Bağışıklık sisteminizin bakteri veya virüsleri istila etmek yerine sağlıklı hücrelere saldırmasına neden olan ‘Sjögren sendromu’, her yaşta ortaya çıkabilen ve kadınlarda erkeklerden 10 kat daha fazla görülen otoimmün bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor.
Yaşam kalitesini önemli düzeyde düşüren, ilerleyen zamanlarda ise daha ciddi sorunlara yol açabilen bu rahatsızlığın toplum tarafından pek bilinmediği için tanısının da geç konulduğuna dikkat çeken Romatoloji Uzmanı Dr. Tuğrul Kıvanç, “Normalde bizi mikroplardan koruyan beyaz kan hücrelerimiz, nem yapmakla görevli bezlere saldırır. Bu olduğu zaman, bunlar gözyaşı ve tükürük üretemez. Böylece hastalığın en büyük belirtisi gözlerimizde ve ağzımızda kuruluk meydana gelir” ifadelerini kullandı.
İsveçli göz doktoru Dr. Henrik Sjögren'in adını taşıyan ‘Sjögren sendromu’, bağışıklık sisteminin kronik bir hastalığı olarak her yaşta ortaya çıkabiliyor. Sağlıklı doku ve hücrelerin yanlışlıkla bağışıklık sistemi tarafından saldırıya uğraması ile ortaya çıkan bu durumda bazı bezler iltihaplanır, bu da gözyaşı ve tükürük üretimini azaltır. En çok görülen belirtiler olan kuru göz ve ağız kuruluğuna neden olur. Bu sorunun nedeni tam olarak bilinmemektedir, fakat araştırmalar genetik, çevresel ve muhtemelen hormonal faktörlerin etkilediğini gösteriyor.
Bu rahatsızlıkta düzenli tıbbi bakım ve takip tüm hastalar için büyük önem taşıdığına dikkat çeken Dr. Tuğrul Kıvanç, “Nem üreten bezlerin düzgün çalışmadığı kronik bir otoimmün bozukluğu olan bu durum önlem alınmazsa iç organları da etkileyebilir. 10 kuru göz hastasından 1'inde Sjogren sendromu olduğu tahmin edilmektedir, fakat bu durumun teşhisi zor olabilir. Çünkü belirti ve semptomlar kişiden kişiye değişir ve diğer hastalıkların neden olduğu ile benzer olabilir. Tedavisi, etkilenen vücut kısımlarına bağlıdır. O yüzden hekim kontrolünde süreç yönetimi önemli” dedi.
Belirtilere dikkat!
Kıvanç sözlerini şöyle sürdürdü: “Sjogren sendromunun en çok görülen iki belirtisi vardır. Gözlerinizin sanki içinde kum varmış gibi yanabilir, kaşınabilir veya sertleşebilir ya da ağzınız pamukla dolu gibi hissedebilir ve yutmayı veya konuşmayı zorlaştırabilir. Diğer görülen belirtiler ise şöyle; eklem ağrısı, şişlik ve sertlik, deri döküntüleri veya kuru cilt, vajinal kuruluk, kalıcı kuru öksürük, uzun süreli yorgunluk.”
Yaşam kalitesini önemli düzeyde düşüren, ilerleyen zamanlarda ise daha ciddi sorunlara yol açabilen bu rahatsızlığın toplum tarafından pek bilinmediği için tanısının da geç konulduğuna dikkat çeken Romatoloji Uzmanı Dr. Tuğrul Kıvanç, “Normalde bizi mikroplardan koruyan beyaz kan hücrelerimiz, nem yapmakla görevli bezlere saldırır. Bu olduğu zaman, bunlar gözyaşı ve tükürük üretemez. Böylece hastalığın en büyük belirtisi gözlerimizde ve ağzımızda kuruluk meydana gelir” ifadelerini kullandı.
İsveçli göz doktoru Dr. Henrik Sjögren'in adını taşıyan ‘Sjögren sendromu’, bağışıklık sisteminin kronik bir hastalığı olarak her yaşta ortaya çıkabiliyor. Sağlıklı doku ve hücrelerin yanlışlıkla bağışıklık sistemi tarafından saldırıya uğraması ile ortaya çıkan bu durumda bazı bezler iltihaplanır, bu da gözyaşı ve tükürük üretimini azaltır. En çok görülen belirtiler olan kuru göz ve ağız kuruluğuna neden olur. Bu sorunun nedeni tam olarak bilinmemektedir, fakat araştırmalar genetik, çevresel ve muhtemelen hormonal faktörlerin etkilediğini gösteriyor.
Bu rahatsızlıkta düzenli tıbbi bakım ve takip tüm hastalar için büyük önem taşıdığına dikkat çeken Dr. Tuğrul Kıvanç, “Nem üreten bezlerin düzgün çalışmadığı kronik bir otoimmün bozukluğu olan bu durum önlem alınmazsa iç organları da etkileyebilir. 10 kuru göz hastasından 1'inde Sjogren sendromu olduğu tahmin edilmektedir, fakat bu durumun teşhisi zor olabilir. Çünkü belirti ve semptomlar kişiden kişiye değişir ve diğer hastalıkların neden olduğu ile benzer olabilir. Tedavisi, etkilenen vücut kısımlarına bağlıdır. O yüzden hekim kontrolünde süreç yönetimi önemli” dedi.
Belirtilere dikkat!
Kıvanç sözlerini şöyle sürdürdü: “Sjogren sendromunun en çok görülen iki belirtisi vardır. Gözlerinizin sanki içinde kum varmış gibi yanabilir, kaşınabilir veya sertleşebilir ya da ağzınız pamukla dolu gibi hissedebilir ve yutmayı veya konuşmayı zorlaştırabilir. Diğer görülen belirtiler ise şöyle; eklem ağrısı, şişlik ve sertlik, deri döküntüleri veya kuru cilt, vajinal kuruluk, kalıcı kuru öksürük, uzun süreli yorgunluk.”