Peygamber Efendimizin Gördüğü Rüyalar Ve Yorumları
Peygamber Efendimizin Gördüğü Rüyalar Hakkında Bilgi
Hz. Aişe şöyle demiştir: “Rasulüllah’ın ilk vahiy başlangıcı uykuda sâliha rüya görmekle olmuştur. Hiçbir rüya görmezdi ki, sabah aydınlığı gibi açıkça meydana gelmesin. Bu rivayette, Hz. Peygamber’in rüyaları, bir çeşit vahiy ve Kur'ân vahyine hazırlık niteliğinde olduğu belirtilmektedir. Hz. Peygamber’in vahiy niteliğinde olan rüyaları Kur'ân-ı Kerim ve hadislerde işaret edilen hadislerin içeriğinden anlaşılmaktadır.
Ebû Hureyre (ra) şöyle demiştir: Rasulüllah’ın huzurunda bulunduğumuz sırada O, şöyle buyurdu: “Ben, uyuduğum sırada kendimi cennette gördüm. O sırada bir kadınla karşılaştım ki; o kadın, bir köşkün kenarında abdest almakta idi.”
Ben, bu köşk kimindir? diye sordum.
Oradakiler, Ömer’e attir dediler. Ömer’in kıskançlığını hatırladım da hemen yüzümü arkaya çevirdim. Ömer ağladı ve, Ya Rasulallah! Anam babam feda olsun! Sana karşı mı kıskanacağım? dedi .
İbn-i Abbas, Hz. Peygamber’in: “Öyle zannederim ki sen, rüyada bana hakkında bilgi verilen kimsesin” sözünü sordum. Ebû Hureyre bana, Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu haber verdi: “Uyurken elimde iki altın bilezik gördüm. Bunların hali beni meşgul etti. Derken rüyamda bana, onları üflemem vahyedildi. Ben de üfürdüm ve uçtular. Bunları, benden sonra çıkacak iki yalancı (peygamberlik iddiasında bulunan) kişi diye tevil ettim.” Bunlardan biri San’a’nın reisi Ansî; diğeri, Yemâame’nin reisi Müseyleme idi .
Hz. Aişe (r. anha) Rasulüllah (as)’ın şöyle buyurduğunu anlattı: “(Ey Aişe) Seni iki defa rüyamda gördüm. Bir adam, ipekten bir parça üzerinde senin suretini taşıyordu. O adam: Bu (suretin sahibi) senin müstakbel zevcendir, diyordu. Şimdi ben, o sureti açıyorum ki (ani yüzünden anlıyorum ki) o suret, sendin. Cibril’in o sözü üzerin ben, “Eğer şu rüyam Allah tarafından gösterilmiş ise Allah bunu gerçekleştirecektir” dedim.”
Peygamber Efendimizin Gördüğü Rüyalar Hakkında Bilgi
Hz. Aişe şöyle demiştir: “Rasulüllah’ın ilk vahiy başlangıcı uykuda sâliha rüya görmekle olmuştur. Hiçbir rüya görmezdi ki, sabah aydınlığı gibi açıkça meydana gelmesin. Bu rivayette, Hz. Peygamber’in rüyaları, bir çeşit vahiy ve Kur'ân vahyine hazırlık niteliğinde olduğu belirtilmektedir. Hz. Peygamber’in vahiy niteliğinde olan rüyaları Kur'ân-ı Kerim ve hadislerde işaret edilen hadislerin içeriğinden anlaşılmaktadır.
Ebû Hureyre (ra) şöyle demiştir: Rasulüllah’ın huzurunda bulunduğumuz sırada O, şöyle buyurdu: “Ben, uyuduğum sırada kendimi cennette gördüm. O sırada bir kadınla karşılaştım ki; o kadın, bir köşkün kenarında abdest almakta idi.”
Ben, bu köşk kimindir? diye sordum.
Oradakiler, Ömer’e attir dediler. Ömer’in kıskançlığını hatırladım da hemen yüzümü arkaya çevirdim. Ömer ağladı ve, Ya Rasulallah! Anam babam feda olsun! Sana karşı mı kıskanacağım? dedi .
İbn-i Abbas, Hz. Peygamber’in: “Öyle zannederim ki sen, rüyada bana hakkında bilgi verilen kimsesin” sözünü sordum. Ebû Hureyre bana, Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu haber verdi: “Uyurken elimde iki altın bilezik gördüm. Bunların hali beni meşgul etti. Derken rüyamda bana, onları üflemem vahyedildi. Ben de üfürdüm ve uçtular. Bunları, benden sonra çıkacak iki yalancı (peygamberlik iddiasında bulunan) kişi diye tevil ettim.” Bunlardan biri San’a’nın reisi Ansî; diğeri, Yemâame’nin reisi Müseyleme idi .
Hz. Aişe (r. anha) Rasulüllah (as)’ın şöyle buyurduğunu anlattı: “(Ey Aişe) Seni iki defa rüyamda gördüm. Bir adam, ipekten bir parça üzerinde senin suretini taşıyordu. O adam: Bu (suretin sahibi) senin müstakbel zevcendir, diyordu. Şimdi ben, o sureti açıyorum ki (ani yüzünden anlıyorum ki) o suret, sendin. Cibril’in o sözü üzerin ben, “Eğer şu rüyam Allah tarafından gösterilmiş ise Allah bunu gerçekleştirecektir” dedim.”