bütün yağmurları ayrılık emzirir-
gittin…
hıçkırığa boğuldu gün
avucumda teninin gül kokusu
penceremde hüzün buğusu
kızıl bir güzle süzülüp gittin…
gökyüzünü kapladı duman ve sis
dinamitlendi yürek
açıldı yollar hüzünlere…
veda rüzgarına iliştirirken
düştü sulusepkenler ellerime…
-iç denizimde üşüdü yosunlu çakıl taşları-
güneş çekildi kentten
yerini terk etti bulutlara
dilimde tütün acısı
saç telimde kırağı…
gittin...
daha gitmeden büyüdü özlemin
derin iç çekişlerle hıçkırığa boğuldu mevsim
bakışlarında ürkek ceylan susuşu
sarışın ağaçta çürüdü yapraklar
karanlığa terk edip yorgun kenti
sesinin ırmağını bırakıp gittin…
suskunun çığlığında
göçtü içimdeki kuşlar başka diyarlara
dinmek bilmedi ardın sıra fırtına
yokluğun kanatırken acıların kabuğunu
seni bende unutup bırakıp gittin…
bulandı sular
karardı bulutlar
hüzün yağmurlarına doydu toprak
ruhun kafesini parçaladı isyanın pençesi
hasret tortusu çökerken yüreğe
yalnızlığa sürgün edip
ayrılık rüzgarıyla savrulup gittin…
gittin…
hıçkırığa boğuldu gün
avucumda teninin gül kokusu
penceremde hüzün buğusu
kızıl bir güzle süzülüp gittin…
gökyüzünü kapladı duman ve sis
dinamitlendi yürek
açıldı yollar hüzünlere…
veda rüzgarına iliştirirken
düştü sulusepkenler ellerime…
-iç denizimde üşüdü yosunlu çakıl taşları-
güneş çekildi kentten
yerini terk etti bulutlara
dilimde tütün acısı
saç telimde kırağı…
gittin...
daha gitmeden büyüdü özlemin
derin iç çekişlerle hıçkırığa boğuldu mevsim
bakışlarında ürkek ceylan susuşu
sarışın ağaçta çürüdü yapraklar
karanlığa terk edip yorgun kenti
sesinin ırmağını bırakıp gittin…
suskunun çığlığında
göçtü içimdeki kuşlar başka diyarlara
dinmek bilmedi ardın sıra fırtına
yokluğun kanatırken acıların kabuğunu
seni bende unutup bırakıp gittin…
bulandı sular
karardı bulutlar
hüzün yağmurlarına doydu toprak
ruhun kafesini parçaladı isyanın pençesi
hasret tortusu çökerken yüreğe
yalnızlığa sürgün edip
ayrılık rüzgarıyla savrulup gittin…