجَرَ وَالشَّوْكَ وَالْعَظْمَ عَنِ الطَّرِيقِ لَكَ صَدَقَةٌ
(Mumin) kardeşine tebessum etmen sadakadır İyiliği emredip kotulukten sakındırman sadakadır Yolunu kaybeden kimseye yol gostermen sadakadır Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin icin sadakadır
Tirmizi, Birr, 36
22
إِنَّ اللَّهَ لاَ يَنْظُرُ إِلَى صُوَرِكُمْ وَأمْوَالِكُمْ وَلـكِنْ يَنْظُرُ إِلَى قُلُوبِكُمْ وَأعْمَالِكُمْ
Allah sizin ne dış gorunuşunuze ne de mallarınıza bakar Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar
Muslim, Birr, 33; bn Mace, Zuhd, 9;
Ahmed b Hanbel, 2285, 539
23
رِضَى الرَّبِّ في رِضَى الْـوَالِدِ وَسَخَطُ الرَّبِّ في سَخَطِ الْـوَالِدِ
Allahın rızası, anne ve babanın rızasındadır
Allahın ofkesi de anne babanın ofkesindedir
Tirmizi, Birr, 3
24
ثَلاَثُ دَعَوَاتٍ يُسْتَجَابُ لَهُنَّ لاَ شَكَّ فِيهِنَّ:
دَعْوَةُ الْمَظْلُومِ، وَدَعْوَةُ الْمُسَافِرِ ، وَدَعْوَةُ الْوَالِدِ لِوَلَدِهِ
Uc dua vardır ki, bunlar şuphesiz kabul edilir:
Mazlumun duası, yolcunun duası ve babanın evladına duası
İbn Mace, Dua, 11
25
مَا نَحَلَ وَالِدٌ وَلَدًا مِنْ نَحْلٍ أَفْضَلَ مِنْ أدَبٍ حَسَنٍ
Hicbir baba, cocuğuna, guzel terbiyeden daha ustun bir
hediye veremez
Tirmizi, Birr, 33
26
خِيَارُكُمْ خِيَارُكُمْ لِنِسَائِهِمْ
Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır
Tirmizi, Rada, 11; bn Mace, Nikah, 50
27
لَيْس مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغِيرَنَا وَيُوَقِّرْ كَبِيرَنَا
Kucuklerimize merhamet etmeyen, buyuklerimize saygı
gostermeyen bizden değildir
Tirmizi, Birr, 15; EbU DavUd, Edeb, 66
28
كَافِلُ الْيَتِيمِ لَهُ أوْ لِغَيْرِهِ أنَا وَ هُوَ كَهَاتَيْنِ فيِ الْجَنَّةِ وَأشَارَ بِالسَّبَّابَةِ وَالْوُسْطَى
Peygamberimiz işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi gorup gozetmeyi uzerine alan kimse ile ben, cennette işte boyle yanyanayız buyurmuştur
Buhari, Talak, 25, Edeb, 24; Muslim, Zuhd, 42
29
اِجْتَنِبُوا السَّبْعَ الْمُوبِقَاتِ قَالُوا يَا رَسُولَ للهِ وَمَا هُنَّ قَالَ: اَلشِّرْكُ بِاللَّهِ وَالسِّحْرُ وَ قَتْلُ النَّفْسِ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إلاَّ بِالْحَقِّ وَأكْلُ الرِّبَا وَأكْلُ مَالِ اْليَتِيمِ وَالتَّوَلِّي يَوْمَ الزَّحْفِ وَقَذْفُ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلاَتِ الْمُؤْمِنَاتِ
(İnsanı) helak eden şu yedi şeyden kacının Onlar nelerdir ya Resulullah dediler Bunun uzerine: Allaha şirk koşmak, sihir, Allahın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kacmak, sucsuz ve namuslu mumin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu
Buhari, Vasaya, 23, Tıbb, 48; Muslim, Îman, 144
30
مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلاَ يُؤْذِ جَارَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيَقُلْ خَيْرًا أوْ لِيَصْمُتْ
Allaha ve ahiret gunune iman eden kimse, komşusuna eziyet etmesin Allaha ve ahiret gunune iman eden misafirine ikramda bulunsun Allaha ve ahiret gunune iman eden kimse, ya hayır soylesin veya sussun
Buhari, Edeb, 31, 85; Muslim, Îman, 74, 75
31
مَا زَالَ جِبْرِيلُ يُوصِينِي بِالْجَارِ حَتَّى ظَنَنْتُ أنَّهُ سَيُوَرِّثُهُ
Cebrail bana komşu hakkında o kadar cok tavsiyede bulundu ki;
ben (Allah Teala) komşuyu komşuya mirascı kılacak zannettim
Buhari, Edeb, 28; Muslim, Birr, 140, 141
32
اَلسَّاعِي عَلَى الأرْمَلَةِ وَالْمِسْكِينِ كَالْمُجَاهِدِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ
أوِ الْقَائِمِ اللَّيْلَ الصَّائِمِ النَّهَارَ
Dul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden
veya gunduzleri (nafile) oruc tutup, gecelerini (nafile) ibadetle
geciren kimse gibidir
Buhari, Nafakat, 1; Muslim, Zuhd, 41;
Tirmizi, Birr, 44; Nesai, Zekat, 78
33
كُلُّ ابْنِ آدَمَ خَطَّاءٌ وَخَيْرُ الْخَطَّائِينَ التَّوَّابُونَ
Her insan hata eder
Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir
Tirmizi, Kıyame, 49; İbn Mace, Zuhd, 30
34
عَجَبًا لأمْرِ الْمُؤْمِنِ إِنَّ أمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ وَلَيْس ذَاكَ لأحَدٍ إِلاَّ لِلْمُؤْمِنِ: إِنْ أصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَـكَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ وَإِنْ أصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ
Muminin başka hic kimsede bulunmayan ilginc bir hali vardır; Onun her işi hayırdır Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şukreder ve bu onun icin bir hayır olur Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun icin bir hayır olur
Muslim, Zuhd, 64; Darim, Rikak, 61
35
مَنْ غَشَّـنَا فَلَيْس مِنَّا
Bizi aldatan bizden değildir
Muslim, Îman, 164
36
لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ نَمَّامٌ
Soz taşıyanlar (cezalarını cekmeden ya da affedilmedikce)
cennete giremezler
Muslim, Îman, 168; Tirmizi, Birr, 79
37
أعْطُوا الأجِيرَ أجْرَهُ قَبْلَ أنْ يَجِفَّ عَرَقُهُ
İşciye ucretini, (alnının) teri kurumadan veriniz
İbn Mace, RuhUn, 4
38
مَا مِنْ مُسْلِمٍ يَغْرِسُ غَرْسًا أوْ يَزْرَعُ زَرْعًا فَيَـأكُلُ مِنْهُ
طَيْرٌ أوْ إِنْسَانٌ أوْ بَهِيمَةٌ إِلاَّ كَانَ لَهُ بِهِ صَدَقَةٌ
Bir muslumanın diktiği ağactan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o musluman icin birer sadakadır
Buhari, Edeb, 27; Muslim, Musakat, 7, 10
39
إِنَّ فِي الْجَسَدِ مُضْغَةً إِذَا صَلَحَتْ صَلَحَ الْجَسَدُ كُلُّهُ
وَإِذَا فَسَدَتْ فَسَدَ الْجَسَدُ كُلُّهُ ألاَ وَهِيَ الْقَلْبُ
İnsanda bir organ vardır Eğer o sağlıklı ise butun vucut sağlıklı olur; eğer o bozulursa butun vucut bozulur Dikkat edin! O, kalptir
Buhari, Îman, 39; Muslim, Musakat, 107
40
اِتَّقُوا اللَّهَ رَبَّـكُمْ وَصَلُّوا خَمْسَـكُمْ وَصُومُوا شَهْرَكُمْ وَأدُّوا زَكَاةَ أمْوَالِكُمْ وَأطِيعُوا ذَاأمْرِكُمْ تَدْخُلُوا جَنَّةَ رَبِّـكُمْ
Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin, yoneticilerinize itaat edin (Boylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz
Tirmizi, Cuma, 80