SİVAS Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erol Sezer, sigara kokusu sinmiş eşyaların zehir dolu olduğunu ve kanser riski taşıdığını belirterek, “Özellikle bebek anneleri dikkatli olmalı” dedi.
1- 7 Mart Yeşilay Haftası etkinlikleri çerçevesinde bazı açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Erol Sezer, yakın dönemde Harward Üniversitesi'nde, Dr. Winickoff ve arkadaşları tarafından yapılmış bir çalışmada, sigara kokusunun sindiği eşyaların ve saçların bir zehir deposu gibi olduğu gösterildiğini belirtti. Prof. Dr. Sezer, sigara kokusu sinmiş nesnelerde çoğu kanser yapıcı olan ve beyin hücrelerine de zarar veren, arsenik, kurşun, radyoaktif polonyum 210, hidrojen syanid, toluen gibi zehirli maddeler bulunduğunu söyledi. Prof. Dr. Sezer, çocukların sigara kokusu sinmiş bu nesnelere dokunduklarında zehir onların önce ellerine sonra ağızlarına geçebildiğini, her gün bu şekilde zehirli maddeleri alan çocuklara zehirin birikip zarar verdiğini ve çocukların kanser riki altına girdiğini dile getirdi. Bu yolla vücuda giren ve beyin hücrelerinde biriken ağır metallerin çocuk beynine de zarar verdiğini dile getiren Prof. Dr. Sezer, araştırmacıların sigara dumanı dağıldıktan sonra bile ortamdaki nesnelere yapışıp kalan bu zehiri, sigara dumanının üçüncü el zehiri olarak tanımladıklarını vurguladı. Prof. Dr. Erol Sezer, annelere, çocuklarını sigara dumanından ve onun artığı olarak elbiselere, şiltelere, perdelere, saçlara sinen üçüncü el zehirden koruma çağrısı yaparak, “Anneler, çocuklarınız için, aileniz için, evinizde sigara içimine izin vermeyiniz” dedi.
Türkiye'nin dünyada en çok sigara tüketen 10 ülkeden biri olduğunu ve bunun sonucu Türkiye'de akciğer kanseri ve vakitsiz kalp krizi ölüm oranlarının çok yüksek olduğunu, buna karşılık 1996'da çıkan 4207 Sayılı Yasaya rağmen son on beş yılda sigara kullanım oranlarında bir değişim yaşanmadığını belirten Prof. Dr. Sezer, “Bu durumu değiştirmek ve salgınla mücadeleyi kuvvetlendirmek zorundayız. Yeni çıkan kanun, bu mücadeleyi kuvvetlendirmek için gerekli temel şartları sağlıyor. Bu kanunun çok iyi uygulanması şart” dedi.
Bu kanuna göre özel konutların dışında resmi veya özel tüm kapalı alanların dumandan arındırılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Sezer, 19 Temmuz'dan sonra yasaklar lokanta ve kahvehane, kafe gibi yerleri de kapsayacağını hatırlattı. Prof. Dr. Sezer, herkesi ve özellikle yöneticileri bu konuya sahip çıkmaya davet etti. Sigara bırakmada etkili ilaç ve tekniklerin günümüzde artık var olduğunu da belirten Prof. Dr. Sezer, Cumhuriyet Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinden sigara bırakma tedavisi hizmeti alınabileceğini söyledi. Prof. Dr. Sezer, bazı kişi ve kurumların, etkisi kanıtlamamış akapunktur, biyorezonans, iğne gibi tekniklerle toplumu bu konuda yanıltmakta oldukları uyarısını da yaparak, sorumlu kuruluşlara gereğini yapma çağırısında bulundu.
1- 7 Mart Yeşilay Haftası etkinlikleri çerçevesinde bazı açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Erol Sezer, yakın dönemde Harward Üniversitesi'nde, Dr. Winickoff ve arkadaşları tarafından yapılmış bir çalışmada, sigara kokusunun sindiği eşyaların ve saçların bir zehir deposu gibi olduğu gösterildiğini belirtti. Prof. Dr. Sezer, sigara kokusu sinmiş nesnelerde çoğu kanser yapıcı olan ve beyin hücrelerine de zarar veren, arsenik, kurşun, radyoaktif polonyum 210, hidrojen syanid, toluen gibi zehirli maddeler bulunduğunu söyledi. Prof. Dr. Sezer, çocukların sigara kokusu sinmiş bu nesnelere dokunduklarında zehir onların önce ellerine sonra ağızlarına geçebildiğini, her gün bu şekilde zehirli maddeleri alan çocuklara zehirin birikip zarar verdiğini ve çocukların kanser riki altına girdiğini dile getirdi. Bu yolla vücuda giren ve beyin hücrelerinde biriken ağır metallerin çocuk beynine de zarar verdiğini dile getiren Prof. Dr. Sezer, araştırmacıların sigara dumanı dağıldıktan sonra bile ortamdaki nesnelere yapışıp kalan bu zehiri, sigara dumanının üçüncü el zehiri olarak tanımladıklarını vurguladı. Prof. Dr. Erol Sezer, annelere, çocuklarını sigara dumanından ve onun artığı olarak elbiselere, şiltelere, perdelere, saçlara sinen üçüncü el zehirden koruma çağrısı yaparak, “Anneler, çocuklarınız için, aileniz için, evinizde sigara içimine izin vermeyiniz” dedi.
Türkiye'nin dünyada en çok sigara tüketen 10 ülkeden biri olduğunu ve bunun sonucu Türkiye'de akciğer kanseri ve vakitsiz kalp krizi ölüm oranlarının çok yüksek olduğunu, buna karşılık 1996'da çıkan 4207 Sayılı Yasaya rağmen son on beş yılda sigara kullanım oranlarında bir değişim yaşanmadığını belirten Prof. Dr. Sezer, “Bu durumu değiştirmek ve salgınla mücadeleyi kuvvetlendirmek zorundayız. Yeni çıkan kanun, bu mücadeleyi kuvvetlendirmek için gerekli temel şartları sağlıyor. Bu kanunun çok iyi uygulanması şart” dedi.
Bu kanuna göre özel konutların dışında resmi veya özel tüm kapalı alanların dumandan arındırılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Sezer, 19 Temmuz'dan sonra yasaklar lokanta ve kahvehane, kafe gibi yerleri de kapsayacağını hatırlattı. Prof. Dr. Sezer, herkesi ve özellikle yöneticileri bu konuya sahip çıkmaya davet etti. Sigara bırakmada etkili ilaç ve tekniklerin günümüzde artık var olduğunu da belirten Prof. Dr. Sezer, Cumhuriyet Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinden sigara bırakma tedavisi hizmeti alınabileceğini söyledi. Prof. Dr. Sezer, bazı kişi ve kurumların, etkisi kanıtlamamış akapunktur, biyorezonans, iğne gibi tekniklerle toplumu bu konuda yanıltmakta oldukları uyarısını da yaparak, sorumlu kuruluşlara gereğini yapma çağırısında bulundu.