Ramazan Bayramının Anlam Ve Önemi

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
57
Yaş
36
Coin
256,936
Ramazan Bayramının Anlam Ve Onemi
Ramazan Bayramının Anlam Nedir
Ramazan Bayramının Anlam Ve Onemi Nelerdir?

Bayram bir sevinc ve neşe gunudur Yuce duyguların coştuğu, sevgi ve saygı, hislerinin mu'minler arasında alabildiğine canlandığı guzel gunlerden biridir O gunde yardımlaşma ve kaynaşma son sınırına varır

Bayram insanları kaynaştırıp biraraya getiren en guzel vesilelerden biridir Oyle ki, bayramda şahlanan yardımlaşma ve hediyeleşme ruhu yalnızca hayatta olanlara bağlı kalmaz, dunyadan gidip kabirlerinde bir Fatiha bekleyenlere kadar uzanır Onların bu dileğini yerine getirmek icin mu'minler bayramda kabirleri ziyaret ederler; ruhlarına Kur'an'lar, Fatihalar ve dualar okuyarak onları da sevindirirlerRamazan Bayramının mu'minler arasında ayrı bir yeri vardır

Cunku Ramazan Bayramı, hergun tutulan orucun iftar vaktindeki sevinci gibi, tutulan bir aylık orucun toplu bir iftar sevincini ifade eder Bir ay gibi uzun bir sureyle, ozellikle Ramazan'ın yaz mevsimine denk geldiğinde sıcak gunlerde nefislerine oruc tutturan mu'minler, sabır imtihanını vererek manevi sorumluluktan kurtulmanın sevincini Ramazan Bayramında yaşama imkanına kavuşurlar

RAMAZAN BAYRAMI
Muslumanların iki buyuk bayramından biri Ramazan ayında tutulan bir aylık orucun bitiminde Şevval ayının ilk uc gunu muslumanların bayram gunleridir Ramazan bayramına, o gun fıtır sadakası verilmesinden dolayı Fıtır bayramıadı da verilmektedir

Resulullah (sas) Medine'ye hicret ettiği zaman Medinelilerin eğlenip neşelendigi iki bayramları vardı Hz Peygamber Medinelilere ozgu olan, cahiliye izleri taşıyan bu bayramların yerine butun muslumanların sevinip eğleneceği İslam'ın iki bayramını onlara haber verdi: Allahu Teala size, kutladığınız bu iki bayramın yerine, daha hayırlısını, Ramazan bayramı ile Kurban bayramını hediye etti(Suneni EbU Davud, Salat, 239) Bayram, Ramazan cıkıp bayramın başladığı Şevval hilalini gormekle, havanın bulutlu olması durumunda da Ramazan'ı otuz gun tutmakla başlar Ramazan'ın yirmi dokuzunda hilal gorunurse, ertesi gun Şevval'in biridir ve bayram yapılır (Suneni EbU Davud, 3306)

Ramazan bayramı, bir aylık oructan sonra yemeicmenin ve her turlu helal nimetten yararlanmanın mubah olduğu; muslumanların eğlenip birbirlerini ziyaret ettikleri, hediyeleştikleri; cocuklarin, fakirlerin ve kimsesizlerin sadaka verilerek sevindirildiği; kısaca İslami kardeşliğin toplumun her kesiminde canlı olarak yaşandığı; butun bunlarla birlikte Allah'a karşı da sorumluluklarının bilinciyle topluca namaz kılıp birbirine nasihat ettikleri sevinc gunleridir Ramazan bayramında yapılması vacib olan fıtır sadakası vermek, bayram namazı kılmak gibi ibadetlerin yanında sunnet, mustehab olanları da vardır Ramazan'ın ilk gununde oruc tutmak ise haramdır

Ramazan bayramı sabahı erken kalkıp bayramın canlılığını hissetmek, diğer gunlerden farklı bir gun olduğunu gormek, cunup olsun olmasın guslederek temiz (mumkunse yeni) elbiseler giymek, pis kokulu yiyeceklerden uzak durmak, ağzı misvaklayıp fırcalamak, guzel kokular surunmek, sacısakalı, tırnakları ve vucudun diğer yerlerindeki kılları sunnete uygun bir şekilde temizleyip duzene koymak, İslam'ın adabından olan guzel şeylerdir ve mustehabtır Ayrıca fertlerin birbirine karşı diğer gunlerden daha fazla guleryuzlu davranması, neşeli gorunmek, topluca bayram namazına gitmek; namazdan once varsa hurma, hurma yoksa tatlı bir şey yemek; bunun da bir, uc, beş gibi tekli olmasina dikkat etmek; namaza giderken Allah'ı zikretmek, karşılaşılan musluman kardeşlerle selamlaşip bayram sevincini paylaşmak, bu gunu daha bir anlamli kılacak davranışlardır ve Hz Peygamber'in sunnetleridir Yakın akrabaların birbirini ziyaret edip sorması, ihtiyac icinde olanlara yardımcı olunması gerekir Anababayı unutmamak, hic olmazsa bayram gunlerinde kendilerini ziyaret edip gonullerini almak musluman evlatların terketmemesi gereken dini bir yukumluluktur

Zengin olunsun fakir olunsun, bayram gununde guc yettiğince sadaka vermek, daha fazla muslumanla karşılaşıp sevinci paylaşmak icin namaza gidilen yoldan gelmeyip başka bir yoldan donmek sunnettir Sadakalarin dışında, uzerlerine vacib olan muslumanlar, bayram namazından once fitreadı verilen fıtır sadakalarını verirler Şafii, Maliki ve Hanbelilere gore sadakai fıtır farz, Hanefi mezhebine gore vacibdir (Tecridi Sarih, Tercumesi, 367) Bayram namazından sonra muslumanların birbirleriyle bayramlaşıp musafaha yapmaları, kucaklaşmaları İslam'ın hoş karşiladığı guzel geleneklerdir

Sabah namazından sonra bayram namazına kadar hic bir namaz kılınmaz Bu konuda İbn Abbas'tan gelen bir rivayet şoyledir: Nebiyyi Ekrem (sas) fıtır bayramı gunu yalnız iki rekat kıldırıp ondan evvel de sonra da hic bir namaz kılmadı(Tecridi Sarih Tercumesi III, 174)

Bayram namazının camimescid gibi kapalı yerler yerine acık alanda, geniş ve duz bir meydanda kılınması sunnettir Medine'ye bin arşın uzaklıkta bir yer vardı ki buraya Musallaadı verilmişti Bayram namazları da burada kılınırdı EbU Said elHudri diyor ki: Resulullah fıtır bayramı ile kurban bayramı gunlerinde Musalla'ya cıkardı İlk başladığı şey namaz olurdu Sonra namazdan cıkıp, cemaat saflarında otururken ayakta onlara donup vaaz eder ve istediklerini tavsiyede bulunurdu Abdullah b Saib şoyle anlatır: Resulullah (sas) ile bayram namazında bulundum Namazı bitirince; Biz hutbe okuyacağız, dinlemek isteyen otursun dinlesin, gitmek isteyen de gidebilirbuyurdu (Ebu Davud II, 225)

Bayram namazlarında ezan okunmaz Bu konuyla ilgili pek cok hadis vardır Ancak, halkın namazı kacırmaması icin cağrı yapılabileceği yonunde mursel hadisler de vardır Orneğin, Resulullah, bayramlarda essalatu camiah (Topluca namaz kılmaya buyrunuz) diye nida etmeyi muezzine emir buyurmuşlardır Dolayısıyla bu rivayeti kabul edip 'namaza gelin' gibi sozlerle namaza cağırmak mekruh olmaz Ancak Hayyaalessalah gibi ezan cumleleriyle nida edilirse bu mekruh olur(Tecridi Sarih, III, 181) diyen alimler de vardır

Kadınların bayram namazına gidip gidemeyecekleri konusunda da farklı goruşler vardır Peygamberimiz zamanında kadınların bayram namazına gittikleri bir cok sahih hadisle sabit olmuş bir gercektir Hatta şu hadis hayizlı kadınların dahi namaza durmamak şartıyla namaz yerine gidebileceklerini gostermektedir: Ummu Atiyye'nin bildirdiğine gore Taze, kocaya varmamış kızlara, hatta hayızlı olanlara varıncaya kadar butun kadınlar namazgaha cıkar, o gunun bereketinden nasiplenmek umidiyle erkeklerle birlikte tekbir getirir, onlarla beraber dua ederlerdi Yalnız, hayızlı olanlar Musallanın haricinde kalıp cemaatin tekbir ve dualarında hazır bulunurlar (namaza katılmazlardı)(Tecridi Sarih, III, 183) Diğer bir rivayette İbn Abbas diyor ki: Resulullah, kadınların hutbeyi işitmediklerini duşunerek Bilal'i alip onların yanına geldi, onlara vaaz ederek sadaka vermelerini emretti Kadınlar kupesini, yuzuğunu Bilal'in eteğine atıyorlardı(Suneni Ebu Davud, Salat, 239,241) Butun bunlara rağmen, ahlak ve namusa verilen değerin azaldığı, fitne ve fesadın yaygınlaştığı ortamlarda kadınların cemaate katılmayıp evlerinde durmaları İslam'ın ruhuna daha uygundur
 
Üst Alt