zeberus1234
Yeni Üye
Rumeli'de yetişen velîlerden. Doğum târihi ve hayâtı hakkında fazla bilgi yoktur. Halvetiyye tarikatında idi. 1610 (H. 1019) senesinde Köstendil'de vefât etti. Büyükköprü denilen kabristana defnedildi. Ârif, kâmil, âlim, ilmiyle amel eden mübârek bir zat idi.
Hasan Efendinin talebelerinden biri her hafta pazarda dolaşıp geldikten sonra hocasına: "Çarşı pazarda dolaşırken herkesi halleri ne ise, o hallerine uygun olan hayvan sûretinde görüyorum. Yalnız bir genç sipahiyi, asıl sûreti olan insan sûretinde görüyorum. Onu hiç hayvan sûretinde görmedim." diye anlatırdı. Hasan Efendi de bu anlattıkları karşısında sükut eder, bir şey demezdi. Hasan Efendi bir gün o talebesine; "Bizim bu günlerde bir işimiz var. O insan sûretinde gördüğün sipahi genci bana çağır!" dedi. Talebe gidip, o sipâhiyi çağırdı. Sipâhi huzura gelince Hasan Efendi, insanları irşad ve terbiye etmesi için yerine onu tâyin etti. Birkaç gün sonra da vefât etti.
Hasan Efendinin kabri şehir dışında olduğu için bir süre sonra yeri kayboldu. Köstendil sancağı mutasarrıfı Ali Paşazâde Abdi Paşa zamânında ölüm cezâsına çarptırılan bir suçluyu yolda bir ağaca asmışlardı. O ağaç, Hasan Efendinin mezarının karşısına geliyordu. O gece Abdi Paşa rüyâsında Hasan Efendiyi gördü. Hasan Efendi; "O suçluyu niçin benim karşımda sastın. Çabuk onu oradan kaldır." dedi.AbdiPaşa korkuyla uyandı ve hayretler içinde kaldı. Tekrar yattı.Yine rüyâsında Hasan Efendiyi çok hiddetli gördü. AbdiPaşa korkarak uyandı ve hemen Kethüdâsını çağırttı. Ağaçta asılı olan suçluyu indirtti. Sabah olunca ulemâyı toplayıp, oralarda evliyâdan hangi zâtın olduğunu sordu. Hiç kimse bilemedi. Köstendil'de bulunan Şeyh Mustafa Efendi bildi ve kabri bizzat bildirdi. Bunun üzerine Abdi Paşa, kabrin üzerine türbe yaptırmak istedi. Hazırlıklarına başladığında bir gece rüyâsında Hasan Efendiyi gördü. Hasan Efendi; "Üstüme türbe yaptırma!" dedi. Bunun üzerine Abdi Paşa kabrin etrâfını kâgir bir duvarla çevirdi. Sıkıntısı olanlar, Hasan Efendinin kabrini ziyâret edip, onu vesile ederek Allahü teâlâya yalvarırlar.
1) Bahr-ul-Velâye; (SüleymaniyeKütüphânesi. Hacı Mahmud Kısmı, 4528) s.344
Hasan Efendinin talebelerinden biri her hafta pazarda dolaşıp geldikten sonra hocasına: "Çarşı pazarda dolaşırken herkesi halleri ne ise, o hallerine uygun olan hayvan sûretinde görüyorum. Yalnız bir genç sipahiyi, asıl sûreti olan insan sûretinde görüyorum. Onu hiç hayvan sûretinde görmedim." diye anlatırdı. Hasan Efendi de bu anlattıkları karşısında sükut eder, bir şey demezdi. Hasan Efendi bir gün o talebesine; "Bizim bu günlerde bir işimiz var. O insan sûretinde gördüğün sipahi genci bana çağır!" dedi. Talebe gidip, o sipâhiyi çağırdı. Sipâhi huzura gelince Hasan Efendi, insanları irşad ve terbiye etmesi için yerine onu tâyin etti. Birkaç gün sonra da vefât etti.
Hasan Efendinin kabri şehir dışında olduğu için bir süre sonra yeri kayboldu. Köstendil sancağı mutasarrıfı Ali Paşazâde Abdi Paşa zamânında ölüm cezâsına çarptırılan bir suçluyu yolda bir ağaca asmışlardı. O ağaç, Hasan Efendinin mezarının karşısına geliyordu. O gece Abdi Paşa rüyâsında Hasan Efendiyi gördü. Hasan Efendi; "O suçluyu niçin benim karşımda sastın. Çabuk onu oradan kaldır." dedi.AbdiPaşa korkuyla uyandı ve hayretler içinde kaldı. Tekrar yattı.Yine rüyâsında Hasan Efendiyi çok hiddetli gördü. AbdiPaşa korkarak uyandı ve hemen Kethüdâsını çağırttı. Ağaçta asılı olan suçluyu indirtti. Sabah olunca ulemâyı toplayıp, oralarda evliyâdan hangi zâtın olduğunu sordu. Hiç kimse bilemedi. Köstendil'de bulunan Şeyh Mustafa Efendi bildi ve kabri bizzat bildirdi. Bunun üzerine Abdi Paşa, kabrin üzerine türbe yaptırmak istedi. Hazırlıklarına başladığında bir gece rüyâsında Hasan Efendiyi gördü. Hasan Efendi; "Üstüme türbe yaptırma!" dedi. Bunun üzerine Abdi Paşa kabrin etrâfını kâgir bir duvarla çevirdi. Sıkıntısı olanlar, Hasan Efendinin kabrini ziyâret edip, onu vesile ederek Allahü teâlâya yalvarırlar.
1) Bahr-ul-Velâye; (SüleymaniyeKütüphânesi. Hacı Mahmud Kısmı, 4528) s.344