Saflarınızı Sık Ve Düzgün Tutun
İmamın cemaate namazlarınızı sık ve düzgün tutunuz anlamında "istevu" demesi sünnet midir?
Cemaatle namaz kılarken, safların sık ve düzgün tutulması sünnet olduğu gibi, imamın cemaate, saflarınızı sık tutunuz şeklinde bir hatırlatmada bulunması da sünnettir.
Konuyla ilgili bazı hadisler şöyledir:
"Safları düz tutunuz. İleri geri durmayınız. Sonra kalpleriniz de birbirinden farklı olur. Aklı başında ve bilgili olanlarınız benim arkamda, onlardan sonra gelenler daha arkada, daha sonra gelenler daha arkada dursunlar." ( Müslim Salat 122)
"Saflarınızı düz tutunuz. Zira safların düz olması namazın tamam olmasını sağlayan hususlardan biridir."(Buhari, Ezan 74; Müslim, Salat 124)
"Saflarınızı dümdüz tutunuz ve birbirinize sımsıkı yapıştırınız. Zira ben sizi arkamdan da görüyorum." (Buhari, Ezan 72; Müslim, Salat 125)
"Saflarınızı düzeltiniz, yoksa Allah Teala'nın aranıza düşmanlık sokacağını iyi biliniz." (Buhari, Ezan 71; Müslim, Salat 127)
"İleri geri durmayınız. Sonra kalpleriniz de birbirinden farklı olur. İlk saflarda bulunanlara Allah rahmet, melekler de dua eder." (Ebu Davud, Salat 93)
"Saflarınızı düz tutunuz. Omuzları bir hizaya getiriniz. Aralıkları kapayınız. Saf düzeni için elinizden tutup çeken kardeşlerinize yumuşak davranınız. Şeytanın girebileceği boşluklar bırakmayınız. Allah, safları bitişik tutanların gönlünü hoş eder. Safları bitişik tutmayanlara Allah nimetlerini lutfetmez." (Ebu Davud, Salat 93, 98)
"Saflarınızı sık tutunuz. Safların arasını yanaştırınız. Boyunlarınızı bir hizaya getiriniz. Canımı elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, saffın boş kalmış aralıklarından şeytanın bodur, kılsız siyah koyun gibi girdiğini görüyorum." (Ebu Davud, Salat 93)
Bütün bu hadisler, Peygamber Efendimiz'in cemaatle namaz kılarken safları düz ve sık tutmaya büyük önem verdiğini göstermektedir.
Resul-i Ekrem Efendimiz'in safların düz ve bir hizada tutulmasına çok önem verdiği, cemaatten kiminin ileri kiminin geri durmamasını istediği, hatta bunu sağlamak için safların arasında dolaştığı, (bk. Ebu Davud, Salat 93) cemaatin göğüslerine ve omuzlarına dokunarak onları hizaya sokmaya çalıştığı bildirilmektedir.
Ayrıca, saflar düz tutulmadığı takdirde müslümanlar arasındaki birlik ve beraberlik şuurunun kaybolacağını, kalplerin, gönüllerin birbirinden kopacağı ifade buyurulmaktadır.
Diğer tarfatan, camide safları düz tutmasını bilmeyecek kadar dağınık, birlik fikrinden uzak, birbiriyle ilgisiz ve beceriksiz kimselerin hiçbir güzelliğe sahip çıkamayacağı, hiçbir kötülüğe engel olamayacağı belirtilmektedir.
Müslümanları ancak sünnet-i seniyyenin kurtaracağına gönülden inanan kimseler, Peygamber-i Zişan Efendimiz'in saf düzeni konusuna bu kadar büyük önem vermesinin hikmeti üzerinde düşünmeli ve bu sünneti canlı tutmaya çalışmalıdır. Müslümanları günde beş, ayrıca cuma günleri haftada bir, ramazan ve kurban bayramları dolayısıyla yılda iki defa büyük cemaat halinde bir araya toplayan namaz ile toplum hayatımız arasında sıkı bir ilgi bulunduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Şayet müslümanlar namazlarını düzgün ve usulüne uygun şekilde kılabiliyorlarsa, muntazam bir hayatı benimsemeleri sebebiyle hal ve gidişleri, yani toplum düzenleri de iyi olacaktır.
İşte, imamlarımızın cemaatle namaz kılarken hatırlattıkları şey, safların sık ve düzgün tutulmasını ve böylece Allah’ın rahmetine nail olunmasını istemeleri sünnetidir.
Şu hale göre müslümanlar, namazda "ilk saflarda bulunanlara Allah'ın rahmet ettiğini, gönüllerini hoş tuttuğunu, meleklerin de onlara günahlarının bağışlanması için dua ettiğini, safları bitişik tutmayanlara Allah'ın nimet lutfetmediğini" bilerek namazda ön safta yer almaya gayret edeceklerdir.
Bunun yanı sıra saflarını düz ve sık tutacaklar; başlarını ve omuzlarını bir hizaya getirmeye çalışacaklar; saflarda şeytanın girebileceği boşluklar, aralıklar bırakmayacaklar; namaza durmadan önce saf düzenini sağlamak maksadıyla bir müslüman ellerinden tutup çektiği zaman o kardeşlerine gücenmeyecek ve yumuşak davranacaklardır.
Resulullah Efendimiz'in safların sık ve düz tutulması için gösterdiği bunca gayretin bir tek hedefi vardır. O da namaz kılan müslümanların saflarını meleklerin Allah huzurundaki saflarına benzetmek ve böylece onları Cenab-ı Hakk'ın rahmetini kazanmaya elverişli hale getirmektir.
Özetle:
- İmamlar cemaatin saf bağlamasıyla ilgilenmelidir. Nitekim Peygamber Efendimiz safların arasında dolaşır, düzgün saf tutmayanları uyarırdı.
- Saflar arada boşluk bırakmadan düzgün tutulmalıdır.
- Önce ilk saf tamamlanmalı, sonra sırasıyla diğer saflar tutulmalıdır. İlk saflarda bulunanlara Allah'ın rahmet, meleklerin de dua edeceği bilinmelidir.
- En fazla sevap imamın arkasındaki safa durmakla, sonra da sırasıyla diğer saflarda bulunmakla elde edilir.
- İmamın arkasındaki safa aklı başında, bilgili ve yaşlı başlı olanlar durmalıdır.
- Öndeki safta boşluk görüldüğü zaman, oraya en yakın olan kimse hemen öne geçmelidir.
- Safların düzgün tutulması için gayret sarfeden ve böylece her birimizin yapması gereken bir vazifeyi yapan müslümanlara minnet duymalı ve onlara yumuşak davranmalıdır.
- Saflar arasında boşluk bulunması, safların eğri büğrü tutulması o namazın mükemmel olmadığını gösterir.
- Safları düzgün tutanlara Allah merhamet eder, düzgün tutmayanlardan nimetini keser ve onları birbirlerine düşman eder.
- Şeytan safların arasında boşluk bulunca oraya girer.
Not: İmamın, safların sık ve düzgün tutulmasını hatırlatması değişik şekillerde olabilir. Örneğin biri şöyledir:
İstevu ve egimu sufufeküm ve'tedilu rahimekumullah - Safları sık ve düzgün tutunuz, Allahın rahmeti üzerinize olsun.
İmamın cemaate namazlarınızı sık ve düzgün tutunuz anlamında "istevu" demesi sünnet midir?
Cemaatle namaz kılarken, safların sık ve düzgün tutulması sünnet olduğu gibi, imamın cemaate, saflarınızı sık tutunuz şeklinde bir hatırlatmada bulunması da sünnettir.
Konuyla ilgili bazı hadisler şöyledir:
"Safları düz tutunuz. İleri geri durmayınız. Sonra kalpleriniz de birbirinden farklı olur. Aklı başında ve bilgili olanlarınız benim arkamda, onlardan sonra gelenler daha arkada, daha sonra gelenler daha arkada dursunlar." ( Müslim Salat 122)
"Saflarınızı düz tutunuz. Zira safların düz olması namazın tamam olmasını sağlayan hususlardan biridir."(Buhari, Ezan 74; Müslim, Salat 124)
"Saflarınızı dümdüz tutunuz ve birbirinize sımsıkı yapıştırınız. Zira ben sizi arkamdan da görüyorum." (Buhari, Ezan 72; Müslim, Salat 125)
"Saflarınızı düzeltiniz, yoksa Allah Teala'nın aranıza düşmanlık sokacağını iyi biliniz." (Buhari, Ezan 71; Müslim, Salat 127)
"İleri geri durmayınız. Sonra kalpleriniz de birbirinden farklı olur. İlk saflarda bulunanlara Allah rahmet, melekler de dua eder." (Ebu Davud, Salat 93)
"Saflarınızı düz tutunuz. Omuzları bir hizaya getiriniz. Aralıkları kapayınız. Saf düzeni için elinizden tutup çeken kardeşlerinize yumuşak davranınız. Şeytanın girebileceği boşluklar bırakmayınız. Allah, safları bitişik tutanların gönlünü hoş eder. Safları bitişik tutmayanlara Allah nimetlerini lutfetmez." (Ebu Davud, Salat 93, 98)
"Saflarınızı sık tutunuz. Safların arasını yanaştırınız. Boyunlarınızı bir hizaya getiriniz. Canımı elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, saffın boş kalmış aralıklarından şeytanın bodur, kılsız siyah koyun gibi girdiğini görüyorum." (Ebu Davud, Salat 93)
Bütün bu hadisler, Peygamber Efendimiz'in cemaatle namaz kılarken safları düz ve sık tutmaya büyük önem verdiğini göstermektedir.
Resul-i Ekrem Efendimiz'in safların düz ve bir hizada tutulmasına çok önem verdiği, cemaatten kiminin ileri kiminin geri durmamasını istediği, hatta bunu sağlamak için safların arasında dolaştığı, (bk. Ebu Davud, Salat 93) cemaatin göğüslerine ve omuzlarına dokunarak onları hizaya sokmaya çalıştığı bildirilmektedir.
Ayrıca, saflar düz tutulmadığı takdirde müslümanlar arasındaki birlik ve beraberlik şuurunun kaybolacağını, kalplerin, gönüllerin birbirinden kopacağı ifade buyurulmaktadır.
Diğer tarfatan, camide safları düz tutmasını bilmeyecek kadar dağınık, birlik fikrinden uzak, birbiriyle ilgisiz ve beceriksiz kimselerin hiçbir güzelliğe sahip çıkamayacağı, hiçbir kötülüğe engel olamayacağı belirtilmektedir.
Müslümanları ancak sünnet-i seniyyenin kurtaracağına gönülden inanan kimseler, Peygamber-i Zişan Efendimiz'in saf düzeni konusuna bu kadar büyük önem vermesinin hikmeti üzerinde düşünmeli ve bu sünneti canlı tutmaya çalışmalıdır. Müslümanları günde beş, ayrıca cuma günleri haftada bir, ramazan ve kurban bayramları dolayısıyla yılda iki defa büyük cemaat halinde bir araya toplayan namaz ile toplum hayatımız arasında sıkı bir ilgi bulunduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Şayet müslümanlar namazlarını düzgün ve usulüne uygun şekilde kılabiliyorlarsa, muntazam bir hayatı benimsemeleri sebebiyle hal ve gidişleri, yani toplum düzenleri de iyi olacaktır.
İşte, imamlarımızın cemaatle namaz kılarken hatırlattıkları şey, safların sık ve düzgün tutulmasını ve böylece Allah’ın rahmetine nail olunmasını istemeleri sünnetidir.
Şu hale göre müslümanlar, namazda "ilk saflarda bulunanlara Allah'ın rahmet ettiğini, gönüllerini hoş tuttuğunu, meleklerin de onlara günahlarının bağışlanması için dua ettiğini, safları bitişik tutmayanlara Allah'ın nimet lutfetmediğini" bilerek namazda ön safta yer almaya gayret edeceklerdir.
Bunun yanı sıra saflarını düz ve sık tutacaklar; başlarını ve omuzlarını bir hizaya getirmeye çalışacaklar; saflarda şeytanın girebileceği boşluklar, aralıklar bırakmayacaklar; namaza durmadan önce saf düzenini sağlamak maksadıyla bir müslüman ellerinden tutup çektiği zaman o kardeşlerine gücenmeyecek ve yumuşak davranacaklardır.
Resulullah Efendimiz'in safların sık ve düz tutulması için gösterdiği bunca gayretin bir tek hedefi vardır. O da namaz kılan müslümanların saflarını meleklerin Allah huzurundaki saflarına benzetmek ve böylece onları Cenab-ı Hakk'ın rahmetini kazanmaya elverişli hale getirmektir.
Özetle:
- İmamlar cemaatin saf bağlamasıyla ilgilenmelidir. Nitekim Peygamber Efendimiz safların arasında dolaşır, düzgün saf tutmayanları uyarırdı.
- Saflar arada boşluk bırakmadan düzgün tutulmalıdır.
- Önce ilk saf tamamlanmalı, sonra sırasıyla diğer saflar tutulmalıdır. İlk saflarda bulunanlara Allah'ın rahmet, meleklerin de dua edeceği bilinmelidir.
- En fazla sevap imamın arkasındaki safa durmakla, sonra da sırasıyla diğer saflarda bulunmakla elde edilir.
- İmamın arkasındaki safa aklı başında, bilgili ve yaşlı başlı olanlar durmalıdır.
- Öndeki safta boşluk görüldüğü zaman, oraya en yakın olan kimse hemen öne geçmelidir.
- Safların düzgün tutulması için gayret sarfeden ve böylece her birimizin yapması gereken bir vazifeyi yapan müslümanlara minnet duymalı ve onlara yumuşak davranmalıdır.
- Saflar arasında boşluk bulunması, safların eğri büğrü tutulması o namazın mükemmel olmadığını gösterir.
- Safları düzgün tutanlara Allah merhamet eder, düzgün tutmayanlardan nimetini keser ve onları birbirlerine düşman eder.
- Şeytan safların arasında boşluk bulunca oraya girer.
Not: İmamın, safların sık ve düzgün tutulmasını hatırlatması değişik şekillerde olabilir. Örneğin biri şöyledir:
İstevu ve egimu sufufeküm ve'tedilu rahimekumullah - Safları sık ve düzgün tutunuz, Allahın rahmeti üzerinize olsun.