Son konular

Peygamber Efendimizin (S.A.V) Hicret Nedeni

Konuyu Yükselt

zeberus1234

Yeni Üye
Katılım
14 Şub 2021
Mesajlar
3
Tepkime
9
Puanları
38
Yaş
36
Coin
2
Peygamber Efendimizin Hicreti
Peygamber Efendimiz Neden Hicret Etti


Peygamberimiz Mekke'de doğmuş ve İslâmiyet'i tebliğ etmek üzere burada görevlendirilmişti. Doğup büyüdüğü Mekke halkı genelde müşrikti, putlara tapıyorlardı. Halbuki ibâdet yalnız Allah'a yapılır. Çünkü yaratan 0, yaşatan 0, öldürecek ve sonra tekrar diriltecek olan 0. Böyle olunca O'ndan başkası ibâdete müstahak değildir. Bunun için ilk insan ve ilk Peygamber olan Hz. Adem'den itibaren bütün Peygamberler ilk önce bir olan Allah'a inanmaya ve yalnız O'na ibadet etmeye çağırmışlardır. Peygamberimiz de öyle yapmış, önce en yakınlarına İslâmiyet'i tebliğ etmiş, sonra da bunu herkese ulaşacak şekilde yaymıştı.

Peygamberimizin çağrısını duyanlar ona inanıyor ve etrafında toplanıyorlardı. Çünkü Peygamberimiz o toplumda el-Emîn - Güvenilir diye tanınmış, güzel ahlâkıyla herkes tarafından sevilmişti. Yalan konuşmadığı ve kimseyi aldatmadığı herkesin ortak inancı idi. Onun için de söylediği dinleniyor ve herkese güven veriyordu.

Müslümanların sayısı günden güne artıyor ve Allah'ın dini gönüllerde yer ediyordu. Ancak Mekke'de söz sahibi olan Kureyş kabilesi ileri gelenleri bundan endişe duyuyor, toplum üzerindeki etkinliklerini yitireceklerinden ve çıkarlarının sona ereceğinden korkuyorlar, bunun için de bu duruma engel olmak istiyorlardı. Hem Peygamberimize ve hem de ona inananlara amansız düşman kesilmişlerdi. Güçlü oldukları için müslümanlara her kötülüğü yapıyor, akıl almaz işkencelerde bulunuyor, bu dinden vaz geçmelerini istiyorlardı.

Mekke müşriklerinin yaptıkları dayanılmaz hale gelince Peygamberimiz İslâm güneşine başka ufuklar aramayı düşündü. Hac münasebetiyle Mekke'ye gelmiş olan Yesrip (Medine) Iilerden bazılarıyla Akabe denilen yerde 621 ve 622 yıllarında iki defa toplantı yaptı. Onlara müslümanlığı anlattı ve müslüman olmalarını istedi. Onlar da müslümanlığı kabul ederek Medine'ye döndüler. Böylece İslâmiyet Medîne'ye girmiş oldu. Orada da müslümanlar çoğalmaya başladı. Peygamberimiz de Mekke'den Medîne'ye göç etmek isteyenlere izin verdi ve şöyle buyurdu:

Sizin hicret edeceğiniz yerin iki kara taşlık arasında hurmalık bir yer olduğu bana gösterildi.

Peygamberimizin bu izin ve teşviki üzerine Medine'ye hicret başladı kısa zamanda pek çok kimse Hz. Ömer de dahil olmak üzere Medîne'ye göç etti.

Mekke'de Hz. Ebû Bekir, Hz. Ali ve Mekke'de müslüman oldukları için aileleri tarafından hapsedilmiş olanlarla köle ve cariyelerden başka kimse kalmamıştı.

Hz. Ebû Bekir de hicret etmek istemiş, Peygamberimiz kendisine;

Acele etme, bana hicret için izin verileceğini umuyorum, diyerek ona izin vermemişti. Hz. Ebû Bekir:

Anam babam sana fedâ olsun, gerçekten bunu umuyor musun? diye sordu.

Peygamberimiz:

Evet, umuyorum, diye cevap verdi ve Hz. Ebû Bekir buna çok sevindi.2

Dârü'n- Nedve'nin Korkunç Kararı

Mekke'de müslümanlardan kimsenin kalmadığını, hepsinin Medîne'ye göç ettiğini gören Mekke ileri gelenleri telâşlanmaya başladılar. Hz. Muhammed de Medîne'ye hicret eder müslümanların başına geçerse kendileri için iyi olmayacağını, Şam ticaret yolu Medîne'den geçtiği için kapanabileceğini düşündüler. Mekke'de hemen hemen yalnız kalan Peygamberimiz için bir şeyler düşünmeli dediler. Bu amaçla Kureyş ileri gelenleri Dârü'n-Nedve denilen önemli kararların alındığı yerde toplandılar. Toplantıya başta Ebû Cehil olmak üzere, Ebû Sufyan, Ebû'l - Buhterî, Utbe b. Rabi'a, Cübeyr b. Mut'im, Nadr b. Hâris, Umeyye b. Halef, Hâkim b. Hizam... gibi Mekke ileri gelenleri katıldılar. Toplantı son derece gizlilik içerisinde yapıldı. Toplantıda çeşitli görüşler ileri sürüldü, tartışıldı. Bir kısmı, Muhammed (s.a.v.) i bağlayıp her tarafı kapalı bir yerde ölünceye kadar hapsedelim, dedi. Bu görüşlerden hiçbiri kabul görmedi.

Nihâyet Ebû Cehil; Kureyş kabilesinin bütün kollarından birer temsilci seçelim. Bunlar aynı anda Muhammed (s.a.v.) e hücûm edip öldürsünler. Kimin vurduğu belli olmasın. Böylece kanı bütün Kureyş kabilesine dağılmış olur. Haşimîler bütün Kureyş kollarına karşı çıkamıyacaklarından kan davasına kalkışamazlar, çaresiz diyete razı olurlar. Bu iş de böylece kapanmış olur, dedi. Ebû Cehil'in bu teklifi kabul edildi. Bu işi yapacak kırk kişi seçilerek toplantıya son verildi. Bir an evvel bu kırk kişinin görevlerini yerine getirmeleri istendi.

O caniler ve beyinsizler, kendilerine doğru yolu göstermekten, dünya ve ahirette mutlu olmaları için - huzurunu kaçırırcasına - çaba harcamaktan başka bir şey yapmayan alemlere rahmet Sevgili Peygamberimizi öldürme kararını alırken bunu kendilerinden başka kimsenin bilmediğini sanıyorlardı. Halbuki yanılıyorlardı. Çünkü yerde ve gökler de olan her şeyi, hatta gözlerin hâin bakışını ve sinelerin gizlediğini bilen Allah vardı. Nitekim Dârü'n-Nedve de alınan kararla ilgili Kur'an-ı Kerîm de şöyle buyuruluyor:

Hani bir vakitler kâfirler, seni tutup bağlamak veya öldürmek veya (Mekke'den) sürüp çıkarmak için tuzak kuruyorlardı da onlar tuzak kurarken Allah da tuzaklarını bozuyordu. Öyle ya Allah tuzakların en iyisini kurar.

Allah onların kararını Cebrâil aleyhi's-selâm aracılığı ile Peygamberimize bildiriyor ve Mekke'yi terkedip Medîne'ye hicret etmesini emrediyordu.

Peygamberimiz bu emri alır almaz Hz. Ebû Bekir'in evine geldi. Hz. Ebû Bekir Peygamberimizin geldiğini görünce: "Vallahi önemli bir olay olmadıkça bu saatte, öğle vaktinde günün en sıcak saatinde evimize gelmek Peygamberimizin âdeti değildi", dedi ve heyecanla Peygamberimizi karşıladı. Peygamberimiz.

Yanında kim varsa dışarı çıkar, önemli bir şey görüşeceğim, buyurdu. Evde Hz. Aişe, kız kardeşi Esma ve annesi Ümm-i Rumân vardı. Hz. Ebû Bekir:Yabancı yok, ey Allah'ın Resûlü, dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz. Medîne'ye hicret için bana izin verildi, buyurdu. Hz. Ebû Bekir heyecanla sordu:
Size arkadaşlık etme şerefine erecek miyim? Peygamberimiz daha önce va'dettiği gibi:
Evet, beraber olacağız, buyurdu.

Hz. Ebû Bekir bu habere çok sevindi. Dört aydan beri bugün için beslediği ikiz devesi vardı. Birisini hemen Peygamberimize teklif etti, Şu iki deveden birini beğen al'' dedi Peygamberimiz Hz. Ebû Bekir'i şaşırtan bir şey söyledi. Bu en samimi dostunun bile minnet yükü altında kalmak istemediği için:

- Ancak bedelini ödeyerek alabilirim, buyurdu. Hz. Ebu Bekir.

- Anam babam size fedâ olsun, dedi ise de, Peygamberimiz sözünde ısrar etti. Hz. Ebû Bekir başka çaresi olmadığı için devenin bedelini kabule mecbur oldu.

Değerli mü'minler, burada bir noktaya dikkatinizi çekmek isterim. Yüce Peygamberimiz, en sevdiği dostu Hz. Ebû Bekir'in kendisi için hazırladığı deveye ücretini ödemeden binmeyeceğini söylemesi bizim için önemli bir uyarıdır. Din uğruna dindarlık uğruna geçimini başkalarına yükleyen kimseler bunu kulaklarına küpe etmelidirler. Dindarlıklarını başkalarına para ile satmamalıdırlar.

Hz. Peygamber (s.a.s) ve ashabının İslâm devletini kurmak üzere Mekke'den Medine'ye göç etmeleri.
Rasûlullah Mekke'de tebliğ görevini sürdürürken Kureyşliler de inkârlarında diretiyorlardı. Peygamberimiz tebliğ görevini Mekke'nin dışına taşırmak istiyordu. Bu nedenle Taif'e gitti. Tâifliler de Kureyşliler gibi inkârcılıkta direnmişler ve Peygamberimizi taşa tutmuşlardı. Peygamberimiz onların bu cahilce hareketleri karşısında yılmamıştır. Özellikle hacc mevsiminde Mekke dışından gelen insanlarla görüşüyor onlara İslâm'ı anlatıyordu. Peygamberimiz bir gün Akâbe mevkiinde Medineli altı kişi ilekarşılaştı. Onlara Kur'ân okudu ve İslâm'a davet etti. Medineliler Peygamberimizle konuştuktan sonra durumu kendi aralarında değerlendirdiler.

Yahûdilerin geleceğini bildikleri ve kendisiyle bizi korkuttukları peygamber bu olmasın dediler. Yahûdilerden önce müslüman olmanın gereğine inanıp müslüman oldular.

Medine'de bulunan Yahudiler bir Peygamber'in geleceğini biliyorlardı. Medinelilerle aralan açılan Yahudiler onlara "Bir Peygamber gönderilmek üzeredir. O Peygamber gelince biz ona tabi olacağız, İrem ve Âd kavimleri gibi sizin kökünüzü. kazıyacağız diyorlardı.

Akabe'de Müslüman olan Medineliler memleketlerine gittiklerinde bu durumu yakınlarına aktardıktan bir yıl sonra, daha önceki Müslümanlarla birlikte on iki kişilik bir topluluk Hacc için Mekke'ye geldi. Bunlar Peygamberimizle görüştü ve hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocukları öldürmemek, iftira etmemek, Allah ve Rasûlüne muhalefette bulunmamak hususunda" peygamberimize söz verip bey'at ettiler.
 

Similar threads

  • Soru
Peygamber Efendimizin hicreti özet Hz muhammedin Hicreti kısa Medine'ye hicretin kısa özeti Müslümanların Mekke’den Medine’ye Hicretleri Hicret bir yerden başka bir yere göç etme demektir. Müşriklerin zulümleri yüzünden Mekke'de Müslümanlar barınamaz hâle gelmişlerdi. Bu sebeple 2'inci Akabe...
Cevaplar
0
Görüntüleme
229
  • Soru
Peygamber Efendimizin Hicreti Peygamber Efendimiz Neden Hicret Etti Peygamberimiz Mekke'de doğmuş ve İslâmiyet'i tebliğ etmek üzere burada görevlendirilmişti. Doğup büyüdüğü Mekke halkı genelde müşrikti, putlara tapıyorlardı. Halbuki ibâdet yalnız Allah'a yapılır. Çünkü yaratan 0, yaşatan 0...
Cevaplar
0
Görüntüleme
26
  • Soru
hz muhammedin hicreti peygamberimizin mekkeden medineye hicreti Peygamber Efendimizin Hicreti Peygamberimizin Hicreti- Dâru'n-Nedve'nin Korkunç Kararı Akabe görüşmeleri ile Müslümanlık Medine'de yayılmağa başlamış, müşrikler korktuklarına uğramışlardı. Üstelik Mekke'deki Müslümanlar da...
Cevaplar
0
Görüntüleme
227
  • Soru
Peygamber Efendimizin Hicret TarihPeygamber Efendimizin Hicret Tarihi Kaçtır Hicret bir yerden başka bir yere göç etme demektir. Müşriklerin zulümleri yüzünden Mekke'de Müslümanlar barınamaz hâle gelmişlerdi. Bu sebeple 2'inci Akabe Bîatinde Hz. Peygamber (s.a.s.) ve Müslümanların Medine'ye...
Cevaplar
0
Görüntüleme
14
  • Soru
Hz. Muhammed’in(sav) Hicret Etmesinin Sebepleri Hakkında Bilgi PEYGAMBERİMİZİN HİCRETİ HİCRETİ HAZIRLAYAN SEBEPLER VE PEYGAMBERİMİZİN HİCRETİ Hicret hadisesi İslâm tarihinde dinin tebliğ ve talimindeki önemi Müslümanların dinî hayatlarını idamede yeni bir dönemin açılması bakımından bir dönüm...
Cevaplar
0
Görüntüleme
27
Üst Alt