Selamlaşma adabı nasıl olmalıdır?
Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyorlar ki;
'Binekli olan, yaya yuruyene selam verir Bir topluluktan birisi selam verince, diğerlerine de kafi gelir'
Selam vermek sunnet, almak ise farzdır Selam vermenin sunnet oluşu, muhtelif hadisi şeriflerle sabittir Almanın farz oluşu ise, 'Size bir selam verildiğinde, siz ondan daha guzeli ile (alın) selamlayın Yahut onu, aynen o selamla karşılayın' (S Nisa, 86) mealindeki ayeti kerime ile sabittir
EbU Hureyre (ra)'den rivayet olunan bir hadisi şerifte Sevgili Peygamberimiz (sav) Efendimiz şoyle buyurmuşlardır: 'Selamı kucuk buyuğe, binekli olan yuruyene, yuruyen oturana ve az olan kalabalık olana verir'
Amru'bnu Ata (ra)'nın oğlu Muhammed (rh) anlatıyor:
'Abdullah ibnu Abbas (ranhuma)'ın yanında oturuyordum Onun huzuruna Yemen halkından bir adam girdi ve 'esSelamu aleykum ve rahmetullahi ve berakatuh' diyerek selam verdi Sonra bir şeyler daha ilave etti O zamanlar gozleri a'ma olan İbnu Abbas (ra):
' Bu kim? diye sordu Oradakiler:
' Bu sana gelen bir Yemenli'dir, diye onu kendisine tanıttılar Bunun uzerine İbnu Abbas (ra):
' Selam, bereketle tamamlanır, buyurdu
Yani selam, 'Ve berakatuh' sozu ile tamamlanmış olur Bundan başka bir şey ilave edilmez
Enes ibnu Malik (ra) anlatıyor:
'Omer ibnu Hattab (ra)'ı dinledim Bir adam ona selam verdi O da selamını aldı Sonra adama:
' Nasılsın? diyerek halinihatırını sordu O da:
' Allah'a hamdolsun, diye karşılık verdi
Bunun uzerine Hz Omer (ra):
' İşte, senden istediğim budur, buyurdu'
Bu sozuyle Hz Omer (ra); mu'minin başta akıl, sıhhatafiyet nimetleri, İslam nimeti ve Ummeti Muhammed'den olma nimetlerini kendisine meccanen ihsan eden Allah Teala'ya hamdetmesi, ona şukretmesi gerektiğini anlatmak istedi
Kaynak: Fazilet Takvimi Nisan2001
Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyorlar ki;
'Binekli olan, yaya yuruyene selam verir Bir topluluktan birisi selam verince, diğerlerine de kafi gelir'
Selam vermek sunnet, almak ise farzdır Selam vermenin sunnet oluşu, muhtelif hadisi şeriflerle sabittir Almanın farz oluşu ise, 'Size bir selam verildiğinde, siz ondan daha guzeli ile (alın) selamlayın Yahut onu, aynen o selamla karşılayın' (S Nisa, 86) mealindeki ayeti kerime ile sabittir
EbU Hureyre (ra)'den rivayet olunan bir hadisi şerifte Sevgili Peygamberimiz (sav) Efendimiz şoyle buyurmuşlardır: 'Selamı kucuk buyuğe, binekli olan yuruyene, yuruyen oturana ve az olan kalabalık olana verir'
Amru'bnu Ata (ra)'nın oğlu Muhammed (rh) anlatıyor:
'Abdullah ibnu Abbas (ranhuma)'ın yanında oturuyordum Onun huzuruna Yemen halkından bir adam girdi ve 'esSelamu aleykum ve rahmetullahi ve berakatuh' diyerek selam verdi Sonra bir şeyler daha ilave etti O zamanlar gozleri a'ma olan İbnu Abbas (ra):
' Bu kim? diye sordu Oradakiler:
' Bu sana gelen bir Yemenli'dir, diye onu kendisine tanıttılar Bunun uzerine İbnu Abbas (ra):
' Selam, bereketle tamamlanır, buyurdu
Yani selam, 'Ve berakatuh' sozu ile tamamlanmış olur Bundan başka bir şey ilave edilmez
Enes ibnu Malik (ra) anlatıyor:
'Omer ibnu Hattab (ra)'ı dinledim Bir adam ona selam verdi O da selamını aldı Sonra adama:
' Nasılsın? diyerek halinihatırını sordu O da:
' Allah'a hamdolsun, diye karşılık verdi
Bunun uzerine Hz Omer (ra):
' İşte, senden istediğim budur, buyurdu'
Bu sozuyle Hz Omer (ra); mu'minin başta akıl, sıhhatafiyet nimetleri, İslam nimeti ve Ummeti Muhammed'den olma nimetlerini kendisine meccanen ihsan eden Allah Teala'ya hamdetmesi, ona şukretmesi gerektiğini anlatmak istedi
Kaynak: Fazilet Takvimi Nisan2001