İlahi vahyi insanlığa ulaştıran Peygambere çok şey borçluyuz. Mevlamız hepsinden razı olsun. Şimdi bu konuda Peygamberlik dereceleri konusunda bilgiler sunacağız ve bu bilgiler ile Peygamberleri daha iyi tanıyacağız. İslam inancına göre tüm peygamberler, peygamber olmak yönünden eşittirler.
Allah, her Müslümana aralarında herhangi ayırım yapmadan tüm peygamberlere inanmayı farz kılmıştır.Onların peygamberliklerini tasdik ettikten sonra aralarında derece farklılığının bulunabileceği de kabul edilir. Bu konu Kuran’da şöyle buyrulur: “İşte bu peygamberlerden bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. Allah onlardan bir kısmı ile konuşmuş, bazılarını da derecelerle yükseltmiştir…”(el-Bakara 2/253). Ayetteki “Allah’ın derecelerle yükselttiği kişi”den kasıt, peygamberimiz Hazreti Muhammed’dir. Onun diğer peygamberler arasında üstün eşsiz bir yeri vardır. Çünkü;
1.Hazreti Peygamber yaratılmışların en üstünü en hayırlısı, Allah’ın en sevgili kuludur. Ayette “Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz…”(Âl-i İmran 3/110) buyurulmuştur. Bir ümmetin en hayırlı ümmet olması, o ümmetin uyduğu peygamberinin de en üstün varlık olmasını gerektirir.
2. Onun peygamberliği tüm insanlığı içine alır. Halbuki diğer peygamberler belli topluluklar için gönderilmişlerdir. Ayette şöyle buyrulur: “Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik…” (Sebe’ 34/28).
3.Önceki peygamberlerin peygamberliği belli bir zamanı içine alırken, onun peygamberliği kıyamete dek sürecektir. O, son peygamberdir; ondan sonra peygamber gelmeyecektir.
4.O son peygamber olunca, getirdiği dinin de en son en mükemmel din olması tabiidir. İslamiyet önceki dinlerin hükümlerini kaldırmıştır. Kıyamete kadar en son en mükemmel din olarak devam edecektir. Ayette şöyle buyrulur: “Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı beğendim…” (el-Maide 5/3).
Hz. Peygamber’den sonra derece yönüyle ile Hazreti Nuh, İbrahim, Musa ve İsa’nın içinde yer aldığı ülü’l-azm peygamberler, sonra resuller, sonra da diğer nebiler gelir. Ülü’l-azm peygamberler, aldıkları büyük görev ve yüklendikleri sorumluluk karşısında herhangi bir yılgınlık göstermeden dini insanlara tebliğ görevini yerine getiren, tüm zorluklara göğüs germede azim ve de sebat gösteren peygamberler demektir. Ülü’l-azm peygamberlerin isminin geçtiği bir Ayette şöyle buyurulmaktadır:
“O, dini ayakta tutun, onda ayrılığa düşmeyin diye dinden Nûh’a tavsiye ettiğini, sana vahyeylediğimizi, İbrahim’e, Musa’ya ve Îsa’ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı…”(eş-Şura 42/13; ayrıca bk. El-Ahzab 33/
Allah, her Müslümana aralarında herhangi ayırım yapmadan tüm peygamberlere inanmayı farz kılmıştır.Onların peygamberliklerini tasdik ettikten sonra aralarında derece farklılığının bulunabileceği de kabul edilir. Bu konu Kuran’da şöyle buyrulur: “İşte bu peygamberlerden bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. Allah onlardan bir kısmı ile konuşmuş, bazılarını da derecelerle yükseltmiştir…”(el-Bakara 2/253). Ayetteki “Allah’ın derecelerle yükselttiği kişi”den kasıt, peygamberimiz Hazreti Muhammed’dir. Onun diğer peygamberler arasında üstün eşsiz bir yeri vardır. Çünkü;
1.Hazreti Peygamber yaratılmışların en üstünü en hayırlısı, Allah’ın en sevgili kuludur. Ayette “Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz…”(Âl-i İmran 3/110) buyurulmuştur. Bir ümmetin en hayırlı ümmet olması, o ümmetin uyduğu peygamberinin de en üstün varlık olmasını gerektirir.
2. Onun peygamberliği tüm insanlığı içine alır. Halbuki diğer peygamberler belli topluluklar için gönderilmişlerdir. Ayette şöyle buyrulur: “Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik…” (Sebe’ 34/28).
3.Önceki peygamberlerin peygamberliği belli bir zamanı içine alırken, onun peygamberliği kıyamete dek sürecektir. O, son peygamberdir; ondan sonra peygamber gelmeyecektir.
4.O son peygamber olunca, getirdiği dinin de en son en mükemmel din olması tabiidir. İslamiyet önceki dinlerin hükümlerini kaldırmıştır. Kıyamete kadar en son en mükemmel din olarak devam edecektir. Ayette şöyle buyrulur: “Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı beğendim…” (el-Maide 5/3).
Hz. Peygamber’den sonra derece yönüyle ile Hazreti Nuh, İbrahim, Musa ve İsa’nın içinde yer aldığı ülü’l-azm peygamberler, sonra resuller, sonra da diğer nebiler gelir. Ülü’l-azm peygamberler, aldıkları büyük görev ve yüklendikleri sorumluluk karşısında herhangi bir yılgınlık göstermeden dini insanlara tebliğ görevini yerine getiren, tüm zorluklara göğüs germede azim ve de sebat gösteren peygamberler demektir. Ülü’l-azm peygamberlerin isminin geçtiği bir Ayette şöyle buyurulmaktadır:
“O, dini ayakta tutun, onda ayrılığa düşmeyin diye dinden Nûh’a tavsiye ettiğini, sana vahyeylediğimizi, İbrahim’e, Musa’ya ve Îsa’ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı…”(eş-Şura 42/13; ayrıca bk. El-Ahzab 33/