Son konular

Peygamber Efendimizin Ahlakı

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
57
Yaş
36
Coin
256,936
PEYGAMBERİMİZİN AHLAKI
Peygamberimiz hicbir halini insanlardan gizlememiş ve saklamamıştır Cunku, onun her hali Sahabiler icin bir ornek oluşturuyordu Bunun icin Sahabiler, Peygamberimizin her halini, her hareketini ve sozunu takip ediyor, oğrenerek zaptetmeye calışıyorlardı Bilemedikleri veya tereddut ettikleri hususları da bizzat sorarak oğreniyorlardı Bundan dolayı, Peygamberimizin butun hayat safhaları Sahabilerce bilinmekteydi

Gunumuz Muslumanı her hususta, en mahrem konulardan, toplumu, devleti ve butun dunyayı ilgilendiren meselelere kadar Peygamberimizden bir ornek bulabilir, yol gosteren bir numune, aydınlatıcı bir ışık gorebilir

Peygamberimizin guzel ahlakını, insanlarla olan ilişkilerini, onun en yakınlarından ve kendisini bir golge gibi takip eden Sahabilerinden oğrenmekteyiz

Peygamberimizi en iyi tanıyan ve bilenler; hanımları, hizmetinde bulunan kimseler ve yakın arkadaşlarıdır Mesela, on beş yılı peygamberlikten once olmak uzere yirmi beş yılı Peygamberimizle birlikte gecen onun vefakar ve fedakar hanımı Hz Hatice'den, ozet olarak

Peygamberimizin şahsiyet ve karakterini oğrenmekteyiz

Hazreti Hatice, Peygamberimize ilk olarak vahiy gelir gelmez hic tereddut etmeden inanmış, Peygamberimizin uzerindeki telaşı gorunce de teskin etmiş, merak ve endişesini gidermişti

Hz Hatice, Peygamberimizi şoyle teselli ediyordu: Allah, seni kat'iyyen utandırmaz Cunku sen akrabalarına iyi davranır, caresizlerin yardımına koşar, yoksulu himaye eder, mazlumun elinden tutar, misafirlere ikram eder, hak yolunda musibete uğrayanları gozetir bir insansın

Dokuz sene Peygamberimizle birlikte hayat geciren Hz Aişe, Hz Hatice'den sonra Peygamberimizin en cok sevdiği hanımıydı Peygamberimizin aile hayatını ve şahsi ozelliklerinin pek coğunu Hz Aişe'den oğreniyoruz Hz Aişe ise, Peygamberimizin ahlakını şoyle anlatıyor:

Resulullahın (asm) ahlakı Kur'an'dı Resulullah, şahsı icin hicbir zaman kin tutmaz ve intikam almazdı Bir şeye kızarsa, ona, Kur'an kızdığı icin kızardı Bir şeyi beğenirse, Kur'an onu beğendiği icin beğenirdi

Resulullah iki şeyden birisini tercih edecek olsa, muhakkak onların en kolay olanını secerdi Şayet o kolay olan şey gunah bir şey ise, Resulullah ondan da insanların en uzak duranı olurdu

Ne kotu soz soyler, ne de kimseye kotuluk etmek isterdi Resulullah konuşurken sozleri birbirine ulamaz, uzatmazdı Sozu ayıra ayıra soyler, dinleyenlerin gonullerine sindirirdi Bir şey anlatırken de kelimeleri tane tane soylerdi O kadar ki, isteyen onları sayabilir, ezberleyebilirdi

Kucuk yaştan itibaren Peygamberimizin terbiyesi altında bulunan, peygamberliğinden sonra da her zaman ve her an onunla birlikte bulunan ve mubarek neslinin devamına vesile olan Hz Ali ise Sevgili Peygamberimizin ahlaki guzelliklerini şoyle sıralıyor:

Peygamber Efendimiz her zaman guler yuzlu, yumuşak huylu ve engin gonullu idi Asla asık suratlı, katı kalpli, kavgacı, şarlatan, kusur bulucu, dalkavuk ve kıskanc değildi

Hoşlanmadığı şeyleri gormezlikten gelir, kendisinden beklentisi olan kimseleri hayal kırıklığına uğratmaz ve onları isteklerinden butunuyle mahrum etmezdi

Uc şeyden titizlikle uzak dururlardı: Ağız kavgası, boşboğazlık ve faydasız şeyler Şu uc husustan da titizlikle sakınırlardı: Hic kimseyi kotulemezler, kınamazlar ve hic kimsenin aybı ve gizli yanlarını oğrenmeye calışmazlardı

Sadece faydalı olacaklarını umit ettikleri konularda konuşurlardı Peygamberimiz konuşurken meclisinde bulunan dinleyiciler, başlarının uzerine kuş konmuşcasına hic kımıldamadan kulak kesilirlerdi Kendileri susunca da, konuşma ihtiyacı duyanlar soz alırlardı

Sahabiler Peygamberimizin huzurunda konuşurlarken asla ağız dalaşında bulunmazlardı İclerinden birisi Peygamberimizin huzurunda konuşurken o sozunu bitirinceye kadar hepsi de can kulağıyla konuşulanı dinlerlerdi Peygamber Efendimizin katında onların hepsinin sozu, ilk once konuşanın sozu gibi ilgi gorurdu

Sahabilerinin gulduklerine kendileri de guler, onların hayret ettikleri şeylere kendileri de hayretlerini ifade ederlerdi

Huzurlarına gelen gariplerin kaba saba konuşmaları ile yerli yersiz sorularının yol actığı tatsızlıklara sabrederlerdi Sahabiler ise onların gelip soru sormalarını cok isterlerdi

Peygamber Efendimiz, 'İhtiyacının giderilmesini isteyen birisiyle karşılaştığınız zaman ona yardımcı olunuz' buyururlardı

Peygamberimiz ancak yapılan iyiliğe denk duşen ve fazla dalkavukluğa kacmayan ovguleri kabul eder, haddi aşmadığı surece hic kimsenin sozunu kesmezdi Şayet huzurlarında haddi aşacak şekilde konuşulursa o zaman ya konuşanı susturmak, ya da meclisten kalkıp gitmekle ona engel olurlardı

Hz Hatice'nin ilk kocasından olan oğlu Hind bin Ebi Haleki bu zat aynı zamanda Peygamberimizin uvey oğludur—Hz Hasan'ın isteği uzerine Peygamberimizin ustun vasıflarım şoylece dile getirmektedir:

Resulullah daima duşunceli idi Onun susması konuşmasından uzun surerdi Luzumsuz yere hic konuşmazdı Konuşmaya başlarken de, sozu bitirirken de, Allah'ın adını anardı Sozleri hak ve doğru olup, bircok manaları veciz bir şekilde az sozle ifade ederdi Konuşurken ne fazla, ne de eksik soz kullanırdı Hic kimsenin gonlunu kırmaz, kimseyi hor gormezdi En ufak bir nimete bile saygı gosterir, hicbir nimeti basit gormezdi Bir nimeti ne hoşuna gittiği icin over, ne de hoşlanmadığı icin yererdi

Dunya işleri icin kızmazdı Fakat bir hak ciğnendiği zaman oyle bir kızardı ki, o hak yerini buluncaya kadar ofke ve gazabını hicbir şey, hicbir kimse onleyemezdi Buna karşılık, Resulullah, kendi şahıslarına ait bir mesele hakkında kimseye kızmaz ve intikam almayı duşunmez, aksine hilim ve kerem sahibi olarak, kotuluk edene iyilikle mukabele ederdi

Kızdığı zaman hemen kızgınlıktan vazgecer ve kızdığım belli etmezdi Neşelendiği, ferahlandığı zaman gozlerini yumardı En fazla gulmesi tebessumdu Gulumserken de mubarek dişleri parlak inci taneleri gibi gorunurdu

Yine dokuz yıl kadar hizmetinde bulunan Hz Enes bin Malik de Peygamberimizin bir guzelliğini şoyle acıklamaktadır:

Resulullah, insanların en lutuflu olanı idi Soğuk bir gunun sabahında bile bir kolenin, bir cariyenin, bir cocuğun getirdiği su ile abdest alır, onları geri cevirmezdi Kendisinden bir şey soranı can kulağıyla dinler, soru soran ayrılıp gitmedikce Resulullah onu terk etmezdi

Birisi Resulullahın elini musafaha etmek icin tutsa, tutan kimse Peygamberimizin elini bırakmadıkca Resulullah onun elini bırakmazdı

Peygamberimizin vahiy katibi Zeyd bin Sabit'in yanına birkac zat gelerek, Ey Zeyd, Peygamberin (asm) hal, hareket ve sozlerinden bize haber verir misiniz?diye sordular

Zeyd bin Sabit de şoyle anlatmaya başladı:

O Yuce Resulden size ne haber vereyim? Siz eğer onun butun hal, tavır ve sozlerinden sual ederseniz, o oyle bir denizdir ki, sahili yoktur Fakat bazı hallerinden size bahsedeyim:

Ben Resuli Ekremin komşusu idim Kendisine bir vahiy geldiği zaman bana birisini gonderirdi Ben de huzuruna gider, indirilen vahyi yazardım Biz huzurlarında dunya işlerinden bahsetsek, kendisi de bizimle beraber dunya işlerinden bahsederdi Biz ahiret işlerinden bahsetsek, bizimle beraber ahiretle alakalı meselelerden konuşurdu Biz yemeğe dair konuşmaya başlasak, bizimle beraber yemek hususundaki bu sozlere katılırdı

İşte butun bunlar, Peygamberimizin (asm) en yakınları olan şahsiyetlerin onun hakkındaki duşunceleri, muşahedeleridir Peygamberimizin her hareketine ve davranışına dikkat ederek onu rehber almaya calışan mumtaz zatların kalp ve gonullerinden doğan şehadetleridir
 

Similar threads

  • Soru
Yakınlarının Dilinden Peygamberimizin güzel Ahlâkı Peygamberimiz hiçbir halini insanlardan gizlememiş ve saklamamıştır. Çünkü, onun her hali Sahabîler için bir örnek oluşturuyordu. Bunun için Sahabîler, Peygamberimizin her halini, her hareketini ve sözünü takip ediyor, öğrenerek zaptetmeye...
Cevaplar
0
Görüntüleme
53
  • Soru
Peygamberimizin Tevazusu Peygamberimizin (sav) Tevazusu Peygamber Efendimizin Tevazusu Engin gonullu olmak, hakka boyun eğip kabul etmek gibi manalara gelen tevazuun en makbul olanı, yaltaklanmadan ve zillete duşmeden, olculu ve itidalli bir şekilde bulunmaktır Kibir ve gururun zıddı olan...
Cevaplar
0
Görüntüleme
23
  • Soru
Peygamberimizin Peygamberlikten Sonraki Hayatı Hz Muhammed (sas) 40 yaşında Peygamber oldu 23 yıllık Peygamberlik devresinin 13 yılı Mekke'de, 10 yılı Medine'de gecti Bu itibarla Peygamberlik devresinin: a) Nubuvvet'den Hicret'e kadar devam eden 13 yıllık suresine Mekke Devri(610 622); b)...
Cevaplar
0
Görüntüleme
18
  • Soru
PEYGAMBERİMİZİN GENCLİĞİ imagespeygamberimizingencligi5ad2caa588b8c Peygamberimizin cocukluğu ve gencliği temiz ve iffetli bir şekilde gecmişti Peygamberlikten sonra nasıl bir ahlaka sahipse, kırk yaşından onceki hayatı da oyle temiz ve nezihti Halbuki genclik yıllarını gecirdiği Mekke şehri...
Cevaplar
0
Görüntüleme
29
  • Soru
Peygamberimiz, bir peygamber olması dolayısıyla her seviyeden insanla goruşup konuşuyordu Bunlar icinde devlet ve kabile reisleri, zengin ve soylu kimseler olduğu gibi, fakirler, zayıf ve kimsesizler, yetimler, kadınlar ve cocuklar da yer alıyordu Butun bu sosyal yapıları, yaşayış tarzları...
Cevaplar
0
Görüntüleme
24
Üst Alt