zeberus1234
Üye
[FONT="]Serial ATA'nın teknik özellikleri
[/FONT] [FONT="]Bu teknolojinin performans değerlerinin ne olduğu hakkında çok net bilgi yok. Serial ATA'nın teorik olarak saniyede 600 Mbyte'lık bir veri transfer oranına ulaşılması gerekiyor. Buna karşın, arabirimi geliştiren grup, veri transfer hızının en az saniyede 150 Mbyte olacağını garanti ediyor.
Serial ATA, piyasada bulunan işletim sistemleriyle ve yazılımlarla uyumlu olmakla kalmıyor, master/slave konseptini de destekliyor. Bunu Paralel ATA'nın BUS topolojisi ile karıştırmamak gerek. Bu arabirim, daha çok yıldız topolojisine benziyor. Çünkü yıldız topolojisinde de olduğu gibi sistemler bire bir bağlanıyorlar. Ayrıca veri iletimi ve gönderimi, farklı veri yollarından yapılıyor. Nedeni ise, LVDS'nin, yani simetrik veri iletim tekniğinin kullanılması.
Kablo bağlantılardaki değişiklik: Kablo karmaşasına son
Paralel veri iletiminde hız sadece kısa mesafeli uzaklıklarda etkiliydi.Uzun mesafelerle veri iletimi gerçekleştiriliyor, ama hız önemli derecede düşüyordu. Bunun nedeni ise, bit sayılarının uzun mesafede rasgele hızlarda gitmesi ve bundan dolayı bir karmaşanın meydana gelmesiydi. Ayrıca, 40 veya 80 iğneli paralel kablolar kalın olduklarından dolayı, yeterince esnek bir yapıda değillerdi. Bu nedenle de, kasanın içindeki hava sirkülasyonunu da etkiliyorlardı. Yeni bağlantının bir diğer özelliği de, paralel bağlantıdan alıştığımız kalın kablo yerine çok daha ince bir kablo kullanılması.
Dolayısıyla yeni bağlantının pin sayısı da diğer bağlantıya göre daha düşük. Serial ATA için 6 ya da 8 damarlı bir kablo yeterli. Paralel kablolarda bu damar sayısı 40 idi, hatta Ultra ATA 66 ve 100'lerin çıkması ile birlikte damar sayısı da 80'e çıktı. Seri bağlantıda zaman gecikmesinin yaşanması mümkün değil. Çünkü seri bağlantıda, paralel bağlantının aksine sinyal iletimi tek bir kanaldan yapılıyor. İğne sayısının düşük olduğu bu bağlantıda, ses kartı ile CD-ROM arasında bağlanan kablo gibi incecik bir kablo kullandığından dolayı, hava sirkülasyonu da olumsuz yönde etkilemiyor.
Bir karşılaştırma yapmak gerekirse, aşağıdaki resimde sol tarafta klasik 80pin ATA133 kablosu, sağ tarafda ise 7pin Serial-ATA kablosunu görebilirseniz. İncelen bu kablolar sayesinde kasa içinde daha iyi hava sirkülasyonu ile daha sağlıklı bir soğutma ve daha derli toplu sistem dizaynları yapmak mümkün. Şuan ki ATA133'ün 133MB/s'sine karşılık Serial-ATA'nın 150MB/s'si arasında bant genişliği olarak önemsenebilecek bir fark yok. Ancak Serial-ATA teknolojik olarak çok daha fazla avantaja sahip.
Yeni arabirimin bir diğer önemli avantajı ise, yazılım kurulum sürecinin azalması ve kablo maliyetlerinin düşürülmesi. Master/Slave sorununu ile çoğumuz karşılaşmışızdır. Sisteme entegre ettiğiniz bir IDE cihazı, bu yüzden kullanıcıya dertli anlar yaşatabilir. Paralel ATA iki adet master mimarisine sahipti. Bu master mimarisine iki adet de slave dahil ediliyordu.
Bu nedenle günümüzün anakartlarında toplam dört adet IDE cihaz sisteme bağlanabiliyor. SATA bu soruna teke tek bir çözüm getiriyor. SATA Host Adaptörü, shadow register setine sahip. Bu register seti, günümüzün sabitdisklerinde bulunan register setlerini emule ediyor. Bu özellik sayesinde ATAPI ve ATA komutları, SATA protokollüne dönüşebiliyorlar. Master/Slave desteği de bu tür bir emulasyon ile yapılıyor. Eski bir diske sahip olan kullanıcılar, özel geliştirilmiş bir adaptör sayesinde SATA controller üzerinden çalıştırılabilirler. Kısaca burada master/slave ilişkisi yok. Yine dört adet cihaz destekleyen bu bağlantı, paralel arabirimden farklı olarak peer to peer tekniği ile çalışıyor. Yani, her bir cihaz kendi kablosu üzerinden ve tek bir port üzerinden bağlanıyor. Böylece host adaptörüne cihaz başına bağlantı yapılıyor. Bu sayede jumper ayarlaması ve Bus terminolojisi tarihe karışıyor. Yani, her bir cihaz, diğer cihazdan bağımsız bir şekilde çalıştırılıyor. Bu standardı destekleyen cihazları konfigüre etmek gerekmiyor. Jumper ayarı yok. Ayrıca işletim sistemleriyle uyumsuzluk da söz konusu değil. Buna ek olarak özel sürücüler kurmak da gerekmiyor. Bu protokolün bir diğer önemli yanı ise, sadece dahili veri transferler için düşünülmüş olması. Yani USB/USB2 ve Firewire arabirimleri, harici bağlantılar için yerlerini SATA'ya bırakmıyorlar [/FONT]
[/FONT] [FONT="]Bu teknolojinin performans değerlerinin ne olduğu hakkında çok net bilgi yok. Serial ATA'nın teorik olarak saniyede 600 Mbyte'lık bir veri transfer oranına ulaşılması gerekiyor. Buna karşın, arabirimi geliştiren grup, veri transfer hızının en az saniyede 150 Mbyte olacağını garanti ediyor.
Serial ATA, piyasada bulunan işletim sistemleriyle ve yazılımlarla uyumlu olmakla kalmıyor, master/slave konseptini de destekliyor. Bunu Paralel ATA'nın BUS topolojisi ile karıştırmamak gerek. Bu arabirim, daha çok yıldız topolojisine benziyor. Çünkü yıldız topolojisinde de olduğu gibi sistemler bire bir bağlanıyorlar. Ayrıca veri iletimi ve gönderimi, farklı veri yollarından yapılıyor. Nedeni ise, LVDS'nin, yani simetrik veri iletim tekniğinin kullanılması.
Kablo bağlantılardaki değişiklik: Kablo karmaşasına son
Paralel veri iletiminde hız sadece kısa mesafeli uzaklıklarda etkiliydi.Uzun mesafelerle veri iletimi gerçekleştiriliyor, ama hız önemli derecede düşüyordu. Bunun nedeni ise, bit sayılarının uzun mesafede rasgele hızlarda gitmesi ve bundan dolayı bir karmaşanın meydana gelmesiydi. Ayrıca, 40 veya 80 iğneli paralel kablolar kalın olduklarından dolayı, yeterince esnek bir yapıda değillerdi. Bu nedenle de, kasanın içindeki hava sirkülasyonunu da etkiliyorlardı. Yeni bağlantının bir diğer özelliği de, paralel bağlantıdan alıştığımız kalın kablo yerine çok daha ince bir kablo kullanılması.
Dolayısıyla yeni bağlantının pin sayısı da diğer bağlantıya göre daha düşük. Serial ATA için 6 ya da 8 damarlı bir kablo yeterli. Paralel kablolarda bu damar sayısı 40 idi, hatta Ultra ATA 66 ve 100'lerin çıkması ile birlikte damar sayısı da 80'e çıktı. Seri bağlantıda zaman gecikmesinin yaşanması mümkün değil. Çünkü seri bağlantıda, paralel bağlantının aksine sinyal iletimi tek bir kanaldan yapılıyor. İğne sayısının düşük olduğu bu bağlantıda, ses kartı ile CD-ROM arasında bağlanan kablo gibi incecik bir kablo kullandığından dolayı, hava sirkülasyonu da olumsuz yönde etkilemiyor.
Bir karşılaştırma yapmak gerekirse, aşağıdaki resimde sol tarafta klasik 80pin ATA133 kablosu, sağ tarafda ise 7pin Serial-ATA kablosunu görebilirseniz. İncelen bu kablolar sayesinde kasa içinde daha iyi hava sirkülasyonu ile daha sağlıklı bir soğutma ve daha derli toplu sistem dizaynları yapmak mümkün. Şuan ki ATA133'ün 133MB/s'sine karşılık Serial-ATA'nın 150MB/s'si arasında bant genişliği olarak önemsenebilecek bir fark yok. Ancak Serial-ATA teknolojik olarak çok daha fazla avantaja sahip.
Yeni arabirimin bir diğer önemli avantajı ise, yazılım kurulum sürecinin azalması ve kablo maliyetlerinin düşürülmesi. Master/Slave sorununu ile çoğumuz karşılaşmışızdır. Sisteme entegre ettiğiniz bir IDE cihazı, bu yüzden kullanıcıya dertli anlar yaşatabilir. Paralel ATA iki adet master mimarisine sahipti. Bu master mimarisine iki adet de slave dahil ediliyordu.
Bu nedenle günümüzün anakartlarında toplam dört adet IDE cihaz sisteme bağlanabiliyor. SATA bu soruna teke tek bir çözüm getiriyor. SATA Host Adaptörü, shadow register setine sahip. Bu register seti, günümüzün sabitdisklerinde bulunan register setlerini emule ediyor. Bu özellik sayesinde ATAPI ve ATA komutları, SATA protokollüne dönüşebiliyorlar. Master/Slave desteği de bu tür bir emulasyon ile yapılıyor. Eski bir diske sahip olan kullanıcılar, özel geliştirilmiş bir adaptör sayesinde SATA controller üzerinden çalıştırılabilirler. Kısaca burada master/slave ilişkisi yok. Yine dört adet cihaz destekleyen bu bağlantı, paralel arabirimden farklı olarak peer to peer tekniği ile çalışıyor. Yani, her bir cihaz kendi kablosu üzerinden ve tek bir port üzerinden bağlanıyor. Böylece host adaptörüne cihaz başına bağlantı yapılıyor. Bu sayede jumper ayarlaması ve Bus terminolojisi tarihe karışıyor. Yani, her bir cihaz, diğer cihazdan bağımsız bir şekilde çalıştırılıyor. Bu standardı destekleyen cihazları konfigüre etmek gerekmiyor. Jumper ayarı yok. Ayrıca işletim sistemleriyle uyumsuzluk da söz konusu değil. Buna ek olarak özel sürücüler kurmak da gerekmiyor. Bu protokolün bir diğer önemli yanı ise, sadece dahili veri transferler için düşünülmüş olması. Yani USB/USB2 ve Firewire arabirimleri, harici bağlantılar için yerlerini SATA'ya bırakmıyorlar [/FONT]