Karantinanın, sosyal mesafe önlemlerinin alındığı bu dönemde değer kazanan çevrimiçi danışmanlığın kökleri 1900’lü yılların başında terapide mektupların kullanılmasına dayanmaktadır. Uzaktan terapi süreci mektup, telefonun icadı ve internetin gelişimi ile günümüze kadar çeşitlenerek gelmiştir.
Terapi; ilişki odaklı, dinamik ve tercihen yüz yüze olması beklenen bir süreçtir. Fakat hem kendi sağlığımızı hem destek ihtiyacı içerisinde olanları hem de toplumu korumak için mevcut şartlarda birtakım değişikliklere gidilebilir. Çevrimiçi danışmanlık, psikolojik destek ve terapi için alternatif bir seçenek olsa da her konunun olduğu gibi bu uygulamanın da birtakım artıları ve eksileri vardır.
Pandemi sürecinde yüz yüze başlayıp çevrimiçi devam eden, çevrimiçi başlayıp çevrimiçi tamamlanan seanslar ile terapilerin kesintiye uğramaması çevrimiçi danışmanlığın artılarındandır.
Diğer taraftan araştırmaların, çevrimiçi danışmanlığın etkinliğinin daha az optimal olduğunu, ancak genellikle geleneksel terapiye benzer etkileri olduğunu göstermesi; çevrimiçi danışmanlığın bazı bireyler, bazı tanı grupları veya çok küçük çocuklar gibi bazı yaş grupları için uygun olmaması eksi taraflarından bazılarıdır. Ruh sağlığı uzmanları için belirlenmiş temel etik ilkeler aynı şekilde online terapilerde de geçerlidir.
Pandemi sürecinde sık sık duyduğumuz sorulardan birisidir ‘Semptomları gösteriyor mu ?’ sorusu. Nefes darlığı, yüksek ateş, eklemlerde ağrı, tat ya da koku gibi duyumlarda kayıp… Bu semptomlar varsa Covid – 19 virüsü kapmış olmak yüksek olasılık.
Fiziksel hastalıklarda uzmanlara yardımcı olan bu belirtiler, biz ruh sağlığı çalışanları için de çok kıymetli. Bazen bu belirtiler organik bir nedenle ortaya çıkmayabilir. Hatta bazen içe dönük bu bedensel belirtiler yerine dışa dönük davranım bozuklukları olarak da görülebilir. Ruh sağlığı çalışanları bunun gibi durumları söndürülmesi gereken bir davranış olarak değil; giderilmesi gereken bir ihtiyaç olarak ele alırlar.
Baba – oğul beraber vakit geçirdikleri tek an, okulda kavga ettikten sonra akşam babasının öğüt verdiği an olan bir çocuk babasının kendisi ile ilgilenmesi için kavga etmeye devam edebilir ya da ders çalışmak istemeyen dikkat eksikliği olan bir çocuk burnunu karıştırıp kanatıp kendisini ödev yapmaktan kurtarabilir.
Tırnaklarımızdaki beyaz lekeler ‘Daha çok vitamin lazım.’ der. Semptomlar bize ihtiyaçlarımızı anlatır. Sahi, sizin neye ihtiyacınız var ?
Terapi; ilişki odaklı, dinamik ve tercihen yüz yüze olması beklenen bir süreçtir. Fakat hem kendi sağlığımızı hem destek ihtiyacı içerisinde olanları hem de toplumu korumak için mevcut şartlarda birtakım değişikliklere gidilebilir. Çevrimiçi danışmanlık, psikolojik destek ve terapi için alternatif bir seçenek olsa da her konunun olduğu gibi bu uygulamanın da birtakım artıları ve eksileri vardır.
Pandemi sürecinde yüz yüze başlayıp çevrimiçi devam eden, çevrimiçi başlayıp çevrimiçi tamamlanan seanslar ile terapilerin kesintiye uğramaması çevrimiçi danışmanlığın artılarındandır.
Diğer taraftan araştırmaların, çevrimiçi danışmanlığın etkinliğinin daha az optimal olduğunu, ancak genellikle geleneksel terapiye benzer etkileri olduğunu göstermesi; çevrimiçi danışmanlığın bazı bireyler, bazı tanı grupları veya çok küçük çocuklar gibi bazı yaş grupları için uygun olmaması eksi taraflarından bazılarıdır. Ruh sağlığı uzmanları için belirlenmiş temel etik ilkeler aynı şekilde online terapilerde de geçerlidir.
Pandemi sürecinde sık sık duyduğumuz sorulardan birisidir ‘Semptomları gösteriyor mu ?’ sorusu. Nefes darlığı, yüksek ateş, eklemlerde ağrı, tat ya da koku gibi duyumlarda kayıp… Bu semptomlar varsa Covid – 19 virüsü kapmış olmak yüksek olasılık.
Fiziksel hastalıklarda uzmanlara yardımcı olan bu belirtiler, biz ruh sağlığı çalışanları için de çok kıymetli. Bazen bu belirtiler organik bir nedenle ortaya çıkmayabilir. Hatta bazen içe dönük bu bedensel belirtiler yerine dışa dönük davranım bozuklukları olarak da görülebilir. Ruh sağlığı çalışanları bunun gibi durumları söndürülmesi gereken bir davranış olarak değil; giderilmesi gereken bir ihtiyaç olarak ele alırlar.
Baba – oğul beraber vakit geçirdikleri tek an, okulda kavga ettikten sonra akşam babasının öğüt verdiği an olan bir çocuk babasının kendisi ile ilgilenmesi için kavga etmeye devam edebilir ya da ders çalışmak istemeyen dikkat eksikliği olan bir çocuk burnunu karıştırıp kanatıp kendisini ödev yapmaktan kurtarabilir.
Tırnaklarımızdaki beyaz lekeler ‘Daha çok vitamin lazım.’ der. Semptomlar bize ihtiyaçlarımızı anlatır. Sahi, sizin neye ihtiyacınız var ?
