Hepimiz tuttuğumuz oruçlarla 11 ay durmaksızın çalışan sindirim sistemimizi rahatlatacağımızı düşünürüz. Gelgelelim ramazanda yaptığımız beslenme yanlışları değil sindirim sistemimizi rahatlatmak üzerine birtakım yükler daha bindiriyor. Beşerler ramazanda ya güya bir daha yiyemeyeceklermişçesine sahur öğünlerinde çokça ölçüde ve ziyade enerji- yağ içeren besinler tüketiyorlar ya da sahur öğününü atladıklarında kilo vereceklerini düşünerek sahur öğünü yapmadan oruca başlıyorlar. Sahih bir sahur planıyla acıkmadan, mide rahatsızlıkları çekmeden, sağlıklı bir ramazan geçirmek sizlerin elinde. İşte sahur öğününde yapmanız gerekenler;
Öncelikle şunu çok uygun bilmek gerekli; sağlıklı bir ramazan geçirmek isteyen kişi sahur yapmadan oruç tutmamalı. Ramazanın münhasıran yaz aylarına geldiği şu günlerde uzun vadeli açlıklar bizleri bekliyor. Zati nispeten uzun olan açlık vadesini sahur yapmayarak daha da uzatıyoruz. Açlık müddeti arttıkça vücudun metabolizma suratı düşecek, halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, konsantrasyon bozuklukları üzere problemler ortaya çıkacaktır. Bunun yanı sıra sahur yapılmaksızın oruç tutulması açlık vadesini uzattığı üzere vücudun susuz kalma mühletini de uzatacaktır. Vücudun uzun mühlet susuz kalması hayati fonksiyonlarını yanına getirmesini engelleyecektir. Tüm bunların yanı sıra sahur yapılmaması iftar saatlerinde daha ziyade acıkmamıza ve sınırsızca besin tüketimine neden olacaktır.
Sahur öğününü atlamamak kadar sahur öğününde ne tükettiğimizde kıymetlidir. Sahurda proteini yüksek, yağdan yoksul ve kompleks karbonhidratlar içeren bir menü tüketmek nispeten yararlıdır. Tükettiğimiz yüksek proteinli besinler midenin boşalma mühletini uzatarak acıkmayı geciktirdiği için, kompleks karbonhidratlarda hem kan şekerimizin istikrarlı seyretmesine yardımcı oldukları hem de yüksek lif içerikleriyle bilhassa ramazan ayında ortaya çıkan kabızlık meselesini ortadan kaldırdıkları için tercih edilmelidir. Sahur sonrasında tekrar uyuduğumuz için vücudumuzun yağ depolarının artmasını engellemek ismine çok yağlı besinlerden epeyce uzak durulmalıdır. Tüm bu haberler doğrultusunda sahur öğününde süt, peynir, yumurta, zeytin, domates, salatalık, mevsim yeşillikleri, taze meyveler ya da bu meyvelerden yapılmış kompostolar, kepekli ya da tam tahıllık ekmek ve ayran üzere besinlerden oluşan bir kahvaltı yapmak en gerçek seçim olacaktır.
Sahur ve iftar arasında likit tüketiminin olmaması da değerli sıhhat sıkıntılarına neden olabilir. Bu nedenle sahur öğününde ve iftardan sahura kadar olan vade zarfında su tüketimine değer verilmelidir. Sahurda 1 litre, iftardan sahura kadar olan vadede de 1,5- 2 litre su tüketilmesi günlük en az muhtaçlığımız olan 2,5 litrenin tamamlanmasında epey değerli bir rol oynayacaktır. Gün içinde ziyade susuzluk çekmemek için bilhassa sahur öğününde tuzdan ve turşu, salamura edilmiş besinler üzere tuzlu besinlerden uzak durulmalıdır. Sahurdan sonra dişlerin ve lisanın uygunca fırçalanması da susuzluk sorunu yaşanmaması için epeyce değerlidir.
Öncelikle şunu çok uygun bilmek gerekli; sağlıklı bir ramazan geçirmek isteyen kişi sahur yapmadan oruç tutmamalı. Ramazanın münhasıran yaz aylarına geldiği şu günlerde uzun vadeli açlıklar bizleri bekliyor. Zati nispeten uzun olan açlık vadesini sahur yapmayarak daha da uzatıyoruz. Açlık müddeti arttıkça vücudun metabolizma suratı düşecek, halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, konsantrasyon bozuklukları üzere problemler ortaya çıkacaktır. Bunun yanı sıra sahur yapılmaksızın oruç tutulması açlık vadesini uzattığı üzere vücudun susuz kalma mühletini de uzatacaktır. Vücudun uzun mühlet susuz kalması hayati fonksiyonlarını yanına getirmesini engelleyecektir. Tüm bunların yanı sıra sahur yapılmaması iftar saatlerinde daha ziyade acıkmamıza ve sınırsızca besin tüketimine neden olacaktır.
Sahur öğününü atlamamak kadar sahur öğününde ne tükettiğimizde kıymetlidir. Sahurda proteini yüksek, yağdan yoksul ve kompleks karbonhidratlar içeren bir menü tüketmek nispeten yararlıdır. Tükettiğimiz yüksek proteinli besinler midenin boşalma mühletini uzatarak acıkmayı geciktirdiği için, kompleks karbonhidratlarda hem kan şekerimizin istikrarlı seyretmesine yardımcı oldukları hem de yüksek lif içerikleriyle bilhassa ramazan ayında ortaya çıkan kabızlık meselesini ortadan kaldırdıkları için tercih edilmelidir. Sahur sonrasında tekrar uyuduğumuz için vücudumuzun yağ depolarının artmasını engellemek ismine çok yağlı besinlerden epeyce uzak durulmalıdır. Tüm bu haberler doğrultusunda sahur öğününde süt, peynir, yumurta, zeytin, domates, salatalık, mevsim yeşillikleri, taze meyveler ya da bu meyvelerden yapılmış kompostolar, kepekli ya da tam tahıllık ekmek ve ayran üzere besinlerden oluşan bir kahvaltı yapmak en gerçek seçim olacaktır.
Sahur ve iftar arasında likit tüketiminin olmaması da değerli sıhhat sıkıntılarına neden olabilir. Bu nedenle sahur öğününde ve iftardan sahura kadar olan vade zarfında su tüketimine değer verilmelidir. Sahurda 1 litre, iftardan sahura kadar olan vadede de 1,5- 2 litre su tüketilmesi günlük en az muhtaçlığımız olan 2,5 litrenin tamamlanmasında epey değerli bir rol oynayacaktır. Gün içinde ziyade susuzluk çekmemek için bilhassa sahur öğününde tuzdan ve turşu, salamura edilmiş besinler üzere tuzlu besinlerden uzak durulmalıdır. Sahurdan sonra dişlerin ve lisanın uygunca fırçalanması da susuzluk sorunu yaşanmaması için epeyce değerlidir.
