Yemek yeme alışkanlıklarımız, zihinsel ve bedensel faaliyetlerimizi etkiler. Sağlıksız beslenme düşünme ve kavrama yeteneğinin azalmasına, hatta hafıza kayıplarına neden olur.Günde sekiz saat uyuduğumuz halde kendimizi yorgun hissediyor, çabuk yoruluyor, hafıza ve düşüncemizde azalma görüyorsak mutlaka yemek yeme alışkanlıklarımızı gözden geçirmeliyiz. Gece boyunca düşen metabolizma hızı, kahvaltı ile yüzde yirmi ila otuz oranında artmaktadır. Kahvaltı atlandığında ise vücut bir sonraki öğünde besin alınmayacağını zannederek gelecek öğünde tüketilen besinleri yağa dönüştürerek depolayacaktır.
Bir ülkenin sosyal ve ekonomik yönden beklenen uygarlık seviyesine ulaşabilmesi ancak bedensel ve zihinsel yönden güçlü, sağlıklı ve yetenekli bireylerin varlığına bağlıdır. Ülkemiz nüfusunun çoğunluğunu oluşturan çocuklarımızın da gelecekte sağlıklı ve üretken bireyler olması yeterli ve dengeli beslenmeleri ve hareketli bir yaşam sürmeleri ile mümkündür.
ÇOCUKLAR İÇİN MUTLAKA ! YA YETİŞKİNLER?
Yetişkinlik çağındaki BESLENME davranışları üzerinde etkili olacak alışkanlıkların edinilmesi bu yıllara dayanmaktadır. Çocukluk çağında kazanılan sağlıklı beslenme alışkanlıkları hayatın sonraki dönemlerini etkileyerek ileriki yaşlarda ortaya çıkabilecek birçok kronik hastalığın oluşma riskini de azaltmaktadır. Kahvaltı alışkanlığı kazandırmak, çocuğun bedensel, sosyal ve duygusal gelişimi üzerinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu konuda yapılan araştırmalar; kahvaltı yapan çocuğun problem çözme gibi konularda daha başarılı olduğunu, kavrama yeteneklerinin daha iyi olduğunu, beslenme bozukluklarından oluşan hastalıklara daha az yakalandıklarını ve kahvaltı yapmayan çocukların kahvaltı yapan çocuklara göre daha şişman olduklarını belirterek kahvaltının önemini bir kez daha ispatlamaktadır. Türkiye Çocukluk Çağı Şişmanlık Araştırması (COSITUR) 2013 raporuna göre 7-8 yaş grubunun % 22,5’inin fazla kilolu ve obez olduğu saptanmıştır. Sabahları işe geç kalma endişesi, kişinin kendini aç hissetmemesi, kahvaltı yaptıklarında midelerinin bulandıklarını hissetmeleri, kahvaltı etmeyerek zayıf kalacaklarını düşünmeleri, çocukların servis zamanının gelmesi kahvaltının atlanma nedenlerinden bazılarıdır. Poğaça tarzı yağ içeriği yüksek besinlerdense, hazırlanabilecek pratik ve besleyici birtakım kahvaltı seçeneği mevcuttur…
Kahvaltının; günlük enerji ve besin gereksinimine katkısının yanında, ÖĞRENCİLERİN okul başarısı üzerine de etkisi pek çok çalışmada gösterilmiştir.
Akşam yemeği ile sabah arasında yaklaşık 10-12 saatlik bir süre geçmekte ve vücudumuz uyurken de çalışmaya devam etmektedir. Bu süre içinde vücut, besinlerin tümünü kullanır.
Yeni bir güne sabah kahvaltı yaparak başlamak, güne istekli başlamada ve verimli bir şekilde sürdürmede büyük rol oynamaktadır. Kahvaltı yapmayan bireylerin konsantrasyonları azalmakta, verilen bilgileri sonradan hatırlama performansları düşmektedir.
Kahvaltı, günün ilk saatlerinden itibaren beyne enerji sağlamakta hafızayı ve öğrenmeyi olumlu yönde etkilemektedir. Sabah kahvaltı yapılmazsa beyinde yeterince enerji oluşamaz.
Ayrıca, sağlıklı bir kahvaltının yaşlanmayı geciktirdiği, yaşlılık döneminde ortaya çıkması muhtemel bellek ve algı kusurları ile kas zayıflıklarına engel olduğu da araştırmalarla ortaya koyulmuştur. Her sabah sağlıklı bir kahvaltı yapan bireylerin kilolarını korudukları, daha düşük kolesterol ve daha dengeli kan şekerine sahip oldukları yapılan araştırmalarca ispatlanmaktadır. Ayrıca düzenli kahvaltı yapan bireylerde vitamin ve mineral eksiklikleri görülmemekte, sabahları uykuyu kahvaltıya tercih eden bireylerin daha hızlı kilo aldığı ve kalp krizi riskiyle karşı karşıya olduğu da belirtilmektedir.
Ayrıca kahvaltıda yeterli protein tüketilmelidir.
Özellikle süt, tahıl ve meyve (Zihinsel faaliyetlerin gerektirdiği enerji kaynaklarının en önemlilerinden biride meyvelerdir ) öğünlerin baş köşesinde varolmalıdır..
Beynin oksijen dışındaki tek enerjisi glikozdur ve bir depoya sahip değildir. Glikoz meyvelerde hazır halde bulunur,ihtiyaç kadar günlük beslenmemizde tüketilmelidir.
Kan şekerinin yeterli düzeyde olması, öğrenme ve anımsamayı içine alan birçok beyin ve davranış işlevlerini düzenler.
Kahvaltı yapmadan gelen çocuklarda kan şekeri düşüklüğüne bağlı şikayetler, halsizlik, baş dönmesi, bayılma hissi, terleme, çarpıntı, baş ağrısı, mide ağrısı, bulantı, karın ağrıları sıkça gözlenmektedir.
Belirtiler çocukların bir şeyler yemesi ile düzelse de öğrenme üzerindeki etkileri düzeltilememektedir.
Yapılan araştırmalarda kahvaltı öğününü tüketen öğrencilerin; sınıf içerisindeki başarısının daha fazla, kavrama yeteneklerinin daha iyi, problem çözme gibi konularda daha başarılı, beslenme bozukluklarından oluşan hastalıklara daha az yakalandıkları, kilo kontrolünü daha iyi sağlayabildikleri belirtilmektedir.
Öğrenciler için en önemli öğün kahvaltıdır. Bütün gece süren açlıktan sonra, vücudumuz ve beynimiz güne başlamak için enerjiye gereksinim duymaktadır. Kahvaltı yapılmadığı takdirde, dikkat dağınıklığı, yorgunluk, baş ağrısı ve zihinsel performansta azalma olmaktadır. Bu nedenle, güne yeterli ve dengeli yapılan bir kahvaltı ile başlamak öğrencilerin okul başarısının artmasında son derece önemlidir.
Sonuç olarak, her bireyin olduğu kadar özellikle okula gelen her öğrencinin mutlaka evden çıkmadan önce kahvaltı yapması sağlanmalıdır. Sabah kahvaltısının çocukların gelişiminde ve okul başarısındaki rolü unutulmamalıdır.
Çocukluk döneminde kazanılan alışkanlıkların, yetişkinlik dönemindeki alışkanlıkların temelini oluşturduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Kahvaltı yapma alışkanlığı edinmiş bir çocuk, öğrencilik hayatı boyunca bu alışkanlığını devam ettirme eğiliminde olacağından gelecekte sağlıklı bir yetişkin olarak hayatını devam ettirecek ve örnek olacaktır.
Kahvaltıda ne yemeliyiz?
Yeterli ve dengeli beslenme için dört temel besin grubundan her gün her öğünde tüketilmelidir. Bu dört temel besin grubu; Süt ve ürünleri grubu, et-yumurta – kurubaklagiller grubu, sebze ve meyve grubu ve ekmek ve tahıllar grubu olarak belirlenmiştir. Kahvaltıda karbonhidrat kaynağı olarak çavdar veya tam tahıl ekmekleri, sebze, meyve veya meyve suları, protein kaynağı olarak peynir, yumurta, süt ve yoğurt, yağ kaynağı olarak zeytin, ceviz, badem, fındık, bal veya pekmez gibi sağlıklı besinlerle zenginleştirilmiş bir menü tüketilmesi önerilir.
3-4 kaşık kahvaltılık gevrek + 1 bardak süt, 1 adet tost + 1 bardak süt, 1 adet meyve + 1 bardak süt gibi.
Gevrekler, posa içerdiği ve yanında genellikle süt veya yoğurt tüketildiği için kana karışma hızı yavaşlayarak acıkma hissini azaltır. Ancak basit şekerli gevrekler yerine şekersiz veya meyveli seçeneklerin tüketilmesi daha yerinde olacaktır. Genellikle çözünür posa içeren yulaf gevreği tercih edilmelidir. Ayrıca, mısır ve buğday gevrekleri de kullanılabilir. 5-6 yemek kaşığı kahvaltılık gevrek, 1 su bardağı light veya yarım yağlı sütle tüketilebilir. Bu öğüne, 1 tatlı kaşığı toz keten tohumu ve yine 1 tatlı kaşığı toz kepek eklendiğinde, posa miktarı artacak ve bireyi daha tok tutacaktır. Ayrıca eklenecek olan 1 adet taze elma ya da kuru meyve de vitamin, mineral ve posa sağlayarak hem kendimizi daha iyi hissetmemizi, hem de dengeli beslenmemizi sağlayacaktır.Metabolizmamızın kahvaltı yapmadığımız taktirde yüzde yirmi , otuz seviyelerinde gerileyeceğini bunu da obezite riskini ciddi ölçüde arttıracağını asla aklımızdan çıkarmamalıyız.
Bir ülkenin sosyal ve ekonomik yönden beklenen uygarlık seviyesine ulaşabilmesi ancak bedensel ve zihinsel yönden güçlü, sağlıklı ve yetenekli bireylerin varlığına bağlıdır. Ülkemiz nüfusunun çoğunluğunu oluşturan çocuklarımızın da gelecekte sağlıklı ve üretken bireyler olması yeterli ve dengeli beslenmeleri ve hareketli bir yaşam sürmeleri ile mümkündür.
ÇOCUKLAR İÇİN MUTLAKA ! YA YETİŞKİNLER?
Yetişkinlik çağındaki BESLENME davranışları üzerinde etkili olacak alışkanlıkların edinilmesi bu yıllara dayanmaktadır. Çocukluk çağında kazanılan sağlıklı beslenme alışkanlıkları hayatın sonraki dönemlerini etkileyerek ileriki yaşlarda ortaya çıkabilecek birçok kronik hastalığın oluşma riskini de azaltmaktadır. Kahvaltı alışkanlığı kazandırmak, çocuğun bedensel, sosyal ve duygusal gelişimi üzerinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu konuda yapılan araştırmalar; kahvaltı yapan çocuğun problem çözme gibi konularda daha başarılı olduğunu, kavrama yeteneklerinin daha iyi olduğunu, beslenme bozukluklarından oluşan hastalıklara daha az yakalandıklarını ve kahvaltı yapmayan çocukların kahvaltı yapan çocuklara göre daha şişman olduklarını belirterek kahvaltının önemini bir kez daha ispatlamaktadır. Türkiye Çocukluk Çağı Şişmanlık Araştırması (COSITUR) 2013 raporuna göre 7-8 yaş grubunun % 22,5’inin fazla kilolu ve obez olduğu saptanmıştır. Sabahları işe geç kalma endişesi, kişinin kendini aç hissetmemesi, kahvaltı yaptıklarında midelerinin bulandıklarını hissetmeleri, kahvaltı etmeyerek zayıf kalacaklarını düşünmeleri, çocukların servis zamanının gelmesi kahvaltının atlanma nedenlerinden bazılarıdır. Poğaça tarzı yağ içeriği yüksek besinlerdense, hazırlanabilecek pratik ve besleyici birtakım kahvaltı seçeneği mevcuttur…
Kahvaltının; günlük enerji ve besin gereksinimine katkısının yanında, ÖĞRENCİLERİN okul başarısı üzerine de etkisi pek çok çalışmada gösterilmiştir.
Akşam yemeği ile sabah arasında yaklaşık 10-12 saatlik bir süre geçmekte ve vücudumuz uyurken de çalışmaya devam etmektedir. Bu süre içinde vücut, besinlerin tümünü kullanır.
Yeni bir güne sabah kahvaltı yaparak başlamak, güne istekli başlamada ve verimli bir şekilde sürdürmede büyük rol oynamaktadır. Kahvaltı yapmayan bireylerin konsantrasyonları azalmakta, verilen bilgileri sonradan hatırlama performansları düşmektedir.
Kahvaltı, günün ilk saatlerinden itibaren beyne enerji sağlamakta hafızayı ve öğrenmeyi olumlu yönde etkilemektedir. Sabah kahvaltı yapılmazsa beyinde yeterince enerji oluşamaz.
Ayrıca, sağlıklı bir kahvaltının yaşlanmayı geciktirdiği, yaşlılık döneminde ortaya çıkması muhtemel bellek ve algı kusurları ile kas zayıflıklarına engel olduğu da araştırmalarla ortaya koyulmuştur. Her sabah sağlıklı bir kahvaltı yapan bireylerin kilolarını korudukları, daha düşük kolesterol ve daha dengeli kan şekerine sahip oldukları yapılan araştırmalarca ispatlanmaktadır. Ayrıca düzenli kahvaltı yapan bireylerde vitamin ve mineral eksiklikleri görülmemekte, sabahları uykuyu kahvaltıya tercih eden bireylerin daha hızlı kilo aldığı ve kalp krizi riskiyle karşı karşıya olduğu da belirtilmektedir.
Ayrıca kahvaltıda yeterli protein tüketilmelidir.
Özellikle süt, tahıl ve meyve (Zihinsel faaliyetlerin gerektirdiği enerji kaynaklarının en önemlilerinden biride meyvelerdir ) öğünlerin baş köşesinde varolmalıdır..
Beynin oksijen dışındaki tek enerjisi glikozdur ve bir depoya sahip değildir. Glikoz meyvelerde hazır halde bulunur,ihtiyaç kadar günlük beslenmemizde tüketilmelidir.
Kan şekerinin yeterli düzeyde olması, öğrenme ve anımsamayı içine alan birçok beyin ve davranış işlevlerini düzenler.
Kahvaltı yapmadan gelen çocuklarda kan şekeri düşüklüğüne bağlı şikayetler, halsizlik, baş dönmesi, bayılma hissi, terleme, çarpıntı, baş ağrısı, mide ağrısı, bulantı, karın ağrıları sıkça gözlenmektedir.
Belirtiler çocukların bir şeyler yemesi ile düzelse de öğrenme üzerindeki etkileri düzeltilememektedir.
Yapılan araştırmalarda kahvaltı öğününü tüketen öğrencilerin; sınıf içerisindeki başarısının daha fazla, kavrama yeteneklerinin daha iyi, problem çözme gibi konularda daha başarılı, beslenme bozukluklarından oluşan hastalıklara daha az yakalandıkları, kilo kontrolünü daha iyi sağlayabildikleri belirtilmektedir.
Öğrenciler için en önemli öğün kahvaltıdır. Bütün gece süren açlıktan sonra, vücudumuz ve beynimiz güne başlamak için enerjiye gereksinim duymaktadır. Kahvaltı yapılmadığı takdirde, dikkat dağınıklığı, yorgunluk, baş ağrısı ve zihinsel performansta azalma olmaktadır. Bu nedenle, güne yeterli ve dengeli yapılan bir kahvaltı ile başlamak öğrencilerin okul başarısının artmasında son derece önemlidir.
Sonuç olarak, her bireyin olduğu kadar özellikle okula gelen her öğrencinin mutlaka evden çıkmadan önce kahvaltı yapması sağlanmalıdır. Sabah kahvaltısının çocukların gelişiminde ve okul başarısındaki rolü unutulmamalıdır.
Çocukluk döneminde kazanılan alışkanlıkların, yetişkinlik dönemindeki alışkanlıkların temelini oluşturduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Kahvaltı yapma alışkanlığı edinmiş bir çocuk, öğrencilik hayatı boyunca bu alışkanlığını devam ettirme eğiliminde olacağından gelecekte sağlıklı bir yetişkin olarak hayatını devam ettirecek ve örnek olacaktır.
Kahvaltıda ne yemeliyiz?
Yeterli ve dengeli beslenme için dört temel besin grubundan her gün her öğünde tüketilmelidir. Bu dört temel besin grubu; Süt ve ürünleri grubu, et-yumurta – kurubaklagiller grubu, sebze ve meyve grubu ve ekmek ve tahıllar grubu olarak belirlenmiştir. Kahvaltıda karbonhidrat kaynağı olarak çavdar veya tam tahıl ekmekleri, sebze, meyve veya meyve suları, protein kaynağı olarak peynir, yumurta, süt ve yoğurt, yağ kaynağı olarak zeytin, ceviz, badem, fındık, bal veya pekmez gibi sağlıklı besinlerle zenginleştirilmiş bir menü tüketilmesi önerilir.
3-4 kaşık kahvaltılık gevrek + 1 bardak süt, 1 adet tost + 1 bardak süt, 1 adet meyve + 1 bardak süt gibi.
Gevrekler, posa içerdiği ve yanında genellikle süt veya yoğurt tüketildiği için kana karışma hızı yavaşlayarak acıkma hissini azaltır. Ancak basit şekerli gevrekler yerine şekersiz veya meyveli seçeneklerin tüketilmesi daha yerinde olacaktır. Genellikle çözünür posa içeren yulaf gevreği tercih edilmelidir. Ayrıca, mısır ve buğday gevrekleri de kullanılabilir. 5-6 yemek kaşığı kahvaltılık gevrek, 1 su bardağı light veya yarım yağlı sütle tüketilebilir. Bu öğüne, 1 tatlı kaşığı toz keten tohumu ve yine 1 tatlı kaşığı toz kepek eklendiğinde, posa miktarı artacak ve bireyi daha tok tutacaktır. Ayrıca eklenecek olan 1 adet taze elma ya da kuru meyve de vitamin, mineral ve posa sağlayarak hem kendimizi daha iyi hissetmemizi, hem de dengeli beslenmemizi sağlayacaktır.Metabolizmamızın kahvaltı yapmadığımız taktirde yüzde yirmi , otuz seviyelerinde gerileyeceğini bunu da obezite riskini ciddi ölçüde arttıracağını asla aklımızdan çıkarmamalıyız.