Saatin Tarihçesi: Saati Kim, Ne Zaman, Nasıl İcat Etti?
Bugün yılın zamanını ve gününü bilmek oldukça kolay ve hayatın doğal akışının bir parçası ancak mekanik saatlerin icat edildiği 13. yüzyıla kadar zamanı söylemek oldukça zordu. Zamanı söylemek için en eski yöntem, güneş saatiydi. Güneş saatinin tam olarak ne zaman icat edildiği bilinmese de Eski Mısır ve Irak’ta kullanıldığı bilinir. M.Ö. 1400’lü yıllarda ise Mısırlılar suyun hareketleriyle zamanı tahmin gösteren su saatini icat ettiler. 60 dakikalık ve 60 saniyelik rakamları baz alan, 60 tabanlı zaman sistemini kullanan modern saatlerin geçmişinin ise Antik Mezopotamya’da yaşayan Babiller devrine kadar dayandığını biliyor musunuz? Saatlerin uzun ve büyüleyici tarihiyle ilgili tüm detaylara göz atarak, siz de daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Saat Nedir?
Saat, zamanı göstermeye yarayan mekanik veya elektronik cihazdır. Eşit zaman aralıklarında düzenli hareketler gerçekleştiren bu cihazlar, bir sayma mekanizmasına bağlı çalışır.
Saati Kim İcat Etti?
Saati aslında Mısırlılar icat etmiştir. Ancak bilinen ilk dişli saati icat eden M.Ö. 3 yüzyılda yaşayan matematikçi Arşimet’tir. Arşimet’in icat ettiği bu saat, zamanın belirli saatlerinde şarkı söyleyip dans eden kuşların olduğu bir guguklu saattir. Bu saat, sifonlu bir su kabındaki yüzdürme sistemiyle çalışan ağırlıkları ve iplerden oluşan aksamlarıyla dikkat çeker.
Saat Nasıl İcat Edildi?
Saatin icadı, tam olarak bilinmese de yaklaşık olarak M.Ö. 3. bin yılda Mısırlılara dayanır. Mısırlılar tapınakların ve kraliyet konutlarının yakınına uzun dikilitaşlar inşa etmiştir. Bu yapılar, insanların gölgenin konumu sayesinde günün o anki zamanını kolayca anlamalarını sağlamıştır.
Saat Ne Zaman Bulundu?
İlk güneş saati ise bazı bilim insanlarına göre Mısır’da bazılarına göre ise Babil’de icat edilmiştir. Güneş saati de tıpkı dikilitaşlarda olduğu gibi gün ışığının hareketleriyle zamanı tahmin eden bir sisteme dayanır. Bugün arkeolojik kazılarda ele geçirilmiş olan en eski güneş saatinin tarihi M.Ö. 1500 yıllarına kadar uzanır. Daha sonraları gün ışığın olmadığı anlarda da zamanı anlamak isteyen Mısırlılar taş, bakır ve çömleklerden oluşan su saatini geliştirmiştir. Bu saatlerin de en eski örneğinin M.Ö. 1500’lü yılların ikinci yarısına tarihlendiği görülür.
Saat Çeşitleri Nelerdir?
13. yüzyıldan önceki saatlerde sürekli hareket eden, gün ışığını baz alan sistemler kullanılıyordu. Zamanı sabit bir hızla ölçmenin o dönemlerde bir yöntemi geliştirilmemişti. Bu sebeple saat çeşitleri erken ve modern dönem olarak iki ayrı grupta incelenebilir. Bu gruplara göre saatler şu şekilde sıralanabilir:
Erken Dönem Saatleri: 13. yüzyıla kadar olan saatler güneş, su ve kum saatleri olarak üç farklı başlıkta incelenebilir.
Modern Dönem Saatleri: Bu saatler, zamanı belirli bir dizine göre takip eder. Bunlar mekanik, kuvars ve dijital saatlerdir.
Güneş Saati Nedir?
Mısırlılar tarafından icat edilen güneş saati, gölgenin geçişine göre zamanın anlaşılmasına yardımcı olan horolojik bir cihazdır. Güneşin gökyüzünde nasıl hareket ettiğini tam olarak ölçerek çalışır. Düz bir plaka ve plakaya gölge düşüren gnomondan oluşur. Güneş ışığına göre oluşan gölge, günün saatini belirtmek için plakanın üzerinde işaretlenen farklı saat çizgileriyle işaretlenerek saati haber verir.
Su Saati Nedir?
Su saatleri, güneş ışığının olmadığı dakikalarda zamanı kaydetmek için icat edilmiş en eski araçlardan birisidir. Su saatleri aşağıdaki iki şekilde çalışır:
Çıkış Su Saatleri: Çıkış su saatlerinde bir kap suyla doldurulur. Su kaptan yavaşça kontrollü şekilde akıtılır. Kabın üzerinde zamanı gösteren çeşitli işaretler bulunur. Bu işaretlere göre saati gözleyen bir kişi suyun akışından itibaren ne kadar zaman geçtiğini görebilir.
Giriş Su Saatleri: Giriş su saatleri de aynı prensiple çalışır. Ancak, su kaptan dışarı akıtılmaz aksine, üzerinde zaman işaretleri olan farklı bir kapa doldurulur.
Bazı modern saatlere de su saati denir. Ancak bunlar erken dönem su saatlerinden farklı bir çalışma prensibine sahiptir. Bunlarda zamanın işleyişi bir sarkaç tarafından kontrol edilir.
Kum Saati Nedir?
Kum saati, zaman aralıklarını ölçmek için kullanılan bir cihazdır. Birbirine bağlı olan iki ampulden oluşur. Üst ampulden alt ampule kumun akmasını sağlayan dar bir dikey bağlantı ile çalışır. Alt ve üst ampul birbiriyle simetriktir. Bu sayede bu cihaz, hangi yöne bakarsa baksın süreyi iyi bir şekilde ölçer. En erken kum saati buluntuları, M.Ö 8. yüzyıla aittir.
Mekanik Saatin Tarihçesi
Bilinen en eski mekanik saat ise ağırlıkla çalışır. Bu saat, 1283 yılında İngiltere’deki Dunstable Manastırı’na kurulmuştur. Bu yönüyle Roma Katolik Kilisesi, saatin icadında önemli bir rol oynamıştır. Çünkü kilise, halkın ayin saatlerine katılması için güvenilir bir zaman ölçüm aracına ihtiyaç duymuştur. Bununla birlikte o dönemde kilisenin eğitimi büyük oranda kontrol ettiği ve en yetenekli zanaatkârları istihdam ettiği görülür. 13. yüzyılın ikinci yarısında ise Avrupa’da ticaretle uğraşan nüfusun artmasıyla zamanı kontrol etmek için kullanılan cihazlara talebin artmıştır. 1300’lü yıllarda zanaatkârların Fransa ve İtalya’da yer alan kilise ve katedraller için saatler inşa ettiği görülür.
Kuvars Saatlerin Tarihçesi
1927 yılında Amerika’da Warren Marrison tarafından icat edilen kuvars saat kaya ve taşlarda bulunan bir mineral olan kuvars kristali ile çalışır. Kuvars kristali, elektronik osilatör yardımı ile saatin mekanizmasını çok hassas bir frekans oluşturarak tetikler. Bu da cihazların mekanik saatlere göre daha doğru çalışmasını sağlar. 1970’li yılların başında mekanik saatler tüm dünyadaki yerini yavaş yavaş bu cihazlara bırakmıştır.
Dijital Saatin Tarihçesi
1883 yılında Avusturyalı bir mühendis olan Josef Pallweber, dünyanın ilk dijital saat mekanizmasını icat etti. Pallweber’in saatinin kadranında saat ve dakikayı görüntülemek için dönen iki kadran bulunuyordu. Bu teknoloji daha sonra kol saatlerine de dahil edildi. 1904 yılında ise “Plato Saati” adı verilen bir saat, St. Louis Dünya Fuarı’nda görücüye çıktı. Plato saati, geçen zamanı göstermek için dönen bir camla çevrili dijital kartlara sahip, silindir şeklinde bir nesneydi. 1970’li yıllarda ise LED ekranlı ilk dijital kol saati “Pulsar” satışa sunuldu. Bu saat günümüz dijital kol saatleriyle oldukça benzerlik gösteriyordu.
Kol Saati Ne Zaman İcat Edildi?
Kol saatinin öncüsü aslında cep saatleridir. İlk cep saati, 1479 yılında Alman çilingir Peter Henlein tarafından icat edildi. Bu saatler Heinlein tarafından uzun silindirik kutular şeklinde tasarlanıyordu. Bu sebeple bu saatlere “kutu saatler” adı veriliyordu. Bunlar küçük çantalara takılarak kullanılabilir yapıdaydı. 1500’lü yılların ortalarında da İsviçre saat endüstrisi doğdu. Pirinç, bronz ve gümüş gibi malzemeler saatlerde kullanılmaya başlandı. Cep saatleri bu dönemde oldukça popüler hale geldi. Bunlar, boyuna kolye olarak takılıyordu. Ancak ilk kol saati, 1810’da Napoli Kraliçesi olan Abraham-Louis Breguet’e atfedilir. Abraham-Louis Breguet, bileklik için dikdörtgen şekilli bir saat sipariş etmişti. Tarihin ikinci kol saati örneği ise Macaristan Kontesi Koscowicz için tanınmış üretici Patek Philippe tarafından tasarlanmıştır.
Saat Neye Göre Belirlenir?
Günümüzde 60 dakikalık ve saniyelik rakamları baz alan bu sistem, altmışlık sayma sistemini kullanan antik Mezopotamya halklarından günümüze ulaşır. Babiller, zaman ve astronomi hesapları için her zaman 60 tabanlı sistemi kullandılar. Çünkü 60 tabanlı sistem, bugün matematikte kullanılan ondalık sisteminden çok daha kolaydı. Çünkü 60, ilk alt rakama bölünebilen en küçük sayı olarak nitelendiriliyordu. Bu da 60 dakikayı, kolayca birkaç parçaya bölmeyi sağladı.
Saat Neden Yuvarlaktır?
Dairesel şekil, doğrusal olarak kabul edilir ve ibrelerin hareketleriyle uyumludur. Çünkü, ibreler de dairesel bir şekilde, saatin her yerinde aynı mesafeyi koruyarak hareket etmek zorundadır. Bu sebeple saatler yuvarlak olarak tasarlanmıştır. Ancak, modern ürünlerin güneş saatlerinden alınan ilhamla yuvarlak şekilde dizayn edildiği de söylenebilir.
Bir Gün Neden 24 Saat?
Bir günün 24 saat olması da aslında 60 tabanlık sistemle benzer sebeplerle ortaya çıkar. 24 saatlik gün kavramı, Mısırlılardan günümüze ulaşır. Mısırlılar günü; 12 saat gündüz ve 12 saat gece olarak ayırdı. Ancak bu saatler, kış aylarında gecelerin daha uzun sürmesi gibi mevsim koşullarına göre değişiklik gösterdi. Bu sebeple, antik Yunan döneminde yaşamış olan Hipparchus, günü ekinoks dönemindeki gibi 24 saate eşit olarak bölmeyi önerdi. Çünkü ekinoksta günün aydınlık ve karanlık olduğu zaman dilimi eşitti. 14. yüzyılda mekanik saatlerin ortaya çıkmasıyla bu sistem daha yaygın hale geldi.
Saat: Kim, Ne Zaman İcat Etti?
Geçmiş çağlarda insanlar zamanı nasıl ölçüyordu? Günümüzde kullanılan saatleri kim icat etti? Bu yazımızda saatin icadı üzerine tarihî bir yolculuğa çıkıyoruz.
“Vakit nakittir.” sözü zamanın çok değerli olduğunu ve boş yere harcanmaması gerektiğini anlatır. Zamanı verimli kullanmak için günlük hayatımızı planlar ve buna uygun hareket etmeye çalışırız. Bu konuda en büyük yardımcımız ise saatler. Bugün her ne kadar zamanı çoğunlukla cep telefonu, tablet ve bilgisayar üzerindeki dijital göstergeler üzerinden takip etsek de saatleri kolumuza takarak ya da ev, okul, iş yerlerinin duvarlarına asarak kullanmaya devam ediyoruz. Peki geçmiş çağlarda insanlar zamanı nasıl ölçüyordu? Günümüzde kullanılan saatler nasıl ortaya çıktı? Gelin şimdi saatin icadı üzerine tarihî bir yolculuğa çıkalım.
Eski Çağlarda Zaman Ölçümü
"Saati kim buldu?" sorusunu cevaplamadan önce geçmişte zamanın nasıl ölçüldüğüne bakalım. Eski çağlarda Güneş’in doğup batması ve yıldızların gökyüzünde görünüp kaybolmasından ibaret olan zaman kavramı özellikle insanların yerleşik hayata geçip tarım yapmasıyla değişmeye başladı. Artık hayvanların düzenli olarak beslenmesi, tarım ürünlerinin belirli zamanlarda ekilmesi ve sulanması, hasat sonrası ürünlerin belirli saatlerde pazar yerlerine taşınması gerekiyordu. Bu ihtiyaçlar insanları zamanı ölçmek için farklı yöntemler aramaya teşvik etti.
Güneş Saati
Zamanı ölçmek için faydalanılan ilk aletlerden biri olan güneş saatleri, MÖ 4000’lerde Eski Mısır’da icat edildi. Güneş saatlerinde düz bir yüzeyin üzerine bir çubuk yerleştiriliyor ve çubuğun Güneş’in açısına bağlı olarak oluşturduğu gölgenin uzunluğu takip ediliyordu. Başlangıçta oldukça basit olan bu saatler, bir süre sonra geliştirildi ve üzerine zaman dilimlerini gösteren kadranlar eklendi. O dönemlerde Mısır’da 12 tabanlı sayı sistemi kullanılıyordu. Daha sonra bu sistem Babilliler döneminde “60” sayısını temel alan “altılı” bir sayı sistemine dönüştürüldü. Saatin 60 dakika, bir günün 24 saat (12 saat gündüz, 12 saat gece), bir dairenin çevrisinin 360 derece olmasının temelinde 12 ve 60 tabanlı sistemler yer alır. Güneş saatinin en büyük dezavantajı ise bulutlu havalarda ve geceleri güneş ışığı olmadığı için kullanılamamasıydı.
Güneş saati
Güneş saatinin işlevsiz olduğu durumlar için icat edilen su saatlerinin Eski Mısır’da ortaya çıktığı, daha sonra farklı medeniyetler tarafından geliştirildiği tahmin ediliyor. Farklı türleri bulunan su saatlerinin en yaygın olanı tam bir günde yani 24 saatte boşalan büyük bir su kabından oluşuyordu. Kabın altında bir delik, içinde ise geçen zamanı temsil eden çizgiler bulunuyordu. Su bu delikten yavaş yavaş akarken suyun seviyesi bu çizgilerden birine geldiğinde “birim zaman” kadar vakit geçtiği anlaşılıyordu.
Su saati
Çinliler ise bir kaptan başka bir kaba akan, biri boşalınca öteki kabı dolduran suyla zamanın belirlendiği daha farklı bir su saati kullanıyorlardı.
Su saatinin en ünlü örneklerden birini Müslüman bilgin el-Cezerî tasarladı. El-Cezerî’nin geliştirdiği filli su saatiyle ilgili detaylı bilgi için tıklayın.
El-Cezerî tarafından geliştirilen filli su saati. Filli su saatini Konya, Bursa ve Kocaeli bilim merkezlerini ziyaret ederek daha yakından inceleyebilirsiniz.
Mum Saati
İlk kullanım yeri ve zamanı bilinmeyen mum saati, Japonya'da 10. yüzyılın başlarına kadar kullanıldı. Bu saatlerde mum yandıkça mumun üzerindeki ya da arkasında bulunan tahta çubuktaki işaretlere bakılarak ne kadar zaman geçtiği belirleniyordu.
Kum Saati
Kum saatlerinde üst üste bulunan iki cam fanusun içerisindeki kum birinden diğerine akardı. Kum saati daha çok belirli bir sürenin başlangıcını ve bitişini göstermek için kullanılırdı.
Mekanik Saatler
İlk mekanik saatler 1300’lü yıllarda kullanılmaya başlandı. Serbest düşmesi engellenmiş yani belirli bir noktadan yavaş yavaş aşağı inen ağırlıkların çarkları döndürdüğü bu saatler zamanı hassas bir şekilde ölçemiyordu. Günde yaklaşık 15 dakikadan fazla saptıkları için her gün yeniden ayarlanmaları gerekiyordu.
1500’lü yılların başında Alman kilit ustası Peter Henlein zembereği kullanarak tarihteki ilk kurmalı saati üretti. Böylece saatlerde büyük ağırlıkların kullanılmasına gerek kalmadı. Zamanı hassas bir şekilde göstermemesine rağmen, insanlar bu saatleri ceplerinde taşımaya başladılar.
Peter Henlein’ın ürettiği zemberekli saat. Saatlerin çeşitli parçalarını harekete geçiren yaylı bölüm zemberek olarak adlandırılır.
İtalyan mucit Galileo Galilei, 1581’de düzenli salınma periyoduna sahip sarkaçlar sayesinde hata payı düşük mekanik saatler tasarlanabileceğini keşfetti. Bundan 75 yıl sonra Christian Huygens, günde bir dakikadan daha az sapan sarkaçlı saati geliştirdi.
Christian Huygens tarafından geliştirilen sarkaçlı saatin taslağı
1762 yılında John Harrison zamanı doğru gösteren sarkaçsız bir saat icat etti. Bir tür kronometre olan bu saatte sarkaç yerine bir denge çarkı ve bir yay kullandı.
John Harrison tarafından geliştirilen saat
Kuvars Saatler
1927 yılında Kanadalı Warren Marrison kuvars saati geliştirdi. Pille çalışan bu saatlerde, zaman ölçümü kuvars kristallerinin titreşim frekansı üzerinden yapılıyordu. İlk kuvars saatler yaklaşık olarak her dört ayda bir saniye sapıyordu. Zamanla kuvars saatlerin ölçümlerindeki hata payı 32 yılda bir saniyenin altına düştü. 1980'lerden itibaren elektronik teknolojisindeki gelişmeler bu saatlerin kolay ve ucuz bir şekilde üretilmesine imkân sağladı. Böylece kuvars saatler dünyanın en yaygın kullanılan zaman ölçme teknolojisi hâline geldi. Günümüzde kolumuza taktığımız ya da duvara astığımız saatlerin çoğu kuvars saattir. Ayrıca cep telefonu, tablet ve bilgisayarlarda da zamanı ölçmek için kuvars kristallerinden yararlanılır.
Kuvars saat
Atom Saatleri
Günümüzün en hassas zaman ölçme araçları ise atom saatleridir. Öyle ki en hassas atom saatlerinin bir saniye sapması için yaklaşık 30 milyar yıl geçmesi gerekir.
Zamanı ölçmek için atomlardan yararlanma fikri, ilk olarak 1800’lerin sonlarında Lord Kelvin ve James Clerk Maxwell tarafından ileri sürülmüştü. Isidor Rabi, elektronlar ile atom çekirdeği arasındaki manyetik etkileşimlerden yararlanılarak atom saatinin geliştirilebileceğini ortaya koydu. İlk atom saati ise 1949 yılında Harold Lyons tarafından geliştirildi.
Atom saatlerinden çeşitli teknolojilerde ve bilimsel çalışmalarda yararlanılır. Örneğin konum belirlemek için kullanılan GPS uydularında hassas atom saatleri vardır. Bunun yanı sıra başta görelilik kuramı olmak üzere zamanın hassas bir biçimde ölçülmesinin gerekli olduğu bilimsel çalışmalarda da atom saatleri kullanılır.
Kaynakça:Tübitak anonim detay
Bugün yılın zamanını ve gününü bilmek oldukça kolay ve hayatın doğal akışının bir parçası ancak mekanik saatlerin icat edildiği 13. yüzyıla kadar zamanı söylemek oldukça zordu. Zamanı söylemek için en eski yöntem, güneş saatiydi. Güneş saatinin tam olarak ne zaman icat edildiği bilinmese de Eski Mısır ve Irak’ta kullanıldığı bilinir. M.Ö. 1400’lü yıllarda ise Mısırlılar suyun hareketleriyle zamanı tahmin gösteren su saatini icat ettiler. 60 dakikalık ve 60 saniyelik rakamları baz alan, 60 tabanlı zaman sistemini kullanan modern saatlerin geçmişinin ise Antik Mezopotamya’da yaşayan Babiller devrine kadar dayandığını biliyor musunuz? Saatlerin uzun ve büyüleyici tarihiyle ilgili tüm detaylara göz atarak, siz de daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Saat Nedir?
Saat, zamanı göstermeye yarayan mekanik veya elektronik cihazdır. Eşit zaman aralıklarında düzenli hareketler gerçekleştiren bu cihazlar, bir sayma mekanizmasına bağlı çalışır.
Saati Kim İcat Etti?
Saati aslında Mısırlılar icat etmiştir. Ancak bilinen ilk dişli saati icat eden M.Ö. 3 yüzyılda yaşayan matematikçi Arşimet’tir. Arşimet’in icat ettiği bu saat, zamanın belirli saatlerinde şarkı söyleyip dans eden kuşların olduğu bir guguklu saattir. Bu saat, sifonlu bir su kabındaki yüzdürme sistemiyle çalışan ağırlıkları ve iplerden oluşan aksamlarıyla dikkat çeker.
Saat Nasıl İcat Edildi?
Saatin icadı, tam olarak bilinmese de yaklaşık olarak M.Ö. 3. bin yılda Mısırlılara dayanır. Mısırlılar tapınakların ve kraliyet konutlarının yakınına uzun dikilitaşlar inşa etmiştir. Bu yapılar, insanların gölgenin konumu sayesinde günün o anki zamanını kolayca anlamalarını sağlamıştır.
Saat Ne Zaman Bulundu?
İlk güneş saati ise bazı bilim insanlarına göre Mısır’da bazılarına göre ise Babil’de icat edilmiştir. Güneş saati de tıpkı dikilitaşlarda olduğu gibi gün ışığının hareketleriyle zamanı tahmin eden bir sisteme dayanır. Bugün arkeolojik kazılarda ele geçirilmiş olan en eski güneş saatinin tarihi M.Ö. 1500 yıllarına kadar uzanır. Daha sonraları gün ışığın olmadığı anlarda da zamanı anlamak isteyen Mısırlılar taş, bakır ve çömleklerden oluşan su saatini geliştirmiştir. Bu saatlerin de en eski örneğinin M.Ö. 1500’lü yılların ikinci yarısına tarihlendiği görülür.
Saat Çeşitleri Nelerdir?
13. yüzyıldan önceki saatlerde sürekli hareket eden, gün ışığını baz alan sistemler kullanılıyordu. Zamanı sabit bir hızla ölçmenin o dönemlerde bir yöntemi geliştirilmemişti. Bu sebeple saat çeşitleri erken ve modern dönem olarak iki ayrı grupta incelenebilir. Bu gruplara göre saatler şu şekilde sıralanabilir:
Erken Dönem Saatleri: 13. yüzyıla kadar olan saatler güneş, su ve kum saatleri olarak üç farklı başlıkta incelenebilir.
Modern Dönem Saatleri: Bu saatler, zamanı belirli bir dizine göre takip eder. Bunlar mekanik, kuvars ve dijital saatlerdir.
Güneş Saati Nedir?
Mısırlılar tarafından icat edilen güneş saati, gölgenin geçişine göre zamanın anlaşılmasına yardımcı olan horolojik bir cihazdır. Güneşin gökyüzünde nasıl hareket ettiğini tam olarak ölçerek çalışır. Düz bir plaka ve plakaya gölge düşüren gnomondan oluşur. Güneş ışığına göre oluşan gölge, günün saatini belirtmek için plakanın üzerinde işaretlenen farklı saat çizgileriyle işaretlenerek saati haber verir.
Su Saati Nedir?
Su saatleri, güneş ışığının olmadığı dakikalarda zamanı kaydetmek için icat edilmiş en eski araçlardan birisidir. Su saatleri aşağıdaki iki şekilde çalışır:
Çıkış Su Saatleri: Çıkış su saatlerinde bir kap suyla doldurulur. Su kaptan yavaşça kontrollü şekilde akıtılır. Kabın üzerinde zamanı gösteren çeşitli işaretler bulunur. Bu işaretlere göre saati gözleyen bir kişi suyun akışından itibaren ne kadar zaman geçtiğini görebilir.
Giriş Su Saatleri: Giriş su saatleri de aynı prensiple çalışır. Ancak, su kaptan dışarı akıtılmaz aksine, üzerinde zaman işaretleri olan farklı bir kapa doldurulur.
Bazı modern saatlere de su saati denir. Ancak bunlar erken dönem su saatlerinden farklı bir çalışma prensibine sahiptir. Bunlarda zamanın işleyişi bir sarkaç tarafından kontrol edilir.
Kum Saati Nedir?
Kum saati, zaman aralıklarını ölçmek için kullanılan bir cihazdır. Birbirine bağlı olan iki ampulden oluşur. Üst ampulden alt ampule kumun akmasını sağlayan dar bir dikey bağlantı ile çalışır. Alt ve üst ampul birbiriyle simetriktir. Bu sayede bu cihaz, hangi yöne bakarsa baksın süreyi iyi bir şekilde ölçer. En erken kum saati buluntuları, M.Ö 8. yüzyıla aittir.
Mekanik Saatin Tarihçesi
Bilinen en eski mekanik saat ise ağırlıkla çalışır. Bu saat, 1283 yılında İngiltere’deki Dunstable Manastırı’na kurulmuştur. Bu yönüyle Roma Katolik Kilisesi, saatin icadında önemli bir rol oynamıştır. Çünkü kilise, halkın ayin saatlerine katılması için güvenilir bir zaman ölçüm aracına ihtiyaç duymuştur. Bununla birlikte o dönemde kilisenin eğitimi büyük oranda kontrol ettiği ve en yetenekli zanaatkârları istihdam ettiği görülür. 13. yüzyılın ikinci yarısında ise Avrupa’da ticaretle uğraşan nüfusun artmasıyla zamanı kontrol etmek için kullanılan cihazlara talebin artmıştır. 1300’lü yıllarda zanaatkârların Fransa ve İtalya’da yer alan kilise ve katedraller için saatler inşa ettiği görülür.
Kuvars Saatlerin Tarihçesi
1927 yılında Amerika’da Warren Marrison tarafından icat edilen kuvars saat kaya ve taşlarda bulunan bir mineral olan kuvars kristali ile çalışır. Kuvars kristali, elektronik osilatör yardımı ile saatin mekanizmasını çok hassas bir frekans oluşturarak tetikler. Bu da cihazların mekanik saatlere göre daha doğru çalışmasını sağlar. 1970’li yılların başında mekanik saatler tüm dünyadaki yerini yavaş yavaş bu cihazlara bırakmıştır.
Dijital Saatin Tarihçesi
1883 yılında Avusturyalı bir mühendis olan Josef Pallweber, dünyanın ilk dijital saat mekanizmasını icat etti. Pallweber’in saatinin kadranında saat ve dakikayı görüntülemek için dönen iki kadran bulunuyordu. Bu teknoloji daha sonra kol saatlerine de dahil edildi. 1904 yılında ise “Plato Saati” adı verilen bir saat, St. Louis Dünya Fuarı’nda görücüye çıktı. Plato saati, geçen zamanı göstermek için dönen bir camla çevrili dijital kartlara sahip, silindir şeklinde bir nesneydi. 1970’li yıllarda ise LED ekranlı ilk dijital kol saati “Pulsar” satışa sunuldu. Bu saat günümüz dijital kol saatleriyle oldukça benzerlik gösteriyordu.
Kol Saati Ne Zaman İcat Edildi?
Kol saatinin öncüsü aslında cep saatleridir. İlk cep saati, 1479 yılında Alman çilingir Peter Henlein tarafından icat edildi. Bu saatler Heinlein tarafından uzun silindirik kutular şeklinde tasarlanıyordu. Bu sebeple bu saatlere “kutu saatler” adı veriliyordu. Bunlar küçük çantalara takılarak kullanılabilir yapıdaydı. 1500’lü yılların ortalarında da İsviçre saat endüstrisi doğdu. Pirinç, bronz ve gümüş gibi malzemeler saatlerde kullanılmaya başlandı. Cep saatleri bu dönemde oldukça popüler hale geldi. Bunlar, boyuna kolye olarak takılıyordu. Ancak ilk kol saati, 1810’da Napoli Kraliçesi olan Abraham-Louis Breguet’e atfedilir. Abraham-Louis Breguet, bileklik için dikdörtgen şekilli bir saat sipariş etmişti. Tarihin ikinci kol saati örneği ise Macaristan Kontesi Koscowicz için tanınmış üretici Patek Philippe tarafından tasarlanmıştır.
Saat Neye Göre Belirlenir?
Günümüzde 60 dakikalık ve saniyelik rakamları baz alan bu sistem, altmışlık sayma sistemini kullanan antik Mezopotamya halklarından günümüze ulaşır. Babiller, zaman ve astronomi hesapları için her zaman 60 tabanlı sistemi kullandılar. Çünkü 60 tabanlı sistem, bugün matematikte kullanılan ondalık sisteminden çok daha kolaydı. Çünkü 60, ilk alt rakama bölünebilen en küçük sayı olarak nitelendiriliyordu. Bu da 60 dakikayı, kolayca birkaç parçaya bölmeyi sağladı.
Saat Neden Yuvarlaktır?
Dairesel şekil, doğrusal olarak kabul edilir ve ibrelerin hareketleriyle uyumludur. Çünkü, ibreler de dairesel bir şekilde, saatin her yerinde aynı mesafeyi koruyarak hareket etmek zorundadır. Bu sebeple saatler yuvarlak olarak tasarlanmıştır. Ancak, modern ürünlerin güneş saatlerinden alınan ilhamla yuvarlak şekilde dizayn edildiği de söylenebilir.
Bir Gün Neden 24 Saat?
Bir günün 24 saat olması da aslında 60 tabanlık sistemle benzer sebeplerle ortaya çıkar. 24 saatlik gün kavramı, Mısırlılardan günümüze ulaşır. Mısırlılar günü; 12 saat gündüz ve 12 saat gece olarak ayırdı. Ancak bu saatler, kış aylarında gecelerin daha uzun sürmesi gibi mevsim koşullarına göre değişiklik gösterdi. Bu sebeple, antik Yunan döneminde yaşamış olan Hipparchus, günü ekinoks dönemindeki gibi 24 saate eşit olarak bölmeyi önerdi. Çünkü ekinoksta günün aydınlık ve karanlık olduğu zaman dilimi eşitti. 14. yüzyılda mekanik saatlerin ortaya çıkmasıyla bu sistem daha yaygın hale geldi.
Saat: Kim, Ne Zaman İcat Etti?
Geçmiş çağlarda insanlar zamanı nasıl ölçüyordu? Günümüzde kullanılan saatleri kim icat etti? Bu yazımızda saatin icadı üzerine tarihî bir yolculuğa çıkıyoruz.
“Vakit nakittir.” sözü zamanın çok değerli olduğunu ve boş yere harcanmaması gerektiğini anlatır. Zamanı verimli kullanmak için günlük hayatımızı planlar ve buna uygun hareket etmeye çalışırız. Bu konuda en büyük yardımcımız ise saatler. Bugün her ne kadar zamanı çoğunlukla cep telefonu, tablet ve bilgisayar üzerindeki dijital göstergeler üzerinden takip etsek de saatleri kolumuza takarak ya da ev, okul, iş yerlerinin duvarlarına asarak kullanmaya devam ediyoruz. Peki geçmiş çağlarda insanlar zamanı nasıl ölçüyordu? Günümüzde kullanılan saatler nasıl ortaya çıktı? Gelin şimdi saatin icadı üzerine tarihî bir yolculuğa çıkalım.
Eski Çağlarda Zaman Ölçümü
"Saati kim buldu?" sorusunu cevaplamadan önce geçmişte zamanın nasıl ölçüldüğüne bakalım. Eski çağlarda Güneş’in doğup batması ve yıldızların gökyüzünde görünüp kaybolmasından ibaret olan zaman kavramı özellikle insanların yerleşik hayata geçip tarım yapmasıyla değişmeye başladı. Artık hayvanların düzenli olarak beslenmesi, tarım ürünlerinin belirli zamanlarda ekilmesi ve sulanması, hasat sonrası ürünlerin belirli saatlerde pazar yerlerine taşınması gerekiyordu. Bu ihtiyaçlar insanları zamanı ölçmek için farklı yöntemler aramaya teşvik etti.
Güneş Saati
Zamanı ölçmek için faydalanılan ilk aletlerden biri olan güneş saatleri, MÖ 4000’lerde Eski Mısır’da icat edildi. Güneş saatlerinde düz bir yüzeyin üzerine bir çubuk yerleştiriliyor ve çubuğun Güneş’in açısına bağlı olarak oluşturduğu gölgenin uzunluğu takip ediliyordu. Başlangıçta oldukça basit olan bu saatler, bir süre sonra geliştirildi ve üzerine zaman dilimlerini gösteren kadranlar eklendi. O dönemlerde Mısır’da 12 tabanlı sayı sistemi kullanılıyordu. Daha sonra bu sistem Babilliler döneminde “60” sayısını temel alan “altılı” bir sayı sistemine dönüştürüldü. Saatin 60 dakika, bir günün 24 saat (12 saat gündüz, 12 saat gece), bir dairenin çevrisinin 360 derece olmasının temelinde 12 ve 60 tabanlı sistemler yer alır. Güneş saatinin en büyük dezavantajı ise bulutlu havalarda ve geceleri güneş ışığı olmadığı için kullanılamamasıydı.
Güneş saati
Güneş saatinin işlevsiz olduğu durumlar için icat edilen su saatlerinin Eski Mısır’da ortaya çıktığı, daha sonra farklı medeniyetler tarafından geliştirildiği tahmin ediliyor. Farklı türleri bulunan su saatlerinin en yaygın olanı tam bir günde yani 24 saatte boşalan büyük bir su kabından oluşuyordu. Kabın altında bir delik, içinde ise geçen zamanı temsil eden çizgiler bulunuyordu. Su bu delikten yavaş yavaş akarken suyun seviyesi bu çizgilerden birine geldiğinde “birim zaman” kadar vakit geçtiği anlaşılıyordu.
Su saati
Çinliler ise bir kaptan başka bir kaba akan, biri boşalınca öteki kabı dolduran suyla zamanın belirlendiği daha farklı bir su saati kullanıyorlardı.
Su saatinin en ünlü örneklerden birini Müslüman bilgin el-Cezerî tasarladı. El-Cezerî’nin geliştirdiği filli su saatiyle ilgili detaylı bilgi için tıklayın.
El-Cezerî tarafından geliştirilen filli su saati. Filli su saatini Konya, Bursa ve Kocaeli bilim merkezlerini ziyaret ederek daha yakından inceleyebilirsiniz.
Mum Saati
İlk kullanım yeri ve zamanı bilinmeyen mum saati, Japonya'da 10. yüzyılın başlarına kadar kullanıldı. Bu saatlerde mum yandıkça mumun üzerindeki ya da arkasında bulunan tahta çubuktaki işaretlere bakılarak ne kadar zaman geçtiği belirleniyordu.
Kum Saati
Kum saatlerinde üst üste bulunan iki cam fanusun içerisindeki kum birinden diğerine akardı. Kum saati daha çok belirli bir sürenin başlangıcını ve bitişini göstermek için kullanılırdı.
Mekanik Saatler
İlk mekanik saatler 1300’lü yıllarda kullanılmaya başlandı. Serbest düşmesi engellenmiş yani belirli bir noktadan yavaş yavaş aşağı inen ağırlıkların çarkları döndürdüğü bu saatler zamanı hassas bir şekilde ölçemiyordu. Günde yaklaşık 15 dakikadan fazla saptıkları için her gün yeniden ayarlanmaları gerekiyordu.
1500’lü yılların başında Alman kilit ustası Peter Henlein zembereği kullanarak tarihteki ilk kurmalı saati üretti. Böylece saatlerde büyük ağırlıkların kullanılmasına gerek kalmadı. Zamanı hassas bir şekilde göstermemesine rağmen, insanlar bu saatleri ceplerinde taşımaya başladılar.
Peter Henlein’ın ürettiği zemberekli saat. Saatlerin çeşitli parçalarını harekete geçiren yaylı bölüm zemberek olarak adlandırılır.
İtalyan mucit Galileo Galilei, 1581’de düzenli salınma periyoduna sahip sarkaçlar sayesinde hata payı düşük mekanik saatler tasarlanabileceğini keşfetti. Bundan 75 yıl sonra Christian Huygens, günde bir dakikadan daha az sapan sarkaçlı saati geliştirdi.
Christian Huygens tarafından geliştirilen sarkaçlı saatin taslağı
1762 yılında John Harrison zamanı doğru gösteren sarkaçsız bir saat icat etti. Bir tür kronometre olan bu saatte sarkaç yerine bir denge çarkı ve bir yay kullandı.
John Harrison tarafından geliştirilen saat
Kuvars Saatler
1927 yılında Kanadalı Warren Marrison kuvars saati geliştirdi. Pille çalışan bu saatlerde, zaman ölçümü kuvars kristallerinin titreşim frekansı üzerinden yapılıyordu. İlk kuvars saatler yaklaşık olarak her dört ayda bir saniye sapıyordu. Zamanla kuvars saatlerin ölçümlerindeki hata payı 32 yılda bir saniyenin altına düştü. 1980'lerden itibaren elektronik teknolojisindeki gelişmeler bu saatlerin kolay ve ucuz bir şekilde üretilmesine imkân sağladı. Böylece kuvars saatler dünyanın en yaygın kullanılan zaman ölçme teknolojisi hâline geldi. Günümüzde kolumuza taktığımız ya da duvara astığımız saatlerin çoğu kuvars saattir. Ayrıca cep telefonu, tablet ve bilgisayarlarda da zamanı ölçmek için kuvars kristallerinden yararlanılır.
Kuvars saat
Atom Saatleri
Günümüzün en hassas zaman ölçme araçları ise atom saatleridir. Öyle ki en hassas atom saatlerinin bir saniye sapması için yaklaşık 30 milyar yıl geçmesi gerekir.
Zamanı ölçmek için atomlardan yararlanma fikri, ilk olarak 1800’lerin sonlarında Lord Kelvin ve James Clerk Maxwell tarafından ileri sürülmüştü. Isidor Rabi, elektronlar ile atom çekirdeği arasındaki manyetik etkileşimlerden yararlanılarak atom saatinin geliştirilebileceğini ortaya koydu. İlk atom saati ise 1949 yılında Harold Lyons tarafından geliştirildi.
Atom saatlerinden çeşitli teknolojilerde ve bilimsel çalışmalarda yararlanılır. Örneğin konum belirlemek için kullanılan GPS uydularında hassas atom saatleri vardır. Bunun yanı sıra başta görelilik kuramı olmak üzere zamanın hassas bir biçimde ölçülmesinin gerekli olduğu bilimsel çalışmalarda da atom saatleri kullanılır.
Kaynakça:Tübitak anonim detay