Şiir Nedir - Şiir Gelenekleri - Şiir Özellikleri

Şiir Nedir - Şiir Gelenekleri - Şiir Özellikleri
0
29

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
44
Yaş
36
Coin
256,937
Şiir Nedir - Şiir Gelenekleri - Şiir Özellikleri

Şiir Nedir ?

Şiir, insanların duygularını anlatabileceği bir dörtlüklerden oluşan iletişim biçimidir.

Şiir,neredeyse dilin doğuşuyla beraber ortaya çıkan bir yazın türüdür..Şiiri tanımlamak için binlerce ifade kullanılmışsa da doğru ve değişmeyecek bir tanıma ulaşmak olanaksız gibi görünmektedir..

Ancak,kendine ait bir dil ya da söylem kullanması,müzik ve sesle yakın ilişki içinde bulunması ve estetik bir etkileme gücünün olması herkes tarafından kabul edilebilecek özelliklerdir..

Şiirin ortaya çıkışı,insanın sesini bulması ve özellikle konuşarak iletişim kurmasını sağlayan bir dil geliştirmesi ile yaşıttır..İnsan günlük konuşma dilinin yanı sıra özellikle değiştirebileceği ya da yansıtabileceğini düşündüğü doğayı etkilemek için bir büyü dili oluşturmuştu..Bu dilin ritmik özellikleri şiir dilinin öncülü olarak algılanabilir..Platon da şiiri tanımlarken "büyülü söz" ifadesini kullanmıştır..


Türk edebiyatında üç şiir geleneği vardır:

1- Halk Şiiri Geleneği ve Özellikleri

* Halkın içinden yetişmiş ve çoğu okur-yazar olmayan sanatçılar tarafından oluşturulmuştur.
*Şiirler, sade bir halk Türkçesiyle söylenmiştir.
*Nazım birimi olarak dörtlük kullanılmıştır.
*Hece vezni kullanılmıştır.
*Kafiyeye önem verilmiştir.
*Aşk, tabiat,tasavvuf,yiğitlik gibi konular işlenmiştir.
*Şiirler hazırlıksız olarak söylenmiştir.
*Genellikle yarım kafiye kullanılmıştır.
*Gelenek usta-çırak ilişkisiyle bugüne kadar gelmiştir.
*Koşma, semai, varsağı, destan, ilahi, nefes, mani, türkü gibi nazım şekilleri vardır.

*Halk şiiri geleneğinin en güçlü temsilcileri Karacaoğlan, Aşık Seyrani, Pir Sultan Abdal, Dadaloğlu, Yunus Emre, Kaygusuz Abdal, Erzurumlu Emrah,Gevheri'dir.
*Bu geleneğin son dönem temsilcileri arasında Aşık Veysel, Murat Çobanoğlu ,Aşık Reyhani, Aşık Şeref Taşlıova ve Aşık Mahzuni Şerif'nin önemli bir yeri vardır.

2- Divan Şiiri Geleneği ve Özellikleri
*Divan edebiyatı, saray ve çevresinde gelişen ve aydın zümreye hitap eden bir edebiyattır. "Klasik Türk Edebiyatı" ismiyle de anılır.

*Bu döneme ait şairlerin, şiirlerini topladıkları "divan" adı verilen birer defterleri vardır. Her şairin bir divanı olduğu için, divan edebiyatı ifadesi daha yaygındır.

*Divan şiirinin dilinde Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalar sıkça görülür. Bu dönemin Türkçesine "Osmanlı Türkçesi" denir.

*Nazım birimi beyittir.

*Aruz vezni kullanılmıştır.

*Şiirlerde aşk, tabiat, din, tasavvuf gibi genellikle ferdi konular işlenmiştir.

*Şiirlerde konu bütünlüğüne ve bütün güzelliğine değil, beyit güzelliğine yer verilmiştir. Yani en güzel şiiri yazmak değil, en güzel beyti yazmak amaçlanmıştır

*Kaside, gazel, mesnevi, murabba, terkib-i bend, rubai, şarkı gibi nazım şekilleri vardır.


Gazel

Tahammül mülkünü yıktın Hulagu Han mısın kâfir
Aman dünyayı yaktın ateş-i sıızan mısın kâfir

Nedir bu gizli gizli ahlar çak-i giribanlar
Aceb bir şuha sende aşık-ı nalan mısın kâfir

Sana kimisi canım kimi cananım deyü söyler
Nesin sen doğru söyle can mısın canan mısın kâfir

Niçin sık sık bakarsın öyle mirat-ı mücellaya
Meğer sen dahi kendi hüsnüne hayran mısın kâfir

Nedim-i zarı bir kafir esir etmiş işitmiştim
Sen ol cellad-ı din ol düşmeni iman mısın kâfir ( Nedim )


Kelimeler: ateş-i suzan: yakıcı ateş, çak-i giriban yaka yırtmalar, şuh: sevgili, âşık-ı nalan: ağlayıp inleyen aşık, mirat-ı mücella: cilalı ayna, hüsn: güzellik, Nedim-i zar: dertli Nedim

3- Modern Şiir Geleneği
Bu geleneğin özellikleri şunlardır:

*Bu şiir geleneğinde şiirde ölçünün, nazım biriminin ve kafiyenin şart olmadığı savunulmuş ve ölçüsüz ve kafiyesiz şiirlerin örnekleri verilmiştir.

*Sanatlı söyleyişin yerine yalın ve tabiî söyleyiş benimsenmiştir.

*Her türlü konu işlenmiştir.

*Nazım birimi kullanılmamıştır.

*Serbest şiir tarzı benimsenmiştir.

*Şiirlerde sözcük dizilişi ve iç ahenk ön plandadır.


Örnek: MODERN ŞİİR

ANLATAMIYORUM

Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz, Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum. ( Orhan Veli KANIK )
 
Üst Alt