Neler yeni

Foruma hoşgeldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

S

Sadaret (Sadâret) Kaymakamı

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan SoruCevap
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
S

SoruCevap

Sadaret (Sadâret) Kaymakamı
Arapça “vekil” demektir. Osmanlılarda, sadrazam, hükümet merkezinden ayrıldığı zaman kendisine kubbe vezirlerinden “vezir-i sâni” vekâlet eder, bu vekâleti müddetince ona “sadâret kaymakamı” “kaymakam paşa” veya sâdece “kaymakam” denildiği gibi “kaymakam-ı rıkâb-ı hümâyûn” veya “kaymakam-ı âsitâne-i seâdet” de denirdi.

Kaymakam paşalar, vekâleti müddetince asıl gibi hareket eder, sadrazamın bütün salâhiyetlerini (yetkilerini) kullanırdı. Yalnız, seferin olduğu ve ordunun bulunduğu bölge, yetkisi dışında kalırdı. Buralardaki ilgili hüküm ve beratları veremezdi; bunların verilmesi doğrudan doğruya padişaha ve sadrazama âitti. Yabancılarla ilgili işlere de sadrazam bakardı.

Padişahlar sefer yerlerine sadrazamı gönderdikleri zaman merkezde sadrazama vekâlet edecek ve padişahla olan irtibatı sağlayacak bir memura ihtiyaç hasıl oldu. Bu makama sadrazamın itimat ettiği kimsenin tayin olması gelenek haline gelmişti. Göreve getirilen vezir, sadrazam ile birlikte padişah tarafından kabul olunur, kendisine samur kürk giydirilerek memuriyeti ilan edilirdi. Ayrıca, padişah Edirne’de olursa, İstanbul’a kaymakam veya muhafız tayin ederdi.

Kaymakamın başkanlığında toplanan dîvâna “kaymakam dîvânı” denirdi. Kaymakamlar, sadrazam gibi, dîvân günlerinde, evlerinde dîvân kurarlardı. Dîvâna katılan vezirlerle, kazaskerler, şıkk-ı evvel defterdarı, nişancı ve reisülküttâb, ordu ile birlikte gittiklerinden, kaymakamın kurduğu dîvânda İstanbul kadısı, şıkk-ı sâni ve sâlis defterdarları ile nişancı ve reisülküttap vekilleri bulunurdu.

Çarşamba dîvânına ise, İstanbul kadısından başka Galata, Üsküdar ve havass-ı Kostaniyye kadıları ile sekbanbaşı gelir, fakat sekbanbaşı yeniçeri ağasının vekili olarak fazla kalmayıp geri dönerdi. Cuma dîvânına sadece sekbanbaşı gelmezdi.

Kaymakam paşaların, kendine mahsus kıyafetleri vardı. Kaymakamlar, sadrazam gibi zaman zaman gezerek eşya fiyatlarını kontrol ederler, narha riâyet edilip edilmediğine bakarlar ve yine sadrazam gibi tersaneye gidip bahriye işlerini teftiş ederlerdi.

Osmanlı ordusunda, bugünkü yarbay karşılığında olan rütbeye de kaymakam denirdi.
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz

  • Tema özelleştirmeleri kullanılamıyor!

    Tema özelleştirme alanlarını sizin için kullanılamıyor, lütfen daha fazla bilgi için yönetici ile iletişime geçiniz.

  • Zevkini yansıtan renk kombinasyonunu seç
    Arkaplan resimleri
    Renk geçişli arkaplanlar
Geri