ramazan ayının kavramları
Ramazan Ayı ve Orucla İlgili Kavramlar
Ramazan ayında sahur, imsak, iftar vb sozcuklerini sık sık duyarız Bu sozcuklerin anlamlarını bilmek bunları doğru bir şekilde kullanmamız bize oruc ibadetini doğru, kurallarına uygun bir şekilde yerine getirmemizi sağlar
Orucumuzu sağlıklı bir şekilde yerine getirmek icin; niyet etmek, niyetin başlama ve bitme zamanını bilmek, tan ağarmaya başlamasından guneş batıncaya kadar orucu bozan şeylerden sakınmak gerekir
Sahur ne demektir?
Orucun gecerliliği ile doğrudan ilgili olmamakla birlikte, oruc tutmayı biraz daha kolaylaştırmak uzere Peygamberimizin bazı tavsiyeleri olmuştur Bunların başında sahur yapmak gelir Sahur, ikinci fecirden az onceki vakit olan seher vaktinde yenilen yemek demektir Sahura kalkmakla hem bir şeyler yenilerek oruc icin enerji toplanmış, hem de bir sunnet yerine getirilmiş, seher vaktinin feyiz ve faziletinden yararlanılmış olur Bu bakımdan bir yudum su ile de olsa sahur yapmak ve sahur yemeğini mumkun olduğunca, gecenin son vaktine denk getirmeye calışmak uygun olur Peygamberimizin sahura kalkmayı teşvik ve tavsiye eden bircok hadisi bulunmaktadır:
قَالَ رَسُولُ اللّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : فَصْلُ مَا بَيْنَ صِيَامِنَا وَصِيَامِ أهْلِ الكِتَابِ أكْلَةُ السَّحَرِ
Amr İbnu'lAs (radıyallahu anh) anlatıyor: ResUlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: Bizim orucumuzla Ehli Kitab'ın orucunu ayıran fark sahur yemeğidir(Kutubu sitte 3181)
قَالَ رَسُولُ اللّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: تَسَحَّرُوا فَإِنَّ فِي السَّحُورِ بَرَكَةً
Sahura kalkın, cunku sahur yemeğinde bereket vardır (Buhari, Savm 20; Muslim, Sıyam 45),
قَالَ: اسْتَعِينُوا بِطَعَامِ السَّحَرِ عَلى صِيَامِ النَّهَارِ وَبِالْقَيْلُو لَةِ عَلَى قِيَامِ اللَّيْلِفِي الزوائد
Sahur yemeği ile gunduz tutacağınız oruca ve oğle uzeri uykusuyla da (kaylUle) teheccud namazına kuvvet kazanın (İbn Mace, Sıyam 22)
Peygamberimiz, sahuru mumkun olan son vakte denk getirmeyi teşvik ettiği gibi, iftarın da vakit girer girmez yapılmasını teşvik etmiştir
Sahur yemeğini yedikten neler yapmalıyız?
Sahur yemeği zevk ve neşe icinde yenir Sahur yemeği oruca dayanma gucunu artırır Boylece oruc ibadetinin daha kolay yerine getirilmesine katkı sağlar Yemek bitince eller yıkanır, dişler fırcalanır Oruc icin hazırlanılır ve niyet edilir Oruc tutmak icin niyet şarttır Niyet, akşam ya da sahurda yemek yedikten sonra Allah rızası icin ramazan orucunu tutmaya niyet ettimdiyerek edilir Mutlaka bu cumleyi soylemek şart değildir Zihinden gecirmekle de niyet olur Sahura kalkmak da ayrıca bir niyettir
İmsak ne demektir?
İmsak: Sozluk anlamı, tutmaktır Yemek yemenin yasaklandığı, orucun başlama zamanına imsak vakti denir Sabah şafak sokmeden onceki vakitte imsak vakti denir İmsak vaktinin başlamasından itibaren orucu bozacak davranışlardan sakınmak gerekir Orucun vakti akşam gun batıncaya kadar devam eder
وَكُلُوا وَاشْرَبُوا حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَكُمُ الْخَيْطُ اْلاَبْيَضُ مِنَ الْخَيْطِ اْلاَسْوَدِ مِنَ الْفَجْرِ ثُمَّ اَتِمُّوا الصِّيَامَ اِلَى اللَّيْلِ
Kur'anı Kerim'de şoyle buyurulur: Fecirde beyaz iplik siyah iplikten ayırdedilinceye kadar yeyin, icin Sonra orucunuzu geceye kadar surdurun (elBakara, 2187) Beyaz ve siyah ipliğin gorunmesinden maksat, gunduzun aydınlığı ile gecenin karanlığının birbirinden ayrılmasıdır
Oruca başlama vakti olan imsak, aynı zamanda sabah namazının kılınma vaktinin başlangıcını teşkil eder Yani oruca başlarken sabah namazının vakti de girmiş bulunur
İftar ne demektir?
Orucu bozmak, orucu acmak, ramazanda akşam yemeği, oruc bozma vakti İftarın zıddı, yani oruca başlamak, imsakterimiyle ifade edilir Orucun başlangıc ve sonu Kur'an Kerim'de şoyle belirlenir:
وَكُلُوا وَاشْرَبُوا حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَكُمُ الْخَيْطُ اْلاَبْيَضُ مِنَ الْخَيْطِ اْلاَسْوَدِ مِنَ الْفَجْرِ ثُمَّ اَتِمُّوا الصِّيَامَ اِلَى اللَّيْلِ
Fecirde beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyin, icin Sonra orucunuzu geceye kadar devam ettirin(elBakara, 2187) Ayetteki siyah iplik gece; beyaz iplik ise gunduz anlamında kullanılmıştır Oructa gunduzun başlangıcı, İslam alimlerinin buyuk coğunluğuna gore, ikinci fecirden (fecri sadık) itibarendir Sona ermesi ise guneşin batmasıdır (etTaberi, Camiu'lBeyan, Mısır 13881968, II, 177 vd)
Bu ayetteki; Orucu geceye kadar tamamlayınızifadesi, iftarın guneş battıktan sonra yapılmasını gerektirir
Hz Peygamber, bir ramazan gunu yolculuk sırasında guneş batınca, Bilal (ra)'e bir şeyler hazırlamasını soylemiş, henuz guneş ışıklarının tam kaybolmadığını goren Hz Bilal'in tereddut etmesi uzerine şoyle buyurmuştur: Gunduz sona erip, gecenin doğu taraştan girdiğini gorduğumuz zaman oruclunun iftar vakti gelmiştir(Buhari, Savm, 33, 34, 35; Muslim, Sıyam, 51, 53; Darimi, Savm, 11)
Hadisi şeriflerde iftarın acele yapılması, geciktirilmemesi istenmiştir
قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ َ يَزَالُ النَّاسُ بِخَيْرٍ مَا عَجَّلُوا الْفِطْرَ فَإنَّ الْيَهُودَ يُؤَخِّرُونَفِي الزوائد
Hz Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: ResUlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: İnsanlar iftarı tacil edip (geciktirmedikleri) muddetce hayır uzere devam ederler Oyleyse iftarı tacil edin (ilk vaktinde orucunuzu acın) Cunku yahudiler, iftarlarını tehir ederler(İbrahim Canan, Kutubi Sitte Tercume ve Şerhi, Akcağ Yayınları: 17166)
Bir Kudsi hadiste şoyle buyurulur: Kullarımın bana en sevimli olanı, onların iftarda en acele edenidir(Tirmizi, Savm, 13; Ahmed İbn Hanbel, II, 238, 329)
Enes b Malik (ra)'ten, Hz Peygamber'in iftar etmedikce akşam namazı kılmadıkları, hic değilse bir yudum su ictikleri rivayet edilmiştir
Hz Peygamberden iftar ederken okuduğu bazı dualar nakledilmiştir:
رَبَّنَا تَقَبَّلْ مِنَّا اِنَّكَ اَنْتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ, اَللَّهُمَّ لَكَ صُمْتُ، وَعَلَى رِزْقِكَ أفْطَرْتُ,
Anlamı: Allahım! Senin icin oruc tuttum Sana iman ettim Sana guvenip dayandım Rızkınla iftar ettim Bizden bunu kabul buyur Şuphesiz Sen, her şeyi işiten ve bilensin
Başka bir dua şoyledir: َ : ذَهَبَ الظَّمَأُ، وَابْتَلَّتِ الْعُرُوقُ، وَثَبَتَ اَجْرُ إِنْ شَاءَ اللّهُ تَعَالَى
Anlamı: Susuzluk gitti Damarlar ıslandı İnşaallah sevap sabit oldu(bk İbn Mace, Sıyam, 48; İbn Kayyim, Zadu'lMead, II, 52)
Kısaca şoyle de dua edilebilir: رَبَّنَا اغْفِرْ لِى وَلِوَالِدَىَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ
Anlamı: Ey bağışlaması bol olan Allah'ım! Beni, anababamı ve butun muminleri hesap gununde mağfiret et(bk İbrahim SUresi, 1441; Tirmizi, Dua, 82)
Hadisi şerifte şoyle buyrulmuştur: Uc kimsenin duası reddolunmaz; Adil hukumdarın duası, İftar sırasında oruclunun duası, mazlumun duası, Allahu Teala bu duaları semaya yukseltir, gokyuzunun kapılarını acar veizzet ve celalime yemin olsun ki, bir sure sonra da olsa, sana yardım edeceğimdiye yemin eder(elAzizi, esSiracu'lMunir Şerhu'l Camii'sSağir, II, 182; İbn Kayyim elCevziyye, Zadu'lMead, II, 52)
Resulullah (sas) iftar zamanının sevincinden soz ederken şoyle buyurmuştur: Muminin kendisiyle neşelendiği iki sevinci vardır Birisi iftar vaktindeki oruc bozma sevinci, diğeri Rabbına kavuştuğu zamanki (orucunun mukafatı ile) sevincidir(Buhari, Savm, 9; Muslim, Sıyam, 163, 165; Nesai, Sıyam, 42; Ahmed b Hanbel, Musned, II, 232, 273, 516, III, 5)
Ramazan ayında iftarın birlik ve beraberliğimize katkısı nedir?
Ramazanda oruc acma vaktinin ayrı bin neşesi vardır Butun aile bireyleri hep birlikte sofraya oturur, oruc acma vaktini gelmesini bekleriz Ezan veya top sesinin duyulmasıyla birlikte orucumuzu dua ile acarız Yemeğimizi yedikten sonra dua ederek Allah'a şukrederiz Sonra akşam namazını kılar ve teravih namazı icin hazırlıklara başlarız Bu ayda camiler dolar taşar Bu durum Muslumanlar arasında sevgi, saygı, hoşgoru, yardımlaşma ve dayanışmanın artmasına neden olur
Mukabele,
Karşılaştırma, yuzleştirme, karşılık verme; aralarındaki farkı ortaya cıkarmak icin metinleri mukayese etme; Ramazanda hafızların cemaat huzurunda Kur'an okumaları
Mukabele, Kur'an tarihi ile ilgili bir terimdir Cibril (as)'ın her sene Ramazan ayında gelip Kur'an'ı Hz Peygamber (sas) ile karşılıklı muzakere etmelerini, birbirlerine okumalarını ifade eder
Kur'an'ın Allah tarafından indirildiği şekilde muhafazası, ayet ve sUrelerin tertibinin doğru olarak tesbiti ve bunun kontrolu icin Cibril (as) her sene Ramazan ayında, bir rivayete gore Ramazan ayının her gecesinde, Hz Peygamber (sas)'a gelirdi Hz Peygamber (sas) Kur'an ayetlerini Cibril'e okurdu Buna arzdenir Aynı ayetleri, mukayese icin, bir de Cibril (as) okurdu ki buna da mukabeledenir
Kur'an, Hz Peygamber'e ayet ayet nazil olduğundan her ayetin yeri, hangi sUrenin neresine yazılacağı Cibril (as) tarafından bildirilirdi Rasuli Ekrem de vahiy katiplerine bu şekilde yazdırır, hafızlar da buna gore ezberlerdi Kur'an boyle ozel bir itina ile ezberlenir ve yazılırken; Cibril (as) her senenin Ramazanında Rasuli Ekrem'e gelir, nazil olan ayetler mudarese ve tekrar arzedilmek suretiyle takrir edilirdi (Sahihi Buhari Muhtasarı Tecrid Terc, VII, 316)
Cibrilin Peygamber'e Kur'an'ı her sene muaraza etmesinin gayesi, Allah'dan Peygambere vahy ettiği Kur'an'ı kendisindekiyle karşılaştırmasıdır Bunu da baki kalanın kalması, nesholunanın gitmesi icin bir pekleştirme, sabitliğini ebedi kılma ve bir koruma olarak yapıyordu Bu maksat icin Hz Peygamber, omrunun son yılı icinde Kur'anı Cibril'e iki defa arz etti Cibril de Kur'an'ı onunla boylece iki kere mukabele etti
Mukabele, Kur'an'ın yazılması ve hafızlar tarafından ezberlenmesi dışında her sene tekrarlanan ucuncu ve onemli bir koruma garantisiniteliği taşımaktadır
اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ
Bu Zikri (Kur'an'ı) biz indirdik, O'nun koruyucusu da elbette biziz(elHicr, 159) ayetinin Asrı Saadet'te gercekleşmiş bugun de devam etmekte olan bir mucizesinden başka bir şey değildir
Kur'an'ın Ramazan'da nazil olması (elBakara, 2185), Kur'an okumanın ozellikle Ramazan'da kat kat mukafatlandırılacağı mujdesi, muslumanların bu ayda en cok Kur'an'la meşgul olmalarına sebep olmuştur Bu sebeple Kur'an ayıolan Ramazan'da cami ve evlerde mukabeleler okunur, hatimler yapılır
Aslı, Cibril (as)'ın Kur'an'ı Hz Peygamber'e, doğru tesbiti ve korunması icin, okuması olan mukabele, muslumanlar arasında koklu bir gelenek halinde gunumuze kadar gelmiştir Bu gelenek bugun de butun canlılığıyla surdurulmektedir Kur'an okuma bilsin, bilmesin, muslumanlar dinlemek suretiyle huzur bulmakta ve sevap ummakta; okuyan hafızlar, ozellikle Kur'an ezberlemeye (hıfz) calışan genc Kur'an kursu oğrencileri de cemaat huzurunda okuyarak egzersiz yapmış olmaktadırlar Mukabele suretiyle Kur'an okuyup dinlemenin başkalarını Kur'an okumaya teşvik etmesi, okuyan ve dinleyenler uzerinde ruhi bir sukUnet meydana getirmesi, sevap kazandırması gibi bir cok faydası vardır Ancak para karşılığında okumak ve okutmak caiz değildir
Osmanlılar zamanında da ozellikle ikindi namazından sonra mukabele okunurdu
Teravih namazı
Yatsı namazindan sonra kılınan namaz, teravihkelimesi Arapca, Tervihanın coğuludur ve oturmak, istirahat etmekanlamına gelmektedir
Teravih namazı,kadın erkek her musluman icin sunneti muekkede'dir Teravih, orucun sunneti değil, vaktin sunnetidir
Bir mazereti dolayısıyle oruc tutamıyanlar da teravih namazı kılarlar
Ramazan gecelerini ihya etmek icin kılınan teravih namazı Rasulullah (sav) tarafından teşfik edilmiş
من صام رمضان ايمانا واحتسابا غفر له ما تقدم من ذنبه
Her kimin anarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan'ı ihya ederse, gecmiş gunahları bağışlanır11)
عن أبى هريرة رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: كَانَ رَسولُ اللّهِ # يُرَغِّبُهُمْ في قِيَامِ رَمَضَانَ مِنْ غَيْرِ أنْ يَأمُرَهُمْ بِعَزِيمَةٍ فَيَقُولُ: مَنْ قَامَ رَمَضَانَ إيمَاناً وَاحْتِسَاباً غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ،
Şuphesiz Allah Ramazan orucunu farz kıldı Bende Ramazan gecelerini ihya etmeyi sunnet kıldım Her kim inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek ramazan'ı orucla, gecelerini namazla ihya ederse, anasından doğduğu gun gibi gunahlarından temizlenmiş olurbuyurmaktadır(12)
وعن عائشة رَضِىَ اللّهُ عَنْها قالت: صلّى رسولُ اللّهِ # في المَسْجِدِ فَصَلّى بِصََتِهِ نَاسٌ كَثِيرٌ ثُمَّ صَلَّى مِنَ القَابِلَةِ فَكَثُرُوا ثُمَّ اجْتَمَعُوا مِنَ اللَّيْلَةِ الثَّالِثةِ فَلَمْ يَخْرُجُ إلَيْهِمْ فَلَمَّا أصْبََحَ قَالَ: قَدْ رَأيْتُ صَنِيعَكُمْ فَلَمْ يَمْنَعْنِى مِنَ الخُروجِ إلَيْكُمْ إَّ أنِّى خَشِيتُ أنْ تُفْرَضَ عَلَيْكُمْ، وذلِكَ في رَمَضَان
Rasulullah (sav) Efendimiz Ramazan'da mescitte gece bir namaz kıldı Sahabenin coğu da onunla birlikte o namazı kıldı İkinci gece yine aynı namazı kıldı
Bu kez O'na tabi olarak aynı namazı kılan cemaat daha fazla oldu Ucuncu gece Rasulullah (sav) mescid'e gitmedi Mescid'i dolduran cemaat O'nu bekledi
Rasulullah (sav) ancak sabah olunca mescide cıktı ve cemaata şoyle buyurdu:
Sizin cemaatle teravih namazını kılmaya ne kadar arzulu olduğunuzu goruyorum Benim cıkıp, size namazı kıldırmama engel olan bir husus da yoktu Ancak ben size, teravih namazının farz olmasından korktuğum icin cıkmadım(13)
Hanefilere gore, teravih namazının rekat sayısı Hz Omer (RA)'ın uygulamasına dayanır Hz Omer (RA) Mescidi Nebevide halifeliğinin son zamanlarında teravih namazını yirmi rekat olarak kıldırdı Dort halife devrinden sonra da kimse teravihin yirmi rekat olarak cemaatle kılınmasına karşı cıkmadı
Alimler bu hususta Rasulullah (sav)'in şu hadisine gore hareket etmişlerdir:
Benden sonra benim sunnetimden ve raşit halifelerin sunnetinden ayrılmayın14)
Teravih namazı, ramazan ayına mahsustur; vakti, tercih edilen goruşe gore, yatsı namazından sonradır, sabah namazının vaktine kadar devam eder
Vitir namazı teravih namazından sonra kılınırAncak teravih namazından once kılınmasında da herhangi bir sakınca yokturAncak teravih namazı yatsı namazından once kılınmaz
En sağlam goruşe gore, teravihte cemaat olmak sunneti kifayedir Yani bir mescitte hic kimse teravihi cemaatle kılmazsa, hepsi gunahkar olurTeravih namazı tek başına da kılınabilir, fakat cemaatle kılınmasının fazileti daha fazladır
Teravih namazını, her iki rekatta bir selam vererek on selam ile bitirmek daha faziletlidirDort rekatta bir selam vermek de caizdir
Teravih namazını kılarken, iki rekatta bir selam verilse, normal olarak akşam namazının iki rekat sunneti gibi ve dort rekatta bir selam verilse, yatsı namazının dort rekat sunneti gibi kılınır Başlarken ve her iki rekatın başında Subhaneke, EzUzubesmeleve her oturuşta etTahiyyatile Sallibarikduaları okunur Cemaatle kılınınca, cemaat hem teravihe, hem de imama uymaya niyet eder İmam teravih namazını sesli olarak kıldırır (elKasani, Bedai'usSanayi', Beyrut, 1974, I, 288; Tahtavi, Haşiye, 335 vd)
Teravih namazı, Ramazan ayına mahsustur; vakti, tercih edilen goruşe gore, yatsı namazından sonradır, sabah namazının vaktine kadar devam eder Vitir namazı teravih namazından sonra kılınır Ancak teravih namazından once kılınmasında da herhangi bir sakınca yoktur Ancak teravih namazı yatsı namazından once kılınmaz Kılındığı takdirde, iadesi gerekir Bu namazın gece yarısından veya gecenin ucte birinden sonraya tehir edilmesi mustehaptır En sağlam goruşe gore, teravihte cemaat olmak sunneti kifayedir Yani bir mescitte hic kimse teravihi cemaatle kılmazsa, hepsi gunahkar olur Teravih namazı tek başına kılınabilir Fakat cemaatle kılınması daha faziletlidir Teravih namazına, yarısında yetişen kimse, once yatsı namazının farzını kılar ve daha sonra teravih namazını kılmak icin imama uyar Eksik kalan teravih rekatlarını, daha sonra kendisi tamamlar Hatim ile teravih namazını kılmak sunnettir
Teravih namazı hatimle kılınmayan camilerde, herhangi bir yanlışlığa meydan vermemek ve cemaatın da kısa sureleri iyice ezberlemelerini sağlamak icin, Fil sUresinden sonraki sureleri okumakta yarar vardır Bu durumda imam, rekat sayılarında da tereddude duşmekten korunmuş olur (İbn Abidin, Reddu'lMuhtar, II, 44; vd, Vekbe ezZuhayli, elFıkhu'lİslami, Dimaşk, 1989, II, 72)
İTİKAF
İtikaf lugatte bir şeyden ayrılmak, ister hayır olsun, ister kotuluk olsun, bir şey uzerinde devam etmek demektir Şer'an itikafın tarifi ise:
Cemaatle namaz kılınan bir mescitte oruclu olarak ve itikafa niyet ederek beklemektir Mescitte beklemek itikafın ruknudur Cunku itikaf beklemek, mescidde bulunmakla gercekleşir
İtikaf Kur'an ve sunnetle sabittir Kur'an'da ramazan ayının gecelerinden soz ederken:
وَلاَ تُبَاشِرُوهُنَّ وَاَنْتُمْ عَاكِفُونَ فِى الْمَسَاجِدِ تِلْكَ حُدُودُ اللهِ فَلاَ تَقْرَبُوهَا كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللهُ اَيَاتِهِ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ
Bununla beraber siz mescitlerinizde itikaf halinde iken onlara yaklaşmayın Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, sakın onlara yaklaşmayın Allah, ayetlerini insanlara boyle acıklıyor ki sakınıp korunsunlar
Dini acıdan bir mescitte itikaf niyetiyle durmaktır Buradaki mescit kaydı, işte bu dini manayı tayin eder Başka bir kayıt bulunmadığı icin bu bekleyiş, bir saat bile olsa, şer'i itikaf bulunabilecek gibi gorunur İmam Muhammed'in zahir rivayeti de boyledir Bu durumda itikafta orucun şart olması lazım gelir Buna nafile itikat denir ki oruclu orucsuz sahih olur Fakat ayetin gelişine bakılırsa itikafın Orucu gerektirdiği anlaşılır Zira Onlarla cinsi munasebette bulunmayınızYasağı, oruc gecelerindeki cinsi munasebetin mubah olduğu hukmunu tahsis yerinde olmakla, itikafta orucun şart olduğuna ve bundan dolayı itikaf muddetinin bir gunden daha az olmayacağına delalet eder ki bu da asıl şer'i itikaftır Oruc olmadıkca itikaf yoktur15) Hadis'i Şerifi de bunu teyid eder(16)
Rasulullah'ın (sav) ozellikle Ramazan icinde ve ramazanın son on gununde itikaf yaptığını bildiren ceşitli hadisi şerifler vardır Ebu Said (ra) anlatıyor Biz Rasulullah'la (sav) birlikte Ramazan'ın orta on gununde itikafa girdik, yirminci gunun sabahı olunca eşyalarımızı evlerimize taşıdık Rasulullah (sav) bir hutbe irad etti ve sonra şunu soyledi:
İtikafa girmiş olanlar, itikaf mahallerine donsunler Zira bu gece bana Kadir Gecesi'nin hangi gece olduğu gosterilmişti, sonra unutturuldu Siz, son onda ve tek gecelerde arayın Ayrıca bu gece kendimi su ve camur icinde secde eder gordumRasulullah (sav) itikaf mahalline donunce, o gunun sonuna doğru hava bozdu Mescit o sıralarda uzeri dallarla ortulmuş cardak şeklindeydi Rasulullah (sav)' m burnu ve burun yumuşağı uzerinde su ve camur bulaşığını gordum Bu gece 21 gece idi17)
İtikafın Şartları:
a Niyet; Niyetsiz itikaf olmaz, nezr edilen itikafta niyetin ayrıca dil ile ifade edilmesi gerekir
b Mescid: Erkeğin, itikafı cemaatle beş vakit namaz kılınan Mescid de olmalıdır İtikafın en faziletlisi Mescidi Haram'da, sonra Mescidi Nebevi'de ve sonra da Mescidi Aksa'da olanıdır Diğer mescitlerde ki fazilet cemaatin cokluğuna gore değişir
c Oruc: Daha once de belirttiğimiz gibi vacip olan itikaf icin oruc şarttır Sunnet itikaf Ramazan ayında olduğu icin zaten oruclu bulunma şartı vardır
d Temizlik: Kadınların hayız ve nifastan temiz olmaları gerekir Cunupluk oruca mani olmadığı gibi, itikafı da bozmaz İtikafa giren cami icinde iken ihtilam olursa, dışarı cıkarak gusul abdesti alır ve yeniden itikafa devam eder
İtikafı Bozan şeyler:
a Cinsi ilişkide bulunmak Opmek ve kucaklamak gibi şeylerden dolayı inzal vaki olursa yine itikaf bozulur
b Herhangi bir ihtiyac yokken mescidden dışarı cıkmak
c Bayılmak İtikafa giren kimse mescidden ancak şer'i, zaruri ve tabii ihtiyacları icin cıkabilir(18)
SADAKAFITIR (FİTRE)
Ramazan bayramı sadakası Buna zekatulfıtır veya yalnız fıtır da denir Yaratılış şukranesi olmak uzere sevap kazanmak kasdiyle verilir Fıtır sadakası Hicret'in ikinci senesinde zekat farz olmadan once vacib olmuştur Hur musluman ve asıl ihtiyacından fazla nisap miktarı bir mala sahip olan kişilerin vermesi gerekir
Akıl ve buluğ şart değildir Akıl hastalarının ve delilerin velileri onların mallarından fıtır sadakası verirler Ramazanda oruc tutmamış olanlar da fıtır sadakası verirler
Sadakai fıtrın edasının vakti, bayram sabahıdır O gunden once olen ve zengin iken fakir duşen kimselere sadakai fıtır vacib olmaz Bayram gecesi guneş doğmadan once doğan cocuğun fitresini vermek vacibtir Fitre bayram sabahından once ve sonra her ne zaman verilse sahihtir ve eda olur; onun kazası yoktur Fakat mustehap olan sabah namazı ile bayram namazı arasında veya birkac gun once vermektir Fitreyi bayramdan sonra vermek caiz ise de, bir vacib geciktirilmiş olacağından iyi değildir
Sadakai fıtır, zekat gibi malın değil, başın zekatıdır Bunun icin asıl ihtiyaclardan fazla olan malın buyuyucu olması, uzerinden bir yılın gecmesi ve ticaret malı olması şart değildir Bayram sabahı nisaba malik olan kişiye bile sadakai fıtır vacibtir Nisap, gumuşe gore ikiyuz dirhem (5612) gr değerindeki bir maldır Nisap miktarı mal, sadakai fıtır vacib olduktan sonra telef olsa yine fitre vermek lazımdır Bu miktar bir mala sahip olan bir kimse kendisi icin, baliğ olmayan malsız cocukları icin, hizmetinde bulunanlar icin, sadakai fıtır vermesi vacibtir Hanımı ve buyuk cocuğunun fitrelerini vermesi uzerine vacib değildir Fakat yanında bulunan buyuk cocuğunun ve hanımının fitrelerini kendilerine sormadan verebilir Malı olan kucuk cocuğun fitresi kendi malından verilir
Ramazan Ayı ve Orucla İlgili Kavramlar
Ramazan ayında sahur, imsak, iftar vb sozcuklerini sık sık duyarız Bu sozcuklerin anlamlarını bilmek bunları doğru bir şekilde kullanmamız bize oruc ibadetini doğru, kurallarına uygun bir şekilde yerine getirmemizi sağlar
Orucumuzu sağlıklı bir şekilde yerine getirmek icin; niyet etmek, niyetin başlama ve bitme zamanını bilmek, tan ağarmaya başlamasından guneş batıncaya kadar orucu bozan şeylerden sakınmak gerekir
Sahur ne demektir?
Orucun gecerliliği ile doğrudan ilgili olmamakla birlikte, oruc tutmayı biraz daha kolaylaştırmak uzere Peygamberimizin bazı tavsiyeleri olmuştur Bunların başında sahur yapmak gelir Sahur, ikinci fecirden az onceki vakit olan seher vaktinde yenilen yemek demektir Sahura kalkmakla hem bir şeyler yenilerek oruc icin enerji toplanmış, hem de bir sunnet yerine getirilmiş, seher vaktinin feyiz ve faziletinden yararlanılmış olur Bu bakımdan bir yudum su ile de olsa sahur yapmak ve sahur yemeğini mumkun olduğunca, gecenin son vaktine denk getirmeye calışmak uygun olur Peygamberimizin sahura kalkmayı teşvik ve tavsiye eden bircok hadisi bulunmaktadır:
قَالَ رَسُولُ اللّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : فَصْلُ مَا بَيْنَ صِيَامِنَا وَصِيَامِ أهْلِ الكِتَابِ أكْلَةُ السَّحَرِ
Amr İbnu'lAs (radıyallahu anh) anlatıyor: ResUlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: Bizim orucumuzla Ehli Kitab'ın orucunu ayıran fark sahur yemeğidir(Kutubu sitte 3181)
قَالَ رَسُولُ اللّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: تَسَحَّرُوا فَإِنَّ فِي السَّحُورِ بَرَكَةً
Sahura kalkın, cunku sahur yemeğinde bereket vardır (Buhari, Savm 20; Muslim, Sıyam 45),
قَالَ: اسْتَعِينُوا بِطَعَامِ السَّحَرِ عَلى صِيَامِ النَّهَارِ وَبِالْقَيْلُو لَةِ عَلَى قِيَامِ اللَّيْلِفِي الزوائد
Sahur yemeği ile gunduz tutacağınız oruca ve oğle uzeri uykusuyla da (kaylUle) teheccud namazına kuvvet kazanın (İbn Mace, Sıyam 22)
Peygamberimiz, sahuru mumkun olan son vakte denk getirmeyi teşvik ettiği gibi, iftarın da vakit girer girmez yapılmasını teşvik etmiştir
Sahur yemeğini yedikten neler yapmalıyız?
Sahur yemeği zevk ve neşe icinde yenir Sahur yemeği oruca dayanma gucunu artırır Boylece oruc ibadetinin daha kolay yerine getirilmesine katkı sağlar Yemek bitince eller yıkanır, dişler fırcalanır Oruc icin hazırlanılır ve niyet edilir Oruc tutmak icin niyet şarttır Niyet, akşam ya da sahurda yemek yedikten sonra Allah rızası icin ramazan orucunu tutmaya niyet ettimdiyerek edilir Mutlaka bu cumleyi soylemek şart değildir Zihinden gecirmekle de niyet olur Sahura kalkmak da ayrıca bir niyettir
İmsak ne demektir?
İmsak: Sozluk anlamı, tutmaktır Yemek yemenin yasaklandığı, orucun başlama zamanına imsak vakti denir Sabah şafak sokmeden onceki vakitte imsak vakti denir İmsak vaktinin başlamasından itibaren orucu bozacak davranışlardan sakınmak gerekir Orucun vakti akşam gun batıncaya kadar devam eder
وَكُلُوا وَاشْرَبُوا حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَكُمُ الْخَيْطُ اْلاَبْيَضُ مِنَ الْخَيْطِ اْلاَسْوَدِ مِنَ الْفَجْرِ ثُمَّ اَتِمُّوا الصِّيَامَ اِلَى اللَّيْلِ
Kur'anı Kerim'de şoyle buyurulur: Fecirde beyaz iplik siyah iplikten ayırdedilinceye kadar yeyin, icin Sonra orucunuzu geceye kadar surdurun (elBakara, 2187) Beyaz ve siyah ipliğin gorunmesinden maksat, gunduzun aydınlığı ile gecenin karanlığının birbirinden ayrılmasıdır
Oruca başlama vakti olan imsak, aynı zamanda sabah namazının kılınma vaktinin başlangıcını teşkil eder Yani oruca başlarken sabah namazının vakti de girmiş bulunur
İftar ne demektir?
Orucu bozmak, orucu acmak, ramazanda akşam yemeği, oruc bozma vakti İftarın zıddı, yani oruca başlamak, imsakterimiyle ifade edilir Orucun başlangıc ve sonu Kur'an Kerim'de şoyle belirlenir:
وَكُلُوا وَاشْرَبُوا حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَكُمُ الْخَيْطُ اْلاَبْيَضُ مِنَ الْخَيْطِ اْلاَسْوَدِ مِنَ الْفَجْرِ ثُمَّ اَتِمُّوا الصِّيَامَ اِلَى اللَّيْلِ
Fecirde beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyin, icin Sonra orucunuzu geceye kadar devam ettirin(elBakara, 2187) Ayetteki siyah iplik gece; beyaz iplik ise gunduz anlamında kullanılmıştır Oructa gunduzun başlangıcı, İslam alimlerinin buyuk coğunluğuna gore, ikinci fecirden (fecri sadık) itibarendir Sona ermesi ise guneşin batmasıdır (etTaberi, Camiu'lBeyan, Mısır 13881968, II, 177 vd)
Bu ayetteki; Orucu geceye kadar tamamlayınızifadesi, iftarın guneş battıktan sonra yapılmasını gerektirir
Hz Peygamber, bir ramazan gunu yolculuk sırasında guneş batınca, Bilal (ra)'e bir şeyler hazırlamasını soylemiş, henuz guneş ışıklarının tam kaybolmadığını goren Hz Bilal'in tereddut etmesi uzerine şoyle buyurmuştur: Gunduz sona erip, gecenin doğu taraştan girdiğini gorduğumuz zaman oruclunun iftar vakti gelmiştir(Buhari, Savm, 33, 34, 35; Muslim, Sıyam, 51, 53; Darimi, Savm, 11)
Hadisi şeriflerde iftarın acele yapılması, geciktirilmemesi istenmiştir
قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ َ يَزَالُ النَّاسُ بِخَيْرٍ مَا عَجَّلُوا الْفِطْرَ فَإنَّ الْيَهُودَ يُؤَخِّرُونَفِي الزوائد
Hz Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: ResUlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: İnsanlar iftarı tacil edip (geciktirmedikleri) muddetce hayır uzere devam ederler Oyleyse iftarı tacil edin (ilk vaktinde orucunuzu acın) Cunku yahudiler, iftarlarını tehir ederler(İbrahim Canan, Kutubi Sitte Tercume ve Şerhi, Akcağ Yayınları: 17166)
Bir Kudsi hadiste şoyle buyurulur: Kullarımın bana en sevimli olanı, onların iftarda en acele edenidir(Tirmizi, Savm, 13; Ahmed İbn Hanbel, II, 238, 329)
Enes b Malik (ra)'ten, Hz Peygamber'in iftar etmedikce akşam namazı kılmadıkları, hic değilse bir yudum su ictikleri rivayet edilmiştir
Hz Peygamberden iftar ederken okuduğu bazı dualar nakledilmiştir:
رَبَّنَا تَقَبَّلْ مِنَّا اِنَّكَ اَنْتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ, اَللَّهُمَّ لَكَ صُمْتُ، وَعَلَى رِزْقِكَ أفْطَرْتُ,
Anlamı: Allahım! Senin icin oruc tuttum Sana iman ettim Sana guvenip dayandım Rızkınla iftar ettim Bizden bunu kabul buyur Şuphesiz Sen, her şeyi işiten ve bilensin
Başka bir dua şoyledir: َ : ذَهَبَ الظَّمَأُ، وَابْتَلَّتِ الْعُرُوقُ، وَثَبَتَ اَجْرُ إِنْ شَاءَ اللّهُ تَعَالَى
Anlamı: Susuzluk gitti Damarlar ıslandı İnşaallah sevap sabit oldu(bk İbn Mace, Sıyam, 48; İbn Kayyim, Zadu'lMead, II, 52)
Kısaca şoyle de dua edilebilir: رَبَّنَا اغْفِرْ لِى وَلِوَالِدَىَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ
Anlamı: Ey bağışlaması bol olan Allah'ım! Beni, anababamı ve butun muminleri hesap gununde mağfiret et(bk İbrahim SUresi, 1441; Tirmizi, Dua, 82)
Hadisi şerifte şoyle buyrulmuştur: Uc kimsenin duası reddolunmaz; Adil hukumdarın duası, İftar sırasında oruclunun duası, mazlumun duası, Allahu Teala bu duaları semaya yukseltir, gokyuzunun kapılarını acar veizzet ve celalime yemin olsun ki, bir sure sonra da olsa, sana yardım edeceğimdiye yemin eder(elAzizi, esSiracu'lMunir Şerhu'l Camii'sSağir, II, 182; İbn Kayyim elCevziyye, Zadu'lMead, II, 52)
Resulullah (sas) iftar zamanının sevincinden soz ederken şoyle buyurmuştur: Muminin kendisiyle neşelendiği iki sevinci vardır Birisi iftar vaktindeki oruc bozma sevinci, diğeri Rabbına kavuştuğu zamanki (orucunun mukafatı ile) sevincidir(Buhari, Savm, 9; Muslim, Sıyam, 163, 165; Nesai, Sıyam, 42; Ahmed b Hanbel, Musned, II, 232, 273, 516, III, 5)
Ramazan ayında iftarın birlik ve beraberliğimize katkısı nedir?
Ramazanda oruc acma vaktinin ayrı bin neşesi vardır Butun aile bireyleri hep birlikte sofraya oturur, oruc acma vaktini gelmesini bekleriz Ezan veya top sesinin duyulmasıyla birlikte orucumuzu dua ile acarız Yemeğimizi yedikten sonra dua ederek Allah'a şukrederiz Sonra akşam namazını kılar ve teravih namazı icin hazırlıklara başlarız Bu ayda camiler dolar taşar Bu durum Muslumanlar arasında sevgi, saygı, hoşgoru, yardımlaşma ve dayanışmanın artmasına neden olur
Mukabele,
Karşılaştırma, yuzleştirme, karşılık verme; aralarındaki farkı ortaya cıkarmak icin metinleri mukayese etme; Ramazanda hafızların cemaat huzurunda Kur'an okumaları
Mukabele, Kur'an tarihi ile ilgili bir terimdir Cibril (as)'ın her sene Ramazan ayında gelip Kur'an'ı Hz Peygamber (sas) ile karşılıklı muzakere etmelerini, birbirlerine okumalarını ifade eder
Kur'an'ın Allah tarafından indirildiği şekilde muhafazası, ayet ve sUrelerin tertibinin doğru olarak tesbiti ve bunun kontrolu icin Cibril (as) her sene Ramazan ayında, bir rivayete gore Ramazan ayının her gecesinde, Hz Peygamber (sas)'a gelirdi Hz Peygamber (sas) Kur'an ayetlerini Cibril'e okurdu Buna arzdenir Aynı ayetleri, mukayese icin, bir de Cibril (as) okurdu ki buna da mukabeledenir
Kur'an, Hz Peygamber'e ayet ayet nazil olduğundan her ayetin yeri, hangi sUrenin neresine yazılacağı Cibril (as) tarafından bildirilirdi Rasuli Ekrem de vahiy katiplerine bu şekilde yazdırır, hafızlar da buna gore ezberlerdi Kur'an boyle ozel bir itina ile ezberlenir ve yazılırken; Cibril (as) her senenin Ramazanında Rasuli Ekrem'e gelir, nazil olan ayetler mudarese ve tekrar arzedilmek suretiyle takrir edilirdi (Sahihi Buhari Muhtasarı Tecrid Terc, VII, 316)
Cibrilin Peygamber'e Kur'an'ı her sene muaraza etmesinin gayesi, Allah'dan Peygambere vahy ettiği Kur'an'ı kendisindekiyle karşılaştırmasıdır Bunu da baki kalanın kalması, nesholunanın gitmesi icin bir pekleştirme, sabitliğini ebedi kılma ve bir koruma olarak yapıyordu Bu maksat icin Hz Peygamber, omrunun son yılı icinde Kur'anı Cibril'e iki defa arz etti Cibril de Kur'an'ı onunla boylece iki kere mukabele etti
Mukabele, Kur'an'ın yazılması ve hafızlar tarafından ezberlenmesi dışında her sene tekrarlanan ucuncu ve onemli bir koruma garantisiniteliği taşımaktadır
اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ
Bu Zikri (Kur'an'ı) biz indirdik, O'nun koruyucusu da elbette biziz(elHicr, 159) ayetinin Asrı Saadet'te gercekleşmiş bugun de devam etmekte olan bir mucizesinden başka bir şey değildir
Kur'an'ın Ramazan'da nazil olması (elBakara, 2185), Kur'an okumanın ozellikle Ramazan'da kat kat mukafatlandırılacağı mujdesi, muslumanların bu ayda en cok Kur'an'la meşgul olmalarına sebep olmuştur Bu sebeple Kur'an ayıolan Ramazan'da cami ve evlerde mukabeleler okunur, hatimler yapılır
Aslı, Cibril (as)'ın Kur'an'ı Hz Peygamber'e, doğru tesbiti ve korunması icin, okuması olan mukabele, muslumanlar arasında koklu bir gelenek halinde gunumuze kadar gelmiştir Bu gelenek bugun de butun canlılığıyla surdurulmektedir Kur'an okuma bilsin, bilmesin, muslumanlar dinlemek suretiyle huzur bulmakta ve sevap ummakta; okuyan hafızlar, ozellikle Kur'an ezberlemeye (hıfz) calışan genc Kur'an kursu oğrencileri de cemaat huzurunda okuyarak egzersiz yapmış olmaktadırlar Mukabele suretiyle Kur'an okuyup dinlemenin başkalarını Kur'an okumaya teşvik etmesi, okuyan ve dinleyenler uzerinde ruhi bir sukUnet meydana getirmesi, sevap kazandırması gibi bir cok faydası vardır Ancak para karşılığında okumak ve okutmak caiz değildir
Osmanlılar zamanında da ozellikle ikindi namazından sonra mukabele okunurdu
Teravih namazı
Yatsı namazindan sonra kılınan namaz, teravihkelimesi Arapca, Tervihanın coğuludur ve oturmak, istirahat etmekanlamına gelmektedir
Teravih namazı,kadın erkek her musluman icin sunneti muekkede'dir Teravih, orucun sunneti değil, vaktin sunnetidir
Bir mazereti dolayısıyle oruc tutamıyanlar da teravih namazı kılarlar
Ramazan gecelerini ihya etmek icin kılınan teravih namazı Rasulullah (sav) tarafından teşfik edilmiş
من صام رمضان ايمانا واحتسابا غفر له ما تقدم من ذنبه
Her kimin anarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan'ı ihya ederse, gecmiş gunahları bağışlanır11)
عن أبى هريرة رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: كَانَ رَسولُ اللّهِ # يُرَغِّبُهُمْ في قِيَامِ رَمَضَانَ مِنْ غَيْرِ أنْ يَأمُرَهُمْ بِعَزِيمَةٍ فَيَقُولُ: مَنْ قَامَ رَمَضَانَ إيمَاناً وَاحْتِسَاباً غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ،
Şuphesiz Allah Ramazan orucunu farz kıldı Bende Ramazan gecelerini ihya etmeyi sunnet kıldım Her kim inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek ramazan'ı orucla, gecelerini namazla ihya ederse, anasından doğduğu gun gibi gunahlarından temizlenmiş olurbuyurmaktadır(12)
وعن عائشة رَضِىَ اللّهُ عَنْها قالت: صلّى رسولُ اللّهِ # في المَسْجِدِ فَصَلّى بِصََتِهِ نَاسٌ كَثِيرٌ ثُمَّ صَلَّى مِنَ القَابِلَةِ فَكَثُرُوا ثُمَّ اجْتَمَعُوا مِنَ اللَّيْلَةِ الثَّالِثةِ فَلَمْ يَخْرُجُ إلَيْهِمْ فَلَمَّا أصْبََحَ قَالَ: قَدْ رَأيْتُ صَنِيعَكُمْ فَلَمْ يَمْنَعْنِى مِنَ الخُروجِ إلَيْكُمْ إَّ أنِّى خَشِيتُ أنْ تُفْرَضَ عَلَيْكُمْ، وذلِكَ في رَمَضَان
Rasulullah (sav) Efendimiz Ramazan'da mescitte gece bir namaz kıldı Sahabenin coğu da onunla birlikte o namazı kıldı İkinci gece yine aynı namazı kıldı
Bu kez O'na tabi olarak aynı namazı kılan cemaat daha fazla oldu Ucuncu gece Rasulullah (sav) mescid'e gitmedi Mescid'i dolduran cemaat O'nu bekledi
Rasulullah (sav) ancak sabah olunca mescide cıktı ve cemaata şoyle buyurdu:
Sizin cemaatle teravih namazını kılmaya ne kadar arzulu olduğunuzu goruyorum Benim cıkıp, size namazı kıldırmama engel olan bir husus da yoktu Ancak ben size, teravih namazının farz olmasından korktuğum icin cıkmadım(13)
Hanefilere gore, teravih namazının rekat sayısı Hz Omer (RA)'ın uygulamasına dayanır Hz Omer (RA) Mescidi Nebevide halifeliğinin son zamanlarında teravih namazını yirmi rekat olarak kıldırdı Dort halife devrinden sonra da kimse teravihin yirmi rekat olarak cemaatle kılınmasına karşı cıkmadı
Alimler bu hususta Rasulullah (sav)'in şu hadisine gore hareket etmişlerdir:
Benden sonra benim sunnetimden ve raşit halifelerin sunnetinden ayrılmayın14)
Teravih namazı, ramazan ayına mahsustur; vakti, tercih edilen goruşe gore, yatsı namazından sonradır, sabah namazının vaktine kadar devam eder
Vitir namazı teravih namazından sonra kılınırAncak teravih namazından once kılınmasında da herhangi bir sakınca yokturAncak teravih namazı yatsı namazından once kılınmaz
En sağlam goruşe gore, teravihte cemaat olmak sunneti kifayedir Yani bir mescitte hic kimse teravihi cemaatle kılmazsa, hepsi gunahkar olurTeravih namazı tek başına da kılınabilir, fakat cemaatle kılınmasının fazileti daha fazladır
Teravih namazını, her iki rekatta bir selam vererek on selam ile bitirmek daha faziletlidirDort rekatta bir selam vermek de caizdir
Teravih namazını kılarken, iki rekatta bir selam verilse, normal olarak akşam namazının iki rekat sunneti gibi ve dort rekatta bir selam verilse, yatsı namazının dort rekat sunneti gibi kılınır Başlarken ve her iki rekatın başında Subhaneke, EzUzubesmeleve her oturuşta etTahiyyatile Sallibarikduaları okunur Cemaatle kılınınca, cemaat hem teravihe, hem de imama uymaya niyet eder İmam teravih namazını sesli olarak kıldırır (elKasani, Bedai'usSanayi', Beyrut, 1974, I, 288; Tahtavi, Haşiye, 335 vd)
Teravih namazı, Ramazan ayına mahsustur; vakti, tercih edilen goruşe gore, yatsı namazından sonradır, sabah namazının vaktine kadar devam eder Vitir namazı teravih namazından sonra kılınır Ancak teravih namazından once kılınmasında da herhangi bir sakınca yoktur Ancak teravih namazı yatsı namazından once kılınmaz Kılındığı takdirde, iadesi gerekir Bu namazın gece yarısından veya gecenin ucte birinden sonraya tehir edilmesi mustehaptır En sağlam goruşe gore, teravihte cemaat olmak sunneti kifayedir Yani bir mescitte hic kimse teravihi cemaatle kılmazsa, hepsi gunahkar olur Teravih namazı tek başına kılınabilir Fakat cemaatle kılınması daha faziletlidir Teravih namazına, yarısında yetişen kimse, once yatsı namazının farzını kılar ve daha sonra teravih namazını kılmak icin imama uyar Eksik kalan teravih rekatlarını, daha sonra kendisi tamamlar Hatim ile teravih namazını kılmak sunnettir
Teravih namazı hatimle kılınmayan camilerde, herhangi bir yanlışlığa meydan vermemek ve cemaatın da kısa sureleri iyice ezberlemelerini sağlamak icin, Fil sUresinden sonraki sureleri okumakta yarar vardır Bu durumda imam, rekat sayılarında da tereddude duşmekten korunmuş olur (İbn Abidin, Reddu'lMuhtar, II, 44; vd, Vekbe ezZuhayli, elFıkhu'lİslami, Dimaşk, 1989, II, 72)
İTİKAF
İtikaf lugatte bir şeyden ayrılmak, ister hayır olsun, ister kotuluk olsun, bir şey uzerinde devam etmek demektir Şer'an itikafın tarifi ise:
Cemaatle namaz kılınan bir mescitte oruclu olarak ve itikafa niyet ederek beklemektir Mescitte beklemek itikafın ruknudur Cunku itikaf beklemek, mescidde bulunmakla gercekleşir
İtikaf Kur'an ve sunnetle sabittir Kur'an'da ramazan ayının gecelerinden soz ederken:
وَلاَ تُبَاشِرُوهُنَّ وَاَنْتُمْ عَاكِفُونَ فِى الْمَسَاجِدِ تِلْكَ حُدُودُ اللهِ فَلاَ تَقْرَبُوهَا كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللهُ اَيَاتِهِ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ
Bununla beraber siz mescitlerinizde itikaf halinde iken onlara yaklaşmayın Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, sakın onlara yaklaşmayın Allah, ayetlerini insanlara boyle acıklıyor ki sakınıp korunsunlar
Dini acıdan bir mescitte itikaf niyetiyle durmaktır Buradaki mescit kaydı, işte bu dini manayı tayin eder Başka bir kayıt bulunmadığı icin bu bekleyiş, bir saat bile olsa, şer'i itikaf bulunabilecek gibi gorunur İmam Muhammed'in zahir rivayeti de boyledir Bu durumda itikafta orucun şart olması lazım gelir Buna nafile itikat denir ki oruclu orucsuz sahih olur Fakat ayetin gelişine bakılırsa itikafın Orucu gerektirdiği anlaşılır Zira Onlarla cinsi munasebette bulunmayınızYasağı, oruc gecelerindeki cinsi munasebetin mubah olduğu hukmunu tahsis yerinde olmakla, itikafta orucun şart olduğuna ve bundan dolayı itikaf muddetinin bir gunden daha az olmayacağına delalet eder ki bu da asıl şer'i itikaftır Oruc olmadıkca itikaf yoktur15) Hadis'i Şerifi de bunu teyid eder(16)
Rasulullah'ın (sav) ozellikle Ramazan icinde ve ramazanın son on gununde itikaf yaptığını bildiren ceşitli hadisi şerifler vardır Ebu Said (ra) anlatıyor Biz Rasulullah'la (sav) birlikte Ramazan'ın orta on gununde itikafa girdik, yirminci gunun sabahı olunca eşyalarımızı evlerimize taşıdık Rasulullah (sav) bir hutbe irad etti ve sonra şunu soyledi:
İtikafa girmiş olanlar, itikaf mahallerine donsunler Zira bu gece bana Kadir Gecesi'nin hangi gece olduğu gosterilmişti, sonra unutturuldu Siz, son onda ve tek gecelerde arayın Ayrıca bu gece kendimi su ve camur icinde secde eder gordumRasulullah (sav) itikaf mahalline donunce, o gunun sonuna doğru hava bozdu Mescit o sıralarda uzeri dallarla ortulmuş cardak şeklindeydi Rasulullah (sav)' m burnu ve burun yumuşağı uzerinde su ve camur bulaşığını gordum Bu gece 21 gece idi17)
İtikafın Şartları:
a Niyet; Niyetsiz itikaf olmaz, nezr edilen itikafta niyetin ayrıca dil ile ifade edilmesi gerekir
b Mescid: Erkeğin, itikafı cemaatle beş vakit namaz kılınan Mescid de olmalıdır İtikafın en faziletlisi Mescidi Haram'da, sonra Mescidi Nebevi'de ve sonra da Mescidi Aksa'da olanıdır Diğer mescitlerde ki fazilet cemaatin cokluğuna gore değişir
c Oruc: Daha once de belirttiğimiz gibi vacip olan itikaf icin oruc şarttır Sunnet itikaf Ramazan ayında olduğu icin zaten oruclu bulunma şartı vardır
d Temizlik: Kadınların hayız ve nifastan temiz olmaları gerekir Cunupluk oruca mani olmadığı gibi, itikafı da bozmaz İtikafa giren cami icinde iken ihtilam olursa, dışarı cıkarak gusul abdesti alır ve yeniden itikafa devam eder
İtikafı Bozan şeyler:
a Cinsi ilişkide bulunmak Opmek ve kucaklamak gibi şeylerden dolayı inzal vaki olursa yine itikaf bozulur
b Herhangi bir ihtiyac yokken mescidden dışarı cıkmak
c Bayılmak İtikafa giren kimse mescidden ancak şer'i, zaruri ve tabii ihtiyacları icin cıkabilir(18)
SADAKAFITIR (FİTRE)
Ramazan bayramı sadakası Buna zekatulfıtır veya yalnız fıtır da denir Yaratılış şukranesi olmak uzere sevap kazanmak kasdiyle verilir Fıtır sadakası Hicret'in ikinci senesinde zekat farz olmadan once vacib olmuştur Hur musluman ve asıl ihtiyacından fazla nisap miktarı bir mala sahip olan kişilerin vermesi gerekir
Akıl ve buluğ şart değildir Akıl hastalarının ve delilerin velileri onların mallarından fıtır sadakası verirler Ramazanda oruc tutmamış olanlar da fıtır sadakası verirler
Sadakai fıtrın edasının vakti, bayram sabahıdır O gunden once olen ve zengin iken fakir duşen kimselere sadakai fıtır vacib olmaz Bayram gecesi guneş doğmadan once doğan cocuğun fitresini vermek vacibtir Fitre bayram sabahından once ve sonra her ne zaman verilse sahihtir ve eda olur; onun kazası yoktur Fakat mustehap olan sabah namazı ile bayram namazı arasında veya birkac gun once vermektir Fitreyi bayramdan sonra vermek caiz ise de, bir vacib geciktirilmiş olacağından iyi değildir
Sadakai fıtır, zekat gibi malın değil, başın zekatıdır Bunun icin asıl ihtiyaclardan fazla olan malın buyuyucu olması, uzerinden bir yılın gecmesi ve ticaret malı olması şart değildir Bayram sabahı nisaba malik olan kişiye bile sadakai fıtır vacibtir Nisap, gumuşe gore ikiyuz dirhem (5612) gr değerindeki bir maldır Nisap miktarı mal, sadakai fıtır vacib olduktan sonra telef olsa yine fitre vermek lazımdır Bu miktar bir mala sahip olan bir kimse kendisi icin, baliğ olmayan malsız cocukları icin, hizmetinde bulunanlar icin, sadakai fıtır vermesi vacibtir Hanımı ve buyuk cocuğunun fitrelerini vermesi uzerine vacib değildir Fakat yanında bulunan buyuk cocuğunun ve hanımının fitrelerini kendilerine sormadan verebilir Malı olan kucuk cocuğun fitresi kendi malından verilir